Ders: Kur’an, Sünnet Ve Alimlerin ‘’ İllallah’’ Tefsiri.
Ders: Kur’an, Sünnet Ve Alimlerin ‘’ İllallah’’ Tefsiri.
Gürsel Gürbüz
“Lâ ilâhe illallah” kelimesi, yalnızca bir inanç ifadesi değil; hayatın her alanını kuşatan ilâhî bir yaşam programıdır. Kur’ân’ın baştan sona taşıdığı ana mesaj budur: Yalnız Allah’a kulluk etmek ve O’ndan başkasını ilah tanımamaktır.
Kur’an, Sünnet ve Selef âlimleri bu kelimeyi tefsir ederken sadece dille söylenmesini değil; kalple tasdik, amelle ispat, şirk, küfür ve tağutla açık bir kopuş olduğunu belirtmişlerdir. İbn Teymiyye der ki:
“Tevhid; yalnızca ‘Allah vardır’ demek değil, O’ndan başka tüm sahte otoriteleri, hüküm sahiplerini, ibadet edilenleri reddetmektir.”
Dolayısıyla “Lâ ilâhe illallah” demek; sadece manevi bir bağlılık değil, aynı zamanda bir siyasi duruş, bir sosyal bilinç, bir ekonomik tercih ve bir kulluk yönelişi demektir. Bu sözle doğan bir mü’min, bu sözü hayatının merkezine alarak, doğumdan ölüme kadar her alanda sadece Allah’a boyun eğer. Çünkü bu kelime, yalnızca ahireti değil, dünyayı da Tevhid üzere şekillendirme çağrısıdır.
Dilbilgisi (Sarf ve Nahiv) Açısından İnceleme;
“Lâ ilâhe illallah” ifadesi, nahiv ilminde “lâ” harfiyle başlayan nefiy cümlesidir. Buradaki “lâ” (لا), nâfiye li’l-cins olarak adlandırılır; yani bir cinsin tamamını nefyeden, yok sayan bir edattır. Hemen ardından gelen “ilâhe” kelimesi ise “lâ”nın ismi olup mansub gelir ve cins ismini belirtir. “İllâ” istisna edatıdır; bir şeyi genelleme dışına çıkarır. “Allah” lafzı ise bu istisnanın konusudur; yani “ibadet edilmeye layık hiçbir ilah yoktur, ancak Allah müstesna” anlamı vurgulanır. Böylece bu cümlede nefiy (inkâr) ve ispat (kabul) birlikte yer alır: Allah’tan başka tüm ilahları reddetmek ve yalnızca Allah’ı ilah kabul etmek.
1. “İllallah” Ne Demektir?
“İllallah”, “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur” cümlesinde, istisna ve ispat edatıdır. Yani:
“İlah olarak yalnız Allah vardır.” Bu ne demek? Sadece Allah: İbadete layıktır. Hüküm koyma hakkına sahiptir.
Doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden ayıran tek kaynaktır.
Hayatı tanzim eden, yaşamı yönlendiren tek otoritedir.
2. “İllallah”ın Güncel Manası: Sadece Allah Hüküm Koyar
a. Sosyal Hayat
Aile, evlilik, boşanma, kadın-erkek ilişkileri, hak ve sorumluluklar… Bunların hepsi Allah’ın hükümlerine göre düzenlenmelidir.
Kadının statüsünü Batı değil, Allah belirler.
Evlatla anne arasındaki ilişkiyi örf değil, vahiy şekillendirir.
“Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet…” (Maide 49)
b. Siyasi Hayat
Egemenlik yalnız Allah’ındır. Demokrasi, halk egemenliği diyemezsin.
Laiklik, İslam’da yoktur. “Allah hayatın dışına çıkarılamaz.”
Sadece Allah’ın şeriatı meşrudur, beşerî kanunlar bâtıldır.
“Hüküm yalnız Allah’a aittir.” (Yusuf 40)
“İllallah” diyorsan, sadece Allah’ın hükümlerini siyasal hayata geçirirsin.
c. Ekonomik Hayat
Faiz, riba, tefecilik, sömürü, enflasyon bazlı haram işlemler Allah’ın haram kıldığı şeylerdir.
Helal kazanç, ticaretin adabı, zekât, miras sistemi… hepsi Allah’a göre düzenlenir.
“Allah alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır.” (Bakara 275)
“İllallah” demek: Ekonomiyi Allah’ın hükümleriyle yönetmektir.
d. Eğitim ve Kültür
Eğitimde doğrular Batı’dan değil, Kur’an ve sünnetten alınır.
Allah’ın yaratılış düzenine aykırı müfredatlar, seküler anlayışlar, cinsiyetsizlik politikaları reddedilir.
Ahlak anlayışı da Allah’a dayanır. “Modern ahlak” değil, vahiy temelli ahlak esastır.
“Eğer Allah’tan korkarsanız, Allah size bir furkan (hak ile bâtılı ayırma ölçüsü) verir.” (Enfal 29)
“İllallah” diyorsan, gençliğini Batı’ya değil Allah’a göre yetiştirirsin.
e. Ahlak, Doğru – Yanlış, Güzel – Çirkin Ölçüsü
Ahlaki değerleri toplum belirlemez.
Doğru olanı Allah belirler, yanlış olanı Allah yasaklar.
Güzel nedir, çirkin nedir? Bunun ölçüsü Kur’an ve Sünnettir.
“Şüphesiz ki hüküm yalnız O’nundur. O, hakikati bildirir. Ayıranların en hayırlısı O’dur.” (En’am 57)
4- “İllallah” Şu Demektir:
Sadece Allah’a ibadet ederim.
Sadece O’na itaat ederim.
Yalnız O’nun hükmüne teslim olurum.
Hayatı O’na göre yaşarım.
Doğruyu, yanlışı, güzeli, çirkini yalnız O belirler.
Yani hayatın tüm alanlarında karar verici, yönlendirici ve hâkim olan yalnız Allah’tır.
5- Sonuç: “Lâ ilâhe” Red, “İllallah” Kabul ve Teslimiyettir
Önce bâtıl otoriteler, ideolojiler, sistemler, liderler, örfler, hevâlar reddedilir. (Lâ ilâhe) Sonra tüm alanlarda yalnız Allah’ın sözüne itaat edilir. (İllallah)
İbn Teymiyye’nin veciz sözüyle bitirelim:
“Kulluk iki temele dayanır: Tâğutları inkâr ve Allah’a teslimiyet. Bunlar olmadan Tevhid tamam olmaz.” (es-Siyâsetu’ş-Şer‘iyye)
6- İllallah’ın Tefisiri;
Kelime-i Tevhid’in ikinci kısmı olan “illâllah” (ancak Allah) ifadesi, sadece Allah’ın ilah olarak kabul edilmesini ve bununla birlikte O’na teslimiyetle, emrettiklerini tasdik ederek yaşanmasını ifade eder. Yani sadece ilahları inkâr (لَا إِلٰهَ) yetmez; Allah’ı ilah olarak kabul etmek (إِلَّا اللّٰهُ), O’nun emrettiklerini kabul edip yerine getirmeyi ve O’ndan gelen her şeyi tasdik etmeyi de zorunlu kılar.
İşte Kur’an’da “illallah” kısmını tefsir eden, yani Allah’ın neyi tasdik etmemizi, neyi emrettiğini açıklayan ayetlerden bazıları:
a. Allah’ın Dinini Tasdik Etmek ve Ona Teslim Olmak:
فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ
ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
“Hayır! Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kılmadıkça, sonra da verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam anlamıyla teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.” (Nisâ, 4/65)
İllallah demek, sadece Allah’ın ve Rasûlü’nün hükmünü tam bir teslimiyetle tasdik etmektir.
فَاعْلَمْ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مُتَقَلَّبَكُمْ وَمَثْوٰيكُمْ۟
Bil ki şüphesiz, Allah’tan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (47/Muhammed, 19)
b. Namazın Farz Kılınışı:
إِنَّ ٱلصَّلَوٰةَ كَانَتۡ عَلَى ٱلۡمُؤۡمِنِينَ كِتَٰبٗا مَّوۡقُوتٗا
“Şüphesiz namaz, mü’minler üzerine vakitleri belirlenmiş bir farzdır.” (Nisâ, 4/103)
Allah’ı ilah olarak kabul etmek, O’nun namaz emrine boyun eğmek ve bu ibadeti kabul edip uygulamakla olur.
c. Zekâtın Farz Oluşu:
وَأَقِيمُواْ ٱلصَّلَوٰةَ وَآتُواْ ٱلزَّكَوٰةَ وَأَطِيعُواْ ٱلرَّسُولَ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Rasûl’e itaat edin ki size merhamet edilsin.” (Nûr, 24/56)
Tevhid sadece kalpte değil; maldan vermekle de görünür olur.
d. Allah’ın Rasûlüne İtaatin Farz Oluşu:
مَّن يُطِعِ ٱلرَّسُولَ فَقَدۡ أَطَاعَ ٱللَّهَۖ
“Kim Rasûl’e itaat ederse şüphesiz Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisâ, 4/80)
Tevhidin ikinci kısmı, Allah’ın gönderdiği peygambere itaatle tamamlanır.
Kelime-i Tevhid’in ikinci kısmı olan “illallah” ifadesinin, yani yalnız Allah’ı ilah olarak kabul etme, O’na ibadet etme, O’nun hükümlerini tasdik etme, kullukta sadece O’nu tanıma anlamını vurgulayan hadisler gelince...
7- Hadis/Sünnet’te İllallah’ın Tefsiri;
a. “İmanın zirvesi: Lâ ilâhe illallah demek ve Allah’a kulluk etmektir”
رَأْسُ الْأَمْرِ الْإِسْلَامُ، وَعَمُودُهُ الصَّلَاةُ، وَذِرْوَةُ سَنَامِهِ الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ
“İşin başı İslam’dır, direği namazdır, zirvesi ise Allah yolunda cihattır.” (Tirmizî, İmân 8; Ahmed, 5/231)
İslam’ın başı olan “illallah” kısmı, sadece dil ile değil, ibadetle, namazla, cihatla ve bütün kullukla gerçekleşir.
b. “Allah kullarını yalnızca kendisine ibadet etmeleri için yarattı” (hadis meali Kur’an ayetine dayanır)
يَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى: وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
“Allah şöyle buyurdu: Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”
(Zâriyât 51/56’yı tefsir eden hadis: Tefsirî niteliktedir, İbn Kesîr bu şekilde aktarır.)
“İllallah” kısmı sadece kabul değil, ibadetle tasdik edilen bir bağlılık demektir.
c. “Kıyamet günü insanlar amelleriyle sorguya çekilir”
لَا تَزُولُ قَدَمَا عَبْدٍ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ عُمْرِهِ فِيمَا أَفْنَاهُ…
“Kıyamet günü kulun ayakları yerinden kıpırdamaz, ta ki ömrünü nerede tükettiğinden… soruluncaya kadar.” (Tirmizî, Kıyâmet 1)
Bu hadis, “illallah” kısmının, Allah’a ait olan hayat programını kabul etmek ve o programa göre yaşamak olduğunu gösterir.
d. “İman 70 küsur şubedir, en üstü Lâ ilâhe illallah’tır”
الإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً، فَأَفْضَلُهَا قَوْلُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ، وَأَدْنَاهَا إِمَاطَةُ الأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ…
“İman yetmiş küsur şubedir. En üstünü ‘Lâ ilâhe illallah’ demek, en altı ise yoldan eziyeti kaldırmaktır.” (Müslim, Îmân 58)
İmanın en üst şubesi olan “illallah”, dil, kalp ve amel ile ispat edilmelidir.
f . “Kulluğun özü dua ve ibadettir”
الدُّعَاءُ هُوَ الْعِبَادَةُ
“Dua, ibadetin ta kendisidir.” (Tirmizî, Da‘avât 1; Ebû Dâvûd, Salât 358)
“İllallah” demek sadece Allah’a yönelmek ve yalnızca O’ndan istemek, yani O’nu tek ilah olarak kabul etmektir.
8- Kelime-i Tevhid’in İkinci Kısmı: “İllallah”ın Selef Âlimlerinin Tevşiri
Tevhidin ikinci kısmı olan “İllallah” (Allah’tan başka ilah yoktur) ifadesi, Allah’ın birliğini kabul etmek ve tasdik etmek anlamına gelir. Selef âlimleri, bu kısmı çok derinlemesine ele almış, sadece sözde değil, aynı zamanda kalpte ve amellerde de Allah’ın birliğine inanmak ve O’na ibadet etmek gerektiğini açıklamışlardır. İşte bu konuda beş önemli tefsir:
a. Allah’a İman ve Onun Birliğine Tasdik
Selef âlimlerine göre, “İllallah” ifadesi, Allah’a olan tam bir imanı ve tasdiki gerektirir. İman, sadece Allah’ın varlığına inanmakla kalmaz, aynı zamanda O’nun her şeyin yaratıcısı, yöneticisi, hüküm vericisi ve tek ilah olduğuna kalben tasdik etmek anlamına gelir.
İmam Şâfiî, “İllallah” ifadesini, Allah’a inanmak ve kalben tasdik etmek olarak tefsir etmiştir. Bu tasdik, kişinin hayatında Allah’ın her şeyin hakimi olduğuna dair bir inanç ortaya koymalıdır.
İbn Teymiyye, Allah’a tam bir tasdik ve kabulün sadece dil ile değil, kalp ile de olması gerektiğini ifade etmiştir. Ona göre, “İllallah” demek, bir insanın Allah’tan başka hiçbir varlığın ilah olamayacağına inanması ve bu inancını kalbiyle tasdik etmesi anlamına gelir.
b. Allah’a Olan Sadık İman ve Samimiyet
İllallah kısmı, samimi ve sadık bir imanı gerektirir. Selef âlimleri, sadece sözle Allah’ın birliğine inanmanın yeterli olmayacağını, aynı zamanda kalpten de tasdik ve samimiyetin şart olduğunu vurgulamışlardır.
İmam Gazâlî, bir insanın Allah’a sadık bir şekilde iman etmesi gerektiğini, sadece lafzî bir tasdikten çok, kalp ve amellerin de bu tasdikle örtüşmesi gerektiğini belirtmiştir.
İbn Kayyim el-Cevziyye, samimiyetin ve ihlasın bir insanın ibadetlerinin kabul edilmesindeki en önemli şart olduğunu ifade etmiştir. İllallah demek, dil ile söylenen bir sözden öte, bir hayat tarzı olarak Allah’a sadık olmayı gerektirir.
c. Allah’a İbadet ve Kulluk
Selef âlimlerine göre, “İllallah” ifadesi, Allah’a kulluk ve ibadet etmeyi gerektirir. Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına inanmak, O’na ibadet etmeyi ve O’nun iradesine teslim olmayı içeren bir tasdiktir.
İbn Abbas’tan gelen rivayetlerde, “İllallah” ifadesinin, Allah’a kulluk etmeyi ve başka hiçbir varlığa ibadet etmemeyi içerdiği belirtilmiştir.
İmam Mâtürîdî, bu ifadeyi, Allah’a boyun eğmeyi ve O’nun emirlerine itaat etmeyi gerektiren bir tasdik olarak açıklamıştır. İman, sadece sözde kalmamalı, ibadetlerle pekiştirilmelidir.
9- “İllallah”ın Manası: Sadece Allah’a İbadet ve Onun Dışındakileri Toptan Red Etmektir.
1. Tasdik ve Kabul
“İllallah” demek, kalben ve lisanen sadece Allah’ın ilah olduğunu tasdik etmek, O’nu ilah olarak kabul etmek ve bunu hayatında açıkça yaşamak demektir.
“Kim tâğutu reddedip Allah’a iman ederse, işte o kopmayan sağlam kulpa tutunmuştur.” (Bakara 256)
Bu ayet gösteriyor ki “Allah’a iman” (illallah), ancak tâğutu reddetmekle sahih olur.
10- Allah’a İbadet: O’na Boyun Eğmek ve O’nun İradesini Üstün Bilmek
Allah’a ibadet etmek demek:
Onun hükümlerine teslim olmak,
Emrine karşı gelmemek,
Yalnız O’na itaat etmek,
Ve O’nun rızasını her şeyin önüne koymak demektir.
“Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat 56)
Bu ibadet, sadece namaz ve oruç değil; aynı zamanda hükümde, yönetimde, sevgide, korkuda, bağlılıkta Allah’ı tek yetkili ve otorite kabul etmeyi kapsar.
11- Tâğutları, Şirk ve Küfrü Reddetmeden Allah’a İman Olmaz
“İllallah” aynı zamanda şirk, küfür, tâğut ve ideolojik dinlerin tümünü reddetmeyi içine alır. Neden? Çünkü Allah’ı kabul etmek, O’nun dışındaki tüm sahte otoriteleri inkâr etmeyi zorunlu kılar.
“De ki: Ey kâfirler! Ben sizin ibadet ettiklerinize ibadet etmem.” (Kâfirûn 1-2)
Bu ayet, Allah’a kulluğun ilk adımının, diğer sahte ibadetleri reddetmek olduğunu gösterir.
12- Allah’ın İradesine Destek Vermek = Onun Hükmünü Hayata Hâkim Kılmak
“İllallah” demek, Allah’ın gönderdiği şeriatı, hayatın her alanında hâkim kılmaya çalışmak; O’nun emir ve yasaklarına fiilen destek olmak ve bu hükümlere razı olup gönülden destek vermek demektir.
“Rabbinin adına yemin olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin etmedikçe, sonra da verdiğin hükme içten razı olmadıkça, iman etmiş olmazlar.” (Nisâ 65)
Yani sadece kabul değil, tasdik + teslimiyet + razı olmak + uygulamak + savunmak gerekir.
13- Allah’ın Emrine Âmede Olmak = Kullukla Hayatını Allah’a Adamak
“İllallah” demek, sadece Allah’a kulluk etmekle kalmayıp, ömür boyunca tüm enerjisini, niyetini, yönelişini ve eylemlerini Allah için kullanmak demektir.
“De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum.” (En’âm 162-163)
İşte bu, “illallah”ın tam karşılığıdır. Hayatının tamamını Allah’a tahsis etmek.
Sonuç: “İllallah” Sadece Allah’a ibadet etmeyi,
Onun dışındaki her otoriteyi (tâğut, sistem, ideoloji, lider) reddetmeyi,
Allah’ın hükmünü üstün tanımayı ve savunmayı,
Allah’ın iradesini hayatına hâkim kılmayı,
Ömrünü ve enerjini O’na adayıp sadece O’nu razı etmeyi ifade eder.
“İllallah” demek sadece bir söz değil, bir hayat biçimidir, bir teslimiyettir, bir cihattır.
Kim bunu yerine getirmezse, Tevhid’in ikinci rüknünü tamamlamamıştır.
“İllallah” ifadesi, sadece bir dil ile söylemek değil, gerçek bir kalp tasdiki, samimiyet, ibadet, şirkten arınma, ve İslam’a teslimiyet anlamına gelir. Selef âlimlerinin bu konuda ortaya koydukları tefsirler, imanın sadece sözde değil, amellerle de somutlaşması gerektiğini vurgulamaktadır. Allah’a olan tasdik, bir insanın tüm yaşamını O’nun iradesine uygun şekilde düzenlemesi ve O’na kulluk etmesi anlamına gelir.
BİR CEVAP YAZ