11 Ocak 2024, 00:12 tarihinde eklendi

Adaleti Hayata Egemen Kılmak Ancak İslam İlahi Nizamla Olur.

Adaleti Hayata Egemen Kılmak Ancak İslam İlahi Nizamla Olur.

Adaleti Hayata Egemen Kılmak Ancak İslam İlahi Nizamla Olur.

Adl/Adalet sözlük manası: Eşit olmak, doğru, karar vermek, en iyi şekilde hükmetmek ve eşit kılmak gibi manalara gelir.

Allah hakkında Adalet kullanıldığında Allah'a hiçbir şekilde şirk/ortak koşmayarak başkalarını Allah'a denk tutmamak manasındadır.

Allah'ın isim ve sıfatlarından olan Adalet bir mastar ve isim olarak istikamet, benzer,  bir şeyin karşılığı, orta yol ve doğru gibi manalara gelir.

Dolayısıyla İslam ilahi nizam Allah'ın iradesi, hükümleri, yasaları ve kanunlarıyla ilgilidir. Bu yönüyle adaletin hayata egemen olması için Allah sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, yasama, yönetme ve hükmetme gibi bir hayat programı olarak Adalet düzen, denklik, gerçeğe uygun, hükmetme, takvaya yönelme, dürüstlük, tarafsızlık, düzen ve denge gibi manalara eldiği için İslam bu yönüyle hayatın her kademesinde bu tanımlarla hükmetmekle mükelleftir.

El-Adl/Adalet Allah'ın isim ve sıfatı olması hasebiyle bu ilahi ve rabbani özelliği bilmek ve bunu hayatımızda egemen kılmak ile mükellefiz. Çünkü insanların hayatları ve yaşamları ancak adalet üzere kaim kılınmıştır.

İslam ilahi nizam'ın en önemli özelliği onun tüm insanlığa siyah-beyaz, seçkin-avam ve dinli-dinsiz ırkı ayırt etmeksizin onların arasında adaletle hükmetmek dinin esaslarındandır. Dinlerin farklı olması adaletle hükmetmeye engel olmaz, çünkü Allah herkesin rabbi ve ilahıdır.

Bur ülkede Adalet huzur, güven, mutluluk, hayır, yardım, dayanışma, muhabbet, sevgi ve istikrar demektir. Adaletin zıttı ise zulümdür. Zulmün olduğu yerde şirk, küfür, kula kulluk, çatışma, kavga, savaş, kan, gözyaşı, ölümler ve her türlü çatışma söz konusudur.

Allah mü'minlere tüm insanlara karşı adalet, eşitlik ve hakkaniyet ile hükmetmeyi emreder. Bu sebeple islam adaletin esaslarını zaruret-i diniye olarak bilinen beş şey üzere bina etmiştir. Bunlar; Canım korunması, Malın korunması, Dinin korunması, Aklın korunması ve Neslin korunmasıdır.

Bu beş esas bir devletin ve bir hükümetin istikrarlı, huzurlu, güven ve aynı zamanda adaletle hükmeden islam ilahi nizamın ana esaslarıdır.

1- Canın Korunması: Bu insanları ölüme götürecek savaş, çatışma, kavga, bunalım, fitne, kan davaları, intihar ve ölüme sebebiyet verecek her türlü çatışmaya götürecek tüm yolların kapanmasıdır.

Bugün modern batı ve onun uydusu olan Müslüman ülkelerde Can emniyeti kalmamış savaşlar, ölümler, gözyaşı, kan ve daha birçok kötülük sebebiyle milyonlarca insanların ölümü söz konusudur, işte batı vahşetinin adaleti.

2- Malın Korunması: Bu islam ilahi nizam'ın tüm insanların mallarını koruma altına aldığı bir kriterdir. İslam insanların mülklerini, kazançlarını, yatırımlarını ve meşru yollarla alın terlerini korumaya almayı kendine farz kılmış ve bu dinin olmazsa olmazlarındandır.

Bugün modern cahiliye insanların ceplerine ve mallarına göz dikerek insanları gasp eden, rüşvet alan-veren, hırsızlık yapan devalüasyon ile sömüren, yağma, kumar, aldatmak, dolandırıcılık, karaborsa, tefecilik, faiz ve israf gibi her türlü gayri ahlaki ve şeytani oyunlarla insanların malları gasp edilmektedir. 

3- Dinin Korunması: İslam ilahi nizam dinin korunmasını kendisi için bir görev ad etmiştir. Çünkü İslam insanların dünyada ve ahirette huzur, güven, Allah'ın rızasına ve cennetine ulaşmasını garantörlüğünü üstlenir.

Batı Dünyası'nın tüm dünyaya dayattığı ideolojik şirk ve küfür dinlerine gelince insanların dünyalarını zulüm, küfür, şirk, kula kulluk, ahlaksızlık, edepsizlik ve kötülüğe gark etmiştir. Öyle ki insanların dünyasını huzura kavuşturayım derken hem dünyalarını helak etmiş hem de ahirette Allah'ın gazabına ebedi cehennemine sebep olmuştur. İslam ilahinin nizam ile ideolojik dinlerin farkı İslam dünyevi ve uhrevi bir sistem iken ideolojik dinleri dünyevi bir bunalım ve çatışmadır.

4- Aklın Korunması: Hiç şüphesiz insanları diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik onun akıllı ve düşünen bir varlık olmasıdır. Bu sebeple o düşünen akıllı bir varlık kitap, vahiy ve resul ile muhatap olmak zorundadır.

İslam ilahi nizam aklı örten, aklı öldüren, insanı pasifize eden, tembelleştiren ve cehalete gömen her türlü içki, kumar, uyuşturucu, ahlaksız, eğlence sektörü, zina evi ve daha nice kötülükleri haram kılarak bu yasaklar ile insanlara daha güzel yaşanabilir bir ortam hazırlar.

Bugün batı ve onun uyduları daha fazla zengin olabilmek ve güçlü kalabilmek adına uyuşturucu, kumar, içki ve daha nice kötülükleri topluma dayatarak kendi neslini öldürme yolundadır.

5- Nesli Korumak: Bu hiç şüphesiz islam'da zaruri olan beş korunması gereken meseledir. Ailemizi, bireyleri ve toplumu her türlü zina, fuhuş, eşcinsellik, ahlaksızlık, kötü eğitim müfredatı ve her türlü hayasızlığa götüren yolları islam tıkayarak nesli korumayı sağlamıştır.

Bugün ideolojik dinler yeryüzünde kadını bozmuş ve onu asli hüviyetinden çıkarmış kozmetik ürünlerinde kullanılan, turizm sektöründe bir seks objesi olarak kullanılan ve aynı zamanda genelevinde satılan bir meta haline gelmiştir. Bugün nesillerimiz zina ve her türlü eşcinsellik gibi sebeplerle aile mefhumunu öldürmüş toplum buhran ve karanlığa gömülmüştür.

Şimdi hepimiz bir düşünelim, acaba 100 yıl önce ki toplum mu daha ahlaklıydı yoksa bugünün ideolojik toplumuda mı daha ahlaklı? O günkü toplum mu daha duyarlı, iyi, yardımsebver, iyiliksever, doğru ve dürüst yoksa bugünün ideolojik toplumu mu?

İslam’da Adalet Dört Şekilde Görülür.

 Allah, Kullar, Hayvan ve Tabiat Hakları.

1- Allah'ın Hakları: Kulların Allah'a birlemesi, ona ibadet etmesi, ona kul olması, ona hiçbir şey ortak koşmayarak, itaat ve teslim olması Allah'ın kulları üzerindeki hakkıdır.

2- Kulların Hakkı: Bu insanların kendi aralarında Allah'ın helal ve haram yasalarına göre hayatlarını sürdürmeleri gereken bir emirdir. Çünkü bu iki ilahi yasalar ancak kulların başka kullara olan haklarını riayet etmesine sebeptir. Bu sebeple hırsızlık, aldatma, yalan, dedikodu, mal gaspı ve daha nice kulların haklarını heba olmasına sebep olan şeyleri islam bu iki ilahi yasalarla sınırlandırmıştır.

3- Hayvan Haklar: Bu insanların hayvanlara eziyet etmemesi, onları aç bırakmaması, onları yedirmeleri, içirmeleri ve onlara barınak gibi olanaklar hazırlamasıdır. Hiç şüphesiz yeryüzünde büyük-küçük hangi hayvan varsa onlar bakmakla mükellefiz. Çünkü bu adaleti gerektirir.

4- Tabiat Hakları: Bu ağaçları kesmemek, havayı zehirlememek ve kimyasal madde ya da sıvı şeylerin tabiata denize, toprağa, göllere ve barajlara atılmaması şeklinde korunmasını ihtiva eder.

İslam ilahi nizam ilahi bir yönetim şekli ve rabbani bir rejimdir.

1- Yasama ve kanun çıkarıp hükmetme ideolojik dinlerin ve heva ve hevesine tabi olanlara ait bir görev değildir. Bilakis hükmetme, kanun koyma ve yasama yalnız islam ilahi nizama ait bir özelliktir ve kimse İslam ilahi nizama bu konuda ortak olamaz.

2- İslam yönetiminde yöneticilerin dokunulmazlığı yoktur.

İslam'ın egemen olduğu bir yönetimde hangi kurum hangi kuruluş olursa olsun ister bir lider ister bir parti ister başka bir kurum olsun kimsenin ayrıcalığı söz konusu olmadığı gibi kimsenin de dokunulmazlığı yoktur. Kim Allah'ın helal yasalarına tabi oluyorsa bu kimse sevilir, saygı duyulur ve kendisine mutlak itaat edilir. Kim Allah'ın haram yasalarını çiğniyorsa kendisine nispette isyan, nefret ve öfke beslenir ve kimse halife yada başka biri bu konuda müstesna değil ve bu sebeple de kendisi direkt yargılanarak ceza hükmü verilir.

3- İlahi yönetimde emanet ancak ehline verilir.

Allah'ın kullarını adaletle yönetecek, onları her türlü fitneden koruyacak, insanlara huzuru, güveni, dayanışma ve kardeşliği temin edecek, onları şirkten, küfürden, sömürü, eşitsizlik, savaş ve her türlü çatışmalardan koruyacak liyakatlı yöneticilere islam yetki verir. Bu yöneticiler asla Laik, Demokrat, Kemalist ve herhangi bir ideolojik dinin bağlarından seçilmez. Bilakis ilahi eğitim müfredatı ile ıslah olmuş ve terbiye edilmiş Müslüman ve Alim vasfı olan kimselerce icra edilir.

4- İslam ilahi nizam'ın yönetimi askeri dikda bir yönetim değildir. Bilakis ilahi ve rabbani sivil bir anayasadır.

İslam ilahi nizamın yasaları insan fıtratına uygun, onu terbiyeden, onu ıslah eden ve onu topluma kazandıran bir özelliğe sahiptir ve bu sistem tamamıyla insanın doğasına ve sosyolojik hayatına bir hayat programı olarak uygun yasalar vaaz eder.

5- Bu Rabbani yönetimde din, ırk ve kültür ayırt edinmeksizin islam'ın kendilerine bahşettiği o adaletli hükümlere göre hükmetmek islam yönetiminin görevidir.

Bu Rabbani yönetimde güçlü-zayıfı ezemediği gibi zayıf da kimsin hakkını gasp edemez. Zengin fakiri sömüremez, fakir ise zenginlerden kin ve nefret duyamaz. İslam sadaka, zekat, İnfak ve benzeri insanlar arasındaki zengin-fakir ve zayı- güçlü sınıfı arasında uçurumu kapatarak vasat bir toplum meydana getirir. Nitekim;

Ey insanlar biliniz ki sizden önceki topluluklar içlerinden soylu güçlü biri hırsızlık gibi bir suç yaptığımda bağışlamaları, fakir güçsüz biri suç işlediğinde ceza tatbik etmeleri sebebiyle yıkıma uğramıştır. (İbni Mace)

Allah'a yemin ederim ki Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı cezası farklı olmazdı. (Buhari)

6- Kim olursan ol hangi ırk ve hangi dinden olursan ol haklıysan hakkın sana verilir.

Bugün modern cahiliyenin liderleri olan tağutlar yeryüzünde kendi yasalarını, kendi mahkemelerini ve kendi adaletlerini ikame ederek insanlar arasında büyük fitneye sebep olmaktadır. Zengin fakir sömürerek asgari ücrete mahkum eder güçlü fakirin hakkını gasp eder.

İslam ilahi nizam'ın rabbani yönetiminde bu 6 kriter mutlak anlamda adalet ile kaim olur. Hiç kimse bu 6 kriter konusunda hevasını, hevesini ya da çıkarları örtüştüğünde asla suistimal edemez.

Siyasi, Ekonomik, Ahlaki ve Sosyolojik Adalet Bu Dinin Gereğidir.

1- Siyasi Adalet: Bu ülke yönetiminde Allah'ın helal ve haram yasalarına göre toplumu yönetme, idare etme ve hükmetme sanatı olarak isimlendirilir. Bu siyasi adalette dil, din, ırk ve kültür ayırt edilmeksizin onlara eşit adaletli olanaklar sağlanır.

Müslüman ülkelerde başa geçmiş ideolojik rejimler islam siyasetine göre değil tamamıyla siyasal islam yada tam ideolojik siyasi küfre göre hüküm belirler. Örneğin Türkiye'de sağcı ya da muhafazakar isimleriyle isimlendirilen cenah siyasal islami verilerle ülke yönetiminde söz sahibi olur. Siyasal islamcılar islam ilahi nizamın yasalarını, kanunlarını, hükümlerini, ahlaki değer yagılarını, eğitim müfredatını hiçbir şekilde şeriata dair bir hükümle hükmetmezler. Bilakis onlar laik, kemalist ve demokratik ideolojik dinlerle ülkelerini yönetirler. Zaten onların siyasal islamcı olmasının sebebi onların çeyrek bir İslam anlayışıyla namaz kılmaları, Kur'an okumaları ve kendileri islam'a nispet etmeleri sebebiyle verilen bir isimdir.

İslami siyaset bugün Türkiye'de olmayan ve hiçbir parti, hiçbir kurum ve kuruluşun temsil etmediği tamamıyla Kur'an ve Sünnetin verileriyle ilahi öğretilerle oluşan ve davasında taviz vermeyerek yalnız Kur'an ve Sünnet yol göstericiliğinde değişim ve dönüşüm noktasında mücadele eden ehl-i sünnetin yöntemidir.

Siyasal İslam ise kendilerini İslam'a nispet eden, namaz kılan, Kur'an okuyan ama çeyrek kemalist, yarım laik ve tam Demokrat şeklinde insan uydurması ideoloji dinlerin şirk ve küfür yasalarıyla toplumu yöneten, idare eden ve insanlara küfür ile hükmedip toplumu Allah ile bağlarını koparıp küfre ve şirke davet eden yapılardır. Nitekim 1970'li yıllardan sonra Necmettin Erbakan'ın gibi muhafazakarların liderliğinde onlar Laik ve Kemalistler nasıl Parti kurdularsa biz de onlar gibi parti kuralım, onları gibi Holdingleşelim, şirketleşelim, ve biz de onlar gibi yönetime geçelim düşüncesiyle onlar siyasal İslam adı altında ülke yönetimine geçtiler. Bu kimselerin bu hareket metodu onları öyle bir yere getirdi ki laik ve demokratik sistemi topluma meşrulaştırma görevi alarak toplumu şirk sistemine entegre ettiler. Bunların birçokları pes ederek emekliye ayrılırken birçokları hala aktif bir şekilde Siyasal İslam adı altında mücadele etmekte. Nitekim 2023 genel cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Saadet Partisi yıllar yılı İslam ile savaşan CHP ile koalisyona girdi ve Saadet Partisi'nin genel merkez binasının önünde bu sahte muhafazakarlar ve Laik Kemalistler seçim gecesi 10’ncu Yüzyıl Marşına eşlik ettiler. Diğer taraftan AK Parti ise bugün toplumun deist ve ateist olmasına sebebiyet vererek insanlar eğer din bu ise bu dini terk ettiler. Hiç şüphesiz bu dini terk edenlerin islami cehaletleri onlar için asla mazeret söz konusu değildir. Çünkü onlar kitaba ve sünnete bakmadan kemalist, laik ve muhafazakar anlayışa sahip AK Parti'yi din olarak gördüler ve bu da onlar için büyük bir felakete sebep oldu.

2- Ekonomik Adalet: Hiç şüphesiz İslam ilahi nizam müellef-ül kulüb, infak sadaka, zekat ve benzeri müesseselerle din ayırt etmeksizin insanlara ekonomik açıdan büyük olanakları tanıyarak ekonomik bir adalet inşa eder.

Bu ekonomik adalette hiçbir şirket islam hükümetinden zengin olamaz. Hiçbir güç islami ekonomiye müdahale edemez. Zengin fakire ve güçlü zayıfı ezemez. Herkese hak ettiği verilir ve insanca yaşama imkanı verilir. Bu İslam tarihinde ispatlarla doludur. Nitekim 5’nci halife Ömer İbni Abdulaziz döneminde bugün çağdaş uygar ve bilim dünyasında Afrika ve daha başka nice kıtalarda milyonlarca insan sömürü, zulüm ve adaletsizlik sebebiyle ölürken  Orta cağ dönemi olarak adlandırılan o günlerde Afrika'da zekat verilecek insan bulunmuyordu, işte ilahi nizam'ın yönetimi işte ideolojik dinlerin yönetimi arasındaki fark.

3- Ahlaki Adalet: Bu tamamı ile insanların ahlaklarını, insani özelliklerini, kişiliklerini, karakterlerinin ve onurlarını koruyarak insanlara huzur, güven, dayanışma, yardımlaşma, sevgi ve muhabbet gibi ahlaki özelliklerle yaşanmasını sağlayan en önemli özelliktir. Bugün çağdaş cahiliye gayri ahlaki eğitim müfredatının sonucunda zulüm, çatışma, kavga, fırsatçılık, ölüm, giybet, zina fuhuş, tecavüz, hırsızlık ve daha nice birçok kötülüklere sebep olmaktadır.

4- Sosyal Adalet: Bu İslam'ın yeryüzünde yaşayan, rahat bir nefes, huzur, güven arayan ve insanların sosyolojik hayatını bunalımdan ve kötülükten koruyup onlara yaşanabilir bir ortamı hazırlaması İslam'ın en önemli görevidir. Bu sosyal hayatta yeme-içme, giyinme, barınma, seyahat etme hayatı ve rahat bir şekilde yaşama gibi maddi ve manevi açıdan sosyal Adalet temin edilmesi İslam'ın görevidir.

 

Gürsel Gürbüz


 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *