17 Nisan 2025, 22:54 tarihinde eklendi

Ders: Allah’ın Zati, Fiili Ve İrade Sıfatları

Ders: Allah’ın Zati, Fiili Ve İrade Sıfatları

Ders: Allah’ın Zati, Fiili Ve İrade Sıfatları

Gürsel Gürbüz
Alemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ, zatı ve sıfatlarıyla kemâl sahibidir. O’nun sıfatları, kendi zatına layık şekilde ezelî, ebedî ve hakikîdir. Müslüman bir ferdin, Allah’a imanının en temel esaslarından biri, O’nun sıfatlarını Kur’an ve Sünnet’in bildirdiği şekilde, selef-i sâlihîn’in anladığı üzere tasdik etmesidir. Bu noktada, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat mezhebine mensup olan Selef uleması, Allah’ın sıfatlarını inkâr, te’vil ve teşbih yollarından uzak durarak, “bila keyf” (nasıllığını bilmeden) ve “zâhir üzere” iman etmeyi esas almışlardır.
Allah Teâlâ’nın sıfatları, genel anlamda zâtî ve fiilî olarak iki ana gruba ayrılır. Zâtî sıfatlar, Allah’ın zâtına dair olup O’nun mahiyetine ait kemâl vasıflarıdır. Bu sıfatlar, Allah’ın varlığının gereğidir; ezelî ve ebedîdir, değişiklik kabul etmez. Fiilî sıfatlar ise Allah’ın kudreti ve iradesiyle mahlûkat üzerinde meydana getirdiği iş ve fiillerdir. Bu sıfatlar, Allah diledikçe vuku bulur; yaratma, yaşatma, öldürme, konuşma ve nüzul gibi fiiller bu kapsamdadır.
Bunların yanında, Allah Teâlâ’ya nispet edilen en temel sıfatlardan biri de irade sıfatıdır. O, dilediğini diler, hikmeti üzere takdir eder, yaratır ve murad eder. Allah’ın iradesi, hem kevnî (kâinata dair yaratılış) hem de şer’î (dini hükümler) alanlarda mutlak ve kuşatıcıdır. Hiçbir varlık, Allah’ın dilemesinden bağımsız olarak bir şeyi gerçekleştiremez.
Kur'an'da ve sahih hadislerde geçen fiili sıfatlar arşa istiva, yükselme, nüzul, inme, sevme, nefret etme, sevinme, gülme gelme gibi sıfatlardır. Bu sıfatlardan bazıları hem zati hem irade hem fiili sıfatlardır. Bu kelam konuşma sıfatı gibi. Zira bu tür sıfatlar sıfatın aslı itibariyle zatidir. O sıfatın yansımaları ve fertleri itibariyle de fiildir. Diğeri bir ifadeyle bunlar tür itibariyle kadim ezeli fertleri itibariyle hadis sonradan olmadır. Bu sıfatlardan bazıları da haberi sıfatlar denir. Bunlar varlığı akılla değil yalnız nakille biline bilinir, bu sıfatlar ayet ve hadislerde şöyle geçer yüz, iki el, iki göz, ayak sıfatları gibi. 
1- Zati Sıfatlar;
a) Istılahî Tanımı: Zâtî sıfatlar, Allah Teâlâ’nın zâtıyla birlikte kadîm olan, O’nun mahiyetine dair sıfatlardır. Bu sıfatlar ezelî ve ebedî olup, Allah’ın zatından ayrılmazlar. Bunlar Allah’ın zatının zorunlu gereğidir. 
b) Başlıca Zâtî Sıfatlar;
Vücûd (الوجود): Allah’ın varlığı, zorunlu ve başkasına bağlı olmayan mutlak varlıktır.
Kıdem (القدم): Allah’ın varlığının başlangıcı yoktur.
Beka (البقاء): Allah’ın varlığı sonsuzdur.
Vahdâniyye (الوحدانية): Allah’ın zat, sıfat ve fiilde tek ve benzersiz olması.
Muhâlefetun li’l-havâdis (مخالفة للحوادث): Yaratılmışlara hiçbir yönden benzememesi.
Kıyâm binefsihî (القيام بالنفس): Varlığında hiçbir şeye muhtaç olmaması.
c) Selef’in Görüşü:
Selef âlimleri, bu ve benzeri sıfatları te’vilsiz, teşbihsiz ve tatilsiz bir şekilde kabul etmişlerdir. Zâtî sıfatların inkârı, Allah’ın hakiki varlığını inkâr etmeye götürür. Selef, bu sıfatların akılla değil, vahiy ile bilinebileceğini vurgulamıştır.
d) Kur’an ve Sünnet’ten Deliller:
الحي القيوم
“Allah, kendisinden başka ilâh olmayan, Hayy (diri) ve Kayyum (varlığı kendinden olan ve her şeyi ayakta tutan) olandır.” (Bakara, 2/255)
هو الأول والآخر والظاهر والباطن
“O Evvel’dir, Âhir’dir, Zâhir’dir, Bâtın’dır.” (Hadîd, 57/3)
Bu ayetlerde Allah’ın ezelîliği, ebedîliği, zatî farklılığı açıkça beyan edilmiştir.
2- Fiili Sıfatlar;
a) Istılahî Tanımı: Fiilî sıfatlar, Allah’ın irade ve kudretine bağlı olarak dilediği zaman ortaya çıkan ve mahlûkat üzerinde gerçekleşen sıfatlardır. Bunlar Allah’ın zatına değil, fiiline taalluk eder. Bu Allahın insanlarca bilinmesi gerekli olan ilahi özelliklerdir. Bunlar Allah'ın dileme, yaratmak, azap etmek, rızık vermek, meşiyet ve hikmetine bağlı olan sıfatlardır. Allah onları sonsuz hikmeti gereğince dilediği zaman ve dilediği şekilde yapar.
b) Başlıca Fiilî Sıfatlar:
Yaratma (الخلق)
Rızık verme (الرزق)
İhya ve imâte (yaşatma ve öldürme) (الإحياء والإماتة)
İnzal (indirme), nüzul, istiva, kelâm gibi fiiller.
c) Selef’in Görüşü: Selef uleması, fiilî sıfatları da zahir anlamıyla kabul eder. Allah dilerse yaratır, dilerse konuşur, dilerse iner (nüzûl eder) ama hiçbir fiili mahlûkat gibi değildir. Te’vil ve teşbihten kaçınılır.
d) Kur’an ve Sünnet’ten Deliller:
إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَىٰ عَلَى الْعَرْشِ
“Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a istiva edendir.” (A’râf, 7/54)
يَنْزِلُ رَبُّنَا إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا كُلَّ لَيْلَةٍ
“Rabbimiz her gece, dünya semasına iner.” (Buhârî, Teheccüd 14)
Bu gibi sıfatlar fiilîdir ve Allah’ın kudretine ve iradesine bağlıdır.
3. İrade Sıfatı;
a) Istılahî Tanımı:
İrade sıfatı, Allah’ın dilediğini dilemesi, murad etmesidir. Allah’ın iradesi ezelîdir, sınırsızdır ve hikmete mebnîdir. Küllî ve cüz’î her fiil O’nun dilemesiyle olur.
b) İrade’nin Türleri: Kevnî (Tekvînî) İrade: Allah’ın kâinatta yaratmayı dilediği her şeyin meydana gelmesidir.
Şer’î İrade: Allah’ın dini olarak razı olduğu emirleridir.
c) Selef’in Görüşü:
Selef âlimleri, Allah’ın iradesini mahlûkun iradesine benzetmeden kabul eder. İrade sıfatı Allah’ın hikmetiyle birlikte işler. “Allah dilemeden hiçbir şey olmaz” kaidesi sabittir.
d) Kur’an ve Sünnet’ten Deliller:
وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ
“Siz dileyemezsiniz; ancak Allah dilerse dileyebilirsiniz.” (İnsan, 76/30)
إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ
“Şüphesiz Allah, dilediğini yapar.” (Hac, 22/18)
4. Usûl ve Kaideler.
a) Tevhid ve Sıfat Usulü:
İsbat ve Nefiy Usulü: Allah’ın bildirdiği sıfatlar ispat edilir, inkâr edilmez.
Teşbihsiz Te’vilsiz Kabul: Allah’ın sıfatları mahlûkata benzetilmez, mecaza çekilmez.
“بلا كيف” Kaidesi: “Keyfiyetsiz olarak inanırız.” Nasıl olduğu bilinmez ama hakiki olarak vardır.
b) Selef’in Temel Kaidesi:
الإِيمَانُ بِهَا عَلَى الظَّاهِرِ، مِنْ غَيْرِ تَكْيِيفٍ وَلَا تَشْبِيهٍ وَلَا تَعْطِيلٍ وَلَا تَأْوِيلٍ
“Onlara, zahiri üzere iman edilir; keyfiyetsiz, teşbihsiz, ta’tîlsiz ve te’vilsiz.”
İstersen bu konuyu detaylandırarak her sıfatın ayrı makalesini de yazabilirim veya Mâturîdî, Eş’arî ve bidat fırkalarının bu sıfatlara yaklaşımını karşılaştırmalı sunabilirim. İlgini çeker mi?
Ehl-i Sünnet Akidesine Göre Allah’ın Zatî Sıfatları ve İrades;
Ehl-i Sünnet akidesi, Allah’ın zatî sıfatlarını teşbih ve tevil etmeden, mutlak teklik ve bütünlük anlayışına dayandırır. Allah’ın iradesi, her şeyin üzerinde mutlak bir egemenliktir ve her şeyin oluşumunda O’nun dilemesi kesin olarak etkili olur. Ehl-i Sünnet, Allah’ın sıfatlarını zati ve fiili olarak ikiye ayırarak, zati sıfatları Allah’ın varlık özelliğini belirtirken, fiili sıfatlar Allah’ın yaratan, yönetici ve kudretli olduğunu gösterir.

Alllah’ın Zati, Fiili ve İrade Sıfatları Konusunda Akide;
Bu önemli konu, Allah’ın sıfatları ve müteşâbihat meselesinde Selef’in duruşunu berraklaştırmak için oldukça gereklidir. Aşağıda, te’vil, tefsir, ta’tîl, teşbih, tecsîm, keyfiyet gibi kelimeleri terimsel olarak tek tek açıklıyor; sonra Selef’in görüşü, usûl kaideleri, Kur’ân ve Sünnet’ten Arapça ve Türkçe deliller ile birlikte sunuyorum.
1. Te’vîl (تأويل)
Lügat anlamı: Geriye götürmek, aslını aramak, bir şeyi sonuna döndürmek demektir.
Istılahî anlamı: Lafzın zahiri dışında bir manaya hamledilmesidir. Özellikle sıfat ayetlerinde “zahiri bırakıp mecaza kaçmak”tır.
Selef’in görüşü:
Selef te’vîli reddetmiştir. Zira te’vîl, lafzın zahirinden kaçıp mecazî mana vermektir. Bu da sapkın fırkaların metodudur (Mutezile, Cehmiyye vs.).
Delil:
وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلَّا ٱللَّهُ
“O müteşâbih ayetlerin te’vilini ancak Allah bilir.” (Âl-i İmran 7)
2. Tefsîr (تفسير)
Lügat anlamı: Açmak, açıklamak.
Istılahî anlamı: Kur’ân ayetlerinin dil, siyak, sibak, nüzul sebepleriyle açıklanmasıdır. İlmi bir faaliyettir.
Selef’in görüşü: Müteşabih ayetlerde tefsir asla olmaz.
3. Ta’tîl (تعطيل)
Lügat anlamı: Boş bırakmak, iptal etmek.
Istılahî anlamı: Allah’ın isim ve sıfatlarını inkâr etmek, geçersiz kılmak. Mutezile ve Cehmiyye’nin yaptığı budur.
Selef’in görüşü: Ta’tîl küfürdür. Çünkü Allah’ın kendisi için ispat ettiği sıfatları reddetmektir.
Delil:
وَذَرُواْ ٱلَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِىٓ أَسْمَآئِهِۦ
O’nun isimleri hakkında eğriliğe sapanları terk edin.” (A’râf 180)
4. Teşbîh (تشبيه)
Lügat anlamı: Benzetmek.
Istılahî anlamı: Allah’ı hâşa mahlukata benzetmek. Mesela: “Allah’ın eli, bizim elimiz gibi” demek.
Selef’in görüşü: Teşbîh küfürdür. Selef, Allah’ın sıfatlarını ispat eder ama mahlukata benzemez der.
Kaide: İspat var, benzetme yok.“Benzetme yapan, Allah’a iftira etmiştir.”
Delil:
لَيْسَ كَمِثْلِهِۦ شَىْءٌۭ
“Onun benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şûrâ 11)
5. Tecsîm (تجسيم)
Lügat anlamı: Cisimleştirmek, cisim haline getirmek.
Istılahî anlamı: Allah’a hâşa şekil, organ ve cisim isnad etmek.
Selef’in görüşü: Tecsîm küfür ve reddedilir. Allah’ın zatı cisim değildir. Ama sıfatlar malumu üzere alır ve “keyfiyetsiz” şekilde kabul edilir.
6. Keyfiyet (كيفية)
Lügat anlamı: Nasıl olduğunu sormak, şekil ve tarz belirlemek.
Istılahî anlamı: Allah’ın sıfatlarının mahiyetini nasıl ve niceliğini araştırmak.
Selef’in görüşü:Sıfatların keyfiyeti bilinemez. “Keyfiyet meçhuldür.” Bu Selef’in ittifakıyla sabittir.
İmam Mâlik (rh.a): “İstivâ malûm, keyfiyet meçhul, iman vacip, sormak bid’attir.”
Selef Âlimlerinden Görüşler;
İmam Ahmed b. Hanbel:
“Kur’ân’da geçen sıfatları inkâr etmeyiz, onlara teşbih yapmayız. Onların keyfiyeti meçhuldür. Allah, Zâtı ve sıfatlarıyla tektir.”
İbn Teymiyye (rh):
“Allah’ın sıfatları sabittir. Fakat keyfiyeti yoktur, teşbih yapılmaz. Ta’tîl de yapılmaz.”
İbn Kudâme el-Makdisî:
“Tevfik ehli olanlar der ki: Biz Allah’ın zat ve sıfatlarını ne ta’tîl ederiz ne teşbih; yalnızca nakle tabi oluruz.”

Kur’an, Sünnet ve İcma ile Sabit Olan Bazı Sıfatlar.

1- Uluv: Bu yücelik sıfatı üç çeşit yüceliği içine alır.

a) Uluv Allahın zati sıfatlardandır. Kadir, şan, yüce, kahır, hakimiyet ve zat yüceliği. Bunun manası Allah'ın kainatın üstündedir ve onun üstüne hiçbir varlık yoktur ve göklerin üstündeki arşa istifa etmiştir. Mahlukatından ayrıdır yani yaratılmışlardan hiçbir şey onun içinde olmadığı gibi o da yaratılmışlar içinde değildir. 

b) İstiva Sıfatı: Allah gökleri ve yeri yarattıktan sonra arşının üzerine hakiki anlamda istiva etmiş yani celal ve azametine yaraşır şekilde arşın üzerine yükselip yerleşmiştir. Bu istivası yaratılmışların istivasına hiçbir şekilde benzemez. İstiva sıfatı fiili sıfatlardandır.

c) Kelam Sıfatı: Allah işitilebilir, seslerden ve harflerden oluşan hakiki bir kelamla konuşur. Ancak bu konuşması yaratılmışların konuşmasına benzemez. Ayrıca o dilediği zaman dilediği şekilde ve dilediği şeyleri konuşur, doğruyu ve adaleti dile getirir. Onun kelimeleri bitip tükenmez. Allah ezeli ve ebedi olarak konuşma sıfatına sahiptir. Kelam sıfatı asli, zati, fertleri ve yansımaları itibariyle de fiili bir sıfattır.

Bütün bu çeşitleri ile sıfatlar hakiki anlamlara üzere haktır. Dolayısıyla da onları ayet ve hadislerde geldiği gibi kabul etmek ve o sıfatların keyfiyetini nasıl olduğunu araştırmadan açık anlamlarını almak gerekir. Bu kural bütün sıfatlar için geçerlidir. Zira sıfatının bir kısmı hakkında söylenenler diğerleri için de aynen geçerlidir ve aralarında fark yoktur. Kim bu konuda sıfatlar arasında bir ayırıma giderse hiçbir delile dayanmadan hüküm vermiş olur. 

Allah’ın İsimleri ve Sıfatları Konusunda Sapanlar

1- Temsil Ehli: Bunlar sıfatları kabulde aşırıya kaçıp onları yaratılmışların sıfatları ile aynı kabul etmişler ve şöyle demişlerdir; Allah insanlara onların yaratılmışlar içinde bildiği ve aşina olduğu şeylerle hitap etmişt demek suretiyle bu tevili yapmışlardır. 

2- Ta'til Ehli: Bunlar da olumsuz sıfatları reddederken aşırı gidip ayet ve hadislerde sabit olan isim ve sıfatları da reddet etmişlerdir. Onlar sıfatları kabul etmek temsili gerektirir demişlerdir. Çünkü bu sıfatlar yaratılmışların vasıflandırıldığı sıfatlardandır. Dolayısıyla da yaratıcının onlarla vasıflandırılmaması gerekir demişlerdir.

 Ta’til ehli Allah'ın sıfatları olmayan mutlak bir varlık olduğunu söylemişlerdir. Tat'il konusunda onların en aşırıları batini ve karametilerdir. Onlar bütün olumsuz sıfatları reddetmişlerdir. Onlardan sonra ise isim ve sıfatları inkar eden cehmiye mezhebi gelmiştir. 

3- Tevil Ehli: Bunlar sıfat naslarını Allah'a ait hakiki birer sıfata delalet etmediğine inanıp bu nasları yorumlayacakları başka manalar verdiler. Bunu da ayet ve hadislere açık anlamlarından farklı ve başka anlamlar vermelerine gerekçe olarak hiçbir geçerli delilleri olmadığı halde yaparlar ve bu tahriflerine de tevil adını verirler.

Kelamda asıl olan onu hakiki anlamına hamletmektir. Bir sözü tevil etmeyi yani ona açık anlamını bırakıp mecazi bir mana yüklemeyi gerektirecek geçerli bir delil olmadıkça o sözün tevil edilmesi asla doğru olmaz. Sıfatlar için böyle geçeli bir delil bulunmamaktadır.

Resulullah aleyhisselam insanlara rablerinden onlar için indirilen ayetleri açıklamış ve apaçık bir tebliğde bulunmuştur. Dolayısıyla onun akide gibi önemli bir konuyu ihmal etmesi veya tarihçilerin uydurma manalar vererek açıkladıklarını iddia ettikleri bu konuyu açıklamamış olması imkansızdır.

4- Techil Ehli: Bunlar Allahü Teala'nın kendi zatı hakkında bildirdiği ve Rasulün onun hakkında haber verdiği sıfatların manalarının meçhul olduğunu iddia edenlerdir. Onlara göre bu sıfatların manaları Allah'tan başkası bilemez. Hiç kimsenin de onları öğrenme imkanı yoktur. Bunlar takip ettikleri bu yöntemi Tefvid sıfatların manalarını Allah'a havale etmek kendilerinde muveffida yani sıfatların manalarını Allah'a havale edenler diye adlandırılırlar.

Allah Kur'an'ı apaçık bir Arapça ile indirmiş kullarına onu anlayıp manaları üzerinde düşünmelerini emretmiş ve hiçbir ayeti de bu emrin dışında tutmamıştır. Bu da sıfatların manalarının bilinebileceğini göstermektedir. Ancak bu sıfatların keyfiyetlerine ve hakikatlerine gelince işte onlar ilmi Allah'a havale edilecek olan gaybi meselelerdir.

Sonuç

Allah’ın zatî, fiili sıfatları ve iradesi, İslam’ın temel öğretilerinden biridir. Ehl-i Sünnet akidesine göre, Allah’ın sıfatları mutlak teklik ve benzerlerinden farklılık içerir. Allah’ın iradesi, her şeyin olmasını dileme gücü ve her şeyin üzerinde etkili olması anlamına gelir. Kur’an ve sünnet, Allah’ın sıfatlarını net bir şekilde ifade ederken, akıl ve mantık bu sıfatların Allah’ın mutlak kudretini ve yüceliğini ortaya koyar.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *