11 Ekim 2023, 22:11 tarihinde eklendi

Allah Kullarına Kanun Koyma Konusunda Yetki Devri Vermemiştir.

Allah Kullarına Kanun Koyma Konusunda Yetki Devri Vermemiştir.

Allah Kullarına Kanun Koyma Konusunda Yetki Devri Vermemiştir.

Göklerin ve yerin iktidar ve egemenliğini elinde bulunduran Allahın adıyla..

Alemlerin rabbi olan Allah tüm varlıkların tek yaratıcısısı, düzen koyucusu ve program yapıcısıdır. Gözlerin gördüğü, kulakların işittiği, aklın tanıştığı ve bağımsız araştırmalar her şeyin bir program, yasa ve akıllı bir mühendislik harikası olduğunu söyler. Ağaçların oksijen üretmesi ve karbondioksit alması, insanların oksijen alması ve karbondioksit vermesi bu ilahi düzenin mükemmelliğini en güzel şekilde gösterir.

Dünya ve Ay kendi eksenleri etrafında dönmesi, ama her ikiside aynı zamanda başka bir cisim etrafında dolanması bir yörüngede olması bir program yapımçısına ihtiyaç duymaz mı?

Mesala dünyanın kendi etrafında dönme hareketi 24 saat gece ve gündüzün oluşmasına neden oluyor. Peki  bu sistemin yasasını kim belirledi? Bakın rabbimiz kerim kitabında bunu ben yarattım ve benim kontrolümde diyerek beyan ediyor. Şimdi Allahtan başka birilerinin bu konudan böyle bir iddiası var mı? Nitekim;

اَلشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍۖ

Güneş ve Ay (belirlenmiş) bir hesap ile (hareket etmektedir). (Rahmân, 5)

اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْفُلْكِ الَّت۪ي تَجْر۪ي فِي الْبَحْرِ بِمَا يَنْفَعُ النَّاسَ وَمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ السَّمَٓاءِ مِنْ مَٓاءٍ فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ ف۪يهَا مِنْ كُلِّ دَٓابَّةٍۖ وَتَصْر۪يفِ الرِّيَاحِ وَالسَّحَابِ الْمُسَخَّرِ بَيْنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ve gündüzün peşi sıra yer değiştirmesinde, insanlara fayda sağlayarak denizde yüzen gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirdiği ve ölümünden sonra yeryüzünü kendisiyle canlandırdığı suda, orada yaydığı farklı türdeki her bir canlıda, rüzgârların çevrilip yönlendirilmesinde, gök ve yer arasında emre amade kılınmış olan bulutlarda akledenler için (üzerinde düşünülüp, bunları yapanın tek ilah olduğu ve kulluğun yalnızca O’na yapılması gerektiğine dair) deliller vardır. (Bakara, 164)

Nasıl ki gökteki ilah tüm cisimlerin yaratıcısı, yasa koyucusu ve program yapıcısıysa! Aynı ilah yerde'de yarattıkları konusunda aynı yetki ve tasarruf sahibi olmalı değil mi? İnsaların yaratıcısı Allah olduğuna göre kulları konusunda onun dediğinin olması onun hakkıdır.

Madem Allah Gökyüzü, yıldızlar, galaksiler, samanyolu, gezegenlerin ve diğer tüm cisimlerin yaratıcısı, yasa koyucusu onlar arasındaki intisamı belirliyor. O halde Allah göklerin ilahıdır deme hakkımız doğmaz mı? Bir şeyin yaratıcısı, üreticisi yada sahibi o şey konusunda tassaruf, dilediği gibi kullanma ve hükmetme yetkisine sahip olmaz mı? Elbette olur.

Alemlerin rabbi olan Allah yerin ve göğün ilahıdır ve aynı zamanda rabbidir. Allah nasıl gökyüzünü idare ediyorsa! Nasıl ki yıldızları, gezegenleri, galaksileri, samanyolu yada daha bilmediğimiz nice varlıkların yaratıcısıysa! Nasıl ki Allah yasalarıyla, kanunlarıyla bir ölçü, bir düzen ve bir sistem üzere nasıl idare ediyor ve nasıl hükmediyorsa! Aynı ilah olan Rabbimiz yeryüzünde de tüm kulları konusunda aynı hükümdarlığa aynı egemenliğe ve aynı iktidara sahiptir.

وَهُوَ الَّذ۪ي فِي السَّمَٓاءِ اِلٰهٌ وَفِي الْاَرْضِ اِلٰهٌۜ وَهُوَ الْحَك۪يمُ الْعَل۪يمُ

O, gökte de ilah olandır yerde de ilah olandır. O, (hüküm ve hikmet sahibi olan) El-Hakîm, (her şeyi bilen) El-Alîm’dir. (43/Zuhruf, 84)

Rabbimiz Allah kulları konusunda ilahi bir sistem vaaz etmiştir. Bu ilahi ideolojinin örnekliğinde bir peygamber göndererek bu nizamın yaşanabilir olduğunu peygamberimiz ve onun yolunu yolcuları olan Müslümanların örnekliginde her çağ ve devirde bunu ispatlamışdır.

Allah kulları konusunda iyi-kötü, doğru-yalış, yasak-serbest ve güzel-çirkin gibi değerleri belirleme yetkisinin kullarından hiç birine vermiş değildir. Kullardan, kurum ve kuruluşlardan kim böyle bir yeki sahibi olduğunu iddia ediyorsa! İlahlık özelliğine soyunmuş kimse olur. Kim bu kimselere itaat eder, onların yol göstericiliğine tabi olur ve  Allahın kulları için seçmiş ve beğenmiş olduğu ilahi nizama muhalefet ederek alternatif ideolojik girişimlerde bulunursa yoldan sapmış kimse olur.

نَّ الَّذ۪ينَ يُحَٓادُّونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُٓ اُو۬لٰٓئِكَ فِي الْاَذَلّ۪ينَ

Hiç kuşkusuz, Allah ve Resûl'ü ile (sınır ve kanunlarını tanımayıp yeni sınır ve yasalar koyarak) sınırlaşanlar, işte onlar, en zelil olanlar arasındalardır. (Mücadele:20)

Allah yeryüzünde hiç bir insana kanun koyma ve kendi ideoljik verileriyle yönetme ve idare etme noktasında yetki devri vermiş değildir. Bu kimseleri inkar ve red etmek imanın gereğidir.

Birileri çıkıp Allah’ın kulları konusunda islama sormadan kılık-kıyafet ile moda tanrılığına, kanun ve yasamada Allaha sormadan politik tanrılığa, ilahi ekonomik verileri tanımadan ekonomik tanrılığa ve buna benze hukuk, eğitim, ahlak ve sosyal tanrılar ihdas ederse firavun ve nemrut gibi ilahlık taslamış olur.

Allah namazı, orucu, zekatı ve hac gibi ibadet konularını emretmekle beraber siyasi, ekonomik, hukuk normları, ahlaki değer yargıları, eğitim müfredatı ile ilgili düzenlemelerde yada sosyal hayatla ilgili konularda Allah yalnız kendisine itaat etmek süretiyle bu ibadet çeşitlerini kendisine yapılmasını emreder. Allah herhangi bir insana yada partiye yasama konusunda bir yetki devri vermemiştir. Kullara düşen ilahi veriler ile Allahın hükmü ile hükmetmektir.

Kullara düşen Allahın ilahi nizamına kayıtsız ve şartsız teslim olmalarıdır. Allah kerim kitabında kendi hükmü ile hükmetmeyen ve insan uyudurması ideolojik dinler ile yönetilen sistem ve hükümlere cahiliye ismini vermiştir.

اَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَۜ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ۟

Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar? Yakinen inanmış bir kavim için kim Allah’tan daha güzel hüküm sahibi olabilir? (Mâide, 50

Bu rabbani yetki ve özellikleri ideolojik sistem ve buna benzer oluşumlara verilmesi onları ilahlaştırma girişimidir. Kim Allaha ait kanun ve yasa koyucu özelliğini filozof, ideolog, parti yada bir ideolojiye veremsi onların islam milletinden çıkmasına sebep olur.

Allaha ve onun ilahi hayat programına muhalefet ederek ve alternatif beşeri sistmelere her itaat, sevgi, yardım, destek ve uğrunda mücadele etmek şirke ve küfre düşmektir. Kim bu yönüyle o politik tanrı mesabesinde olan tağutları sever, tasdik eder ve onlardan razı olursa kendisini kulluk o kimseyi ilah makamına oturtmuş olur. Velevki o kimse o kimseyi ilah görmesede!  O halde islamımızı koruma ve yalnız Allaha ibadet etmek için hiç kimseyi tanrı makamına oturtmayacağız, kimseye ilahi yetki ve özellikleri vermeyeceğiz.

 

Gürsel Gürbüz

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *