Fıkıh Usulu Nedir?
Fıkıh Usulu Nedir?
Usul Sözlük Manası; Temel, kaide, kök, dip, esas, kaynak ve dayanak gibi manalara gelir. Din açısından dayandığı temeller, dip, kök ve kaynak anlamlarına gelmektedir. Asıl ağaçın kökü olması ya da babanın evladı için asıl olması bu yöndedir.
Aslın çoğulu usul, bunun zıttı furu, çoğulu ise furuattır. Asıl evin temelleri, furu ise bu temeller üzerine bina edilen duvar, pencere ve kapılardır.
Usulü din kelimesi Aslı din kelimesinin çoğuludur. Aslı din, dinin Aslı demek iken, usulü din ise dinin asılları demektir. Dolayısıyla Aslı din aynı zamanda işiyi İslam dairesine sokan zorunlu hükümleri ihtiva eder. Mesela kafir ile mümin'i ayırt etmek gibi. Usulü din ise sünnete uyan ile bid'atçıyı ayıran prensiplerdir.
Dinin asılları dediğimiz kavram dinin temelleridir. Ve dinin temellerinde cehalet, tevil ve taklit söz konusu olamaz. Çünkü dinin Aslı üzerinde tahkik edilmeyen iman aslen İslam'a girmeye engeldir.
Dolayısıyla usul ilimleri kök temel iken, furu ilimleri ise o köklere ve o temellere dayanan ilimlerdir. Örneğin ağacın kökü usul iken, ağacın kökünün üstünde yükselen dallar, çiçekler ve meyveler bunlar ise furudur.
Usul ile furu arasındaki fark; Usul ilimleri isminden anlaşıldığı üzere kaidelerden bahseder. Neden? Ne için? Mantık, metot, prensip ya da belli kaynağa dayanmak demektir. Furu ise bu temeller üzerinde bina edilen hükümler demektir.
Akaid ilmi kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri bilmesini gerekli kıldığı gibi, usul ilmi de aynı şekilde kişinin lehine ve aleyhine olan şeyleri bildirir.
Usulu Fıkıh dinin asıllarındaki temelleri oluşturması hasebi ile başlıca delillere dayanır. Şerri hükümlerin dayandığı kaynaklar olan kitap, sünnet, icma, kıyas ve sahabe kavli gibi delillerdir.
Fıkı terimi olarak külli kaideler aslında asıllar, bu asıllara dayanan cüzlere ferri hükümler denilir. Örneğin ‘'Yakin şek ile zaIil olmaz'' Bu külli bir kaidedir. Asla dayanır bu asla dayanan cüzi meseleler ise ferlerdir. Dolayısıyla fıkıh usulu ilimlerin asıl gayesi mükellef olan kimselerin sorumlu ve mesul oldukları şerri hükümleri tespit etmektir.
Fıkıh usulü, hükümlerin kaynaklarını ve bunları bilme metodlarını incelerken, fıkıh ilmi yani ameli fıkıh konuları fıkıh usulünün çizdiği sınırlar içerisinde belli prensiplere dayanarak hüküm çıkarmayı ifade eder. Dolayısıyla usulu fıkıh belli temeller üzerinde durmak suretiyle hükümlerin ne olduğunu ve kısımlarını bilmeyi ifade eder.
Fıkı usulü şerri delillerden istimbat ettiği şerri hükümlerin bütününe denilir. Fıkıh usulu müctehit alimler tafsili/ cüzi her bir ameli meseleyi ilgilendiren delilleri tek tek incelemeleri onlardan çıkardıkları hükümleri ifade eder.
Müctehit alimler, tafsili delillerden bu hükümleri çıkarması için mutlaka kendisine yol gösterecek belli başlı kural, prensip ve metoda uymak zorundadır. Dolayısıyla fıkı usulün asıl görevi şerri hükümlerin kaynaklarını ve bunlardan hüküm çıkarma yöntemlerin belirlenmesidir.
Dinin asıllarına akaid, tevhid ve kelam gibi isimler verilmiştir. Dinin asılları usul ya da asıl kelimesi ilimde ve fıkıhıda üç farklı manada kullanılır.
1- Dinin asılları yanio tevhid bu Allah'ın isimleri, sıfatları, fiilleri ve Allah'ın ilahi ve rabbani özelliklerini ifade eden akidevi konulardır. Yalnız Allah'a itaat, bağlılık, sığınma, dua, yardım talebi, ümit ve korku gibi ibadetleri ihtiva eder.
2- Kat-i delillerle sabit olan, fakat tek manalı olmayan birkaç manaya gelen, tevil edilebilen ve bir delile dayanan itikati meselelerdir. Bu deliller subut bakımından kat-i ama delalet bakımda zanni olan delillerdir. Kabir azabı ve buna benzer inançlar örnek verilebilir.
3- Fıkıh usulü ise dinin asıllarına dayanmak suretiyle belli prensip, kriter, metot ve yöntemlere bağlı kalarak ameli fıkı hükümleri istimbat etmeyi ifade eder.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ