19 Nisan 2025, 01:04 tarihinde eklendi

Ümmetin Dirilişinin Tek Yolu: Sahabe Gibi Olmak.

Ümmetin Dirilişinin Tek Yolu: Sahabe Gibi Olmak.

Ümmetin Dirilişinin Tek Yolu: Sahabe Gibi Olmak.

Gürsel Gürbüz

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), vahyin rehberliğinde bir İslam toplumu inşa etti. Medine’de kurulan İslam devleti, ilk kez hak ile batılın ayrıldığı, adaletin hüküm sürdüğü bir yeryüzü parçası oldu. Ardından Ebû Bekir ve Ömer (radıyallahu anhuma) döneminde, dönemin iki süper gücü olan Sasani ve Bizans devleri, İslam’ın izzetli ordularının karşısında diz çöktü. Kur’an’ın adaleti doğudan batıya yayıldı.

Ancak zamanla ümmetin istikameti saptı. Hilafet yıkıldı. Siyonist, emperyalist, kapitalist şeytani düzenler İslam topraklarını parçaladı. Bugün ümmet; zillet, aşağılanma, fitne ve kan deryasının içinde boğulmaktadır. Birliği kaybolmuş, lideri yok olmuş, Kur’an’ı terk edilmiş, kafir düzenlere boyun eğmiş, Allah’ın düşmanlarına el açar hale gelmiştir.

1- Bu Sözde Müslüman Toplum İslam Değil! Küfrün Hizmetçisi;

Bugünün sözde “Müslüman toplumu”, Allah’ın değil, tağutların hükümlerine boyun eğmektedir. Laik sistemleri, küfür partilerini, demokratik rejimleri meşrulaştırmakta; Kur’an’ın hükmünü terk ederek Allah’a savaş açmaktadır.

إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ

“Hüküm yalnızca Allah’ındır.” (Yusuf 12/40)

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ

“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Mâide 5/44)

Ey Nasipsiz! Allah’tan başkasının hükmüne razı olup, sonra hâlâ “Ben Müslümanım” mı diyorsun? Laikliği benimseyip, demokrasiyi kurtuluş reçetesi bilip, şirk anayasalarının kölesi olmuşken nasıl Allah’a teslim olduğunu iddia ediyorsun?

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

«من تشبّه بقوم فهو منهم»

“Kim bir kavme benzerse, o da onlardandır.” (Ebu Dâvûd, Libâs, 4031)

Bu ümmet, batı putperestliğine benzemeye çalışarak, onların sistemlerini içselleştirerek, Allah’a değil, Amerika’ya, Avrupa’ya, sandıklara iman ederek yoldan çıktı.

2- Onlar Ahirete Değil! Dünya’ay Yöneliyor;

Bugün insanlar malın, mülkün, makamın, modernizmin kulu oldular. Ailelerini, çocuklarını İslam’a göre değil; Batı’nın ahlaksızlığına göre yetiştiriyorlar. Gençlik heva peşinde; kadınlar tesettürü terk etmiş; erkekler İslam’ı savunmayı zül sayıyor. Ümmetin hali perişan!

İmam Şâtıbî şöyle der:

“Bidat ehli, hevâya tabi oldukları için, dinin ruhunu terk ederler; ama şekliyle oyalanırlar.”

(el-İ’tisâm, 1/41)

Bugün ümmetin hali budur: Şekil var, ruh yok. Camiler dolu ama sokaklar rezil; oruç tutuluyor ama faiz yeniyor; hacca gidiliyor ama şirk sistemlerine destek veriliyor.

3- Kurtuluşun Yolu Yeniden Sahabe Gibi Terbiye Olmak;

Allah’a dönüş olmadan kurtuluş olmaz! Bu ümmet, ancak sahabe gibi bir iman, cihat, ihlâs, samimiyet, dilini ve akidesini koruma ile yeniden dirilir.

4-  Neslin Islahı: Kur’an ile Terbiye;

Allah Resûlü, sahabeyi önce Kur’an ile eğitti, şirkin, küfrün her türlüsünü sildi.

قَدْ أَفْلَحَ مَنْ تَزَكَّىٰ. وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ

“Arınan, Rabbinin adını anan ve namaz kılan kesin kurtuluşa ermiştir.” (A’lâ 87/14-15)

5- Cihad Olmadan Tevhid Eksiktir

Cihatsız İslam olmaz! Dinin izzeti, korkaklığın, savunmacılığın değil; cihadın üzerindedir.

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّىٰ لَا تَكُونَ فِتْنَةٌ

“Fitne kalmayıncaya ve din yalnızca Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.” (Bakara 2/193)

Allah Resûlü buyurur:

ذِرْوَةُ سَنَامِ الإِسْلاَمِ الْجِهَادُ

“İslam’ın zirvesi cihaddır.” (Tirmizî, Îmân, 8)

Bugün ümmetin ciğeri parçalanıyor. Mescid-i Aksâ işgal altında, Doğu Türkistan’da kardeşlerimiz kamplarda, Afrika’da, Arakan’da ümmetin kanı akıyor! Ama sen hâlâ koltuğunda rahat mısın ey Müslüman?!

İslam bir akide dinidir. Akide, sadece kalpte barınan bir düşünce değil; her yönüyle hayatı yöneten bir sistemdir. Cihad ise bu sistemin koruma kalkanıdır.

Akli olarak şu soru sorulmalıdır:

Bir sistem, düşmanlarının saldırılarına karşı savunulmazsa varlığını nasıl sürdürebilir?

Kur’an ne diyor?

وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْأَرْضُ

“Eğer Allah, insanların bir kısmını diğerleriyle def etmeseydi, yeryüzü fesada uğrardı.”

 (Bakara 2/251)

Cihad, yalnızca saldırı değil; tevhid düzenini korumak, bâtılı bertaraf etmek için zorunlu bir kalkandır. Bugün Müslümanların topraklarına saldırılıyor, zihinleri ifsat ediliyor, akideleri yok ediliyor ama sen hâlâ cihada gerek yok mu diyorsun?

6-  İhlâs ve Samimiyetle Bağlılık;

Bu din samimiyet ister!

وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ

“Oysa onlar, dini yalnız Allah’a has kılarak O’na ibadet etmekle emrolunmuşlardı.” (Beyyine 98/5)

İmam Malik (rahimehullah) şöyle dedi:

“Bu ümmetin sonu, ilkini ne kurtardıysa ancak onunla kurtulur.

Yani, bu ümmet Ebu Bekir gibi sadakatli, Ömer gibi adaletli, Halid gibi cihat ehli, Bilal gibi teslimiyet ehli olmadıkça asla dirilemez!

7- Ey Müslüman!

Uyan artık! Kafirler seni kandırdı. Seni seçim sandıklarına bağladılar, seni laikliğe “özgürlük” dediler, seni tağutlara taptırdılar. Artık dön Rabbine!

Kur’an’a dön, sünnete dön, tevhid akidesine sarıl. Diline, kalbine, imanına sahip çık. Malını, canını bu dava için feda et.

Yoksa seni de Allah terk eder. Bu zillet artar. Ve bir gün secde ettiğin toprağı dahi bulamazsın.

اللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقًّا وَارْزُقْنَا اتِّبَاعَهُ، وَأَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلًا وَارْزُقْنَا اجْتِنَابَهُ.

“Allah’ım! Bize hakkı hak olarak göster ve ona uymayı nasip et. Batılı batıl olarak göster ve ondan uzak durmayı bize nasip et.”

8- Tarihî Gerçeklik: Cihatsız Tek Bir Dava Başarıya Ulaşmamıştır

Akıl sahibi biri şunu bilmelidir: Tarihte hiçbir hak dava, mücadele etmeden, bedel ödemeden başarıya ulaşmamıştır. İslam da istisna değildir.

Resûlullah (s.a.v), Bedir’de kan döktü, Uhud’da dişi kırıldı.

Ebû Bekir, yalancı peygamberlerle savaştı.

Ömer, dünyayı titrettiyse, bu “cihadla kurulan adaletin” eseridir.

Selahaddin Kudüs’ü geri aldıysa, bu müzakereyle değil, mücahedeyle oldu.

O halde şu soruyu sormalısın: Bugün ümmet neden bu halde? Çünkü cihadı terk etti!

9- Şeytani Sistemlere Karşı Direniş;

Bugün seni yöneten sistem, küfrün sistemidir. Demokrasi, laiklik, kapitalizm, siyonizm… Bunlar insanı Allah’tan koparan, kulları kula kul eden sistemlerdir.

Aklen düşün:

Bir toplumda Allah’ın değil, insanların hükümleri geçerliyse o toplum İslami olabilir mi?

Bankalar faizle işliyor, okullar seküler eğitim veriyor, meclis Allah’ın değil çoğunluğun dediğini yasa yapıyor. Bu mu İslam?

وَلاَ يُشْرِكُ فِي حُكْمِهِ أَحَدًا

“O, hükmünde kimseyi ortak etmez.” (Kehf 18/26)

O zaman senin görevin, bu sistemlere başkaldırmak, bu sistemi reddetmek ve Allah’ın dinini yeryüzünde hâkim kılmak için mücadele etmektir. Bu da ancak cihadla olur.

10- Zilletin Tek Sebebi Mücadeleden Kaçmaktır;

Bugün “cihat gereksiz” diyen, aslında “zillet iyidir” demiş olur. Bu akıl dışıdır. Zilleti kabul etmek, aklen, ahlaken, fıtraten ve dinen bir çöküştür.

Akıl der ki:

Hak bir davan varsa ve bu dava tehdit altındaysa, mücadele etmeden varlığını sürdüremezsin. Düşman askerle gelmiyor olabilir ama kültürle, medya ile, para ile, siyaset ile, sistemle seni yıkıyor.

Buna karşılık sen oturuyorsun, dua ediyorsun, “Mehdi gelecek” diyorsun. Bu nasıl akıl? Bu nasıl din?

Allah diyor ki:

وَأَعِدُّوا لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ

“Onlara karşı gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın.” (Enfâl 8/60)

Bu emir sadece orduya değil, her Müslümana yöneliktir.

11- Alimlerin Sözleriyle Cihadın Gerekliliği;

İmam İbn Teymiyye şöyle der:

“Cihad, İslam’ın en üstün amellerindendir. Eğer ümmet cihadı terk ederse, zillete düşer, düşmanları tarafından ezilir.” (Mecmû’u’l-Fetâvâ, 28/259)

İmam Gazali der ki:

“Cihad, sadece düşmanla savaş değildir; bâtıla karşı her türlü direnmedir. Susmak, zillete rızadır.” (İhyâu Ulûmiddîn, 2/315)

Bugün ümmet sustuğu için eziliyor! Direnmediği için sömürülüyor! Bu iş dua ile değil, mücadele ile düzelir.

12- Cihadı Terk Eden, Zilleti Seçmiştir;

Ey Müslüman! Senin dinin seni cihada çağırıyor. Hakkı korumaya, bâtılı yıkmaya, izzeti elde etmeye çağırıyor. Ama sen korkuyorsun. Malını, rahatını, konumunu kaybetmekten korkuyorsun. İşte bu korku senin zilletindir. Allah şöyle uyarıyor:

أَتَخْشَوْنَهُمْ ۚ فَاللَّهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

“Onlardan mı korkuyorsunuz? Allah’tan korkmanız gerekir, eğer mü’min iseniz.” (Tevbe 9/13)

Ya cihat, ya zillet!

Ya Allah’a bağlılık, ya tağutlara kulluk!

Ya sahabe gibi izzetli bir diriliş, ya köle gibi bir hayat!

Karar senin. Ama unutma, kararın hesabı var.

Cihad, yalnızca savaş değildir. Cihad bir duruluş, bir karşı koyuş, bir duruş meselesidir. Cihadı terk etmek, sadece düşmana değil, aynı zamanda içimizdeki korkuya, menfaate, tembelliğe teslim olmaktır.

Resûlullah (s.a.v) buyurdu:

“مَا تَرَكَ قَوْمٌ الْجِهَادَ إِلَّا ذَلُّوا”

“Bir kavim cihadı terk ettiğinde, Allah onları zillete düşürür.” (İmam Ahmed, Müsned 2/50)

Bugün zilletteyiz, çünkü cihadı terk ettik. Bugün mazlumuz, çünkü hakkı savunmayı bıraktık. Bugün aşağıdayız, çünkü Allah için ayağa kalkmıyoruz.

13- Bugün Susmak, Şeytanın Ordusuna Katılmaktır;

İmam Şafii der ki: “Bir zulüm karşısında susan, dilsiz şeytandır.”

Bugün bâtıl sistemler meydanı boş buldu çünkü Müslüman sustu. Televizyon, medya, okul, meclis, sokak hepsi bâtılı bağırıyor. Hak sesi nerede?

Eğer bu ümmet bir daha dirilecekse, bu sessizce oturarak değil, Allah için ayağa kalkarak, mücadele ederek olacak.

14- Kendine Gel Ümmet!

Laiklik Allah’a isyan sistemidir.

Demokrasi beşerin hevâsını Rab edinmektir.

Kapitalizm insanı mala köle etmektir.

Milliyetçilik İslam kardeşliğini parçalamaktır.

Cihadı terk etmek, ümmeti düşmana yem etmektir.

O halde!

Allah’tan başka Rab tanıma!

Resûlullah’tan başka önder tanıma!

Kur’an’dan başka hüküm kaynağı tanıma!

Bâtıla karşı susma, hakkı haykır!

وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

“Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer gerçekten iman ettiyseniz, üstün olan sizsiniz.”

 (Âl-i İmrân 3/139)

Ya ayağa kalkarsın, ya ayaklar altında kalırsın.

Ya Allah’ın ordusunda olursun, ya şeytanın safında.

Ya hakkı savunursun, ya bâtıl seni savurur.

Karar senin. Ama bir gün hesap vereceksin.

15- YA O, YA BU! TERCİH SENİN!

Ya Allah’ın hükümleri, ya tağutların kanunları!

Ya Kur’an, ya ideolojik anayasa!

Ya Resûlullah’ın yolu, ya Batı’nın batıl yolları!

Ya şeriat, ya beşerî sistemler!

Ya İslam, ya demokrasi!

Çünkü demokrasi, Allah’ın yetkisini halka devretmektir.

Allah’ın “haram” dediğini, meclisin “helal” kılmasıdır!

İslam: Allah’ın dediği olur.

Demokrasi: Halkın dediği olur.

Ya Allah’ın iradesi, ya laikliğin sapkın dayatması!

Laiklik; dini hayattan, devletten, hukuktan soyutlamaktır.

İslam: Din her yerdedir.

Laiklik: Din sadece camidedir.

Ya Muhammed (s.a.v)’in inkılabı, ya tağutların devrimleri!

Resûlullah (s.a.v), Mekke’yi şirkten temizledi, şeriatla yönetti.

Modern cahiliyenindevrimleri Kur’an’ı kaldırdı, Allah’ın hükümlerini iptal etti!

Ya sahabenin izinden gidersin, ya putperestlere yem olursun.

Ya ümmetin kardeşliği, ya kavmin, ırkın, bayrağın putperestliği!

Ya tevhid bayrağı altında birleşirsin, ya sınırlarla parçalanırsın.

Ya Allah’ın nizamı, ya kapitalizmin sömürü düzeni!

Ya zekatla adalet sağlarsın, ya faizle köle olursun!

Ya infakla yücelirsin, ya lüksle batarsın!

Ya tevhid, ya ideoloji!

Ya Allah’ın ilkeleri, ya Batı’nın sahte değerleri!

Ya İslam’ın ahlakı, ya feminizmin ve liberalizmin sapkınlığı!

16- TERCİH SENİN!

Ya Allah, ya başkası!

Ya İslam, ya küfür!

Ya hak, ya bâtıl!

Ya cennet, ya cehennem!

Ya izzetli bir ölüm, ya zilletle bir hayat!

وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَٰئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ

“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Mâide 5/44)

Susma! Bekleme! Tarafını seç!

Allah mı, tağutlar mı?

Kur’an mı, ideolojik anayasalar mı?

Resûlullah mı, putperest önderler mi?

İslam mı, ideolojik dinler mi?

Ya Allah’a teslim ol, ya şeytana köle ol.

Ya hak üzere yaşa, ya bâtıla karışıp yok ol.

TERCİH SENİN! AMA UNUTMA, HESAP ALLAH’INDIR!

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *