Ehli Sünnetin İcmasıyla Temelde Tekfir/Küfür Beş’tir.
Ehli Sünnetin İcmasıyla Temelde Küfür Beş’tir.
İstihza, istinkar, istihlal, istihkar ve istihfaf
Tekfir; KFR fiilinden mazdar olup örtmek, gizlemek ve nankörlük etmek gibi manalara gelir. Küfür kelimesinden türeyen tekfir kavramı şeri bir hüküm olmakla beraber şartla oluştuğunda ve engeller kalktığında bir kimseyi küfre nispet etmek başka bir ifadeyle Müslüman olan bir kimseye kafir hükmünü vermektir.
İslam Istılahında Tekfir; Kesin olarak Allah'tan vahiy yoluyla gelen ve Muhammed (s.a.s)’in tebliğ ettiği kesinlikle bilinen dinin ana esaslarından herhangi birini inkar, alay, hakaret, haramı helal sayma ve dini hafife alan kimsenin küfrüne hükmetmeyi ifade eder.
Tekfir hükmü kur’an ve sünnatin naslarıyla şeri bir hüküm olduğu ümmetin icmasıdır. Kur’an ve Sünnetin kendilerini tekfir ettiği kimseleri tekfir etmek herkes üzerinde vacip olan bir hükümdür.
Ehli sünnet; Ateistleri, deistleri, felsefecileri, ideolojik dinlerin bağlılarını, müşrikleri, yahudileri, hıristiyanları, münafıkları, sofilerden olan vahded-i vücüdcuları ve değişik inançdan olan kimseleri tekfirmiştir.
Mesela; Rabbimiz kerim kitabında bizatihi kullarında kimseleri tekfiretmiştir.
Mesela; Kur’anda Allah İslam'a girdikten sonra küfür kelimesini söylen kimseleri, islama girdikten sonra dinden dönen kimselere küfür ismini, iman ettikten sonra kafir olup inkarda ısrar edenleri ve Peygamberimize muhalefet içinde olan kimseler tekfir etmiştir. Hatta kafirleri zem etme ve onların küfrünü beyan etmek noktasında bir sureye ‘’Kâfirun Suresi’’ ismini vermiştir. Dolayısıyla Kur’an'da bu tip insanların tekfir edilmesi gerektiğine hüküm verilmiştir. Tekfirin vacip oluşunun illetine gelince Allahın ayetler sabit olan bir hükmünü inkar etme ve iradesine hiçe sayma vardır.
Temelde Küfür Beş Esastır.
الاستهزاء/ Istihza
Sözlükte “eğlenmek'’ ''alay etmek'’ ‘’küçük görmek gibi manalara gelir. İslam dinin ana esaslarından herhangi bir şeyi şaka yada ciddi olsun alay etmek, eğlenmek ve oynamak ümmetin icmasıyla kafir yapar.
Tebuk savaşının dönüşünde bazı müslümanlar, Rasulullah ve sahabelerle şaka yoluyla alay ettiler. Bunlar hakkında ayet indi.
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ اِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُۜ قُلْ اَبِاللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ وَرَسُولِه۪ كُنْتُمْ تَسْتَهْزِؤُ۫نَ
Andolsun ki sözlerini onlara soracak olsan: “Lafa dalmış, eğleniyorduk.” diyeceklerdir. De ki: “Allah’ı, ayetlerini ve Resûl’ünü mü alaya alıyorsunuz?” (Tevbe, 65)
لَا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ ا۪يمَانِكُمْۜ اِنْ نَعْفُ عَنْ طَٓائِفَةٍ مِنْكُمْ نُعَذِّبْ طَٓائِفَةً بِاَنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِم۪ينَ۟
Özür dilemeyiniz! Muhakkak ki imanlarınızdan sonra kâfir oldunuz. Sizden bir grubu bağışlasak bile, suçlu günahkârlar olmaları nedeniyle bir diğer gruba azap edeceğiz. (Tevbe, 66)
İbn-i Ömer (r.a), Muhammed b. Ka’b, Zeyd b. Eslem, Katade (Allah hepsinden razı olsun) şöyle naklediyorlar:
“Tebük seferi esnasında bir adam, Rasulullah ve Kur’an okuyabilen sahabeleri kastederek şöyle dedi:
“Şu bizim kurramızdan (okuyucularımızdan) daha obur, daha yalancı ve düşman karşısında daha korkak kimse görmedik.”
Onlar Rasulullah’a gelerek:
“Ey Allah’ın rasulü! Biz sadece yol yorgunluğunu gidermek için lafa dalmış şakalaşıyorduk” dedi.
İbn-i Ömer (r.a) diyor ki:
“Gözümün önünden gitmiyor. Adam, Rasulullah’ın bindiği devenin üzengilerini tutmuş, ayakları taşlara çarpa çarpa habire:
“Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk” diyordu.
Rasulullah (s.a.s) de: “Allah, ayetleri ve rasulüyle mi alay ediyordunuz? Özür beyan etmeyin. Çünkü iman ettikten sonra küfre girdiniz...”cevabını tekrar ediyor ve bir tek kelime ilave etmeyerek onun yüzüne bile bakmadan gidiyordu.” (Buhari)
Kurtubi, Tevbe 64-66 ayetinin tefsirinde Kadı Ebu Bekr b. el-Arabi’den şöyle nakletmektedir:
“Allah’ın ayetlerine ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e laf atanlar, ya ciddi bir şekilde söylemişlerdir veya şaka yoluyla söylemişlerdir. Bu iki durumdan hangisi olursa olsun küfürdür. Çünkü küfürü şaka yoluyla yapmak küfürdür. İslam ümmetinin arasında bu konuda bir ihtilaf yoktur.” (İmam Kurtubi, el-Camiu li- Ahkami’l-Kur’an Tevbe 64-66 ayetinin tefsiri)
الاستخفاف/ İstihfaf
Sözlükte hafife olmak, önemsememek ve değer vermemek anlamındadır. Allah'ın emirlerini, farzlarını, dinin asıllarını önemsememek, küçümsemek ve hafife almak ümmetin icmasıyla kafir yapar.
استحكار/İstihkar
Sözlükte; hakaret ve aşağılama gibi manalara gelir. İslama, şeriata, peygamberlere, örtünmeye, kitaba ve islamın diğer şiarlarına hakaret yada aşağılamak ümmetin icmasıyla kafir yapar.
استنكار/İstinkar
Sözlükte inkar etmek, kabul etmemek ve rıza göstermemek anlamındadır. İslam Istılahında; Allah’ın haramlarını, helallerini, hükümlerini, kanunlarını, ilahi yasalarını, farzlarını ve emirlerini inkar eden ümmetin icmasıyla kafir olur.
استحلال/İstihlal
Sözlükte helal görmek, doğru ve kabul etmek manalarında gelir. İslam Istılahında; Allah’ın haramları helal görmek yada Allah'ın dediğinin aksine inanmaktır ve ümmetin icmasıyla kafir olur.
Dolayısıyla tekfir namaz, miras hukuku, zekat, oruç ve faiz gibi şerri bir hükümdür. Şartlar oluştuğunda ve tekfirin önünde engeller kalktığında tekfir etmek vacip olur.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ