Hadis İnkarcıları Ve Ayetleri Bağlamından Koparmaları.
Hadis İnkarcıları Ve Ayetleri Bağlamından Koparmaları.
Şimdi hadis inkarcıların ayetlerden getirdikleri delillerle ayetlerle cevaplayarak mutlak ve mukayyet ayetleri ayırmamaları sebebiyle ayetleri nasıl bağlamında kopararak cahil bir konuma düştüklerini göreceksiniz.
Onların getirdiği ayetlerden bir tanesi;
فَبِاَيِّ حَد۪يثٍ بَعْدَهُ يُؤْمِنُونَ
(Bu Kur’ân’a da inanmıyorlarsa) bundan sonra hangi söze inanacaklar? (77/Mürselât, 50)
Bu ayete göre ''bundan sonra hangi söze inanacaklar'' ayeti burada Kur’an kelimesi geçmez ama burada hadis kelimesi geçer. Burada Allah, Kur’an a hadis ismini verdi.
Onların iddiasına göre bak hadisler yok ve Allah, Kur’an'a hadis ismini veriyor dediler. Halbuki aynı Kur’an Muhammed aleyhissalatu vesselame nispet ederek onun sahipsiz olmadığına ve ona yardım ettiğini ifade ettikten sonra emir sikasıyla hadis kelimesini Kur’an‘da kullanarak anlatmasını emrediyor;
وَاَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ
Ve Rabbinin nimetini anlat. (Duha:9)
Bu ayette Allah kulu Resulü’ne Allah'ın ''nimetini anlat’’ diyor. Peki bu nimet nedir? Şüphesiz Kur’an bir nimet, din, Rasulullah ve onun sünneti bir nimet değil mi? Burada Allah peygamberine hadis kavramını peygambere nispet ederek anlatmasını şiddetli ve mübahlı şekilde yapmasını istemiştir.
Dolayısıyla Murselat: 50 ayetinde hadis/söz Kur'an iken Resulullaha nisbet edilen Duha:9 ayetindeki hadis/söz Resulullah’a hadisleri niye olmuyor?
Bu aynı Kur’an-ı Kerim'de onlarca yerde Allah’a itaat edin ve Resulü‘e itaat edin emretmesi gibidir.
Hadis inkarcıların tahrif ettiği başka bir ayet:
وَاِنَّهُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَوْمِكَۚ وَسَوْفَ تُسْـَٔلُونَ
Doğrusu o (Kur’ân), sana ve kavmine bir zikir (hatırlatma, şereftir). (Ondan) sorulacaksınız. (43/Zuhruf, 44)
Evvela bu ayetin Mekki olduğunu yâni Kur'an-ı Kerimin bizzat kendilerine indiği yerin putperest muşrikleri hakkında ve onların zamanında indiğini, Kur'an-ı kerime iman etmeyerek küfür üzere kalmaları üzerine kendi lisanlarıyla anladıkları halde iman etmemeleri sebebiyle Kur'an nîmetinden hesaba çekileceklerini ayetin siyak ve sibakından anlıyoruz.
Madem onların iddialarına göre Kur'an sana ve kavmine bir zikir sorgulayacaksınız diyor. Peki bu ayetleri Kur’an‘ın diğer ayetleri ile neden anlamıyor ve öğrenmek istemiyorlar? Bilindiği üzere ayetler biri diğerini tefsir eder.
İkincisi zikir sadece Kur’ana has değildir. Nitekim Allah Kerim’in kitabında peygamber aleyhissalatu veselleme zikri nispet etmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim'de İnşirah Suresi'nde ;
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ
Senin şanını yüceltmedik mi? (inşirah:4)
Allah bu surenin tamamını peygamber aleyhissalatu seleme izafe ederek ''senin zikrini yani şanını yüceltmedik mi'' Sorusunu soruyor. Burada zikir peygambere nispet edilmiştir. Peki bu zikir nedir hiç şüphesiz Kur’an ‘ ın referansıyla Duha süresinin Resulullaha nispet eden hadis ve bu ayetin Resulullah nispet ettiği zikir onun peygamberliğini, onun öğrettiler olan hadislerin insanlığı rehber olacağını anlatmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’deki peygambere itaat, onu örnek almak, onun emrine amade olmak, teslim olmak ve benzeri bir çok hükümler Allah’tan indirilen kitabın açıklandığını ortaya koymaktadır..Nitekim
بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِۜ وَاَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
(Peygamberleri) apaçık deliller ve Kitaplarla (yolladık). Sana da bu zikri/Kur’ân’ı indirdik ki, insanlara indirileni onlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler. (16/Nahl, 44)
Dolayısıyla Allahı Kerim kitabının ortaya koyduğu hükümleri detay, tafsilat ve mücmel ifadeleri beyan etmesi, açıklaması için peygamberine bu kitabın hükümlerini açıklama görevini vermektedir. Nitekim
Bir hadiste Allah Resulü: Bana Kur’an bir de onun misli verildi. (Ebu Davut, Tirmizi)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ