استنذار/Allah'tan Başkası Adına Kurban/Adak Kesmek Şirktir.
.Allah'tan Başkası Adına Kurban/Adak Kesmek Şirktir/استنذار
Kurban k-r-b kökünden türemiş olup, sözlükte “yaklaşmak” ve ‘’yakın olmayı ifade eder.
İslam Istılahında: Allah’a yaklaşmak, onun rızasını kazanmak ve en sevdiği malı kurban etmek amacıyla belli bir vakitte kesilen hayvanı ihtiva eder.
Udhiyye: Allah’a ibadet etmek amacıyla kesilen hayvanlara ‘’udhiyye’ denmiş bunun sebebi kurban bayramı kuşluk vakti'nde (duha) kesilmesi sebebiyle bu ismi almış ve
Zebiha: Eti yenmesi için kesilen hayvana'da zebiha denmiştir.
Nusuk: Allah teslimeyet, kulluk ve ibadet kastı nedeniyle kesilen kurbana nesike, nüsük yada mensek denmiştir.
Hady: Sözlük manası sunulan ve götürülen manasında hac ve umrede kesilen kurbanları ifade eder.
Akika: Doğan erkek ve kız çocukları için kesilen kurbana akika kurbanı denilmiştir.
Şirk manası Allah ile beraber ya da Allah'tan başkasına ibadet etmek ya da Allah'ın Kur'an ve sünnete şer'i bir hükümle yalnız kendisine yapılması istediği ibadetleri başkasına ortak etmesi, başka bir ifade ile Allah'ın ilahi ve rabbani özelliğini Allah'la ya da Allah dışında bir başkasına vermek ile gerçekleşen zulümdür.
Allah'a yalnız adanması gereken ve Allah'ın kendisi için yapılmasını istediği şeylerin başkası için yapılması şirktir. Allah’tan başkası adına kurban kesmek, Allah'tan başkasına oruç adamak, kurban adamak, hac, umre ya da Allah'dan başkası adına sadaka vermek gibi durumlar şirktir. Çünkü Allah'ın bu gibi ibadet çeşitlerini kendisine yapılması gereken bir ibadet çeşidi olduğunu Kerim kitabında beyan etmiştir. Kim Allah'a ait bir ibadet çeşidini Allah dostu, evliya, salih kul yada şeyh gibi isimlerle isimlendiren kimselere verirse Allah'a ibadette şirke düşmüş olur.
Kurban kesmede iki şekilde görülür;
1- Tesmiye’de (besmele’de) şirk;
Bu Allah'ın ismiyle beraber başkalarının ismi ya da sadece Allah dışında başkalarının isminin anılıp ve onların adı ile kesilen hayvanlardır hiç şüphesiz bu şirkin ta kendisidir.
2- Maksatta şirk:
Bu kesildiği kurban ya da adağı bir kabir ve yatır gibi mezar başlarında şeyh, salih kul ve Allah dostu kimselere yakınlaşmak, onlara ülfet sağlamak, onları mutlu etmek ve razı etmek yada bela, sıkıntı ve musibet gibi şeyleri def etmek adına kesilen kurbanlar hiç şüphesiz bu da bir önceki gibi büyük şirktir.
Kurban, Allah’a en sevdiğini adamak, rızasını kazanmak, yaklaşmak, itaat, teslimiyet ve her şeyini Allah'a adamanın şiarıdır. Kurban şirkten, küfürden ve her türlü Allah'tan başka ibadet edilen varlıklardan beri olduğunu ifade ederek kulluğun yalnız Allah'a adanmasını ifade eder.
قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ
De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En'âm, 162)
لَا شَر۪يكَ لَهُۚ وَبِذٰلِكَ اُمِرْتُ وَاَنَا۬ اَوَّلُ الْمُسْلِم۪ينَ
“O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslimlerin/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kulların ilkiyim.” (En'âm, 163)
Bu ayeti kerimede altı unsur yalnız Allah adına yapılması gerektiğini vurgular. Bunlar;
1- Selat/Namaz: Bu sosyolojik hayatımızı ilgilendiren her alanda Allaha kulluğu hatırlatan ve bir yaşam programı olarak yalnız Allah için kıyam, ruku, secde ve dua talebinde bulunmayı ifade eden bir meydan okumadır.
2- Nusuk/ Kurban kesmek: Bu insanın mala dair neyi varsa en sevdiği malı Allaha adamak ve kim olursa olsun, rengi, şekli, cismi ve makamı ne olursa olsun kurban yalnız Allah adına kesilir ve yalnız Allah'a yaklaşmak için yapılır. Bunun dışında yapılan tüm kurban kesimleri şirke sebep olan durumlardır.
3- Hayatım: Bu müslümanın büyükten küçüğe ve doğumdan mezara kadar hayatını dolduran ne varsa bunu Allah’a adaması gerekir.
4- Ölümüm: Bu ölümün yalnız Allah ve onun davası uğrunda gerçekleşmesi gerektiğini ve bu ilahi dava dışında olan Tağut konumunda olan yöneticiler ve onların batıl davaları uğrunda ölümlerin batıl ve sonsuz bir kayıp oluşunun ilanıdır.
5- Onun hiçbir ortağı yoktur: İşte bu ayet hayatın beşikten mezara kadar ve doğumdan ölüme kadar hayatın her biriminde Allah'ın ortağının olmadığının ifadesidir. Allah'tan başka kanun koyucu yoktur, Allah'tan başka sığınacak yoktur, Allah'tan başka adına kurban kesilmez, Allah'tan başka fayda verecek, zararı def edecek yoktur ve Allah'tan başka kendilerine dua edilecek bir varlık yoktur gibi tüm ilahi var rabbani ibadet çeşitleri yalnız Allah'a yapılmayı ifade eder. Dolayısıyla şirk Allaha ait olan ilahi bir özelliğin bir yönetici, şeyh yada bir başkasına verilmek suretiyle gerçekleşen bir zulümdüür.
6- Ben Müslümanların ilkiyim: Bu ayeti kerimede ise tüm şirk ve küfür çeşitlerinin isimlendirildiği etiket ve armalardan beri olduğunu ilan etmek suretiyle hayatın her alanında Allah'ı Tevhid ile birlemek, muhatap olmak ve ibadetin her çeşidini Allah'a has kılmak suretiyle Müslümanlığı ilan etmektir. Allah bizi solcu, sağcı yada muhafazakar gibi isimlerle isimlermediği gibi bize demokrat, laik, kemalist ve kominist gibi şirk sistemleriyle isimlendirmeyi haram kılmıştır.
Kişi Allah ile bağını koparan, İslam milletinden çıkaran, küfre ve şirke götüren sebepler vardır. Allah bu sebeplere kulluk, ibadet teslimiyet ve kendisine bağlanmaya sebep kılan ilahi öğretilere teslim olmaya bağlamıştır. İşte bu sebeple Allah'tan başkası adına kurban kesmek o kimseyi kutsamak, yüceltmek, bağlanmak, yaklaşmak ve kendisine medet ummak gibi birçok Allah'a yapılan ibadet çeşitlerinin başkasına vermektir. İşte bu Ancak Allah'a yapılması gereken kulluk birimleridir ve bu bir başkasına yapıldığı takdirde kulun Allah'la bağı kopması anlamına gelir. Nitekim bir hadiste Allah’tan başka kurban kesenlere:
لعن الله من زبح لغير الله
Allah'tan başkası adına kurban kesene Allah lanet etsin. (Müslim)
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ
(Buna şükür olarak) Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (Kevser, 2)
Allah kendisinden başkası için kurban kesene, ana babasına lanet edene, suçlu kimseyi koruyana, arazi ve tarlaların sınır işaretlerini değiştirene lanet etmiştir. (Müslim)
Usul ilminde lanet rahmetten ve merhametten yoksun Allah'ın kendilerini azap ettiği gazap ettiği kimseler olarak tanımlanmaktadır.
اِنَّ اللّٰهَ لَعَنَ الْكَافِر۪ينَ وَاَعَدَّ لَهُمْ سَع۪يرًاۙ
Şüphesiz ki Allah, kâfirlere lanet etmiş ve onlara alevleri dehşet saçan bir ateş hazırlamıştır. (Ahzâb, 64)
Kurban Allah'a yaklaşmak, Allah ile bağını güçlendirmek, kulluğu ve teslimiyeti ifade eder işte bu yüzden kurbanlar Allah adına kesilir. Başkaları adına kesilmelerine gelince bu Allah'ın kitabına izin vermediği bir kötülüktür. Nitekim;
نَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ بِه۪ لِغَيْرِ اللّٰهِۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَلَٓا اِثْمَ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
(Allah) size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanları haram kılmıştır. Kim de zorda kalırsa, haddi aşmaksızın ve taşkınlık yapmaksızın (haram kılınanlardan yemesinde) ona bir günah yoktur. Şüphesiz ki Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (Bakara, 173)
Allah'tan başka adına kesilen kurbanların haram olması gibi aynı zamanda türbeler, şeyhler, salih kullar ve tağutlar adına kurban kesmek onlar için yemek, içecek ve benzeri adaklarda bulunmak ya da bunları dağıtmak haramdır caiz değildir. Çünkü bu saydıklarımız Allah için olmalı ve hiç kimse bu konuda aracı ve ortak olmamalıdır. Kurban kesiminde Allah'a ibadet, Allah'ın rızası, Allah'ın şanı ve Allah için yapılan dayanışma ve yardımlaşmanın kimse adına değil Allah adına olması gerektiğidir.
Allah’tan Başkasına Kurban Kesmenin Şirk Oluşunun İlleti
Maalesef bugün İslam konusunda cahil kalanlar bu tür adakları, kurbanları ve yemekleri şeyh, veliler, türbe ve salih kullar diye isimlendirilen kimseler adına yaparlar, bunu yapmalarının temel sebebi onlardan faydayı elde etmek, zararı def etmek, ümit ve korku arasında bağlanmak suretiyle bu dinin haram kıldığı ve caiz olmayan tutum ve davranışlarda bulunmak suretiyle Allaha ait ibadet çeşitlerini bu kimselere tanıyarak şirke düşmüş oluyorlar. Halbuki bir müslüman bunlardan beri olmalı ve tevhide sarılmalıdır.
Allah'tan başka bir kimsenin adına kurban kesmek işte bu haramın ta kendisidir. Örneğin şu veli adına şu salih kul adına ben kurban kesiyorum gibi tutunlar haramdır.
Allah'tan başka kurban ve adak adayan kimselerin şirke düşmelerinin temel ileti Allah'tan başkasına bel bağlayıp tevekkül etmeleri, sığınma, yardıma ulaşmak, fayda, zararı def etmek, ümit ve kork arasında bağlılığı göstermek gibi Allahın hakkı olan bu ibadet şekillerinin bu kimselere adanması hiç şüphesiz şirktir ve kişiyi müşrik yapar.
Nitekim Allah şirkin her çeşidini affetmeyeceğini kerim kitabında beyan etmiş, o kimselerin tevbelerinin ahirette kabul edilmeyeceğini ve onların cehenneme gireceklerini söylemiştir.
اِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوٰيهُ النَّارُۜ وَمَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ اَنْصَارٍ
Şüphesiz ki kim Allah’a şirk koşarsa, Allah cenneti ona haram kılar. Onun barınağı ateştir. Zalimler için yardımcı da yoktur.” (Mâide, 72)
Zamahşeri diyor ki: Müşrikler bir ev satın aldıklarında, bir ev bina ettiklerinde ya da bir ayin şekli çıkarmak istediklerinde kendilerine cinlerden bir tehlike dokunmasın diye kurban keserler ve kestikleri şeyleri de buna izafe ederlerdi.
Dolayısıyla ister devlet başkanı olsun ister salih kullar olsun kim olursa olsun! Buhara Alimleri ittifakla bunlar adına kesilen kurbanların haram, onu yemek haram, o ortamda da bulunmak haram olduğu konusunda fetvasını vermişlerdir.
Nitekim bir hadiste Tarık bin Şihap'tan Rasulullah aleyhisselatü vesselam şöyle buyurdu: Bir sinek yüzünden adamın biri cennete diğeri de cehenneme girdi. Sahabeler bu nasıl oldu? Ey Allah'ın resulü dediler. Rasulullah şöyle buyurdu: İkisi beraber bir şehre uğradılar bu şehir halkının oradan her geçenin mutlaka kurban takdim etmesi gereken bir putlara vardı. Birine bir kurban takdim et dediler takdim edecek hiçbir şeyim yok dedi. Onlar hiç değilse bir sinek takdim et dediler. O da bir sinek takdim etti yolunu açıp serbest bıraktılar. Bundan dolayı cehenneme girdi. Diğerine sen de takdim et dediler. O Allah'tan başka hiçbir şeye sinek dahi takdim etmem dedi boynunu vurdular bu yüzden de o cennete girdi.
Bu hadiste sahabelerin sadece bir sinek yüzünden birinin cennete diğerinin cehenneme girişini hayretle karşılık verdiler. Dolayısıyla Allah indinde şirkin her çeşidi hafif görülmemek üzere reddedilmesi gereken en önemli kulluk birimleridir.
İnsanlar niyetlerinin temiz olduğunu dolayısıyla bundan bir şey çıkmaz demeleri batıldır çünkü hangi niyet olursa olsun! Allah'tan başkasına kurban kesmek şirktir. Hatta bu şirki dayatan o müşriklerin şerrinden korunmak için o sineği kurban edenin nasıl cehenneme girdiğini gördük ve aynı zamanda azimeti göstermek suretiyle sinek dahi olsa putlar adına kurban etmemenin cennete girmesine sebep olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız.
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟
İman eden ve imanlarına zulüm/şirk bulaştırmayanlar (var ya); işte bunlara (Allah’ın azabından) emin olma vardır. Ve onlar hidayete erenlerdir. (En'âm, 82)
"مَنْ لَقِيَ الله لا يُشْرِك به شَيئا دخل الجنَّة، ومن لَقِيَه يُشرك به شيئا دخَل النار".
Câbir b. Abdillah radıyallahu anh'tan merfû olarak rivayet edilen hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır: Kim, Allah'ın karşısına O'na hiçbir şeyi şirk koşmadan çıkarsa Cennet'e girer. Kim de şirk koşarak Allah'ın karşısına çıkarsa o, Cehennem'e girer. (Sahih Müslim)
Şirk İşlenilen Bölgelerde İbadet ve Kurban Kesimi Yasaktır.
Şunu hemen ifade edelim ki kafir ve müşriklerin hassaten seçtikleri bölgelerde yaptıkları şirk, küfür ya da Allah'tan başka kestikleri kurbanların olduğu bölgelerde Allah adına ne kurban kesilir ne de o şirk ve küfür merasimlerin olduğu yerlerde ibadetler yapılır. Çünkü bu bölgeler Allah'tan başka ibadet edilen kulluk edilen bölgelerdir.
Nitekim bir hadiste;
Bir adam Mekke'nin Buvane semtinde kurban etmeyi adamıştı. Rasulullah aleyhisselam ona orada İslam'dan önce tapınılan herhangi bir put var mıydı?' diye sordu. Sahabeler yok dediler. Resulullah aleyhisselam orada İslam'ın olmadığı zamanlara ait herhangi bir şenlik veya merasim icra ediliyor muydu?' diye sordu sahabeler hayır öyle bir şey yapılmıyordu dediler. Bunun üzerine Rasulullah aleyhisselam adak sahibi kimseye şöyle buyurdu: Adağını yerine getirebilirsin hem bil ki Allah'a isyan edilen bir yerde adak olmaz kişi kendi malı olmayan bir şey de adayamaz. (Ebu Davud)
Şirk koşulan bölgeler ister türbe olsun ister yatırlar olsun ister anıtlar olsun Allah'a isyan edilen ve Allah'tan başka ibadet edilen bölgelerde Allah adına kurban kesmek ya da namaz kılmak caiz değildir.
İster Mevlit kandilleri olsun ya da diğer kandil çeşitleri olsun ya da ideolojik bayramlar olsun orada yapılan eğlence yerleri olsun ya da konser bölgelerinde sürekli eğlencenin olduğu yerlerde kurban kesilmesi asla caiz değildir.
Çünkü bu bölgeler şirkin ve küfrün kapılarını açan Allah'tan başkasına ibadet yollarını açmaktadırlar. Maalesef onlar türbe ve buna benzer bölgeleri artık Allah'tan başka ibadet edilen makamlar haline getirmiş medet ya Allah demeleri gerekirken Medet ya Gavs yada medet ya filan filan kimse demeleri, dua taleplerini Allah'a yapmaları gerekirken duasını direk yada Allah’a aracı kılmak suretiyle mezarda yatan ölüden istemeleri, Allah'a sığınmaları gerekirken Allah'tan başkalarına sığınmaları, fayda ve zararın yalnız Allah'ın elinde olmasına rağmen onlarda'da fayda ve zararlar gelir demek suretiyle şirki işleyerek Maalesef bu bölgeleri tapınaklar haline getirmiş oluyorlar.
لا تجعلوا بيوتكم قبورا، ولا تجعلوا قبري عيدا، وصلوا عليّ فإن صلاتكم تبلغني حيث كنتم
Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. Benim kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salat getirin, nerede olursanız olun bana salatlarınız ulaşır. (Sahih Ebû Dâvûd)
Dolayısıyla Resulullah aleyhisselam yeryüzünde tüm Rasuller, nebiler ve velilerden en üstün kimsedir. Nasıl ki onun kabrini bayram yapmak, adaklar adama ve kurban kesmek caiz değilse! Ondan daha aşağı olan şeyh, veli ve salih kullar adı altında türbelerde kendileri adına kurban kesilmesi yada bayram yerine çevrilmesi asla caiz değildir.
Allaha İsyan Konusunda Adak Adayan Bunu Yerine Getirmez.
Eğer birileri Allah'a isyanı konusunda kurban ya da buna benzeri bir adak adama noktasında türbe, yatırlar ve buna benzer bir yerde adarsa onun yerine getirmesi asla caiz değildir.
Nitekim bir hadiste Aişe annemizin rivayetiyle: Masiyet konusunda bir şey adak olmaz bunun keffareri tıpkı yemin kefareti gibidir. (Tirmizi)
من نذر ان يطيع الله فليتعه ومن نذر ان يعصي الله فلا يعصه
Kim Allah'a itaat etmeye adak adarsa onu yerine geitrsin ve kim Allah'a isyan etmeye adak ederse, onu yerine getirmesin. (Buhari)
Tahavi: Alimlerin icmasıyla Allah'a isyan üzere olan bir Adak adayan kimsenin bunu yerine getirmesi gerekmez.
Alimlerimizin caiz olmayan ve adak yerine getirmeyen kimsenin kefaret gerekip gerekmediği konusunda ihtilaf etmiştir. Kimileri kefaret gerekir demiş kimileri kefaret gerekmez demişlerdir. Halbuki yukarıdaki hadiste yemin kefareti olduğu açıkça bellidir.
Adak Adamanın Hükmü Nedir?
Adak adamak fıkıh ilminde: Genel anlamda kerih/kötü görülmüştür. Çünkü bir kimsenin dinde sorumlu olmadığı halde Adak gibi ibadet cinsinden olan bir şeyi kendisine vacip kılması gereksiz görüldüğü için kerih görülmüştür.
Alimlerimiz: Kişinin sorumlu olmadığı halde farz ya da vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allah'a söz vermek suretiyle o ibadeti kendisine sorumlu kılması olarak ifade etmişlerdir.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de Adak adandığında bunu yerine getirilmesinin mü'minlere ait bir özellik olduğu bilinen bir husustur. Nitekim ayetlerde ‘'Verilen sözü yerine getirmek’', ''Ahde vefa’’, ‘’Akitlere bağlı kalmak'’ ve ''Allah'a verilen sözün tutulması'' benzer emirler sorumlu olmadığı bir ibadet cinsini kendisine vacip kılmasına sebep olmuştur.
Resulullah aleyhisselatü vessellemin sünnetinde varid olduğu üzere Allah'a itaat ve meşru şekilde yapılan adakların yerine getirilmesi emredilmiş Allah'a isyan konusunda yapılan her türlü Adağın yerine getirilmemesi vurgulanmıştır.
Bu sebeple meşru bir Adak yerine getirenler Kur’an, sünnet ve icma ile yerine getirilmesi vacip olur.
Alimler hiçbir fayda ve dünyevi çıkar düşünmeden Allah'ın rızasını kazanmak konusunda Adak adayanların durumlarında bir sakınca olmadığını söylemişlerdir.
Alimlerin önemli bir kısmı bir çıkar, menfaat ve dünyevi bir sebepten dolayı Adak adamayı kerih görmüşlerdir. Nitekim bir hadiste Rasulullah aleyhissalatu vesselam;
Adak hiçbir olay geri çevirmez sadece cimrinin malını eksiltmiş olur. ... Adak bir şey ne ileri alır ne de geri bırakır. (Buhari)
Özellikle Ahmed bin Hanbel ve İmam Şafi gibi fakihler bu delillere dayanmak suretiyle adanan her çeşidin mekruh olarak görmüşlerdir.
يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يرًا
Adaklarını yerine getirir ve kötülüğü/şerri yaygın olan bir günden korkarlar. (İnsân, 7)
Bu ayeti kerimeye göre adak adamak Allah'a yapılan bir ibadet çeşididir. Eğer bu ibadet çeşidini başka biri adını yaparsan şike düşmüş olur.
وَمَٓا اَنْفَقْتُمْ مِنْ نَفَقَةٍ اَوْ نَذَرْتُمْ مِنْ نَذْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُهُۜ وَمَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ اَنْصَارٍ
İnfak ettiğiniz nafakaları ve adamış olduğunuz adakların tamamını hiç şüphesiz Allah bilir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur. (Bakara, 270)
Kurban kesmek ya da adak adamak, yatır ve türbe gibi bölgelerde bulunmanın bazı belaya engel olduğuna, faydaya, sağlığa ve hasta olana şifa verdiğine inanması hiç şüphesiz şirkin ta kendisidir.
İnsanlar bu gibi bölgelerde mala, mülke, güzel bir konuma makama, başarıya ve buna benzer şeylere ulaşmak bela, müsibet ve sıkıntılardan kurtulmak için başvurdukları bu yerler hiç şüphesiz Allah'tan başkasını aracı kılmak suretiyle kişiyi islam milletinden çıkaran tutum ve davranışlardır.
Onlar türbelerde ölmüş olan insanlara şöyle seslenirler: Eğer Allah bana rızık verirse, eğer bana faydayı nasip ederse ya da şu şu zararlarımı def ederse ya da hastama şifa verirse ben senin için kurban keseceğim senin adına Adak adayacağım gibi şeyler ümmetin icmasıyla batıldır.
Bunun batıl olmasını illeti Allah'tan başkası adına yapılan adaklardır. İfade ettiğimiz gibi adakta bir ibadet çeşididir. Zaten ölmüş olan bir kimsenin gücü kuvveti yoktur, bu şekilde hareket eden kimse ölmüş bir kimseye güç, kuvvet, tasarruf hakkı verdiğine ve olaylara müdahale ettiğine inanmış oluyor bu da ayrı bir küfür çeşididir.
Buralarda gelen tüm gelirler, paralar, mallar ve mülkler kim atarsa ve kim bunlardan yerse haram yemiş olur.
Nitekim Hanefi alimlerinden Sunullah Halebi: Türbelerde, yatırlarda salih kullar adına kesilen kurbanları kesmek ya da Adak adamayı reddetmek sebebiyle kendisi şu ayetleri okur;
وَلَا تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ وَاِنَّهُ لَفِسْقٌۜ وَاِنَّ الشَّيَاط۪ينَ لَيُوحُونَ اِلٰٓى اَوْلِيَٓائِهِمْ لِيُجَادِلُوكُمْۚ وَاِنْ اَطَعْتُمُوهُمْ اِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَ۟
Allah’ın adının anılmadığı (hayvanlardan) yemeyin. (Çünkü) o kesin bir fısktır. Şüphesiz ki şeytanlar, sizinle tartışmaları için dostlarına (böylesi şüpheleri) vahyeder/fısıldar. Şayet onlara itaat edip (leş hayvanların helal olduğuna ve yenebileceğine inanırsanız) hiç şüphesiz müşriklerden olursunuz. (En'âm, 121)
قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ
De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En'âm, 162)
لَا شَر۪يكَ لَهُۚ وَبِذٰلِكَ اُمِرْتُ وَاَنَا۬ اَوَّلُ الْمُسْلِم۪ينَ
163 . “O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslimlerin/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kulların ilkiyim.” (En'âm, 163)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ