Küfür Ve Şirk İlişkisi
Küfür Ve Şirk İlişkisi
Küfür ve şirk ilişkisine gelince bu mesele birçok insan tarafından karıştırılmakta ve meselenin izahında zorlanılmaktadır.
Bu mesele dinin Asılları ve Şeriatin vaciplerini ayırıma tutmak süretiyle karmaşıklık giderilir.
Dinin asılları açısından;
Genel açıdan şirk dinin asıllarına taalluk eden bir meseledir. Alanı Allah'ın rububiyetinde, uluhiyetinde ya da Allah'ın ilahi ve rabbani özellikleri olan isim ve sıfatlarında Allah'la beraber ya da Allah dışında başkasına yapılan ibadetlerdir.
Misal: Allah'tan başkasına mutlaka itaat, sığınma, dua, yardım, fayda ve zarar verdiğini, kurban, adak, Allah'tan başka kanun koyucu, yasama, yöneten, idare eden ve hükmeden kimsenin varlığına inanması. İşte bunlar sahibinin müşrik yapan şirk türleridir.
Şeriatin vacipleri açısından;
Kafirlerin, kafir olmasının bir diğer illeti kendilerine ibadet ettikleri yapay tanrıları inkar etmediklerinden dolayıdır. Dolayısıyla bir kimse başkasını Allah'a ortak koşarak müşrik olurken ibadeti Allah'a has kılmayı reddettiği için de kafir olur.
Misal: Hristiyanlar müşriktirler. Çünkü İsa aleyhisselam'ı oğul isnat ederler ve onunla beraber azizlerine ibadet ederler. Onları kafir yapan aynı zamanda sadece İslamı, Kur'an'ı ve Resulullah'a tasdik etmeleri değil aynı zamanda ibadetin kulluğun yalnız Allah'ın hakkı olduğunu inkar etmelerinden dolayı kafir olurlar.
Küfür genel açıdan şeriatın vaciplerine taalluk eder ve sahibini kafir yapar. Bu kısımda şirk söz konusu olmaz.
Misal: Şeriatin vaciplerinde farz olan namaz, oruç, zekat ve haccı gibi farzları inkar ya da Allah'ın haramları olan içki, kumar ve zinayı helal görmek küfürdür ama şirk değildir. Yine alay etmek, istihza, hakaret/tahkir, istiğfaf/hafife alma, dinden yüz çevirme ve benzeri şeyler genel açıdan küfürdür ve sahibini müşrik yapmaz ancak kafir yapar.
Misal: Yahudilerin akidesi onlar genel açıdan Allah'a ortak/şirk koşmazlar onları kafir yapan Allah’ı, Resulünü, Kur'an'ı ve benzeri şeyleri inkar etmeleridir.
Küçük şirk açısından;
Allah'ın rızasına, dilemesine ve yetkisine bağlı kalarak sebep olmayan şeyler sebep saymak küçük şirktir. Şer'i bir delile dayanmadan Allah'ın izni dahilinde bu kimseleri aracı görmek küçük şirktir bu aynı nazar boncuğu ve uğur getiren şeyler inanmak gibi gerçekleşir.
Dolayısıyla ibadet, kulluk ve itaat ilahi ve rabbani özellikleri içerisinde olan bir sıfatı aslı Allah'a verildiği müddetçe bu gibi durumlar küçük şirk kapsamında değerlendirilir.
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi nasıl ki Mutezile Allah'ın yaratma aslnı Allah'a ait olduğunu ikrar etmelerine rağmen insanın kendi amellerinin yaratıcısı olduğunu söylemesi onları kafir yada müşrik yapmıyorsa ki bu küçük şirktir.
Kaderi inkar eden Kaderiye mezhebi ilmin Kaderin aslını Allah'a verdiği halde bazı cüzlerini inkar etmesi büyük küfür yada büyük şirk olmuyorsa.
Tasavvurcuların salih, şeyh ve buna benzer kimselere Allah'ın rububiyeti, uluhiyeti, isim ve sıfatlarına zarar vermediği sürece inançlarında Allah'ın izni, kudreti ve yetkisinde olduğu kayıtlayarak ortaya koydukları sürece küçük şirk kapsamında değerlendirilir.
Dolayısıyla onlar hiçbir şeyin Allah'a dilemesi dışında olmayacağını, bir yaprağın bile düşmeyeceğini, her şeyin Allah'ın egemenliği, otoritesi, yetkisi ve gücü dahilinde olacağını inanışları uluhiyet ve rububiyet itikatının aslını zedelemez.
Bunlar her ne kadar büyük şirk kapsamında dahil olmasa da bunların küçük şirk olması muhakkaktır ve mutlak açıdan bu kimselere şirk ve küfür işledi demek caizdir. Ama bunların müşrik ve kafir olmaları ancak hüccet ikame edildikten sonra gerçekleşir.
Nitekim Hadiste: Ölmek üzere olan çocuklarına vasiyette bulunan ve küllerini denize saçılmasını vasiyet eden bu adamın durumu bunun için bir delildir. O Allah'ın sıfatlarının mutlak açıdan inkar etmemiş aslında ikrar etmişti sadece bu meselenin külli değil cüzi olan meselelerde bir hata etmişti ve bu onun küçük şirk işlemesi anlamına geldiği ve büyük şirk işlemediğini de en büyük delilidir.
Bu kimselerin büyük şirke düşmelerinin diğer bir temel sebebi onlar bu kulların Allah gibi gaybi bildiğine, Allah gibi itaat edilmesi gerektiğini, Allah gibi sığınılması, yardıma, dua edilmesi gerektiğine, Allah gibi dilediğini yapan ve Allah gibi yardıma koştuğuna itikat edenler hiç şüphesiz Mürşik ismini alırlar.
Nitekim: Şirkin en büyük hakikati mahluku Allah'a denk yani eşit tutmaktır. İşte bu büyük şirktir. (Cevabu'l Kafi:102)
Bu aynı Allah'ın hükmüyle hükmetmeyen, helali haram eden ve haramları helal eden kimselerin öven, razı olan, yardım eden, onların iktidarını güçlendiren, onlara egemenliği tattıran yine bununla beraber onların kitaba ve sünnete muhalif olduğunu bilmesine ve Allah'a ve Resulüne isyan ettiklerini bildiği halde bunları desteklemek, işte bunlar büyük küfür kapsamındadır.
Nitekim insanların birçokları şeytanın izinden giderler, şeytana itaat ederler şeytanın ve isteklerini yerine getirirler ama kafir olmazlar. Neden? Çünkü şeytana bilerek ibadet etmezler, bilerek şeytanı sevmezler ve onun izinden gitmezler. Çünkü şeytanın lanet edildiği, onun Allah'ın düşmanı olduğunu, ona tazim, sevgi, yardım ve benzeri itikat taşımadığı bilinen bir husustur. Bu sebeple kim Allah'ın haram ve helalllerinden özellikle masiyet olan günahlar konusunda yani şeriatın vacipleri olan içki, kumar, zina ve benzeri şeylerden bir başkasına itaat ederse bu kimseyi kafir yapmaz, bunun temel sebebi onun haram olduğunu itikat etmesi onu hafife almaması ve bununla beraber bunun bir masiyet olduğunun ikrar etmesi ile kayıtlı olmasıdır.
İnsanların birçokları maalesef dinin asıllarıyla şeriatın vaciplerini karıştırmakta ve bundan dolayı doğru hüküm verememekte. Halbuki hükmetme, kanun koyma, yasama, dua ve sığınma gibi dinin asıllarına taalluk eden meseleler ile şeriatın vacipleri konumunda olan içki, kumar ve zina gibi durumlar birbirinden çok ayrı ve farklıdırlar. Bir müslüman içki içer, zina yapar, kumar oynar ama kafir olmaz. Yeter ki bunu hafife almasın, yeter ki bunu helal görmesin ama hüküm, kanun, yasama ve değer yargıları belirleme ve bunu kullara dayatmak şeriatın vaciplerindeki masiyet gibi değildir. Bu kimseler mutlaka açıdan kafir hükmünü alırlar. Bunlara itaat şer'i engel olmaksızın itaat, yardım, destek ve sevgi o kimsenin kafir olmaz için yeterlidir.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ