23 Şubat 2025, 00:46 tarihinde eklendi

Açık Olması Açısında: Zahir, Nas, Müfesser ve Muhkem Lafızlar Nelerdir?

Açık Olması Açısında: Zahir, Nas, Müfesser ve Muhkem Lafızlar Nelerdir?

Açık Olması Açısında: Zahir, Nas, Müfesser ve Muhkem Lafızlar Nelerdir?

Kur’an ve Sünnette ayetlerin ya da hadislerin anlaşılması açısında ifade etme noktasında lafızların açık olması açısından birinin diğerinden daha fazla anlaşılması ve açık olması açısında değişiklik söz konusudur ve bu dört şekilde görülür;

Muhkem, Müfesser, Nas ve Zahir

1- Muhkem: İçerdiği anlamı ifade etme noktasında Müfesser'den daha açık ve net olarak ifade eden, tevil ve neshedilme ihtimali olmayan lafızlardır. Hükmü ise kesinlik ifade eden ve kendisi ile amel edilmesi gerekir.

Muhkem delaleti açık, tevil ve tahsis olmadan Rasulullah aleyhisselam'ın hayatında bile nesh etme dahi ihtimali olmayan lafızdır. Usul ilminde bilindiği üzere aksi bir karine olmadığı sürece bu emir ve farziyeti ifade eder. Misal:

Cennet ehlinin cennete devamlı kalacaklarını müjdeleyen ebede/ebediyen kelimesi muhkem olmakla beraber cennete ebedi kalacaklarını ifade eden Ebeda kaydıyla da tekid etmiştir.

Muhkem Lafızlar İki Şekilde Görülür;

1- Muhkem li-aynihi; 

Bu muhkem naslar iki şekilde görülür: Birincisi dinin asıllarını ihtiva eden Allahın varlığına, meleklere, cennet, cehennem, adalet, saygı ve ahlaki ilkeler gibi inanç esasları olan zaman ve mekana göre değişiklik arz etmeyen şeylerdir.

2- Liğayrihi Muhkem;

Bu şekilde görülen durumlar ise şeriatın vaciplerini konu edinen ameli konulardır. Bazı ayrıntılarla ilgili olmakla birlikte değişmeyeceğine dair kesin hüküm taşır. Misal;

İffetli kadınlara iftira ettiği sabit olanların şahitliklerin kabul edilmediği kimseler. Nitekim;

وَالَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَأْتُوا بِاَرْبَعَةِ شُهَدَٓاءَ فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَان۪ينَ جَلْدَةً وَلَا تَقْبَلُوا لَهُمْ شَهَادَةً اَبَدًاۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَۙ 4

İffetli kadınlara iftira edip de sonra (söylediklerinin doğruluğuna dair) dört şahit getirmeyenlere, seksen değnek vurun ve artık onların şahitliğini ebediyen kabul etmeyin. İşte bunlar, fasıkların ta kendileridir. (24/Nûr, 4)

Resulullahın vefatın'dan sonra onun eşleri ile evlenilmeyeceği.

وَلَٓا اَنْ تَنْكِحُٓوا اَزْوَاجَهُ مِنْ بَعْدِه۪ٓ اَبَدًاۜ اِنَّ ذٰلِكُمْ كَانَ عِنْدَ اللّٰهِ عَظ۪يمًا 53

Ve ondan sonra eşlerini nikâhlamanız ebediyen olacak şey değildir. Şüphesiz ki bu, Allah katında çok büyük bir şeydir. (33/Ahzâb, 53)

Muhkemin Hükmü;

Muhkem bir lafzın mana ve hükmüyle amel etmek vaciptir. Bu lafzın nesh, te'vil ve tahsise ihtimali bulunmaz.

Muhkem, tearuz vukuunda, zahir, nass ve müfessere tercih edilir. Bilindiği gibi zahir, nass, müfesser ve muhkem sayılan deliller arasında bir tearuz görü­lürse, bunlardan daha kuvvetli olanlar, o derecede kuvvetli olmayanlara tercih edilir. Yani nass zahire, müfesser nassa, muhkem ve müfessere tercih edilir. 

2- Müfesser: Kelamın zikr edilmesinin asıl sebebini oluşturur. Tefsir ve tevil ihtimali olmayan nasdır. Hükmü açık bir şekilde delalet eden tevil ve tahsis ihtimaline de kapalı bulunan lafızdır. Müfesser hükmü kesin olarak delalet ettiği manaya uygun şekilde amel etmek gerekir. Müfesser zahir ve naslardan daha kuvvetlidir. Çünkü nas ve zahirde tevil ve tahsis ihtimali vardır. Başka bir ifade ile

Müfesser olan lafızlar manası daha açık olan ve sevk edildiği manaya açıkça delalet eden lafızlardır.

Bu açıdan nas ve zahir aksine tevil ve tahsise asla ihtimali olmayacak derecede açıktır.

 Müfesser Nas'a Misal;

فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ 

Meleklerin tamamı secde ettiler. (38/Sâd, 73)

Bu ayetin ifadesi ile ‘’Melekler'' sözü manası açık ve amm olan bir lafız olmakla beraber ‘’Hepsi'' toptan lafızları sebebiyle müfesser olmuştu.

Kur’an-ı Kerim‘deki zekat, namaz ve oruç oruç gibi mücmel kelimeler hadislerde açıklanması sebebiyle bu mücmel kelimeler müfesser haline gelmiştir. 

وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِع۪ينَ 

 Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Ve rükû edenlerle beraber rükû edin. (2/Bakara, 43)

Bu ayetinde Allah Resulü hadiste: ‘'Ben nasıl namaz kılıyorsam siz de öyle kılın'’ hadisi yada ‘’Mallarınızın 40’ta birini zekat veriniz'' hadisi ile müfesser olmuştur.

Müfesserin Hükmü;

Müfesserlerle amel etmek vaciptir. Müfesser, Peygamber zamanında neshi kabul eder. Fakat tahsis ve te'vile ihtimali yoktur.

3- Nas: Hükmü zahir'in hükmü gibidir. Bu da delil bulunduğunda açıkça anlaşılan manasından çıkarılıp tevil edebilmesidir. Fakat Nas'ın tevil edilebilme ihtimali zahire göre daha azdır.

Fıkıh usulünde nass, sevkedildiği manaya açıkça delalet eden lafız­dır. Nass lafzın manası, kelamın siyakının (sözün söylenmesinin) aslî gayesidir. Halbuki zahir manası, kelamın siyakının aslı gayesi değil, tâli gayesidir.

Nass, âmm olabileceği gibi, hass da olabilir. Nass lafzın manası, zahirden daha açıktır. Zahir lafız ile nass lafız tearuz etse, nass zahire tercih edilir.

Nas amm olabileceği gibi hass'ta olabilir. Nassın lafzın manası zahir‘den daha açıktır, zahir lafız ile nas lafız taarruz ederse zahir tercih edilir .

Nas'ın Hükmü;

Nas lafzın gereği ile amel etmek vacip iken nas lafzın tevil  ve tahsis ihtimali de vardır. Nas lafız da aynı şekilde peygamber zamanında nesh edilme ihtimali vardır. 

4- Zahir: Hükmü aksine delil bulunmadıkça lafızdan çıkan zahir manaya göre amel etmek gerekir. Çünkü asıl olan zahir bir mana taşıması halinde farklı anlaşmasını gerektiren bir delil bulunmadıkça zahir mananın dışına çıkılmamasıdır.

Çelişki anında sıralama bakımından öne alınması gerekenler muhkem sonra müfesser sonra nas ve sonra zahirdir.

Zahir kendisi sırf işitmekle manası hemen anlaşılan kendisiyle kastedilen bana düşünmeye ihtiyaç duymaksızın bilinen lafızdır. Misal;

 "Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu onların, 'zaten alış-veriş faiz demektir' demelerindendir. Oysa Allah alış-verişi helâl, faizi haram kıldı “ âyeti

Bu ayette alım-satım ile faiz arasındaki farkı bildirmek üzere inmiştir. Bu yönüyle nassdır. Fakat bu ayetin ifadesinde alış-verişin helal, faizin ise haram olduğu an­laşılır. Bu yönüyle de zahirdir. Halbuki bu âyet alış-verişin helal, faizin haram olduğunu açıklamak üzere inmemiştir.

"Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksız­lık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Şayet aralarında adaletsizlikten korkarsanız, bir tane almalısınız’" ayeti, yetim kızlara iyi ve adaletli muamele edilmesi için sevkedilmiştir. Bu âyetin nüzul sebebi budur ve bu yönüyle nassdır. Fakat bu âyetten şu manalar da anlaşılmaktadır:

1.  Dörde kadar kadınla evlenmek caizdir.

2.  Aralarında adaletsizlikten korkulması halinde, bir kadınla yetinmek gerekir.

îşte bu manalar da zahirdir. Halbuki âyet bu manaları açıklamak üzere gön­derilmemiştir.

"Peygamber size neyi verirse onu alın, neden nehyederse ondan kaçının âyeti, ganimet taksiminde Peygamber'e (s.a.v.) itaat edilmesi gerektiğini açıkla­mak üzere inmiştir. Bu yönüyle nassdır. Yine bu âyet, her emrettiği ve her yasak ettiği şeyde Peygamber'e itaat etmenin vâcib olduğuna delaleti hususunda zahirdir.

Rasulullah (s.a.v.), deniz suyu hakkında sorulunca cevaben, "Denizin suyu temiz, Ölüsü helaldir" buyurmuştur. Rasulullah bu cevabında hem de­niz suyunun, hem de ölüsünün durumunu açıklamıştır. Bu hadis, deniz suyunun hükmü hakkında nass, deniz ölüsünün hükmü hakkında ise zahirdir. Çünkü so­ru deniz suyu hakkındadır, denizde yaşayan hayvanın ölüsü hakkında değildir. 

Zahirin Hükmü: 

1.  Zahir lafızla amel etmek vaciptir.

2. Zahir bir lafız, hâss ve âmm olabilir. Bu yönüyle zahirin, te'vil ve tahsise ihtimali vardır.

3.  Zahir lafız, Peygamber zamanında neshedilebilir.

 

Gürsel Gürbüz

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *