Onlar İslam'la Savaşırken, Sen Neredesin?
Onlar İslam'la Savaşırken, Sen Neredesin?
Yeryüzü bir imtihan, fitne, mücadele, tercih ve seçim mekanıdır. Bu mekanda insanlar tercih ve seçimleri ile hesaba çekilecektir, bu dünya sahnesinde kimileri hevasını, kimileri dünyayı, kimisi malı, mülkü, kadını, kimileri yaratılma gayesine uyma ve ilahi öğretilere göre bir hayatı yaşama konusunda tercih yapacaktır.
وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَلْيَكْفُرْۙ اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلظَّالِم۪ينَ نَارًاۙ اَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَاۜ
De ki: “Hak, Rabbinizden gelendir. Dileyen iman etsin, dileyen kâfir olsun.” Şüphesiz ki biz zalimlere, duvarları kendilerini her yönden kuşatan bir ateş hazırlamışızdır. (18/Kehf, 29)
Biz doğru tercih ve doğru kararlar verebilmemiz için Allah, rahmetinin gereği kitabını indirmiş resullerini göndermiş bizi küfürden, şirkten ve tağut'a ibadet etmekten alıkoyacak peygamberler göndermek suretiyle yeryüzünü Allah'ın iradesine göre iman eden ve bu doğrultu hayatımızı yaşama fırsatını değerlendirmek zorundasyız. Kimileri yanlış tercih yapmış ve b unun sonucunda şirkin ve küfürün karanlığına gömülmüş ve bunun sonucunda kimin tercihi ideolojik dinler, politik tanrılar, hurafe, mitoloji ve daha nice benzeri şeyler olursa o Allahtan başkasına ibadet etmiş olur.
وَلَقَدْ بَعَثْنَا ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ رَسُولًا اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَۚ
Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir. (16/Nahl, 36)
O halde eyryüzü bir fırsat, bir değerlendirme ve doğru karar alma yeridir. Çünkü yeryüzü hak ile batılın birbiriyle savaştığı birbiriyle mücadele ettiği bir biriyle çatıştığı bir mekandır. Hak ehli ile batıl ehli asla birbirlerine hoşlanmazlar, birbirlerinden razı olmazlar ve ittifak içinde olamazlar. Hak ehli ilahi verilere göre hayatını yaşarken batıl ehli heva, hevesin ve ideolojik verilerle hayatını sürdürür, işte bu alemlerin rabbi olan Allah'la çatışmak demektir.
وَلَا تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Gerçeği bildiğiniz hâlde hakkı batılla karıştırıp (bu suretle) hakkı gizlemeyin. (2/Bakara, 42)
Hak batıla galebe çalmak, yeryüzünde ilahi iradeyi egemen kılmak, küfrün belini kırmak, şirkin kalelerini dağıtmak ve Rabbani öğretilere iktidar ve egemenlik vermek için gelmiştir. Tarih boyunca bütün peygamberler Tevhid ile gelmiş ve tüm kulları tağutlardan, şirkten ve küfürden uyarmışlardır. O halde İslam'ın safına geçmek, Allah'ın dine yardım etmek ve İslam için mücadele etmek durumundayız. Çünkü bu Mümin olmanın en önemli şartlarındandır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ
Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz, (Allah da) size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. (47/Muhammed, 7)
İslam ilahi nizama yetkiler verilmediği ve ilahi özelliklerin politik tanrılara verildiği, İslam ilahi nizama alternatif ideolojik dinlere egemenlik verildiği bu çağda ümmet bölünmüş, parçalanmış ve büyük bir ihtilaf ve ayrılığa düşmüştür.
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعًا وَلَا تَفَرَّقُواۖ
Allah’ın ipine hep beraber/topluca tutunun ve ayrılığa düşmeyin. (Ali İmran:103)
Allah'ın düşmanları bu sebeple ümmeti dinden alıkoymuş, islami eğitimi sonlandırmış, İslam'ın gerçeklerini gizlemiş, İslamı çelişkili göstermiş ve yeryüzündeki Allah kullarına farklı hedefler, gayeler ve inançlar sunmuş. Maalesef dinini Kur'an ve Sünnet kaynağından almayan ve tamamıyla geleneksel ve kültürel açidan çevreden, sokaktan ya da sistemin onayladığı bir din anlayışıyla Allah'a inandığını iddia eden, İslam'a ve Kur'an'a iman ettiğini iddia eden insanların bugün solcu, sağcı, muhafazakar, laik, kemalist, demokrat gibi ideolojik dinlere kendilerini nispet ettiğini ya da tamamıyla Rabbani görevlerini terk ederek ideolojik görevler altında ezilmek suretiyle kula kula yaptılar.
اَللّٰهُ وَلِيُّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۙ يُخْرِجُهُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَوْلِيَٓاؤُ۬هُمُ الطَّاغُوتُۙ يُخْرِجُونَهُمْ مِنَ النُّورِ اِلَى الظُّلُمَاتِۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟
Allah, iman edenlerin Velisidir/dostudur. (Bu dostluğunun bir tecellisi olarak) onları (küfrün, şirkin) karanlıklarından (tevhidin ve imanın) aydınlığına çıkarır. Kâfirlerin velileriyse/dostlarıysa tağuttur. Onları (iman ve tevhidin) aydınlığından (küfrün ve şirkin) karanlıklarına çıkarırlar. Bunlar, ateşin ehlidir ve orada ebedî kalacaklardır. (2/Bakara, 257)
Onlar solculuk, sağcılık ve muhafazakarlık gibi ideolojik dinlere ait sınıflandırmaları bu ümmete dayatmak suretiyle ümmete Sen solcu! Sen sağcı! Sen muhafazakar! Diye böldüler, parçaladılar ve bunun sonucunda onlar, ümmeti ilahi hedeften alıkoyarlarken, sen neredeydin?
Onlar İslam ilahi nizama alternatif insan uydurması ideolojik dinleri bu ümmete dayatırken, Allah'ın yaşam programına, ilahi yasalarına muhalif ideolojik yasaları bu topluma empoze ederken sen neredeydin?
Onlar demokrasi, laiklik, kemalizm, sosyalizm ve benzeri ideolojik dinleri dinlerle Allah'ın iradesini hiçe sayarken İslam ilahi nizama muhalif ideolojilerle ve Kur'an'ı hiçe sayarken! Sen neredeydin?
وَمَنْ يَنْقَلِبْ عَلٰى عَقِبَيْهِ فَلَنْ يَضُرَّ اللّٰهَ شَيْـًٔاۜ
Kim de topukları üzerine (dininden ya da yaptığı salih amelinden) dönerse Allah’a zarar veremeyecektir. (Ali imran: 144)
Onlar Muhammed aleyhissalatu vesselam'ın ilahi öğretilerini, Rabbani ilke ve ınkılaplarını gizlerken, örnek modelimiz ve ulu önderimiz Muhammed aleyhissalatu vesselam'den alıkoyarken sen neredeydin? Onlar ideolojik önderleri liderleri bu ümmete dayatırken, toplumu küfre ve şirke davet ederlerken sen neredeydin?
Yeryüzünün müstekbir kafirlerin İslam topraklarını işgal ederken, yeraltı, yer üstü kaynaklarımızı gasp ederken ve küfre egemenlik verirken sen neredeydin?
Onlar bizim kadınlarımızı bozarken sen neredeydin? Olar ahlaksızlığı, uyuşturucu, zina, fuhuş, zulüm, kötülük ve benzeri ne kadar zulüm varsa bu topluma dayatırken, sen neredeydin
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌۙ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
Şüphesiz ki fuhşiyatın müminler arasında yayılmasından hoşnut olanlara, dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz. (24/Nûr, 19)
Ey kardeşim Allah için söyle nefsin için kendin için ne yaptın? Bu din uğrunda ne yaptın, Allah'ın dine yardım etme noktasında hangi proje, hangi yardım çalışmasında buludun? Allah için söyle sen kafirlere karşı nasıl bir tedbir aldın? Sen insanların hidayetlerine nasıl vesile oldun? Sen hakkı insanlara götürdün mü? Sen insanları Allah'a davet ettin mi? Ey kardeşim yerli yabancı kafirler İslamla savaşırken sen hangi pozisyondaydın?
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Ali İmran:104)
Onlar İslam coğrafyasında müslümanlara savaş açarken, onlar Müslümanları öldürürken, kadın çocuk demeden zulüm yaparken sen neredeydin?
Onlar yeryüzünde fitneye sebep olmuş, hak ile batılı birbirine karıştırmış, kulları kullara kul yapmış, topluma küfrü ve şirki dayatmış ve yeryüzünde Allah'ın kullarını bozan o politik tanrılar konumunda olan tağutlar karşısında sen ne haldeydin? Sen onların destekçisi miydin? Yardımcısı mıydın? Yoksa onlara muhalefet eden onlardan beri olanlardan mıydın?
وَلَا تَرْكَنُٓوا اِلَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُۙ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ اَوْلِيَٓاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ
Sakın zulmedenlere/zalimlere meyletmeyin! Yoksa size ateş dokunur. Allah’ın dışında dostlarınız olmaz, sonra yardım da olunmazsınız. (11/Hûd, 113)
Allah'ın düşmanları sanat adı altında dizi, TV, tiyatro, sinema gibi kitle iletişim araçlarını kullanarak onblar, tecavüzü sahnelerken ve ümmeti bunla bozarken sen neredeydin? Yalan, hırsızlık, uyuşturucu, küfür, şirk, zina, yalan, ahlaksızlık, çıplaklık ve daha nice benzeri şeylerle bu ümmeti onlar bozarlarken sen onlara karşı ne yaptın? Kime davet ettin? Bu dine ne kadar yardım ettin?
Ey kardeşim bak sen İslam'dan yüz çevirdiğinden beri, bu dine sahip çıkmadığından beri, Müslümanların cemaatiyle beraber olmamandan dolayı ve Rabbani davaya sahip çıkmamadan dolayı Irak işgal edildi ve 1,5 milyon insanı öldürüldü Libya, Afganistan, Yemen, Suriye ve daha nice beldeler yerli ve yabancı kafirlerin eliyle yok edildi. Ama sen hiçbir şey olmamış gibi hayata devam etmedin mi?
Ey kardeşim şu dünya mal, mülk, makam, şöhret, para, rahatlık ya da şu senin gelecek kaygıların ve senin rızık endişelerin sebebi ile bu dinden ve davadan yüz çevirmenden dolayı nice ölümlere ve zulümlere sebep olduğunun farkındamısın!
وَمَنْ يَعْشُ عَنْ ذِكْرِ الرَّحْمٰنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَر۪ينٌ
Kim de Er-Rahmân’ın zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytan bağlarız da (hep) onunla beraber olur. (43/Zuhruf, 36)
Dünya hoşuna mı gitti? Ebedi yaşamayın mı planlıyorsun? Hiç ölmeyeceğini mi düşünüyorsun? Hani Allah'a inanmıştın! Hani cennetin ve cehennemin var olduğuna inanmıştın! Neden ahiret için bir şeyler hazırlamıyorsun? Neden bu din için bir şey yapmıyorsun? Hesaba çekilmeyeceğini, sorgulanmayacağını ve mahşerde sevap gibi bir azığa ihtiyacın olmadığını mı düşünüyorsun?
Gafletin, cehaletin, tembelliğin, dinden yüz çevirmişliğin ne kötülüklere mal oldu görmüyor musun? Madem Müslümanlık iddiası taşıyorsun neden İslam'ın gereklerini yerine getirmiyorsun? Neden Allah'ın indirdiği kitabı okuyormuyor ve onunla amele etmiyorsun? Neden Rasulullah aleyhisselamın sünnetini öğrenmiyor ve onu izinden gitmiyorsun? Yoksa inandığın Allah karşı samimiyetin ve ihlasın kalmadı mı? Yoksa cenneti garantiledin de haberimiz mi yok!
قُلْ اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِر۪ينَ
De ki: “Allah’a ve Resûl’e itaat edin.” Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah, kâfirleri sevmez. (Ali İmran:32)
Ey kardeşim evlerimiz, sokaklarımız, mahallelerimiz, şehirlerimiz ve vatanımız ideolojik akidelerle işgal edilmiş, kötülük, haksızlık ve eşitsizlik varken sen öyle duracak hiçbir şey yapmayacak mısın?
Ey kardeşim bu ümmet nice işgaller, zulümler, kötülükler, ölümler ve savaşlar gördü ama Allah bu ümmete içerisinde Ebu bekirler, Ömerler, Osmanlar ve Aliler göndermek suretiyle bu dini korumuş ve ümmeti yeryüzü iktidarına taşımamışmıydı?
İslam tarihinde ne zaman islam toplumu dinden yüz çevirdiyse, Allah tarihin içerisinde bu toplumu moğolların, haçlıların ve daha nice fitnelerle imtihan etmiş ve zelilliği tattırmıştır. Ama ne zaman ki bu toplum tekrardan Allah'a iman etti ve ne zaman dine yöneldiyse Allah bu topluma izzeti tattırdı. Nitekim tarihin içerisinde zelil durumda iken iman ve amel bütünlüğünde tekrardan Allah'a yönelen Müslümanlara değerli komutanlar göndermek suretiyle düşmanı zelil etmedi mi?
Sultan Alpaslan 1071 yılında malazgirt’te kendisinden 4 kat büyük olan Bizans ordusuna karşı savaşarak yenmedi mi?
Seyfeddin Kutuz komutasından 20.000 kişilik bir ordu Hulaguhan'ın en seçkin komutanlarından olan Ketboĝa Noyan komutasında çok sayıdaki Moğol ordusunu Filistin'nin Ayn Calut mevkiinde büyük yenilgiye uğratmadı mı?
Yine Müslümanların yenilgiyi tattığı zelilli yaşadığı bir dönemde Selahattin Eyyubi islam akidesini bozan ve büyük fitnelere sebep olan fatimi hilafetini yıkmadı mı? Hittin savaşında haçlıları yenilgiye uğratmadı mı? Kudüsu Haçlı işgali altında kurtarmadı mı?
Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Muhammed bizanslıların kalbi olan İstanbul'u fethetmedi mi? Viyana'ya kadar Osmanlı İslam sancaktarlığını taşımadı mı?
O tarihte insanların bir kısmı ümitsiz idi, yenildik, yıkıldık ve İslam dağıldı diyorlardı ama Allah onlara tekrardan izzet’i nasip etti. Bugün de yine tekrardan Kur'an'a ve Sünnete ulaşabilmek Allah ve Resulünün emrine göre bir hayatı yaşamak suretiyle yeniden fetihler yeniden izzete ulaşabiliriz.
Allah yeryüzünde zalimlere, müstekbirlere ve kötülük yapanların iktidarlarının sonlandırmak onların güçlerini kırmak ve zayıf bırakılanlara iktidar vermek istiyor.
Kardeşim bu dine yapacağın çok şey var;
1- Önce iman: Tekrardan iman etmelisin hem de bir ilim, amel, hikmet ve basiret üzere Allah'ı tanıyacak, onun emrine amade olacaksın ve Allah'ım razı olduğu bir kul olma noktasında hayatını islamlaştıracaksın.
2- Salih amel işleyeceksin: Kardeşim hiç şüphesiz ki Müslümanın en önemli özelliği onun hayatında İslamı görüntülemesidir. Hele ki farzlar ve emirler bunlar bir kulun amellerinde gözükmesi farz olan şeylerdir. Eğer ameller farz olanı terk ederse ortada haram, zulüm ve kötülük olur. Buda ümmetin ifsadı demektir.
3- Ey kardeşim haramlardan kaçınarak hayatını helal yasalara göre yaşa ve Allah'ı zikret, ona ibadet et ve kulluğunu yalnız Allah'a tanı.
4- Şirki, küfürü ve tağut konumunda olan ne varsa onları redd et, onlardan beri ol ve onlara muhalif bir hayat yaşa, işte o zaman Allah'ın razı olduğu bir kul olursun.
5- Eğitim seviyen ne olursa olsun bildiğin kadar anlat, öğret ve yaşa bu dinin her konumda olan insanın kendisine yardım etmesi farzdır.
6- İman ve İslam konusunda şuurlu ol, Allah'a yönel, gündeminde İslam davası, ümmet olsun ve Müslümanların dertleriyle dertlen.
7- Ey kardeşim bulunduğun yerde tevhidi hareketin içerisinde cemaat ol. Ekonomik, fiziki, ilmi ve her adın İslam'a yardım edecek olanaklar ara.
8- Bela, musibet ve sıkıntılara karşı sabret ve sakın gevşeme. Allah'a sığın çünkü başına gelen her bela senin aleyhinde değil lehine olmalı. Eğer bela ve musibetler karşısında sabreder yılgınlığa düşmez isen, işte ozaman dünya ve ahirette mükafatını alırsın.
9- Ey kardeşim ilahi öğretilere alma, Kur'an'ı okuma, öğrenme ve onunla amel etme konusunda ihlaslı, Rasulullahın. sünnetini öğrenme konusunda mücadeleci ol. Ne kadar samimi ve ihlaslı olursan o kadar kapılar sana açılır ve ne kadar samimiyetten uzak olursan o kadar kapılar kapanmış olur.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ