01 Kasım 2023, 21:53 tarihinde eklendi

Din Nedir?

Din Nedir?

Din Nedir?

İlahi öğretileri öğrenmeyen, islam ile ilgisini kaybetmiş, kur'anı öğrenmemiş ve Resulullah Aleyhisselam'ın getirdiği ilahi sistemi bilmeyen bugünün insanı, islam kavramları konusunda maalesef büyük bir cehaleti yaşıyor. Bu kavramlardan bir tanesi de dindir. Din olgusu çoğu insana göre sadece vicdani konuları gündeme getiren, namaz, oruç ve zekat gibi ibadet konularını ihtiva eden bir din olarak görürülur. Bu aslında büyük bir cehalet aynı zamanda büyük bir zulümdür.

Din: Sistem, kanun, adet, siyaset, hesap, sorumluluk, kural, malik olma, ceza, mükafat, hakim, idare etme, itaat ve teslimiyeti  gibi bir çok manaları ifade eder.

Aynı zamanda Allahın esmaul hüsnasında Ed-Deyyan ismi vardır.

Tedeyyun bu kavram aynı zamanda boyun eğmek ve itaat etmek manasındadır.

Ed-Deyyan; Kulların tüm eylem ve söylemlerinde ceza yada mükafat veren zata denilir. Dolayısıyla kişi eylem ve söylemleri ile küfre ve şirke düşdüğunde ceza, eyle ve söylemleri ile islam ilahi nizama tabi olduğunda Allahın mükafatına mazhar olan kimsedir.

Din kelimesi dünyevi ve uhrevi yönde hükümleri ve sorumluluğu gerektiren konuları ihtiva eder. Kur’anda dört şekilde gelmiştir.

1- Dünyevi Hükmüyle Din; Galebe, üstünlük, hükümranlık manalarını ihtiva eder.

هُوَ الَّذ۪ٓي اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَد۪ينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّ۪ينِ كُلِّه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ۟

Müşrikler hoşlanmasa da, tüm dinlere üstün gelsin diye, Resûl’ünü hidayet ve hak dinle gönderen O’dur. (Saff: 9)

Rabbimiz bu ayetinde islam dinin diğer tüm muharref dinler ve ideolojik insan uydurması dinlerden hüküm, yönetme, idare etme, siyasi, ekonomik, ahlaki, yasama ve bir yaşam programı olarak üstünlüğünü vurgulamaştır.

2- Din; Hükmetme, muhakeme ve itaate mecbur bırakma gibi manalara gelir.

اِنِ الْحُكْمُ اِلَّا لِلّٰهِۜ اَمَرَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُۜ ذٰلِكَ الدّ۪ينُ الْقَيِّمُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, kendisinden başkasına kulluk/ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yûsuf: 40)

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُر۪يدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِه۪ۜ وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَع۪يدًا 

Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister. (Nisâ, 60)

قُلْ اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِر۪ينَ

De ki: “Allah’a ve Resûl’e itaat edin.” Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah, kâfirleri sevmez. (Al-i İmran: 32)

Bu ayetler kulluk, itaat ve emre amade olmak suretiyle Allahın tüm hükümlerine tabi olmayı ifade etmekle beraber düşdüğümüz ihtilaf ve problemlerde baş vuracağımız mercii ilahi muhakeme yasasıdır. Dolayısıyla din kulun Allaha hükümlerinde teslim olmasını ifade eder.

3- Dünyevi Hükmüyle Din; Şeriat, ceza kanunları, hukuk normlrı, yol, mezhep, millet, adet ve gelenek demektir.

لزَّانِيَةُ وَالزَّان۪ي فَاجْلِدُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا مِائَةَ جَلْدَةٍۖ

Zina yapan kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. (Nûr, 2)

اَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَۜ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ۟

Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar? Yakinen inanmış bir kavim için kim Allah’tan daha güzel hüküm sahibi olabilir? (Mâide: 50)

اَمْ لَهُمْ شُرَكٰٓؤُ۬ا شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدّ۪ينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللّٰهُۜ وَلَوْلَا كَلِمَةُ الْفَصْلِ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْۜ وَاِنَّ الظَّالِم۪ينَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

Yoksa, Allah’ın izin vermediği şeyleri, kendilerine dinden şeriat kılan/kanun yapan ortakları mı var?  (Şûrâ, 21)

ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلٰى شَر۪يعَةٍ مِنَ الْاَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَ الَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ

Sonra seni, (ilahi) emre dayalı bir şeriat üzere kıldık. Ona uy. Bilmeyenlerin hevalarına/arzularına uyma. (Câsiye:18)

Yukarıdaki ayetler kulların Allahın kanunlarına, yasalarına, sosyal, siyasi, ekonomik ve tüm değer yargılarında onun rabbani yönetim şekline teslim olmayı ifade eden rabbani prensipleri ihtiva eder. Kim islam ilahi sisteme bu yönüyle muhalefet eder ve bu konularda ideoljik verilerle hayatına yön verirse bu yönüyle dini inkar etmiş olur. Çünkü bu din insan uydurması beşeri dinlere yetki vermemekle beraber bizi onlara muhtaç bırakmamıştır.

4-Uhrevi Yönüyle Din; Ceza, mükafat, kaza, yargı, sorgulama ve hesaba çekmek demektir.

مَالِكِ يَوْمِ الدّ۪ينِۜ

Din (Ahiret) Gününün sahibidir. (Fatiha:4)

Bu ayetlerde din ahiret gününde insanların dünyada yaptıkları kötülükler, adaletsizlikler. zulümler ve her şeyden önce işledikleri şirk ve küfür eylem ve söylemleri sonucunda Allah'ın onlara mükafat vermesi, ceza vermesi, sorgulaması ve onları bu yönüyle hesaba çekmesidir. O gün hesap gününde Melik olan, hükmeden, karar verecek tek yetkili ve etkili makamı yalnız Allah olacak.

5- Dünyevi Hükmüyle Dinin Bir Yaşam Programı Olması.

قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

لَا شَر۪يكَ لَهُۚ وَبِذٰلِكَ اُمِرْتُ وَاَنَا۬ اَوَّلُ الْمُسْلِم۪ين

De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım veölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir “O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslimlerin/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kulların ilkiyim.” (En’âm: 162-163)

6- İdeolojilerin Din Oluşu.

Tarih boyunca ilkel ideolojiler Allah'a ve onun resullerine muhalefet etmişlerdir. Onların muhalefet etmesinin temel sebebi Peygamberlerin getirdiği ilahi sistemin kendi ideolojik yönetimlerine ve sistemlerine karışmasını istememe yatar. Rabbimiz Allah, kur'an'da firavun ile musa (a.s) arasındaki mücadeleden bahseder. Firavunun Musa (a.s) muhalefet etmesinin temel sebebi kendi ilkel ideolojik sistemini korumak ve dinin devlete karışmasını engellemekti. Aynen bugün modern ve ideolojik dinlerin bağlılarının yaptığı gibi. Dolayısıyla İslam, ister modern ister ilkel ideolojik çağlarda olsun islama muhalefet eden tüm ideolojilere din adını veriyor. Velevki onlar bunu bir din olarak görmeseler de Allah bunu bir din olarak görüyor. Bu tutum islam'dan çıkma Allah ve resulüne firavun gibi muhalefet etmek demektir.

Dinler iki türlüdür.

1- Hak din islam ilahi nizam;

İslam alimleri hak dini şu şekilde tarif etmektedirler. Din akıl sahibi kimseleri zorlamadan kendi isteğiyle dünya ve ahiret maslahatına sevkeden ilahi kanunlar ve yaşam programıdır.

2-Batıl dinler kendi aralarında ikiye ayrılır.

a)-Muharref olmuş dinler; Hristiyanlık ve Yahudilik gibi.

b)-İnsan uydurması beşeri ideolojik dinler; Demokrasi, sosyalizm, komünizm ve buna benzer ideolojik sistemlerdir.

Bu sistemler Allah'ın mülkünde Allah'a sormadan Allah'ın kullarını kendi heva ve hevesleri doğrultusunda yönetme, idare etme, hükmetme, kanunlar ve yasalar vaaz etme noktasında Allah'ın kullarına müdahale etmesidir. Halbuki bu ilahi ve rabbani özelliktir. Kim kendini bu konuda yetkili görür ideolojik olarak Allah'ım kullarına müdahale ederse firavun gibi Rabblik taslamış olur.

Allah kerim kitabını ve peygamberini göndererek İslam ilahi Nizama ait tüm özellikleri vaaz ederek sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, eğitim ve hukuk normları gibi her alanda hiçbir gedik/eksik bırakmadan ilahi nizam-ı tamamlamış ve hiçbir dine ya da ideolojik sisteme muhtaç bırakmamıştır. Nitekim Rabbimiz Kerim kitabında

اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪

Bugün, sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve din olarak sizin için İslam’dan razı oldum.  (Mâide, 3)

Şunu çok iyi idrak etmek durumundayız ki, İslam Allah'ın seçtiği, kabul ettiği, bize gönderdiği ve bizim de onunla hayatımızı sürdürme noktasında kendisiyle mesul olduğumuz ilahi sistemin adıdır. Çünkü Allah bu ilahi sistemi bize seçti ve katında onayladığı tek meşru ilahi/rabbani sistem ancak islam'dır. Bunun dışındakiler ise bâtıldır. Dolayısıyla din Allah'ın Rabbani ideolojisidir buradaki kastımız Allah'ın iradesidir.

اِنَّ الدّ۪ينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ۠

Allah indinde (geçerli olan) tek din İslam’dır. (Âl-i İmran: 19)

Dünya ve ahiretle ilgili kuralları, kanunları, yasaları ve hükümleri belirleyen yalnız islam ilahi nizamdır. Kim islam ilahi nizam iman etmekle beraber başka ideolojilere ya da sadece islam dışındaki din ya da ideolojilere iman eder hayatını onunla görüntülerse! İslam ilahi nizam mı inkar etmiş, dünyada ve ahirette de kaybedenlerden olur. Nitekim Rabbimiz olan Allah kerim kitabında;

اَفَغَيْرَ د۪ينِ اللّٰهِ يَبْغُونَ وَلَهُٓ اَسْلَمَ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَاِلَيْهِ يُرْجَعُونَ

Allah’ın dini dışında bir (din mi) arıyorlar? (Hem de) göklerde ve yerde olanların tamamı isteyerek veya zorla ona teslim olmuşken?! O’na döndürülecek (ve bu yaptıklarının hesabını vereceklerdir). (Âl-i İmran: 83)

Kur'an-ı Kerim'de Din Kavramının Muhtelif Manaları;

1- Borç, ödünç ve ödeme anlamında kullanılmıştır. (Bakara:282 ve Nisa:11)

2- Hesap ve ahiret günü anlamında kullanımıştır. (Fatiha:4 ve Mutaffifin:11)

3- Akide, millet Muntesip olunan din anlamında kullanımı (Al-i İmran:19, Bakara: 256)

4-Hususi olarak İslam dini anlamında kullanımı. (Tevbe: 29-33)

5- Güç, boyun eğme, itaat, boyunduruk altına girme ve kulluk anlamında kullanımı Al-i İmran:83 ve Zümer:11-14)

6- Adet, gelenek ve görenek anlamında kullanımı. (Enam:137, Araf:28 ve Zuhruf: 22)

Allah Resulü'nün Sünnetinde Kullanımında Din;

1- Bir bütün olarak İslam dini anlamında kullanımı.

(Cibril hadisi)

2- Akide/Tevhid inancı kullanımında.

''Biz nebiler topluluğu baba bir anne ayrı kardeşler gibi dinimiz bir şeri'atlarımız farklıdır. (Buhari)

İyad b. Hımâr -radıyallahu anh-'dan rivayet olunduğuna göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bir gün hutbesinde buyurdular ki: «Rabbim, bugün bana öğrettiği şeylerden bilmediklerinizi size öğretmemi emretti.» (Ve buyurdu ki): «Benim bir kula verdiğim bir mal helaldir. Ben, bütün kullarımı hanif (Müslüman, hakka taraftar) olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip (fıtri) dinlerinden alıp götürdüler, kendilerine helal kıldığım şeyleri haram kıldılar. Haklarında bir delil indirmediğim şeyi bana şirk koşmalarını emrettiler. (Müslim)

3- Atalar dini, gelenek, adet ve kültürler anlamında

Ahir zamanda bazıları, sizin ve atalarınızın yolundan ayrılıp, sünnetimden uzak kalacaklar, onlardan uzak durun. (Müslim)

4- Boyun eğmek, itaat ve boyunduruk altına girme anlamında.

...Ebu Talip Allah resulüne Ey kardeşimin oğlu milletinden ne istiyorsun dedi Bunun üzerine Allah resulü Aleyhisselam onlardan bir kelime istiyorum ki Arapların hepsi bunlara boyun eğecek din acemler'de kendilerine gizli ödeyeceklerdir dedi. (Müslim)

Kur'an ve sünnetten getirilen bu delillerden sonra ‘’Din'' bir yaşam ve hayat programıdır. Küçük-büyük hayatın her alanında yaşama yön veren, insan hayatına kriter ve prensipler vaaz eden her şey din kapsamına girer. Bu hak ya da batıl fark etmeksizin din ismini alır. Dolayısıyla kime hesap verme kaygısı yaşıyorsanız! Bu sizin dininiz olur. Kime itaat ediyorsanız! O sizin diliniz olur. Kimin kanunlarını benimsiyorsanız! O sizin dininiz olur. Bağlılık gösterdiğiniz âdet, gelenek, kriter, ilkeler ve normlar dininiz konumundadır. Neye otorite, iktidar ve egemenlik veriyorsanız o sizin dininiz olur.

مَا كَانَ لِيَأْخُذَ اَخَاهُ ف۪ي د۪ينِ الْمَلِكِ

Kralın dinine (yani yürürlükte olan yasalara) göre kardeşini tutuklaması söz konusu dahi değildi. (Yûsuf, 76)

Mekke ve Medine Dönemin'de Din.

Mekke döneminin ilk zamanında inen ayetlere baktığımızda  ‘’Yevmiddin'' kavramını kullanır. Yani din günü, hesap, ceza ve mükafat manalar için kullanılır.

Mekke döneminin ikinci yarısında inen ayetlerde artık sorumluluk, hesap, tevhid, teslimiyet ve dünyevi bir yaşam programını igilendiren din kavramı kullanılır.

Lehud’din/Dini Yalnız Allaha has kılmak,: (Zümer: 14)

Edd'inul hanif/ Allahı birleyen din. (Rum:30)

Ed'dinul kayyim/ Dost doğru din. (Yusuf:40)

Muğlisune lehud’din/ Dine Allah için ihlaslı kılmak. (Ğafir:65)

H-l-s kökünden türeyen halis mana olarak saf, arı, duru, katışıksız ve pak gibi anlamlara gelmektedir.

Bilindiği üzere şirkten, küfürden, bidat ve hurafelerin her türlüsünden teberri/uzaklaşmak suretiyle Allah'a itaat etmek, boyun eğmek, teslim olmak ve Allah'a karşı zillet, ümit, korku, içtenlik ve huşu ile dine tabi olmak katışıksız dinin tanımıdır.

قُلْ اِنّ۪ٓي اُمِرْتُ اَنْ اَعْبُدَ اللّٰهَ مُخْلِصًا لَهُ الدّ۪ينَۙ

De ki: “Ben dini O’na halis kılarak, Allah’a kulluk etmekle emrolundum.” (Zümer, 11)

Din Kavramının  Her Toplum İçin Kullanılması.

Şera'a lekum mineddin/ Dine ait size hukuk düzeni vaaz etti. (Şura:13-21)

Itteğazu dinehum lehven ve laiben/ Onlar dinlerini eğlence ve oyun olarak aldılar. (Araf:51 ve En’am:70)

Egim Vecheke lid’din/Yüzünü dine çevir. (Rum:30-43)

Ferraka dînehum/ Dinleri parçaladılar. (Hac: 78)

Yubeddilu dinekum/ Dininizi değiştirmek. (Mümin: 26)

 

Gürsel Gürbüz

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *