04 Mayıs 2025, 21:31 tarihinde eklendi

Şirk Olan İnanç, Söz Ve Ameller.

Şirk Olan İnanç, Söz Ve Ameller.

Şirk Olan İnanç, Söz Ve Ameller

Gürsel Gürbüz
Şüphesiz ki küfür ve şirk, insanı İslam dairesinden çıkaran, Allah’ın affetmeyeceği en büyük suç ve zulümdür.
Ey insan! Bil ki, küfür ve şirk; kalpte, dilde ve amelde meydana geldiğinde insanı ebedî cehennem azabına sürükler.
Bugün modern çağın parıltılı fitneleriyle, şirk ve küfür türlü kılıflarla, “özgürlük”, “demokrasi”, “laiklik”, “hoşgörü” gibi süslü yalanlarla pazarlanmakta; nice kalpler farkında olmadan küfre ve şirke batmaktadır.
Ey Müslüman!
Kalbinde Allah’tan başkasına güven, korku, sevgi beslersen;
Dilinle Allah’ın hükümlerini inkâr eder, tağutları över, bâtılı savunursan;
Amellerinle Allah’tan başkasına ibadet eder, şirk olan fiilleri işler, küfür sistemlerini desteklersen;
Bil ki, cehennemin zakkumlarından başka bir son yoktur!
Tevhidi korumayanın, şirkten sakınmayanın imanı da, ameli de boşa çıkar.
O halde, ey iman iddiasında bulunan kişi!
Kalbini yalnız Allah’a tahsis et. Dilini tevhid kelimesiyle mühürle. Amelini şirkten ve küfürden temizle. Küfrün ve şirkin gizli açık bütün yollarını tanı ve hepsinden sakın!
Çünkü küfürde kalmanın bahanesi yoktur; şirkle bulaşan bir iman, Rabbin katında kabul edilmez.
Unutma ki, insanı cehenneme sürükleyen en büyük fitne küfür ve şirktir. Ve bunlar, fark edilmeden kalbe, dile ve amele sinsice yerleşir. Bugün insanların çoğu, demokratik sistemlere biat ederek, şirke dayalı hukukları benimseyerek, türbelere taparak, liderleri ilahlaştırarak farkında olmadan imanlarını tüketmektedirler.
Tevhidi sürekli yenilemek, Şirkten korkmak, Küfrü her haliyle reddetmek, Kur’an ve Sünnet ile kendini korumak, Allah’a sığınmak ve dua etmek, imanı muhafaza etmenin en sağlam yollarıdır.
Ey insan! Bil ki küfür ve şirk, Allah’ın affetmeyeceği en büyük suçtur! Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ
“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz.” (Nisâ 4/48)
Şirk ve küfür, insanı İslam’dan çıkarır, ebedi cehenneme sokar, amellerini boşa çıkarır, dünyada rezil eder, ahirette sonsuz azaba atar!
Allah’a isyan eden, onu bırakıp başkasına boyun eğen veya kalbi, dili ya da ameliyle ona ortak koşan bir kimse, kurtuluş ümidini kesmelidir. Çünkü şirk ve küfür, sadece kişiyi değil, tüm neslini ve toplumunu helake sürükler!
Şirk ve küfürle yaşayan bir kimse, ölmeden önce tövbe etmezse, Allah’ın rahmetinden ebediyen mahrum kalacak ve cehennemde temelli kalacaktır!
Allah’ın azabı şiddetlidir! Kurtuluş yoktur!
فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ
“Ben sizi alev alev yanan bir ateşle uyardım.” (Leyl 92/14)
Ey kardeşim!
Allah seni yarattı, nimet verdi, hidayet gönderdi. Ona iman et, sadece ona ibadet et, hiçbir şeyi onunla eş tutma!
Kalbini, dilini ve amelini şirkten, küfürden ve nifaktan temizle!
Kalbine Allah korkusunu, diline tevhid sözünü, ameline salih davranışları yerleştir!
Unutma! Allah Teâlâ çok affedicidir, tövbeyi kabul edendir.
Şu an hayattasın; kapı açık!
Tövbe et! Tevhidi tam yerine getir!
Dünya, bir imtihan yeridir.
Şirk ve küfür ile yaşayan birinin dünyası ne kadar parlak görünse de, içi karanlık ve boşluktur. Şirk ve küfür, dünyada kalbi daraltır, huzuru yok eder:
وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا
“Kim benim zikrimden yüz çevirirse, onun için dar bir geçim vardır.” (Tâhâ 20/124)
Ahirette ise şirk ve küfür, ebedi azap ve hüsran getirir. Cennet kapıları şirk ve küfür ehline kapanmıştır!
1- Küfür ve Şirk Olan İnanç, Söz ve Ameller
(A) Kalpte Küfür ve Şirk
Allah’ı inkâr, şüphe, yalanlama, kibir, inat, nefret, hakaret, razı olmama…
Allah’a ortaklar edinmek (putlar, şeyhler, liderler, ideolojiler…),
Allah’tan başkasına kalpten güvenmek, tevekkül etmek, boyun eğmek, itaat, teslimiyet ve sevgi beslemek…
Allah’ın ilahi ve rabbani özelliklerini inkar etmek, rububiyet, uluhiyet isim ve sıfat sıfatlarını inkâr, yalanlama ve ittiba etmemek…
Delil (Kur’an):
يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ لَا يَحْزُنْكَ الَّذ۪ينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ مِنَ الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اٰمَنَّا بِاَفْوَاهِهِمْ وَلَمْ تُؤْمِنْ قُلُوبُهُمْۚ
Ey Resûl! Küfürde yarışan kimseler seni üzmesin! Onlar ki ağızlarıyla: “İman ettik.” derler. (Oysa) kalpleri iman etmemiştir. (Maide:41)
وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللَّهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا
“Kim Allah’ı inkâr ederse, gerçekten uzak bir sapıklığa düşmüştür.”
(Nisâ 4/136)
اِذَا جَٓاءَكَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللّٰهِۢ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُۜ وَاللّٰهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَكَاذِبُونَۚ
Münafıklar sana geldiklerinde: “Şahitlik ederiz ki sen Allah’ın Resûlü’sün.” derler. Allah, senin O’nun Resûlü olduğunu pekâlâ bilir. Allah şahitlik eder ki münafıklar gerçekten yalancılardır. (Münafikûn, 1)
(B) Sözle Küfür ve Şirk;
Allah’a sövmek (hâşâ), hakaret, inkar, yalanlama, nefret kusma…
Dinle alay etmek, aşağılamak, yüz çevirmek, hafife almak hiç amel etmemek…
Allah’tan başkasının hükmünü üstün görmek, övmek, razı olma, kabul etmek, inttiba etmek, itaat teslim olmak, yol göstericiliğinde izler üzere gitmek…
Şirke çağıran sözler söylemek: Demokrasi, laiklik, kemalizm, beşeri yasalar ve benzeri ideolojik dinler, tağutları övme, sevme, destekleme ve yardım etme…
Hiç şüphesiz ittikfakla şer’i engeller dışında gelişi güzel küfür sözü söylemek küfürdür. Nitekim;
يَحْلِفُونَ بِاللّٰهِ مَا قَالُواۜ وَلَقَدْ قَالُوا كَلِمَةَ الْكُفْرِ وَكَفَرُوا بَعْدَ اِسْلَامِهِمْ 
 O sözü söylemediklerine dair yemin ediyorlar. Andolsun ki küfür sözünü söylediler ve İslamlarından sonra kâfir oldular. (Tevbe, 74)
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ اِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُۜ قُلْ اَبِاللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ وَرَسُولِه۪ كُنْتُمْ تَسْتَهْزِؤُ۫نَ
Andolsun ki sözlerini onlara soracak olsan: “Lafa dalmış, eğleniyorduk.” diyeceklerdir. De ki: “Allah’ı, ayetlerini ve Resûl’ünü mü alaya alıyorsunuz?” (Tevbe, 65)
لَا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ ا۪يمَانِكُمْۜ 
Özür dilemeyiniz! Muhakkak ki imanlarınızdan sonra kâfir oldunuz. (Tevbe, 66)
Bu ayetin nuzul sebebini İbn Ömer anlatıyor: Tebük gazvesinde münafıklardan biri şöyle demiştir: “Ben bu topluluk (Müslümanları kastediyor) kadar kalpleri ürkek, dilleri yalancı, düşmanla karşılaştıklarında bu kadar korkak kimse görmedim.” Bu sözleri duyan bir sahabi, ona: “Yalan söylüyorsun ve sen kesin münafıksın.” dedi ve Resulullah (asm)’a bunu haber vermek için ona gitti. Fakat baktı ki, Kur’an (ilgili ayetler) ondan önce gelmiştir. Bu sözleri söyleyen kişi de devesine binip Resulullah’ın yanına gelmiş ve “Ey Allah’ın Resulü! Biz yolu katetmek için yolda, yolcuların yollarda konuştukları gibi, eğlenmek için konuşuyorduk.” dedi. Rasulullah (asm) ise, ona bakmıyor; yalnız “Siz Allah ile Onun ayetleriyle ve Resulü ile mi eğleniyorsunuz?” mealindeki ayetin ifadesini tekrarlıyordu. (bk. Taberi, Razi, ilgili ayetlerin tefsiri)
Bu ayetler hem sözlü hem de ameli yönüyle ister şaka ister ciddi olsun alay etmek, dini hafife almak ya da hikaye, fıkra yöntemiyle basite alma ister sözlü ister fiili olsun küfürdür ve bu kimseyi tekfir etmeyi vacip kılar ve bu ümmetin kendisi ile ittifak ettiği bir meseledir.
* Küfür Sözü Şaka da Söylense, Ciddi de Söylense Hüküm Aynıdır:
Kadı Ebu Bekr b. el-Arabi der ki: Onların bu söyledikleri sözler ciddi de olabilirdi, şaka da olabilirdi. Ancak ne olursa olsun bu sözler küfürdür. Çünkü küfür sözleri şaka yollu söylemenin de küfür olduğu hususunda ümmet arasında görüş ayrılığı yoktur. Tahkik, ilim ve hakkın; şaka ve ciddiyetsizlik ise batıl ve cehaletin kardeşidir. İlim adamlarımız derler ki: (Bu konuda isterseniz) Yüce Allah’ın: “Sen bizi alaya mı alıyorsun dediler. O: Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım, dedi”(el-Bakara, 67) buyruğuna bakabilirsiniz.
Sözün imandan sayılmasının delili; Rasulullah aleyhisselatü vesselam’ın şu buyruğudur; 
أُمِرْتُ أن أقاتل الناس حتى يشهدوا أن لا إله إلا الله وأن محمدًا رسول الله، ويُقيموا الصلاة، ويُؤتوا الزكاة، فإذا فعلوا ذلك عصموا مني دماءَهم وأموالَهم إلا بحق الإسلام وحسابُهم على الله تعالى
Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in onun resulü olduğuna şehadet edinceye namazı kılıp zekatı verinceye kadar insanlarla savaşmakla emir olundum, bunu söylediler mi benden mallarını ve canlarını korurlar İslam’ın hakkı hariç artık hesapları da Allah’a kalmıştır. (Muttefekun Aleyh)
Bu hadiste ‘’Şehadet edinceye’’ bölümüne dikkat etmelisin çünkü bu hadis imanın ilan edilmesini zorunlu kılmakla beraber aksine onun küfür sözü söylemekte kişiyi dinden çıkarır.
(C) Amelle Küfür ve Şirk
Küfür temsiliyeti konumunda olan Heykellere secde etmek, tazim, sevgi, bağlılık..
Tağutlara muhakeme olmak, onları kararlarına ittiba etmek, desteklemek…
Allah’tan başkasına kurban kesmek, adak adamak…
Allah’tan başka demokrasi, laiklik, kemalizm ve benzeri ideolojik kanunları hâkim kılmak, desteklemek, siyasi, ekonomik, askeri ve benzeri alannda yardım, destek, itaat, savunma, çalışma…
Delil (Kur’an):
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
“Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”
(Mâide 5/44)
وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيُض۪يعَ ا۪يمَانَكُمْۜ
(Kıble ayeti inmeden eski kıbleye doğru namaz kılarak ölenleri merak ediyorsanız) Allah imanlarınızı (namazlarınızı) boşa çıkaracak değildir. (Bakara, 143)
Bu ayette imandan kasıt namazdır. Allah amel olan namazı iman diye isimlendirmiştir. Nitekim Kurtubi rahimullah şöyle der; Allah imanınızı zayi edecek değildir. Görüldüğü gibi burada niyet, söz ve ameli kapsadığından dolayı namaza iman adı verilmektedir.
İmam Malik şöyle demiştir: Ben bu ayeti kerime vasıtasıyla Murcie’nın namaz imandan değildir şeklindeki sözlerini hatırlıyorum da böyle bir sözü nasıl söylediklerine şaşırıyorum. (Tefsiri Kurtubib 2/157)
اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ
İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. (Buhârî)
Burada Rasulullah aleyhisselatu vesellem yolda eziyet veren şeyleri gidermeyi ki bu ameldir ve aynı şekilde hayayı imanın şubelerinden saymıştır.
قلت يا رسولَ اللَّه، أيُّ الأعْمالِ أفْضَلُ ؟ قال : الإِيمانُ بِاللَّهِ ، وَالجِهَادُ فِي سَبِيلِهِ.
Ebû Zer Cündeb İbni Cünâde radıyallahu anh şöyle dedi:
 Ey Allah’ın Resûlü! Hangi amel daha üstündür? dedim.
 “Allah’a iman ve Allah yolunda cihaddır” buyurdu. Ben: (Buhârî)
Amellerin imandan olduğunun diğer bir delili Rasulullah aleyhisselatu vessellemin Abdül Kays heyetine şöyle demiştir; Allah’a iman etmenizi emrediyorum tek olan Allah’a iman nedir bilir misiniz? Bunun üzerine onlar Allah ve rasulü daha iyi bilir dediler. Bunun üzerine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; Allah’tan başka ilah olmadığına ben Muhammed’in onun resulü olduğuna şehadet etmek, namazı ikame etmek, zekatı vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini vermenizdir. (Mutefekun aleyh)
Naslardan varid olduğu üzere iman amellerden sayılmıştır. Dolayısıyla iman çok çeşitlidir. Batini, zahiri, mutlak ve mukayyet yönü ile ele alındığında orada imanın kendisini görüntülediğini görürsün. Nitekim bir hadiste Resulullah aleyhisselatu vessellem; Vallahi iman etmemiştir vallahi iman etmemiştir komşusu kötülüğünden emin olmayan kişi vallahi iman etmemiştir. (Buhari)
Dolayısıyla sahabe, tabiin ve ondan sonraki selefin izinden giden bu ümmet imanın itikat, söz, niyet ve amel olduğu gibi şirk ve küfür’de öyledir.
2- Selef ve Alimlerin Görüşleri
İbn Teymiyye (rahimehullah) der ki:
“Kalp ile inkar, dil ile küfür ve amel ile büyük şirk bir araya geldiği zaman kişi açık bir şekilde İslam’dan çıkar.” (el-İstikame, 1/186)
İbn Bâz (rahimehullah) der ki:
“Kalpte, dilde veya amelde küfür bulunursa ve bu açık şirke dayanıyorsa, kişi tekfir edilir.”
3- Usul ve Kaideler Açısından
(A) Dinin Asılları Açısından
Tevhid, dinin temelidir. Allah’a şirk koşmak, bu temeli yıkar. Şirkle İslam ipi kopar.
Kaide: Dinin aslı tevhiddir; tevhidi bozan her şey dini bozar.”
(B) Şeriatın Vacipleri Açısından
Allah’a ihlasla ibadet etmek vaciptir. Şirk koşmak bu vacibi bozar, vacibi bozan şey büyük küfürdür.
Kaide:
“Şeriatın vacip kıldığı şeyin zıddı ile amel eden kimse büyük günaha ve şirk tehlikesine düşer.”
Kalpte şirk ve küfür varsa, söz ve ameller mutlaka bozulur.
Sözde şirk ve küfür varsa, iman zarar görür.
Amelde şirk ve küfür varsa, iman geçersiz olur.
Küfür ve şirk dünyada perişanlık, ahirette ebedi azaptır.
Tevhid ise dünyada saadet, ahirette ebedi kurtuluştur.
4- Şirk ve Küfürden Nasıl Korunuruz?
A) Kalbi Tevhid ile Temizlemek:
Allah’ı hakkıyla tanımak (marifetullah). Sadece Allah’a yönelmek, sadece O’ndan istemek.
B) Dili Tevhid ile Temizlemek:
Tevhid kelimesini (Lâ ilâhe illallah) diliyle sürekli zikretmek. Şirk içerikli sözlerden sakınmak.
C) Amelleri Tevhid ile Arındırmak:
Siyasi, ekonomik, yasama… gibi ibadetleri yalnızca Allah için yapmak.
Allah’tan başkasına ibadet niteliğinde sayılacak bir saygı göstermemek.
5- Şirkten Sürekli Allah’a Sığınmak:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dua ederdi:
“Allah’ım, bildiğim ve bilmediğim her çeşit şirktan sana sığınırım.” (Musannef İbn Ebî Şeybe, 5/355)
Şüpheli şeylerden uzak durmak: Şirk ve küfre götüren söz ve davranışlardan uzak kalmak.
Bid’atlerden sakınmak.
Kur’an ve Sünnet ile sürekli amel etmek:
İlmi artırmak, akideyi sağlamlaştırmak.
Şirk kalpten başlar, dile vurur, amelle tamamlanır. Tevhid ise kalpte doğar, dile yerleşir, amelle güçlenir.
Küfür ve şirk, kalpte, dilde ve amelde işlenebilir. Her biri insanı ebedî cehennemle tehdit eder. Tevhid ise insanı dünya ve ahiret saadetine ulaştırır.
فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ، وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ
“Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür. Kim de zerre kadar şer işlerse onu görür.”
(Zilzâl 99/7-8)
6- Kalpte Modern Şirk ve Küfür Örnekleri
Allah’ın hâkimiyet hakkını reddetmek: Demokrasi veya laiklik sistemlerinde “hüküm koyma yetkisi halka aittir” inancını kalbinde taşımak.
Kafirleri sevmek ve dost edinmek: Batılı sistemlere, küfür toplumlarına gönülden muhabbet beslemek. Şeyh, mürşid veya ölmüş evliyalara kalpten dua etmek:
Onların Allah gibi işittiğine ve yardım ettiğine inanmak. İslam’ın tamamına inanmamak: “Bazı hükümler çağdışı” diyerek, kalben bazı ayetleri küçümsemek.
Milli kimlik veya ideolojiye İslam’dan üstün değer vermek: Mesela, “önce Türküm, sonra Müslümanım” gibi küfür içerikli kalbi bir inanç.
7- Dille Modern Şirk ve Küfür Örnekleri
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” demek: Hâlbuki hâkimiyet yalnız Allah’ındır (Yûsuf 12/40).
Demokrasi, laiklik gibi sistemleri överek meşrulaştırmak: “En iyi sistem demokrasidir” gibi sözler sarf etmek. İslam şeriatına hakaret etmek:
“Şeriat çağ dışı”, “şeriat istemiyoruz” demek. Şeyhlere ve evliyalara ilahî sıfatlar atfetmek: “Filan şeyh her şeyi bilir”, “veliler kalpleri bilir” gibi batıl sözler.
Şehitleri veya liderleri yüceltirken şirk sözleri kullanmak: “O olmasaydı biz yoktuk” gibi, Allah’a ait kudreti insana vermek.
8- Amelle Modern Şirk ve Küfür Örnekleri
Demokratik seçimlere İslam’a muhalif sistemleri desteklemek niyetiyle katılmak:
Allah’ın hükmünü reddedip beşeri hükmü kabul etmek.
Laik anayasa ve kanunlara gönüllü şekilde bağlılık göstermek:
Allah’ın şeriatını terk edip tağut kanunlarına razı olmak. Kabirlerin önünde secde etmek, el açıp dua etmek: Türbelerde mum yakmak, adak adamak gibi fiilî ibadetler. Allah’ın kanunlarını hayatın dışına itip beşeri sistemlere uymak:
Ticarette, siyasette, aile hukukunda Allah’ın şeriatını terk etmek. Milliyetçilik adına haramı helal görmek:
“Vatan için can verilir, din ikinci planda” diyerek şehadeti milliyetçi niyetle anlamlandırmak.
Hüküm hakkını halka verme, Hâkimiyet millete aittir demek, Demokrasiye fiilî destek, Kâfirlere sevgi, Demokrasi, laiklik överek meşrulaştırmak, Laik kanunlara bağlılık, Ölü velilere dua, İslam şeriatına hakaret, Türbelere ibadet, Kur’an’ın bazı hükümlerini küçümsemek, Şeyhlere ilahi sıfat atfetmek, Allah’ın kanunlarını hayat dışına itmek, Milliyetçiliği İslam’dan üstün görmek, Liderleri ilahlaştırmak, Milliyetçilik adına haramı meşrulaştırmak
Kur’an’dan Deliller:
“Hüküm yalnız Allah’ındır.” (Yûsuf 12/40)
“Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir.” (Mâide 5/44)
“Kim onlarla dostluk kurarsa, onlardandır.” (Mâide 5/51)
“Sakın müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin.” (Nisâ 4/144)
Sünnet’ten Deliller:
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
“Kim bizim dinimizden başka bir din ararsa, bu ondan kabul edilmez.” (Buhârî 1399)
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
“Allah’ın laneti, Allah’tan başkası için kurban kesene olsun.” (Müslim, 1978)
Bugün şirk modernize edilmiş, cilalanmış, “özgürlük”, “insan hakları”, “demokrasi” gibi güzel isimlerle insanlara yutturuluyor.
Şeytan artık putlara taptıramadığı insanları, sistemlere, anayasaya, şehitlere, liderlere tapmaya sürüklüyor. Gerçek özgürlük yalnız Allah’a kulluktur.
“Allah, bir kimsenin göğsünü İslam’a açarsa, o Rabbinin nurundan üzeredir.”
(Zümer 39/22)
Küfür ve Şirkten Korunmak
Tevhid Esası: Tevhid-i Rubûbiyyet: Allah’ın yaratmada, yönetmede, rızıkta ve hüküm koymada tek ilah olduğuna kesin ve sarsılmaz şekilde iman etmek.
Tevhid-i Ulûhiyyet:Yalnız Allah için ibadet etmek, Allah dışında kimseye dua etmemek, kimseyi Allah ile arasına koymamak.
Tevhid-i Esma ve Sıfat: Allah’ın isim ve sıfatlarını yalnız O’na has kılmak; yaratılmışlara ilahî özellikler nispet etmemek.
9- Şirk’ten Korunma Yolları:
Kalbi yalnız Allah’a yöneltmek:
Her hacet ve isteği sadece Allah’tan beklemek.
Kalpte Allah sevgisini en üstün kılmak:
Hiçbir varlığı, sistemleri, liderleri, şeyhleri Allah’tan daha çok sevmemek.
Şirkten korkmak ve sürekli istiğfar etmek:
“Allah’ım, bile bile şirk koşmaktan Sana sığınırım.” duasını yapmak. (Hadis: Müsned Ahmed, 4/403)
Lâ ilâhe illallah’ı doğru ve şartlarına uygun söylemek:
Bu kelimenin sadece “söz” değil, kalp, söz ve amel bütünlüğü istediğini bilmek.
Dilin Allah’ın tevhidine şahit olması: Dilini şirk sözlerinden, tağutları övmeden, batılı yüceltmeden temizlemek.
Şirk ve küfür sözlerinden kaçınmak:
Mesela; “hâkimiyet milletindir”, “şeriat ortaçağ karanlığıdır” gibi sözlerden dilini korumak. Daima Tevhid kelimesini yenilemek: Günde sık sık “Lâ ilâhe illallah” demek. Şüpheli sözleri terk etmek: Dini ifadelerde netlik ve şeriata uygunluk şartını gözetmek.
Secdeyi, kurbanı, duayı sadece Allah’a yöneltmek. Allah’ın hükmünü her işte üstün tutmak: Şeriatla hükmetmek, hayatın her alanında Allah’ın emirlerini yaşamak.
Şirk unsuru olan tüm fiillerden uzak durmak: Kabirlerde dua etmek, türbeye adak adamak, demokrasi ve laikliğe fiilî destek vermek gibi şeylerden kaçınmak.
Şeriat dışı sistemleri reddetmek: Laik anayasa, beşeri kanunlar, batıl mahkemeler gibi tağuti sistemlere razı olmamak. Amelleri yalnız Allah için yapmak:
İbadet, cihad, yardım, iyilik gibi her şeyi sadece Allah’ın rızası için yapmak.
Kalp: Sadece Allah’a güven, sadece Allah’tan korku, sadece Allah’a sevgi!
Dil: Sadece Allah’ın kelamını yüceltme, şirk ve küfür sözlerinden kaçınma!
Amel: Sadece Allah için ibadet, tağutlardan uzak durmak!
“Yalnız Allah’a kulluk ve yalnız O’ndan yardım istemek.” (Fâtiha 1/5)

 

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *