Başkasını Zatı İçin Seven Tağuttur.
Başkasını Zatı İçin Seven Tağuttur.
Müslüman iddiasını taşıyan birinin kuru bir söylemle iman iddiası insan üzerinde etkisi olmaz. Çünkü islam tamamı ile kulların eylemleriyle ve söylemleriyle tüm hayat birimlerinde Allah'ın kullarını kontrol etmesini ihtiva eder. Gizli-Açık her alanda Allah'ın kullarına karışmasıdır. Sevgi, nefret, iyilik, dostluk ve düşmanlık yalnız Allah içindir. Çünkü insan için ölçü yalnız Allah'ın iradesidir.
Bizi sevgide küfre götürecek, başkalarına ibadete götürecek tüm eylem ve söylemlerden kaçınmak imani ve islami bir gerekliliktir. Çünkü zatı için sevilecek yalnız Allah’tır. Biz Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah icin düşman olur ve Allah için dost oluruz.
Yeryüzünde Allah'a itaat eden, Allah'ı muhatap alan ve ölçü olarak kur'an'ı ve sünneti gören her kişi, her kurum, kuruluş, sistem, kişi, bayrak, devlet, hükümet, lider, kabile, ırk ve aile ne olursa olsun bizim için sevilen tüm bu mefhumlar ancak akide birliği örtüştüğünde sevilebilinir. Dolayısıyla bu saydıklarımız Allaha ve islam ilahi nizama olan bağlılıklarına göre sevilir ve sayılırlar.
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُبًّا لِلّٰهِۜ
(Tüm bu gerçekleri bilmelerine rağmen) insanlardan öylesi vardır ki; Allah’ın dışında birtakım varlıkları Allah’a denkler/ortaklar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgisi ise çok daha kuvvetlidir. (Bakara, 165)
Allah'a muhalefet ederek şirke ve küfre egemenlik ve iktidar veren ve bunun sonucunda Allah'ın hükmüyle hükmetmeyen her toprak parçası, her vatan, her lider, her kabile, ırk, millet, fikir, sistem ve ideoloji bizim için nefret edilen düşman olunan mefhumlardır. İşte bu ölçüyü kaybedenler ve bu yönüyle haddi aşarak tağutluklarını ilan etmiş olurlar. Çünkü tağutluk ilahi hudud ve sınırı tanımayan kendi sınırlarını ve hudutlarını belirleyen kimseye dinilir. Nitekim Rabbimiz;
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۚ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُٓوا اَوْلِيَٓاءَ الشَّيْطَانِۚ اِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَع۪يفًا۟
İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise tağutun yolunda savaşırlar. (Öyleyse) şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi pek zayıftır. (Nisâ, 76)
Şunu çok iyi idrak etmek zorundayız ki, mezarlar, para, vatan, bayrak, toprak ve kurumlar zatıyla tağut olmazlar. Tağut onu putlaştıran, onu tazim eden ve ona ilahi yetki veren kimsedir.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ