04 Mayıs 2025, 00:19 tarihinde eklendi

İttibâ/İtaat Şirki Nedir?

İttibâ/İtaat Şirki Nedir?

İttibâ/İtaat Şirki Nedir?

Gürsel Gürbüz

İtaat (الطَّاعَةُ) Sözlük anlamı: Boyun eğmek, söz dinlemek, emrine uymak.

Istılah anlamı: Başkasının emir ve yasaklarına gönüllü olarak tabi olmak.

İttibâ (الإتِّبَاعُ) Sözlük anlamı: Peşinden gitmek, izlemek.

Istılah anlamı: Birisinin sözünü, fiilini, yolunu benimseyip onun arkasından gitmek.

Şirk (الشِّرْكُ) Sözlük anlamı: Bir şeyi başka bir şeyle ortak kılmak, ortak koşmak.

Istılah anlamı: Allah’a has olan ulûhiyet (ibadet), rubûbiyet (yaratma, yönetme) veya isim ve sıfatlarında başkasını ortak koşmak. Şirk, sadece puta tapmak değildir. İtaatte veya ittibâda Allah’tan başkasını ölçü edinmek de şirktir.

İnsan, hayatının her alanında bir otoriteye bağlı kalmak zorundadır. İster bilsin ister bilmesin, her insan bir yasa koyucuyu, bir otoriteyi seçer ve ona itaat eder. İşte burada bir hayatı ya Rahman’a itaat ederek inşa etmek vardır ya da sahte tanrılara - ideolojik liderlere, sistemlere, beşeri kanun koyuculara - boyun eğerek bir hayatı harap etmek vardır.

İtaat şirki, yalnızca boyun eğme meselesi değildir; hayatı bütünüyle kimin adına yaşayacağımızın, kim için yürüyeceğimizin karar noktasıdır.

Allah’ın dışında tağuti sistemlere, beşerî hükümlere, politik tanrılara (liderlere, anayasalarına, ideolojilerine) bağlı bir hayat yaşamak, apaçık bir ihanettir: Önce kalbe, sonra akla ve en sonunda Allah’a karşı bir ihanettir.

Bugün “demokrasi”, “laiklik”, “özgürlük”, “halk iradesi” gibi kavramlar, Rabbimizin hakkı olan hâkimiyet sıfatını gasp etmiş sahte ilahlardır. Bu sahte tanrılara itaat etmek ve onların kanunlarına teslim olmak, iman ile küfrün arasını ayıran kırmızı çizgiyi geçmektir.

Kendi elleriyle kendine bir hayat dini, bir yasa dini, bir sistem dini icat edenler, Rab olarak yalnızca Allah’ı değil, başka rabler de edinmişlerdir. İtaatte şirk koşanlar için ise kurtuluş değil, ancak ebedî azap vardır.

Gerçek özgürlük Allah’a teslim olmaktır; şirk zincirlerini kırmak, hayatı O’nun dini üzerine kurmaktır. Bir milim sapma, bir adım taviz, sonsuz azabın başlangıcıdır. Allah’tan başka hiçbir otorite, hayatımıza hükmedecek bir hakka sahip değildir.

1- Kur’an ve Sünnetten Deliller: İtaat Şirki ile Alakalı

﴿ أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ شَرَعُوا لَهُم مِّنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَن بِهِ اللَّهُ ﴾

“Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği şeyleri onlara dinden yasa koyan ortakları mı var?(Şûrâ Suresi, 42/21)

Burada, Allah’tan başkasının hüküm koymasına itaat etmek “şirk” olarak ifade edilmiştir.

Sünnetten Delil:

عن عدي بن حاتم قال: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقرأ: ﴿ اتخذوا أحبارهم ورهبانهم أربابا من دون الله ﴾ فقلت له: إنا لسنا نعبدهم. قال: «أليس يحرمون ما أحل الله فتحرمونه، ويحلون ما حرم الله فتحلونه؟» قلت: بلى. قال: «فتلك عبادتهم»

Adiyy bin Hâtim dedi ki: Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem)’i, şu ayeti okurken işittim: “Onlar, hahamlarını ve rahiplerini Allah’tan başka rabler edindiler.” (Tevbe 9/31) Dedim ki: “Onlara ibadet etmedik ki!” Resûlullah buyurdu: “Onlar Allah’ın helâl kıldığını haram kılarlar, siz de onları haram sayarsınız; Allah’ın haram kıldığını helâl kılarlar, siz de onu helâl sayarsınız; işte onlara ibadet etmeniz budur.”

(Tirmizî, Tefsir: 9; Ahmed, Müsned: 4/259)

2- Kur’an ve Sünnetten Deliller: İttibâ Şirki ve Küfrü ile Alakalı

﴿ وَإِن تُطِيعُوهُمْ إِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَ ﴾

“Eğer onlara itaat ederseniz, kesinlikle müşrikler olursunuz.” (En’âm Suresi, 6/121)

Küfür yolunda insanlara ittibâ etmek, şirk olarak adlandırılmıştır.

Müşrikler, kendi putperest atalarının yoluna körü körüne ittibâ ettikleri için cezalandırıldılar.

“Atalarımız böyle yapardı” diyerek Allah’ın dinini reddedenlerin ittibâ şirki, açıkça Kur’an’da kınanmıştır. (Bkz: Bakara 2/170)

3- Tarihî Örnekler: Musa, Muhammed (aleyhimusselam) ve İnananların İtibarsızlığı

﴿ وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا ﴾

“Nefisleri kesin olarak inandığı halde, zulüm ve kibirle onları inkâr ettiler.” (Neml Suresi, 27/14)

Firavun, Musa’nın getirdiğinin hak olduğunu bildiği halde kibirle yüz çevirdi.

Ebu Cehil hakkında:

İbn İshak rivayet eder: Ebu Cehil şöyle dedi:

“Biz onun doğru söylediğini biliyoruz, fakat Abdümenafoğulları ile rekabet içindeyiz. Onlar da şimdi ‘Bizden bir peygamber çıktı’ diyorlar. Biz buna nasıl katlanalım?”

Ebu Cehil, Rasûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) doğru söylediğini biliyordu ama kibir ve siyasal rekabet yüzünden iman etmedi.

Ebû Tâlib hakkında:

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebû Tâlib’in ölüm döşeğinde şehadet getirmesini istedi. Fakat Ebû Tâlib, kavminin ayıplamasından korktuğu için kelime-i şehadet getirmedi. (Bkz: Sahih-i Buhari, Cenâiz 80; Müslim, İman 36)

Hakikati bilmek yetmez; ona ittiba etmek, teslim olmak gerekir. Aksi takdirde itaat ve ittibâ şirkiyle küfre düşülür.

3- İtaat ve İttibâ ile Tekfir - Ahkâm-ı Şer’iyye Açısından İlişkilendirme

Allah’tan başkasının hükmünü helal ve meşru kabul ederek itaat eden kişi, İslam’dan çıkar, müşrik olur. (Şûrâ 42/21; Tevbe 9/31)

Kişinin hükmü bilerek, isteyerek ve meşru kabul ederek itaat etmesi gerekir.

Cahil, hata eden veya zorlama altında olanlar mazur sayılabilir.

“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide 5/44)

4- Hayat Programı Olarak Şirk Düzenlerine Karşı İslami Bir Hayat Modeli

A) Hayatın Temeli: Ulûhiyet Tevhidi;

Her şeyden önce hayatımızın temeline ulûhiyet tevhidini yerleştirmemiz gerekir.

Bu ne demektir? Hayatın her alanında yalnızca Allah’ı ilah olarak kabul etmek, Sadece Allah’ın helal-haram kıldığını helal-haram kabul etmek, Kullukta, hükümde, itaate layık tek merciin Allah olduğunu bilmektir.

Kur’an’dan Delil:

﴿ قُلْ أَفَغَيْرَ اللَّهِ أَبْتَغِي رَبًّا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَيْءٍ ﴾

“De ki: Her şeyin Rabbi olan Allah’tan başka bir rab mı arayayım?” (En’am, 6/164)

B) Hükümde ve Kanunlarda Sadece Allah’ın Şeriatını Ölçü Kabul Etmek;

Müslüman bir hayat, kanununu yalnızca Allah’tan alır.

Demokrasi, laiklik gibi beşerî sistemleri reddeder.

İnsanları yasa koyucu edinmeyi şirk sayar.

Siyasi, hukuki, sosyal tüm düzenlemelerde Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyi esas alır.

Kur’an’dan Delil:

﴿ وَمَنْ لَمْ يَحْكُم بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ ﴾

“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide, 5/44)

C) Sevgi, Dostluk ve Düşmanlıkta Sadece Allah Ölçü Olur;

Mü’min, sevdiklerini ve düşman olduklarını Allah için sever ve buğzeder.

İdeolojik bağlılıkları, milliyetçilik, ırkçılık, seküler dostluk anlayışını reddeder.

Kur’an’dan Delil:

﴿ لاَ تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ ﴾

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir topluluk bulamazsın ki, Allah’a ve Rasûlü’ne düşmanlık edenlerle dostluk kursunlar.” (Mücadele, 58/22)

D) Toplumsal İbadet: Emr-i bi’l Ma’ruf ve Nehy-i Ani’l Münker;

Mü’min hayat, sadece bireysel ibadetlerle sınırlı değildir. Toplumu da şirkten arındırmak, küfrü açıkça reddetmek ve iyiliği emretmek zorundadır.

Kur’an’dan Delil

﴿ كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ ﴾

“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz: İyiliği emreder, kötülükten men edersiniz.” (Âl-i İmrân, 3/110)

5- Şirk Düzenlerine Karşı İslami Hayat Programının Ana Maddeleri

Hâkimiyeti sadece Allah’a tahsis etmek

Kanunlarda sadece Kur’an ve Sünnet’i ölçü almak

İtaat ve bağlılığı sadece Allah ve Rasulü için gerçekleştirmek

Allah düşmanlarına asla kalpten sevgi ve dostluk beslememek

Beşerî ideolojileri ve sistemleri kalpten reddetmek

Tevhid davetini aktif olarak topluma yaymak

Şirke, küfre, nifaka karşı mücadele etmek

6- Modern İdeolojilere Karşı Tavır: İslami Tavır

Demokrasi: Halkı ilah yapar. (Yasama hakkını Allah yerine halka verir.)

Laiklik: Dini hayatın dışına atar. (Din sadece bireysel ibadet sayılır.)

Liberalizm: Bireyi mutlak özgür sayar (Allah’ın sınırlarını yok sayar.)

Milliyetçilik: Kavmi ölçü edinir (İslam evrensel ümmet şuurunu reddeder.)

7- İslami Tavır:

Demokrasi, laiklik gibi sistemlere katılmamak,

Seçimlere girmemek (küfrü tasdik anlamına geleceği için),

Allah’ın dinini hâkim kılmak için gayret etmek,

Şirk düzenlerini reddetmek ve tebliğ yapmak.

8- Şirkten Arınmış Hayatın Sonuçları

Dünya hayatı izzetli bir hayat olur.

Ölüm sonrası ebedi kurtuluş sağlanır.

Yeryüzünde fesat ve zulüm sistemleri yıkılır.

Kur’an’dan Müjde:

﴿ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ ﴾

“Allah, içinizden iman eden ve salih amel işleyenlere yeryüzünde mutlaka hilafet verecektir.” (Nur, 24/55)

9- İtaat Şirki ve İttibâ Şirki Fetva Örnekleri

Örnek 1: Allah’ın haram dediği zinayı “serbest” kabul eden sisteme itaat etmek

Eğer bir kişi, Allah zinayı haram kıldığı halde, seküler sistemlerin “zina özgürlüğüne” razı olur,

Ve bu düzeni destekler, “doğrudur” derse, Bu kişi şirke girmiş olur.

Çünkü Allah’ın hükmünü iptal edip başka bir hükme razı olmak, itaat şirki ve ittibâ şirki demektir.

Fetva:

“Zina gibi bir haramın serbest bırakılmasını kabul etmek, İslam’dan çıkmaktır. Bu, itaat şirki ve ittibâ şirkiyle küfürdür.” (İbn Teymiyye, Mecmûu’l-Fetâvâ, 7/67)

Örnek 2: Allah’ın haram kıldığı faizi meşru gören devlete itaat etmek

Bir devlet faiz bankacılığını serbest kılmışsa, İnsan da bunu normal karşılar,

Faizi meşru bir hak olarak savunur ve devlete bu konuda bağlılık gösterirse,

Şirk ve küfre düşer!

Fetva:

“Allah’ın haram kıldığı faizi helal sayarak devletlere bağlılık gösteren kimse, bu bağımlılığı tasdik ettiği anda küfre girer.”

(İbn Kesir, Tefsir, Bakara 2/275 ayeti tefsirinde)

Örnek 3: Beşerî anayasalara razı olup onlara bağlılık göstermek

Anayasa, Allah’ın hükmü dışındaki hükümlerle kanun yapıyorsa,

Bir Müslüman bunu kabullenip bu hayat tarzına “evet” diyorsa,

Ya da gönülden bu sistemi benimseyip ittiba ediyorsa,

Bu açık bir ittibâ şirki ve küfürdür.

Fetva:

“Şer’i hükmü terkedip beşerî kanunlara razı olan, Allah’a değil tağutlara iman etmiş olur. Bu kimse küfür ve şirke düşmüştür.”

(İbn Teymiyye, es-Siyasetü’ş-Şer’iyye, 1/87)

Örnek 4: Şirk sistemlerinde milletvekilliği veya memuriyet yapmak

Şirk sistemlerinde yasa yapan meclislere katılmak,

O şirk düzenlerinin yasalarına uymak, onları yürütmek,

Ve bunu meşru görmek,

İtaat ve ittibâ şirki kapsamına girer.

Fetva:

“Tağuti nizamları yasalaştırmak için onlara katılanlar, Allah’ın hükmünden yüz çevirmiş ve tağutlara itaat etmişlerdir. Bu, İslam’dan çıkmaktır.”

(Muhammed bin İbrahim Âlu’ş-Şeyh, Tahkim-i Kanun Risalesi)

Allah’ın helal dediğini helal, haram dediğini haram bilmek zorunludur.

Allah’ın hükmü dışında başka bir hükmü meşru görmek şirktir.

Allah’ın dininden başka bir hayata gönülden bağlılık göstermek ittibâ şirktir.

Şirk sistemlerine rıza göstermek, onları savunmak küfürdür.

10- Sık Kullanılan Kaide:

“Şeriat koymak uluhiyet hakkıdır; kim bu hakkı Allah’tan başkasına verirse, açık bir müşriktir.” (İbn Kayyim, et-Turuk el-Hukmiyye, 1/14)

11- Tekfir Kaidesi (Usulü):

İslam’da bir kişiye küfür hükmü verilmesi (tekfir) çok ciddi bir meseledir.

Kişinin yaptığı söz ve fiilin şirk/küfür olması şarttır.

Kişinin bu fiili bilerek, isteyerek, kasıtlı olarak yapması gerekir.

Kişinin şirk/küfür olan fiili meşru görmesi veya gönülden razı olması gerekir.

Cehalet, hata, ikrah (zorlanma) gibi mazeretler yoksa tekfir edilir.

12- İtaat ve İttibâ Şirki Yapanlar Ne Zaman Tekfir Edilir?

Bir kişi Allah’ın hükmü yerine tağut hükmüne itaat eder ve bunu doğru görürse:

Bu kişi kâfir olur.

Bir kişi Allah’ın dininden başka bir hayat tarzına gönülden ittibâ ederse:

Bu kişi kâfir olur.

Bir kişi tağuti kanunları, ideolojileri, sistemleri meşru kabul ederse:

Bu kişi kâfir olur.

Ama kişi fiili yaptı fakat kalben razı olmadıysa, mecbur kaldıysa, hata ettiyse, bilgi eksikliği varsa:

Tekfir edilmez, önce delil ulaştırılır, tebliğ yapılır, mazeretler araştırılır. Eğer bu mesele hafi bir mesele ise hüccete bırakılır olumlu yada olumsuz açıdan tekfir edilir. Eğer meşhur bir mesele ise hüccet ikamesine gerek kalmadan tekfir edilir.

13- Ahkâmü’l-Mürted (Dinden Çıkanın Hükümleri)

Mürtedin nikâhı düşer, eşi ayrılır.

Malı, mirası Müslümanlara geçer.

Tevbe etmesi istenir, tevbe ederse kabul edilir.

Tevbe etmezse İslam devletinde cezası ölüm olur.

Mürted iken yaptığı ibadetler geçerli olmaz.

﴿ مَن كَفَرَ بَعْدَ إيمَانِهِ فَاعْلَمُوا أَنَّهُ قَدْ حَبِطَ عَمَلُهُ ﴾

“İman ettikten sonra küfre girenlerin bütün amelleri boşa gitmiştir.” (Mâide, 5/5)

“Kim dininden dönerse onu öldürün.” (Buhari, 3017)

15- Günümüzde Tağuti Sistemlerin Durumu ve Teşhisi

Bugün dünyadaki devletlerin çoğu:

Allah’ın hükmüyle değil, beşerî kanunlarla hükmediyor.

Demokrasi, cumhuriyet, laiklik, milliyetçilik gibi tağuti ideolojilere dayanıyor.

Helal-haram belirleme hakkını Allah’tan değil, millet, liderler, meclisler gibi insanlardan alıyor.

Bu sistemler Allah’a değil:

Politik tağutlara,

İdeolojik tanrılara (halk iradesi, ulusal egemenlik gibi kavramlara) itaat ve ittibâ etmeyi istiyor.

﴿ أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ ۚ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ ﴾

“Yoksa onlar cahiliye hükmünü mü istiyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için Allah’tan daha güzel hüküm koyucu kim olabilir?” (Mâide, 5/50)

Allah’ın dışında hüküm arayanlar cahiliye hükmünü tercih etmişlerdir.

Böyle sistemlere rıza göstermek, desteklemek şirk ve küfürdür.

16- Özet ve Sonuç

Hayat bir tercihtir: Ya Allah’ın hükmü, ya tağutların hükmü.

Hayatı kimin için yaşarsak, ona kulluk etmiş oluruz.

Şirk düzenlerine en küçük bir itibar, itaat, ittibâ; ebedî hüsrana götürür.

İtaat ve ittibâ şirki sadece tapınmakla değil,

Hayatı düzenleyen kanun ve prensipleri kabul etmekle de olur.

Allah’ın şeriatı dışındaki ideolojilere bağlılık şirktir.

Bu şirki işleyen ve razı olan kimseler, tebliğ ve açıklamadan sonra tekfir edilir.

Allah’a itaat ve ittibâ, İslam’ın özüdür; onsuz din yoktur.

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *