23 Aralık 2022, 18:55 tarihinde eklendi

Dinin Beş Temel Esası: Zaruret-i Diniyye

Dinin Beş Temel Esası: Zaruret-i Diniyye

Dinin Beş Temel Esası: Zaruret-i Diniyye

Zaruret-i diniyye terim olarak islam ilahi nizamın temellerini oluşturan subut ve dalalet yönü sarih ifadelerle kesin olarak belirlenmiş hükümler olarak tanımlanır. 

İslam'da bir şeye inanmanın zorunlu olabilmesi için hükümün delaleti ve subutu kesin yani Mütevatir sabitliğe ulaşması gerekir. Böyle bir hüküm ister akidevi, ister muamelat, ister ahlaki olsun, hayatın her birimlerinde bulunan bu hükümler, kesin kabul edilmesi gereken değer yargılarıdır.

Zarureti Diniyye; İslam alimlerince usul ilminde; Usülu Din, Usülu Selase ya da Usülu Hamse olarak isimlendirilmiştir. Genel anlamda ’'külliyeti Hamse''  yada ‘’Zaruret-I Hamse'' olarak isimlendirilmiştir.

Zaruret-i Diniyye Ait Beş Esas; 

1- Canın Korunması

2- Malın Korunması

3- Dinin Korunması

4- Aklın korunması

5- Neslin korunması 

Bu bir devletin, hükümetin, toplumun ve tüm kurumların ana ilkeleri olmak zorundadır. Çünkü bununla istikrarlı ve sağlıklı bir birey, aile ve topluma ve devlete ulaşılabilinir. İşte islam ilahi nizamın hükmüyle hükmedilen bölgeler de bu beş esas üzere toplumlar idare edilirler.

Bu beş esasın egemen olduğu islam ülkelerinde tecavüz, kumar, içki, terör, eşitsizlik, ahlaksızlık, küfür, şirk, kan, gözyaşı, ölüm, haksızlık, adaletsizlik, sömürü ve aklın bozulması gibi her türlü akidevi, sosyolojik, siyasi, ekonomik ve gayri ahlaki tutum ve davranışlarda kendini gösteren tüm kötülükler bunlarla emniyet altına alınmıştır.

Zaruret-i Diniyyenin Temelleri Bozan Durumlar;

Fasık, Facir, Kafir, Zındık, Münafık, Mürted

Fasık: Bilmeden gaflete düşmüş ve şuursuzca günah işleyen kimseye verilen bir isimdir. Her ne kadar bu kimse günahkar olsa da eylem ve söylemlerinde küfür sözü ve küfür fiili işlemediği sürece mü'min ismini alır.

Facir: İslam'ın gerçeklerini bilmesine rağmen, helal-haram hükümlerini bilmesine rağmen ve bilerek günah işleyen kimsedir. Bu kimse haram gibi durumları sıradanlaştırır ve tevbe etmez ise kafir muamelesi görür.

Kafir; İslam'ın gerçeklerini kabul etmeyen, Resulullah'a tabi olmayan ve vahiy inkar eden kimseye denilir.

Zındık; Kafire oranla küfrü daha katmerli, sert, kaba, inkarcı ve islam'a karşı düşman olan kimsedir.

Münafık: Kalbinde islam’ı, Allah'ın hükümlerini inkar eden, Müslümanları kandıran, sosyal, siyasi ve ekonomik menfaatlerini sürdürebilmek için içi başka dışı Müslüman gibi olan kimselere verilen isimdir. Bunlar islam'a en çok zarar veren kimselerdir.

Mürted: Bir zamanlar Müslüman olan sonra İslam’ı, Resulü ve onun hükümlerini red etmek süretiyle dinden çıkan kimselere verilen isimdir. Bu kimseler tevbe etmedikleri sürece Mürted ismi ile isimlendirilirler. Ebedi cehenneme girecek olan kimselerdir.

İslam ilahi nizam yeryüzünde Allah'ın kullarını yaşamlarını kolaylaştıracak ve onların canlarını, mallarını, dinlerini, akıllarını ve nesillerinin muhafaza etme noktasında tüm Müslümanlara ilahi adaleti hakim kılma noktasında yetki vermiştir. Bugün ideolojik dinlerin egemen ve iktidar olduğu bu çağda bu beş esasa ihanet edilmiş ve bunun sonucunda huzur ve güven aranır olmuştur. Allah’ın Peygamberler ve kitaplar göndermesi, bunun sonucunda ilahi yasalar ve rabbani kanunlar ile beş gayenin korunması için Allah hükümlerini vaaz etmiştir. Bu beş esas islam'ın ana hükümleri olmakla beraber fetvalar ve ictihadler bu beş ilke esasına göre verilir. 

1- Canın Korunması;

İslam ilahi sistem insanlar arasında güven, emniyet, huzur ve sağlıklı yaşanabilir bir ortamı emniyet altına alabilmek için caydırıcı hükümleri ile cana kıymayı haram kılmış ve ölüme götüren her türlü çatışma, fitne, kan davaları, intihar ve her türlü fiziksel saldırıyı yasaklamıştır.

Allah bilerek insanları öldüren kimseye cehennem azabı ile tehdit eder ve bununla beraber yer yüzündeki hükümlerine göre o katile kısas yada diyet gibi hükümleri tatbik eder. 

İslam, insan hayatını güven altına almak ve caydırıcı ceza kanunlarıyla insanları bu tedbirlere uymalarını gerekli kılmıştır. 

وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَٓاؤُ۬هُ جَهَنَّمُ خَالِدًا ف۪يهَا وَغَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَاَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظ۪يمًا 

 Kim de bir mümini kasten öldürürse onun cezası, içinde uzun süre kalacağı cehennemdir. Allah ona kızmış, ona lanet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır. (Nisâ, 93)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلٰىۜ اَلْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالْاُنْثٰى بِالْاُنْثٰىۜ

 Ey iman edenler! Öldürme vakaları için size kısas hükmü farz kılındı. Hür olana karşılık hür, köleye karşılık köle, kadına karşılık kadın (olmak üzere kısası yapın. (Bakara, 178)

وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيٰوةٌ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ 

 Sizin için kısasta hayat vardır ey akıl sahipleri! Umulur ki sakınıp korkarsınız. (Bakara, 179)

مِنْ اَجْلِ ذٰلِكَۚۛ كَتَبْنَا عَلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِي الْاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَم۪يعًاۜ وَمَنْ اَحْيَاهَا فَكَاَنَّمَٓا اَحْيَا النَّاسَ جَم۪يعًاۜ 

Bundan dolayı, İsrailoğullarına (şöyle) yazdık: Kim bir nefsi başka bir nefse ya da yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmaksızın öldürürse, bütün insanlığı öldürmüş gibi olur. Kim de (meşru bir sebep olmadığı için öldürmeyi terk ederek) onu ihya ederse, bütün insanlığı ihya etmiş gibi olur. Mâide, 32)

وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَقَتْلُ مُؤْمِنٍ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ زَوَالِ الدُّنْيَا 

"Nefsim kudret elinde olan Allah’a yeminler olsun ki; Müminin öldürülmesi, Allah katında dünyanın yıkımından daha büyük (bir hâdise)dir.” (Nesai)

لَا تُمَثِّلُوا بِعِبَادِي.   Allah buyurdu ki: Kullarıma işkence yapmayın (Abu Davud)

2- Malın Korunması;

İslam ilahi nizam insanların mülklerini, kazançlarını ve yatırımlarını meşru yolda temin etmeyi emreder ve kazandıkları alın terlerinin koruması için de her yönüyle tedbirler almıştır.

İnsanların ceplerine ve mallarına göz dikerek insanları gasp, rüşvet, hırsızlık, devalüasyon, yağma, kumar, aldatmak, dolandırıcılık, karaborsa, tefecilik, faiz, hile, israf ve haram yollarla elde edilen tüm malları Allah yasak kılmıştır. Çünkü bunlar ekonomik hayatı öldüren ve insanların hayatlarını zorlaştıran onların haklarının gasp edilmesine, zülme ve adaletletsizliğe neden olur. Allah hükümlerini bu şekilde vaaz ederek insanların haklarını gözetmeyi ilahi bir prensip haline getirmiştir. 

İdeolojik dinlerin yönetimlerinde bu saydıklarımız bir çokları helal olarak serbest bırakılmış, bazıları ise yasaklanarak caydırıcılığını korumamıştır ve bunun sonucunda insanların alın terleri, malı ve  mülkü tehdit altında gasp edilir hale gelmiştir.

Kimse başkasının malını kendi tasarruf altına alamaz. Hırsızlık insanların haklarını gasp etmek ve toplum içerisinde kin ve nefrete neden olmakla beraber insanların huzurunu bozar. 

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُٓوا اَيْدِيَهُمَا جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالًا مِنَ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ 

 Hırsız erkek ve kadının, işledikleri (kötülüğün) karşılığı ve Allah’tan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (Mâide, 38)

Faizli işlemleri yaparak toplum içerisinde dayanışmayı ve yardımlaşmayı öldüren ve insanlar arasında güveni ve huzuru parçalayarak toplum içerisinde  bir tarafdan fakir diğer taraftan tembel, uyuşuk, istihdamsız ve yatırım yapamayan tembel zengin bir kitle meydana gelir. 

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ 

 Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve şayet müminlerseniz faizi terk edin. (Bakara, 278)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ 

Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayalı bir ticaret olması dışında, aranızda mallarınızı batıl yolla yemeyin. (Nisâ, 29)

Faizde 70 çeşit günah vardır. En hafifi kişinin annesiyle zina etmesidir. (İbni Mace)

Rüşvet olarak alınan ve verilen şey haramdır. Rüşvet insanlar arası ilişkileri bozmakla kalmayıp, toplumsal birlikteliğe de zarar vermektedir. 

" لَعَنَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الرَّاشِيَ وَالْمُرْتَشِيَ

Rasulullah rüşvet alana ve verene lanet etti. (Abu Davud)

“Malı uğrunda öldürülen şehittir; kanı uğrunda öldürülen şehittir; dini uğrunda öldürülen şehittir; ailesi uğrunda öldürülen şehittir.” (Abu Davud)

3-Dinin Korunması

İslam ilahi nizam rabbani bir yaşam programıdır. Bu ilahi sistem dünya ve ahiret için insanların huzuru, güveni ve sonsuz mutlulukları için bir teminattır. Ama ideolojik dinlere gelince bu şirk sistemleri insanları Allah ile bağları'nı koparan dünyalarını harap etmekle beraber kendi müntesiperini şirk ve küfür gibi değer yargılarıyla ahiretlerini mafetmektedir. 

Dinin korunmasının temel sebebi, insanların dünyalarını ve ahiretlerini Allah'ın rızası doğrultusunda her türlü kötülükten, zulümden, ahlaksızlıktan, şirkten, küfürden ve kulları kullara kul olmaktan kurtarıp yalnız Allah'a kul yapmasıdır. İnsan uydurması ideolojik dinlere gelince bu insanlar için dünya ve ahiretleri için en büyük tehdittir.

İnsana cenneti ve Allah'ın rızasını kazandıracak dünyada ve ahirette güveni sağlayacak yegane sistem İslam ilahi nizamdır. 

وَلَقَدْ بَعَثْنَا ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَۚ

Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir. (Nahl, 36)

وَقَاتِلُوهُمْ حَتّٰى لَا تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدّ۪ينُ لِلّٰهِۜ

 Fitne/şirk sonlanıncaya ve din/otorite Allah’a ait oluncaya dek onlarla savaşın. (Bakara, 193)

قُلْ يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَكُمُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْۚ فَمَنِ اهْتَدٰى فَاِنَّمَا يَهْتَد۪ي لِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ ضَلَّ فَاِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَاۚ وَمَٓا اَنَا۬ عَلَيْكُمْ بِوَك۪يلٍۜ 

 De ki: “Ey insanlar! Muhakkak ki size, Rabbinizden hak gelmiştir. Her kim (hakka uyarak) hidayet bulursa, kendi lehine hidayet bulmuştur. Kim de (haktan yüz çevirerek) sapıtırsa, kendi aleyhine sapıtmıştır. Ben (sizi sapıklıktan korumak ve hidayet üzere olmanızı sağlamak zorunda olan) bir vekil de değilim.” (Yûnus, 108)

4- Aklın Korunması;

İnsanları diğer canlılardan ayıran temel vasıf onun akıllı bir varlık olmasıdır. İşte bu yönüyle bu akıllı varlık vahiy ile mesul olandır.

İslam ilahi nizam insanların akıllarını koruyabilme ve sağlıklı bir şekilde işlevini kazana bilmesi için aklı öldüren herşeyi yasaklamıştır. İçki, kumar ve bununla beraber her türlü uyuşturuculuğu yasaklamıştır. Çünkü ancak bunlarla sağlıklı bir toplum sağlıklı bir nesil meydana gelebilir. 

Yapılan istatistiklere göre içki, kumar ve uyuşturucu gibi nedenlerden dolayı yılda milyarlarca dolar zarar, on binlerce ailenin dağılması, binlerce insanın ölümü, kavga ve çatışma gibi her türlü kötülüğe neden olmuştur. İşte bu islam ilahi nizam'ın ideolojik dinlerden üstün olduğunun en büyük delilidir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْاَنْصَابُ وَالْاَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ 

 Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytanın pis işlerindendir. Ondan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. (Mâide, 90)

اِنَّمَا يُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَٓاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ وَعَنِ الصَّلٰوةِۚ فَهَلْ اَنْتُمْ مُنْتَهُونَ 

Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi? (Mâide, 91)

5- Neslin Korunması;

Allah, İslam ilahi nizamın yönetiminde tüm insanlara örnek bir toplum olarak İslam milletini seçmiştir. Ama maalesef bugün ideolojik dinlerin egemenliğinde bu toplum islam'ı temsil eden bir toplum değildir. Maalesef yarı ve çeyrek bir islam anlayışlarıyla laik ve demokrat bir yaşam programının sonucunda nesiller bozulmuş zina, eşcinsellik ve her türlü ahlaksızlık topluma siret etmiştir. 

وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا  

 Zinaya yaklaşmayın! Şüphesiz ki o, çirkin bir fahşa ve kötü bir yoldur. (İsrâ, 32)

اَلزَّانِيَةُ وَالزَّان۪ي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا مِائَةَ جَلْدَةٍۖ وَلَا تَأْخُذْكُمْ بِهِمَا رَأْفَةٌ ف۪ي د۪ينِ اللّٰهِ 

 Zina yapan kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Şayet Allah’a ve Ahiret Günü'ne inanıyorsanız, onlara Allah’ın dinini/yasasını uygularken, o ikisine acıyacağınız tutmasın.  (Nûr, 2)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْل۪يكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ 

 Ey iman edenler! Nefislerinizi/Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taş olan ateşten koruyun.

Tahrîm, 6)

Zina ahlaksızlığa, kötülüğe ve ailenin temelleri yıkarak bir neslin bozulmasına neden olmuştur. İşte bu yüzden islam nesli bozan her türlü girişimlere karşı tedbir almış onu yasaklanmıştır.

 

Gürsel Gürbüz

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *