Ey Müslümanlar! Allah'ın Dininin Yardımcıları Olun.
Ey Müslümanlar! Allah’ın Dininin Yardımcıları Olun!
Gürsel Gürbüz
Ey yerlerde sürünen ümmet! Ey zilletin ağırlığı altında ezilen, ama göklere yükselmesi gereken yüce davanın taşıyıcıları! Ey hâlâ dünya uğruna ebedî saadeti terk edenler! Rabbinden bir nida geldi:
“يَا أَيُّهَا ٱلَّذِينَ آمَنُوا۟ كُونُوٓا۟ أَنصَارَ ٱللَّهِ”
“Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun!” (Saf 61:14)
Bu çağrı sana, bana, hepimize! İman ettiğini söyleyen herkesedir bu sesleniş…
Ama sen hâlâ susuyorsun! Hâlâ koltuğuna yaslanıp bekliyorsun! Oysa bu din, kanla kuruldu, fedakârlıkla ayakta kaldı, ihlasla yayıldı. Şimdi senden sadece konuşmanı değil; ayağa kalkmanı, yürümeni, vermeni ve gerektiğinde canını ortaya koymanı istiyor.
Sen bu davanın askeri, fedaisi, emanetçisi değil misin? Senin kalbin hâlâ titremiyor mu?
Senin vicdanın hâlâ sarsılmıyor mu? Bu dini bir kenara itenlere bak da kendine dön!
Zulmü ayakta tutanlar gece gündüz plan kurarken sen nasıl olur da Allah’ın dinine yardım etmeyi ertelersin?
Bugün yeniden diriliş var. Bugün yeniden adam olma, yiğit olma, mücahit olma günü!
Ya yardım edenlerden olacaksın… Ya da bir kenara atılıp tarih önünde adın unutulanlardan olacaksın.
Seçimini yap! Allah seni çağırıyor… Sen cevap verecek misin? Ey Kardeşim Rabbimiz tarih boyunca rahmetinin gereği yeryüzündeki tüm kullarına kitaplarını indirmiş ve Resullerini göndermiştir. İnsanlar küfre, şirke düşmesinler, kula kul olmasınlar ve yeryüzünde özgürce
yaşayarak hayatlarını ilahi verilere göre idame etmesini istediği gibi
Resul ve Nebilerin şahsında daveti yapmak suretiyle kulları kullara kul olmaktan kurtarma görevini sana verilmiştir. Nitekim;
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Ali İmran:104)
İnsanların istikamet üzere, hidayet ve rahmet üzere olmaları ancak
alemlerin rabbi olan Allah'a iman, salih amel ve onun dinine yardım etmekten geçer.
Kim Allah'ın dinine yardım eder ve bu din uğrunda mücadele eder ve taviz vermeden imanın gereklerini yerine getirirse! Allah'ın müjdelediği o vaad edilen
büyük nimet ve mükafat ile karşı karşıya gelecektir. Bu Allah'ın dünyada ve ahirette mü'minlere yardım etmesi ve ayaklarını din üzere sabit kılmasına vesile olan bir çağrıdır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ
Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz, (Allah da) size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. (Muhammed, 7)
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُونُٓوا اَنْصَارَ اللّٰهِ
Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Saff, 14)
Nitekim Allah'ın dinini yaşamak ve ilahi yardımın gelmesi, kişiye onur, izzet, şeref ve her şeyden önce kulluğu tattıran en büyük islam’a yönelmektir.
1- Hadi Allah’a Davete Başla;
Müslüman nasihatle, hikmetle ve ahlakı ile insanları bu dine davet eder ve
muarızlarıyla gayri ahlaki tutum ve davranışlarda bulunmaz. Allah’a davet
eden islam davetçisi dünyevi bir çıkar beklentisi içinde olamaz. O’nun tek
hedefi insanlar Allahı birleyerek şirk ve küfürden kurtulup Allaha ibadet etme arzusu içinde olmasıdır.
اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et! Onlarla en güzel şekilde mücadele et. (Nahl, 125)
2- Onların Mücadelesi Senin İçin İbretlik Değil Mi?
- Habil ile Kabil’in Mücadelesi Ne İçindi?
Hak ile bâtılın, ihlâs ile fesadın savaşıydı.
Habil Allah’a ihlâsla kurban sundu, kabul edildi. Kabil ise riyayla sundu, reddedildi.
Bu çatışma, Allah’a teslim olanlarla nefsine tapanlar arasında ilk savaştı.
قَالَ اِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّٰهُ مِنَ الْمُتَّق۪ينَ
“Şüphesiz Allah, takvâ sahiplerinden kabul eder.” (Maide 5:27)
- İbrahim Aleyhisselam ile Nemrut’un Mücadelesi Ne İçindi?
Tevhid ile tağutun savaşıydı.
İbrahim (a.s.), yalnız başına ümmet olup putlara ve zalimlere karşı kıyam etti.
Nemrut kibirle ilahlık iddia etti, Allah’ın kulu tevhidi haykırdı.
- Musa Aleyhisselam ile Firavun’un Çatışması Ne İçindi?
Zulüm düzeni ile hakikatin mücadelesiydi.
Firavun: “Ben sizin en yüce Rabbinizim!” dedi.
Musa (a.s.): “Hayır! Rabbimiz âlemlerin Rabbi Allah’tır.” diyerek meydan okudu.
“Firavun yeryüzünde büyüklük tasladı, bozgunculardan oldu.” (Kasas 28:4)
- Allah Resûlü ﷺ, Ebu Cehillerin Karşısında Ne Yaptı?
Tek başına dursa da hakikatten taviz vermedi.
Hakaret, ambargo, işkence, savaş… Ama O, hep sabır, hikmet, cesaret ve tebliğle direndi.
قُلْ هٰذِه۪ سَب۪يل۪ٓي اَدْعُٓوا اِلَى اللّٰهِ عَلٰى بَص۪يرَةٍ اَنَا۬ وَمَنِ اتَّبَعَن۪يۜ وَسُبْحَانَ اللّٰهِ وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ
“De ki: Ben, Allah’ın dinine çağırıyorum; ben ve bana tâbi olanlar.” (Yusuf 12:108)
- Ebu Bekir Radiyallahu Anh Mürtedlerle Neden Savaştı?
İslam’ın temelini korumak için!
Zekâtı reddedenleri “Dinden döndüler!” diyerek savaşla bastırdı.
“Namazla zekâtı ayıranlarla cihad ederim!” dedi.
Ebu Bekir: “İslam eksiltilmez!” diyerek kıyama geçti.
- Selahaddin Eyyubi Ne Yaptı?
Parçalanmış ümmeti birleştirdi, Haçlılara karşı şerefli bir zafer kazandı.
Mısır’da Batınî fitnesini temizledi, ardından Kudüs’ü fethetti.
“Kudüs bir gün tekrar İslam’ın olacaktır!” diyerek yürüdü.
وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟
İzzet, Allah’ın, Resûl’ünün ve müminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler.
“İzzet yalnız Allah’a, Resulüne ve müminlere aittir!” (Münafikun 63:8)
- Kutz Kimdi? Moğolları Nasıl Durdurdu?
Bir ümmeti yeniden ayağa kaldıran sultandı.
Moğol istilasına karşı tek yürek oldu.
Ayn Calut’ta büyük bir zaferle İslam diyarını korudu.
وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ
“Ey iman edenler! Savaş için düşmana karşı hazırlıklı olun!” (Enfal 8:60)
Bu örnekler bize şunu haykırıyor: Tevhid mücadelesi kıyamete kadar
sürecek! Ya Allah’ın dininin yardımcıları olacağız… Ya da tarih bizi, hainler
ve seyirciler safında yazacak!
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۚ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُٓوا اَوْلِيَٓاءَ الشَّيْطَانِۚ اِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَع۪يفًا۟
İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise tağutun
yolunda savaşırlar.(Öyleyse) şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi pek zayıftır.
(Nisâ, 76)
Siz Allah'ın dinine yardım etmezseniz! Kim yardım edecek?
Siz İslam'a egemen verme noktasına rol oynamaz iseniz?
Kim bu rolü oynayacak?
Siz bu dine fedai olmayacaksanız! Kim ensar olacak?
وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ
İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Günah ve haddi aşma üzerine yardımlaşmayın.
Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, cezası çetin olandır. (Mâide, 2)
3- Malını ve Canını Allah Yolunda Feda Etme Zamanın Gelmedi Mi?
Sahip olduğun malların, mülklerin, gece-gündüz kendisi uğrunda calıştığın ve haz duyduğun o tüm varlıkların
sahibi Allah. Onların hiçbiri sana ait değil günü ve zamanı geldiğinde onların her biri bir
bir elinden çıkacak. Allahın verdiğine karşılık cimrilik yapmak, onun davasından yüz çevirmek,
Allah’a değil'de malın ve kulların kölesi olmak ne acı ve ne
kötü bir durumdur.
Halbuki sen bunun için yaratılmadın, sen Allah’a ibadet ve onun dini için
hayatını idame ettirmek için yaratıldın. Allah'ın ilahi sistemini egemen
kılmak ve bu din'in insanlar arasında hakim olması için mücadele etmek
her Müslümanın görevidir. Sen insanların hidayetini düşünen, insanları
Allah ile bağlarını güçlendirme noktasında vesile olan ve Allah'ın dinini örnek bir şahsiyetle uygulayan kimse, hiç şüphesiz Allah'ın dinin yardımcısıdır.
اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْج۪يلِ وَالْقُرْاٰنِۜ
Şüphesiz ki Allah, cennet karşılığında müminlerden canlarını ve
mallarını satın almıştır. Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler. (Bu)
Tevrat, İncil ve Kur’ân’da Allah’ın hak olan vaadidir. (Tevbe, 111)
Madem Allah cennet karşılığında bizi yaratmış mallarımızı ve
canlarımızı satın almış o halde bu dini öğrenmek ve öğretmek uğrunda
insanları bu dine davet etmeli ve yeryüzünde islama ve müslümalara karşı savaşan müşriklere karşı cihad etmek gerekir.
Allah sana ticareti öğretiyor; Rabbimiz Allah kerim kitabında
kullarına rahmeti gereği onlara yol gösteriyor, kendi rızasına ve
cennetine davet ediyor. Bu sebeple Rabbimiz ''Sizi azaptan kurtaracak
ticareti öğreteyim mi'' Sorusu karşıda bizler dona kalıyoruz.
Allah kuluna ticareti öğretecek bu ticaret bizim anladığımız maddi
alışveriş ticareti değil. Bilakis bu ticaret Allah'ın rızası ve Allah'ın cenneti ile
sonuçlanan bir ticarettir. Peki bir Müslüman bu teklife nasıl cevap vermeli?
Rabbimiz bu ticareti ile uğraşmak isteyenlere şu iki şeyi istiyor;
A- Allah'a iman ve Resulüne iman.
B- Allah yolunda mallarınızla canlarımızla cihad etmek.
İşte bu zulmün, küfün, şirkin, ahlaksızlığın, kulların kullara kul olmasını
engelleyen ve insana huzur, güven, dayanışma, yardımlaşma, sevgi ve muhabbeti kazandıran bir ticaret ve en önemli kulluk birimidir. Nitekim;
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْج۪يكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ
Ey iman edenler! Sizi can yakıcı azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? (Saff, 10)
تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَۙ
Allah’a ve Resûl’üne iman edersiniz, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Şayet bilirseniz bu sizin için en hayırlı olandır. (Saff, 11)
4- Allah’ın Dinine Yardım Etmenin Hikmetleri;
Allah'ın kendi kullarından dinine yardım etmesinin istemesi Allah'ın ona muhtaç olduğundan dolayı değildir. Bilakis kul buna muhtaçtır.
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اَنْتُمُ الْفُقَرَٓاءُ اِلَى اللّٰهِۚ وَاللّٰهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَم۪يدُ
Ey insanlar! Sizler, Allah’a muhtaçsınız. Allah ise (kimseye muhtaç olmayan, her şeyin kendisine muhtaç olduğu) El-Ğaniy, (her daim övgüyü hak eden ve varlık tarafından övülen) El-Hamîd’in ta kendisidir. (Fâtır, 15)
5- Ey Gelecek Kaygıları Olanlar?
Basit menfaat, maslahat ve dünyevi çıkarımlar sebebiyle Allah’tan ve islam davasında yüz çevirenler, elecek kaygıları taşıyanlar, rızık endişesi taşıyanlar, korkaklığı tercih edenler ve her alanda nefsin, arzuların, malın dünyanın kulu olmayı tercih edenler yaptıklarınız beyhude, boş ve kıyamet gününde aleyhinize olacaktır.
Ey gelecek kaygıları olan kaygılarınızı dert edinmeyin! Sizin Rabbiniz Allahdır.
وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُۜ
Elbette Allah, kendisine yardım edene yardım edecektir. Hac, 40)
وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ
Yardım/zafer yalnızca Allah katındandır. . (8/Enfâl, 10)
- Ey rızık endişesi taşıyanlar bu endişeye gerek yok.
Çünkü zaten Er-Rezzak olan Allaha inandığını söylemiyormuydun?
اَمَّنْ هٰذَا الَّذ۪ي يَرْزُقُكُمْ اِنْ اَمْسَكَ رِزْقَهُۚ
Rızkınızı kestiği takdirde, (Allah’ın dışında) sizlere rızık verecek kimmiş? (Mülk, 21)
- Ey korkuları olan korkmana gerek yok. Çünkü;
اَتَخْشَوْنَهُمْۚ فَاللّٰهُ اَحَقُّ اَنْ تَخْشَوْهُ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ
Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Şayet müminlerseniz Allah,
kendisinden korkmanıza daha layıktır. (Tevbe, 13)
6- Allah’ın Dinine Yardım Etmenin Çeşitleri
a) İlimle Yardım: İlmi öğrenmek, öğretmek, insanları şirkten, bidatten, küfürden sakındırmak dinin en büyük yardım yollarındandır.
“وَجَاهِدْهُم بِهِ جِهَادًا كَبِيرًا”
“Onlarla Kur’an ile büyük bir cihad yap!” (Furkan 25/52)
Kur’an ile, ilim ile mücadele etmek, mücahidin cephanesidir.
b) Mal ile Yardım
“الَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ”
“İman edenler, hicret edenler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda
cihad edenler…”(Tevbe 9/20)
Mal, bu din için harcanmak içindir. Mescitler, medreseler, mazlumlar,
davetler, ilim ehli buna muhtaçtır.
c) Can ile Yardım
“إِنَّ اللَّهَ اشْتَرَىٰ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنفُسَهُمْ وَأَمْوَالَهُم بِأَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ”
“Allah, müminlerden canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır…
” (Tevbe 9/111)
Bu ayet bir beyattır! Allah bizden canımızı satın aldıysa,
onu nefsimize feda edemeyiz. Din uğruna harcamak farzdır.
d) Zaman ile Yardım
Zamanını fani eğlencelerde, boş oyalarda değil; ilimde, davette, tebliğde, cemaatte, hizmette kullanmak, dinin izzetini taşımaktır.
7- İhlas, Samimiyet, Fedakârlık ve Sadâkat ile Yardım
a) İhlas ve Samimiyet
“وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ”
“Onlar ancak Allah’a, dini yalnız O’na has kılarak ibadet etmekle emrolundular.”
(Beyyine 98/5)
İhlas yoksa amelin hiçbir değeri yoktur. Dinine yardım da ancak ihlasla makbuldür.
b) Fedakârlık
“وَيُؤْثِرُونَ عَلَىٰ أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ”
“Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, kardeşlerini kendilerine tercih ederler.”(Haşr 59/9)
Dava adamı, konforuna değil, davasına öncelik verir.
c) Sadâkat
“مِنَ الْمُؤْمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللَّهَ عَلَيْهِ”
“Müminlerden öyle adamlar vardır ki Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar…” (Ahzâb 33/23)
Dava, sadakat ister. Yarı yolda bırakmayan, döneklik yapmayan, istikamet üzere yürüyen yürekler ister.
8- Sabır, Tahammül, İstikamet ve İstikrar
“وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ إِلَّا بِاللَّهِ”
“Sabret! Senin sabrın ancak Allah’tandır.” (Nahl 16/127)
Hak yolda yürümenin bedeli vardır. Alay edilir, dışlanılır, hatta eziyet edilir. Sabır, dava adamının zırhıdır.
“فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ”
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud 11/112)
İstikamet, her zorlukta geri adım atmamak, hedefinden şaşmamak demektir.
“وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ”
“Gevşemeyin, üzülmeyin! Eğer iman etmişseniz üstün olan sizsiniz!”
(Ali İmran 3/139)
9- Müslüman Allah’ın Davasında Yüz Çeviremez.
Nice batıl ideolojiler ve felsefi akımlar İslam ilahi nizama alternatif, zıt ve
çatışarak Allah’a ait olan ilahi özellikleri kendilerine ve ideolojik dinlerine
vererek Allahın kulllarını yönetme ve idare etme noktasında rol oynadılar.
Öyle ki bu batıl davanın bağlıları mallarıyla, canlarıyla ve hayatlarıyla feda
ederek bu batık düşünceyi egemen kıldılar. O halde bir Müslüman
yeryüzünün kâfirleri karşısında en az onlar kadar sabır, mücadele,
tahammül, sebat ve istikamet üzere olmakla beraber en az Allah onda
malını, zamanını, canını ve hayatını feda etmekle mükelleftir.
Çünkü bu hak ve batıl savaşında Allah ancak çalışana mükafat veriyor.
Allahın davasından yüz çevirenlere değil. Bir mü'min Allah'ın dininden
yüz çeviremez ve kayıtsız kalamaz. O hangi konumda olursa olsun, Allah'ın dinin yardımcısı ve fedaisidir. Çünkü insanı yaratan Allah ve ona
sorumluluklarını tayin eden’de Allah’tır. İman iddiasını taşıyan bir
kimse tercih sahibi değildir. O sadece iman iddiasında bulunduğu dinin
emir ve yasaklarını hayatına hakim kılmak ile görevlidir. Zaten tarih boyunca
tüm Resuller insanları Allah'ın dine yardım etmeye canını, malını ve hayatını
adamayı davet etmiştir.
10- Allah’ın Dinine Yardım Eden Yiğit Müminler
“رِجَالٌ لَا تُلْهِيهِمْ تِجَارَةٌ وَلَا بَيْعٌ عَن ذِكْرِ اللَّهِ”
“Öyle adamlar vardır ki ne ticaret ne alışveriş onları Allah’ı anmaktan alıkoymaz.” (Nur 24/37)
Bu din, adam ister! Dünyaya köle olmayan, bedel ödeyen, şerefini satmayan, hak uğruna sebat eden yiğit müminler ister.
“وَجَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ”
“Allah yolunda hakkıyla cihad edin!” (Hac 22/78)
Hakkıyla cihad: Kalple, dille, bedenle, malla, canla ve zamanla! İşte adamlık budur!
11- Sahâbeden Dinine Yardım Eden Kahramanlar
a) Mus’ab b. Umeyr – Medine’nin İlk Davetçisi
Lüksü, zenginliği terk etti. Uhud’da sancağı taşıdı, şehit oldu ama sancağı bırakmadı. İbn Hişâm, “Sîret”, c.1; İbn Sa’d, “Tabakât”, c.3.
b) Sa’d b. Muâz – Ensar’ın Lideri
“Ey Allah’ın Resulü! Denizlere dalsan biz de dalarız.” dedi. Hendek Savaşı’nda ağır yaralandı, şehadetle ödüllendirildi. Buhârî, Cihâd 130; Müslim, Fedâil 132.
c) Habbâb b. Eret – Sabırda Zirve
Sırtına kızgın taşlar kondu, köleydi ama dininden dönmedi. “Rabbimiz Allah’tır” dediği için işkence gördü, ama sabretti. İbn Hacer, “el-İsâbe”, c.2, s. 201; Taberî, Tefsir, Nahl 16/127 ayeti tefsiri.
12- Allah’ın Dinine Yardım Etmenin Hikmetleri
A- Kâfirleri cezalandırmak: Allah, mü’minlerin eliyle kâfirleri zelil eder ve onların tuğyanını kırar.
﴿فَقَاتِلُوا أَئِمَّةَ الْكُفْرِ﴾
“Küfrün önderleriyle savaşın.” (Tevbe 9/12)
B- Zulmü ortadan kaldırmak: Yeryüzünde adaleti tesis etmek ve mazlumlara nefes olmaktır. “Biz, yeryüzünde zayıf düşürülenleri üstün kılmak istedik…” (Kasas 28/5)
C- Allah’a itaatin bir tezahürü: Allah’ın emrine boyun eğmek ve O’nun rızasına yönelmektir. “Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlü’ne yardım edin…” (Saff 61/14)
D- İmtihan vesilesidir: Kim hakka sarılır, kim yüz çevirir? Bu, bir ayrışma vesilesidir.
“Allah, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilsin diye…” (Âl-i İmrân 3/142)
E- Tevhide sadakatin göstergesidir: Allah’ın dinine yardım, yalnız O’na kulluk etmenin en açık delilidir.
F- Sabır, tahammül ve istikrar gerektirir: Yardım etmek kolay değil; direnç, sebat ve kararlılık ister. “Nice az topluluk, Allah’ın izniyle çok topluluğu yenmiştir.” (Bakara 2/249)
G- Allah’a bağlılığın tezahürüdür: Mü’minin kalbi Allah’la bağlıysa, bu bağlılık fiiliyata dökülür.
h- Kulluk tercihi ve hesapla ilgili: Bu dinle kim yücelir, kim alçalır; hesap günü ortaya çıkacaktır. “Her nefis, ne yaptıysa onunla karşılaşacaktır.” (Zilzal 99/7–8)
13- Kişi Allah’ın Dinine Nasıl Yardım Eder?
A- İlmiyle (علمه): Doğru bilgiyle hak ile bâtılı ayırır, insanları hidayete ulaştırır.
قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الَّذِينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذِينَ لَا يَعْلَمُونَ
“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 39/9)
B- Ahlakıyla (أخلاقه): Güzel ahlak, İslam’ın en güçlü tebliğ aracıdır.
إِنَّكَ لَعَلَى خُلُقٍ عَظِيمٍ
“Şüphesiz sen yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem 68/4)
C- Canıyla (بنفسه): Cihad ve mücadele ile Allah’ın dinine destek olur.
إِنَّ اللَّهَ اشْتَرَىٰ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ أَنْفُسَهُمْ…
“Allah, müminlerden canlarını satın aldı…” (Tevbe 9/111)
D- Ailesiyle (بأهله): Ailesini İslam üzere yetiştirerek ümmete hayırlı nesiller kazandırır.
قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا
“Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun.” (Tahrîm 66/6)
E- Zamanıyla (بوقته): Vaktini Allah’ın davetine ve kullarını uyandırmaya adar.
وَالْعَصْرِ، إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ
“Asra andolsun! İnsan gerçekten ziyandadır…” (Asr 103/1–2)
F- Duasıyla (بدعائه): Mücadele edenlere dua ederek yardım eder.
رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا… وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا
“Rabbimiz! Bizi bağışla… ayaklarımızı sabit kıl!” (Âl-i İmrân 3/147)
G- Makâmıyla (بمكانته): Yetkisini, etkisini Allah’ın davası uğruna kullanır.
وَجَعَلْنَاهُمْ أَئِمَّةً يَهْدُونَ بِأَمْرِنَا
“Onları emrimizle hidayete ulaştıran önderler yaptık.” (Enbiyâ 21/73)
H- Davetiyle (بدعوته): İnsanları İslam’a çağırır; hakikati ulaştırır.
ادْعُ إِلِىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ
“Rabbinin yoluna hikmetle davet et!” (Nahl 16/125)
L- Nasihatiyle (بنصيحته): Müslüman kardeşlerini iyiliğe çağırır, kötülükten sakındırır.
الدِّينُ النَّصِيحَةُ
“Din, nasihattir.” (Müslim, Îmân 95)
M- Malıyla (بماله): İnfak ederek Allah’ın dinine destek olur.
وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ
“Kendileri ihtiyaç içinde olsa bile başkasını tercih ederler.” (Haşr 59/9)
Her bir mü’min, sahip olduğu imkânla, halle ve hâlle Allah’ın davasına yardım etmekle yükümlüdür. “Kim Allah’a yardım ederse, Allah da ona yardım eder ve ayaklarını sabit kılar.” (Muhammed 47/7)
14-Allah’ın Dinine Yardım Edeni Allah Yardımsız Bırakmaz
Bu bir ilahi kanundur. Kim Allah’a yardım ederse, Allah ona hem dünya hem ahirette yardım eder. Delil:
“وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ ۚ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ”
“Allah, kendisine (dinine) yardım edenlere kesinlikle yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlüdür, izzet sahibidir.”(Hac 22/40)
Bu, Allah’ın vaadidir. Allah’a yardım eden mahrum olmaz. Ancak bu, içi boş sloganla değil; bedel ödemekle olur.
15- Davet ve Tebliğle Dinine Yardım Etmek
Sadece savaşla, mal vermekle değil; en büyük yardım hakkı anlatmaktır. Çünkü insanları şirkten, cehennemden kurtarmak en büyük cihaddır.
“قُلْ هَٰذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَىٰ بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي”
“De ki: İşte benim yolum budur! Ben ve bana uyanlar, basiret üzere Allah’a davet ederiz.”
(Yusuf 12/108)
Peygamber’in ve onun izinden gidenlerin yolu: Basiretli davettir.
16- Kadınların da Allah’ın Dinine Yardımı
Kadınlar da İslam davasında yüce örnekler sergilemişlerdir:
Hz. Sümeyye – İlk şehide.
Hz. Asiye – Firavun’un zulmüne rağmen imanını korudu.
Hz. Aişe – İlim, tebliğ ve cihadda rehber oldu.
“وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۚ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ”
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar.” (Tevbe 9/71)
17- Dinin Yardımına Engel Olan Engeller ve Bahaneler
‘’Vaktim yok.’’
“Ailem razı değil.”
“Bu zamanda ne yapılabilir ki?”
“Başkasına düşer.”
Bunlar Allah katında mazeret değil, zaaf ve gaflettir. Delil:
“وَذَرُوا الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا”
“Dinini oyun ve eğlence edinenleri bırak!” (En’âm 6/70)
18-Dini Yardımda Zafiyet Gösterenlere Sert Uyarı
“إِلَّا تَنفِرُوا يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا”
“Eğer savaşa çıkmazsanız, Allah size acı bir azapla azap eder.” (Tevbe 9/39)
Bu ayet, Allah’ın dinine yardım etmeyenlere azap tehdididir. Bu ciddi bir uyarıdır.
18- Sonuç: Allah’ın Dinine Yardım, Kulluğun Zirvesidir
Dinin galibiyeti seninle olacaksa, bu bir şereftir.
Din senden sonra da galip gelecek, ama sen kayıp olabilirsin.
Yardım eden şereflenmiştir, etmeyen Allah’ın yerine getireceği başka kavimler ile değiştirilecektir.
“فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ…”
“Allah onların yerine, kendisini seven ve kendisini seven bir topluluk getirir.” (Maide 5/54)
Son Söz: Ey Müslüman!
Uyan! Dinine yardım et! Dava senin sırtında yükselir, senin ihanetinle yıkılır. Allah senin malına muhtaç değil ama seni onunla sınar. Sana can vermiş, şimdi isterse geri almak O’na az gelir mi? Kıyamet günü sorulacak: “Allah’ın dinine ne yaptın ey kul?” Şimdi söyle:
Zamanını nereye harcadın? Malını ne uğruna feda ettin? Canını ne için sakındın?
“كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ” – Allah’ın yardımcıları ol
BİR CEVAP YAZ