Abdest Nasıl Alınır?
Abdest Nasıl Alınır?
Abdest/Vudu(وضوء) “güzellik ve temizlik” mânasına gelir.
İslam Istılahında Farz namazları kılmak için vucudun belli organları olan yüzü, kolları dirseklerle birlikte, başı mesh etmek ve ayakları topuklarla birlikte yıkamak şeklinde gerçekleşilen dini bir vecibedir.
Bu din abdest’almayı namaz kılmaya şart görerek abdestsiz namazın batıl olduğu söylemiştir.
Abdestin meşruluğunun delili;
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا قُمْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَاَيْدِيَكُمْ اِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا بِرُؤُ۫سِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِۜ
6 . Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar/dirseklerle beraber kollarınızı yıkayın. Başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklarınıza kadar (yıkayın). Mâide, 6)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: Sizden birinizin namazı Abdest alana kadar kabul edilmez. (Buhari)
Abdest almakla Namaz kılmak, Kur'an'a dokunmak, tavaf etmek ve benzeri ibadetleri yapmayı gerektiren bir emir ve sevaba nail olmaktır.
Abdestin Hükmü;
İslam ümmeti gelen naslar üzerine icma etmiş ve abdestsiz namazın batıl olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.
Abdestin Farzları Nelerdir?
1- Yüzün yıkanması: Bu sınırları yukarıdan aşağıya saçların bittiği yerden çenenin alt kısmına kadar enine ise iki kulak memesinin arasında kalan kısımlardır ve buraları yıkamak farzdır.
Hanbeli Mezhebi diğer mezheplere muhalefet ederek burun ve ağzı da yüzün kısımlarını almışlardır. Onlara göre yüzünü yıkanması burnun ve ağzında yıkanması kapsamındadır.
2- Ellerin dirseklere kadar yıkanması: Bu sahih olan parmak uçlarından dirseklerin bitirmeye kadar olan kısımlardır.
3- Başın mesh edilmesi: Sınırları konusunda mezhepler arasında ihtilaf söz konusudur .
a) Maliki ve Hanbeli mezhebinde başın tamamını meshedilmesi gerekir.
Hanbeli mezhebi kulağın iç kısımlarını da baş ile beraber mest edilmesini farz görmüşlerdir diğer mezhepler buna muhalefet etmişlerdir.
b) Hanefi mezhebinde göre başın dörtte bir edilmesi yeterlidir evla olan başın ön kısmıdır.
c) Şafii mezhebinde ise az dahi olsa başım bir kısmının meshedilmesidir.
Nitekim bir hadiste: Muhakkak ki Rasulullah aleyhisselam tüm başını elleriyle öne doğru ve arkaya doğru mest etti. (Buhari)
Amir bin Umeyr'in rivayet ettiği hadiste: Rasulullah aleyhisselam sarığını ve mestlerini mesh ettiğini gördüm. (Buhari)
Bir kimse sarığını ya da bir bayan başörtüsünü mesh ederse onların abdestleri sahih olmuş olur.
4- Ayakların yıkanması: Bu sınırı parmak uçlarından ayaklar ve baldır arasında kalan dışa çıkıp iki kemiğe kadar olan kısımlardır. Dört mezhep imamı bu konuda ittifak etmiş ve bir ayrılık söz konusu değildir.
Abdestin vacip olma şartları;
1- Akıl sahibi ve mükellef olmak.
2- Buluğa ermiş olmak.
3- Müslüman olmak.
4- Suyun azlığı ile azaları bir defa yıkamak.
5- Abdestsizlikten sonra tekrar abdest almak.
6- Kadının hayız halinde bulunmaması.
7- Kadının nifaz halinde bulunmaması.
Abdestin sahih olmasının şartları
1- Yıkanması farz olan organların temiz su ile yıkanması
2- Abdeste aykırı olan hayız, nifas ve cünupluğun kesilmesi ile abdest alınması
3- Mum yada boya gibi suyun insan vücuduna ulaşmasını engelleyen şeylerin giderilmesidir.
Abdestin içindekiler;
1- Niyet etmenin hükmü;
Mezhep imamları dil ile telaffuz edilen niyet ya da kalp ile amel edilen niyet konusunda İmamlar ihtilaf etmişlerdir.
Alimlerin bir kısmı niyetin abdeste farz olduğu görüşü olmakla beraber tercih edilen görüş niyetin abdestin sıhhat şartlarından biri olduğudur. Yani bir kimse abdest esnasında her ne kadar niyet etmese de bu günah olmakla beraber abdesti sahihtir.
Abdestin Tertibi;
Abdestin tertibi konusunda alimler ihtilah etmiş ve farklı görüşler sert etmişlerdir. Kimileri abdestin tertibinin farz olduğu görüşündedir tercih edilen görüş ise bu tertibin sünneti müekket olmasıdır.
2- Abdestin sünnetleri nelerdir?
Mezhep imamları abdestin sünnetleri konusunda aşağidaki sünnetlerde ittifak halindedirler;
a) ağıza da bunu üçer defa su vermek,
b) organlara yıkamayı sağdan başlamak,
c) ayetin ifadesi ile yüz tarafından başlayarak tertip ile ayakların yıkanılması,
d) israf etmeksizin tüm organları üçer defa yıkanmak,
e) başı mesh ederken yüz ile yıkamak,
f) Tahcil Bunun anlamı dirsek ve ayak bileklerinden sonraki kısımların yıkanmasıdır.
Kıyamet gününde bunlar müslümanların nur üzere olduklarının alametidir. Nitekim bir hadiste;
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ''Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. (Muttefekun Aleyh)
3- Abdestin Mustahapları
İslam alimleri abdestin mustahapları konusunda şunlarda ittifak etmişlerdir;
a) abdeste başlarken Besmele ile başlamak.
Bu Allah'ı anmak hayrı ve bereketi talep etmek temennisidir.
b) Misvak kullanmak: Abdest ve namaz esnasında misvak kullanılması müstehaptır. Eğer misvak yoksa kişi parmağıyla ya da diş fırçasıyla bunu yapabilir misvak ağzı temizleyen ve mikroptan arındıran ve Allah'ın rızasını kazandıran bir işlemdir.
c) Sünnet ve farzlar arasında abdest alırken sıraya riayet etmek.
d) Sakalın tahlillenmesi bu sakalın iyice ovuşturulması, iki el, ayak parmaklarının iyice ovuşturulması ve kulakların mesh edilmesi.
e) Azalar kurumadan arka arkaya azaların yıkanması.
d) Abdest alırken ya da abdest sonrası şunları söylemesi mustahaptır; Allah'ım günahımı bağışla, evimi genişlet ve rızkımı bereket ver. (Ahmed Bin Hanbel)
Allah'ım sana hamd ile tesbih ederim, senden başka ilah olmadığına şehadet ederim, günahlarımdan bağışlanma diler ve sana tövbe ederim (El-Bani) Şeklinde yapılan dualar müstehaptır.
4- Abdestin Mekruhları;
İslam alimleri abdestin mekruhları konusunda şunlarda ittifak etmişlerdir;
a) Abdestin sünnetlerinin herhangi bir tanesinin terk edilmesi bu terk sevaplardan mahrum olmaya sebeptir.
b) Organların üçer defa yıkanmasından sonra fazla kullanılan su.
c) Abdest alırken dua ve zikir dışında bir şeylerle uğraşmak da mekruhtur.
Bir insan zaruret halinde mubah olan bir konuşma yapabilir, sıcak su kullanması, yardım istemesi, havlu ve benzeri şeylerde istemesinde sakınca yoktur.
5- Abdesti bozan şeyler;
Alimlerimiz abdesti bozan konularda şunlarda ittifak etmişlerdir;
a) Ön ve arkadan çıkanların abdesti bozması.
Bir kimse idrar, vedi, vezi (ilişkiye girilmeksizin) meni, uykuda şehvetle olmayan ihtilam ve tereddüt olmaksızın gaz kaçırmak abdesti bozar.
b) Derin uyku: Bir kimse yan üzere ya da düz şekilde uyuması abdesti bozar ama bir kimse sağlam bir şekilde makadı üzerine oturursa bu kimsenin abdestinin bozulmadığına hükmedilir ve aklın gitmesi abdestin bozulmasına sebeptir.
Nitekim sahabeler yatsı namazını beklerlerken başları öne düşene kadar yatsı namazını beklerler ve abdest almaksuızın namaz kılarlardı.
c) Bir kimsenin kendi ya da başka birinin penisine dokunması bir kadının şehvet uyandıran cinsel organına dokunması abdesti bozar.
Bir bayanın yada erkeğin hiçbir sebep olmaksızın penis veya vajinaya dokunması ya da makatına dokunması abdesti bozar.
Alimlerin çoğunun görüşü budur. Nitekim bir hadiste: Bir kimse erkek veya kadın cinsel organına hiçbir engel olmaksızın dokunur ise kuşkusuz abdest alması ona gerekli olur. (Ahmed Bin Hanbel Müsned Sahih)
Hanifilerde; Bir kimsenin kendi cinsel organına dokunması abdesti bozmaz. Nitekim onların delilleri bir adam Resulullah'a cinsel organını elleyen bir adamın abdest alması gerekir mi? diye sordu; Rasulullah hayır o senden bir et parçasıdır. (Ebu Davud)
Hanefiler bu hadisi delil almak suretiyle cumhur ulamaya muhalefet ederek kişinin kadın-erkek kendi cinsel organına dokunmasının abdestin bozulmayacağı kanısına varmışlardır.
d) Alimlerin birçoğu baliğ bir kimsenin şehvet uyandıran yabancı ya da kendi eşi olan bir kimseye kasıtlı bir şekilde dokunması abdesti bozar.
Ama bir kimsenin hafif bir dokunuş kasıtsızlık söz konusu olursa abdest bozulmaz.
Hanefiler bir kimsenin ister eşi ister yabancı bir kimse olsun mübalalı bir şekilde dokunmaması dışında abdest bozulmaz demişlerdir.
Tercih edilen görüşe göre: Bir kimsenin öpmesi ve dokunması abdesti bozmaz. Nitekim Rasulullah aleyhisselam bazı eşlerini öptü ve dedi ki öpmek abdesti ve orucu bozmaz (El-bani)
Sahih olan rivayette ise Rasulullah aleyhisselam'ın oruçluyken kendi eşlerini öptüğünü gösteren farklı sahih hadisler vardır. (Buhari, Muslim)
Öpme ve dokunmanın abdesti bozacağını söyleyen bir delil yoktur. Dolayısıyla evli erkek ve kadınlar arasındaki ilişkide zorluğun kaldırılması sebebiyle bu şekilde fetva verilebilir.
Cumhur ulemanın dışında Hanefi mezhebinde abdesti bozanlara şunları da eklemişlerdir.
a) Ağız dolusu kusmak. Bununla ilgili bir delil yoktur.
b) Namazda kahkaha ile gülmek. Bununla ilgili de delil yoktur. Sadece Allah'a karşı edep sınırları aşıldığı için böyle denmiştir.
c) Kanın bulunduğu mekanda akması
Bu da sahih olan rivayetlerle çelişmektedir. Çünkü sahabeler yaraları ile beraber namaz kıldığı ile ilgili hadisler varit olmuştur. Ömer radıyallahu anhu namaz kılarken yarası kanıyordu ve Ubad bin Beşir’e ok isabet edince kendisi namaz kılıyordu namazını bırakmadı devam etti. (Beyhaki)
Abdesti bozanlar konusunda tercih edilen görüş alimlerce ittifak edilenlerin alınmasıdır.
Abdestin farz/vacip olduğu haller;
1- İsterFarz ister nafile ister cenaze namazı olsun kesin olarak abdest almak farzdır. Nitekim Resulullah aleyhisselam hadislerinde Allah temizlik haricinde namazı kabul etmez. (Abu Davud)
2- Kabe'yi tavaf için abdest almak: Nitekim Resulullah aleyhisselam tavaf namazdır ancak Allah içerisinde kelamı helal kılmıştır. Bu hadis abdestsiz tavafın batıl olduğunu gösterir.
3- Kur'an okumak için abdest almak farzdır. Bunun delili ayette ona temiz olanlardan başkası dokunamaz ayetidir. Rasulullah aleyhisselam Kur'an'a temiz olan dışında kimse dokunamaz hadisi gereğince kur'an'a dokunmak isteyenler abdest almalıdırlar.
Cumhur ulema bu nasları karşı çıkmışlar ve demişlerdir ki buradaki temiz lafı müşterek bir lafızdır yani guslü gerektirecek ve abdeste gerektirecek durumu kapsamaktadır. Dolayısıyla bu ayet ve hadislerde abdestli olmayan kişinin Kur'an'a ellemesine engel teşkil edecek bir nas niteliği taşımadığını ifade etmişlerdir.
لَا يَمَسُّهُٓ اِلَّا الْمُطَهَّرُونَۜ
O (Kitab’a) temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz. (Vâkıa, 79)
Kur'an-ı Kerim'de gelen bu ayetteki ‘’hu'' zamiri kendisinden önce ile eklenmiş sağlam korumuş kitaba racidir. Bu ayette temiz olanlardan kasıt Allah'ın şu ayetidir;
ي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍۙ
(Onun ayetleri) pek değerli sahifelerdedir.
مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍۙ
Yüceltilmiş ve temizlenmiş (sahifelerde).
بِاَيْد۪ي سَفَرَةٍۙ
Kâtiplerin elleriyle (yazılmaktadır).
كِرَامٍ بَرَرَةٍۜ
Çok değerli, iyilik yapan itaatkâr (kâtipler). (Abese 13-16)
Bu ayetler Melekleri işaret etmektedir. Bu görüş İbni Abbas ve tabiinden birçokların görüşüdür. Bu görüşe göre Kur'an'a dokunmak isteyen kişi için abdest farz değildir fakat öğretmen ve öğrenciden zorluğun giderilmesi amacıyla müstehaptır.
Abdestin müstehap olduğu haller;
Mezhep alimleri abdestin müstehap olduğu hallerde şunlarda ittifak etmişlerdir.
a) Zikir ve Kur'an okumak.
b) Uyku öncesi abdest almak. Nitekim Rasulullah aleyhisselam yatağına gelirken namaz için aldığın abdest gibi abdest al (Buhari)
c) Cünüp olan kimse gusülden önce abdest alması.
d) Yeme ve içme öncesi abdest almak
e) Abdest üzerine abdest almak. Nitekim hadislerde her kim abdestli iken abdest alırsa Allah ona on hasene yazar. (Ebu Davud)
Her gusül öncesi abdest almakta müstehaptır. Nitekim Rasulullah aleyhisselam gusül öncesinde namaz abdesti gibi abdest aldığı varid olmuştur.
Özür sahiplerinin abdestleri;
Mezhep alimlerinin geneli özürlülerin abdestlerinin bozulması ve nelerin mübah olduğu konusunda şunlarda ittifak etmişlerdir;
İdrarını tutamayan, ishal olan, gaz kaçıran, kadınlardan gelen istihaze kanı gibi rahatsızlığı olan kimseler her bir farz namaz vaktinde abdest almalıdır ve bu şekilde devam etmeleridir.
a) Özürlü kimseler farz namaz vakti girdikten sonra abdest alması gerekir.
b) Vaktin çıkması ya da başka arizi bir durumun olmasıyla abdest bozulur.
c) Cumhur ulemaya göre her namaz için abdestin yenilenmesi farzdır. Maliki mezhebine göre ise mendupdur. Onlar bunu söylerken özürlerin zorluğunun kaldırılması için böyle fetva vermişlerdir.
d) Bu abdest ile farz namazdan sonra dilediği kadar nafile namazı kılabilirler.
e) Özrü olmayan kimseler gibi onlar bu abdestle namaz kılmak, tilavet secdesi yapmak, mushafa dokunmak ve kabe'de tavaf yapmak gibi her şey mübahtır.
f) Özür hükmünde olan akan kanın engellenmesi gerekir. Eğer engellenmiyorsa bu o kimsenin abdestine zarar vermez.
g) Ayakta kılmaya güç yetiremeyen kimse oturarak namaz kılabilir.
Hanefi mezhebine göre abdestin hükmü;
Abdeste ayak topukları yıkamaya dahil başı mest etmenin farz olan miktarı 4'te 1’dir.
Yıkanırken kadının saç örgülerine su ulaşıyorsa açmak zorunda değildir. Aksi halde açılır.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ