İmanın İnsan Üzerindeki Etkileri ve Tezahürleri
İmanın İnsan Üzerindeki Etkileri ve Tezahürleri
Sözlükte e-m-n fiilinden türeyen iman; Tasdik etmek, inanmak, kesin karar vermek ve güven içinde olmak demektir. Aynı kök fiilden türeyen Eman güvende olmak, korkusuz olmak ve sağlamlaştırmak manasına gelir.
İtikat ve iman kavram olarak eş anlamlıdırlar. Allah'a güvenmek, inanmak, karar vermek ve bağlanmak gibi manalara gelir.
İslam Istılahında İman; Allah'ın cebrail vasıtasıyla Resulüne indirdiği iman esaslarına kesin, eksiksiz ve şüphesi olmayan bir şekilde zahiri ve batıni ibadetlerimizde kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve organlarla amel etmektir.
İman kalbi harekete geçiren, insana şuur, bilinç, idrak, ilim ve aksiyon kazandıran en önemli mefhumdur.
İmanın insan hayatına birçok yönüyle bıraktığı etkiler ve kazanımları vardır. İman, Allah'a karşı bilinç, insanlar arasında denge ve Allah'a kulluğa götüren en önemli ibadet çeşitlerindendir.
İman, insana maddi-manevi ve dünyevi-uğurevi kazanımları olan ve kulun Allah ile bağını güçlendiren en önemli unsurdur. Bir kimsenin Allah'a iman etmesi ve onun bıraktıkları tezahürleri yerine getirmesidir.
1- İman, kul ile yaratan arasında en değerli bağı teşkil eden rabbani bir iletişimdir. Çünkü insan yeryüzünde yaratılan en değerli varlıktır. Ve insanın en değerli şeyi kalp, kalpdeki en değerli nimet imandır. Kalbe yerleşen iman kulun eylem ve söylemlerine yön veren aksiyonel ilahi bir müdahaledir. Çünkü iman Allah'ın nimetleri arasında kayıtsız şartsız en değerli ve en yüce nimettir. Kalbin hidayet bulması ancak imanı hayatımıza görüntülemekle gerçekleşir. İman insanı şirkten, küfürden ve her türlü batıl inançlardan koruyarak insana hakikat lezzetini tattırır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Ey iman edenler! Sabredin, sabırda yarışın/birbirinize sabrı tavsiye Ali imran: 200) edin ve nöbet tutun. Allah’tan korkup sakının ki kurtuluşa eresiniz.
2- İmanın tezahürlerden bir diğeri Allah ve resulünün her şeyden önce gelmesi ve şeriatının her şeyden daha sevimli olması, bunu bir yaşam programı olarak hayatında görüntülemesidir. Kişinin Allah için sevmesi ve Allah için düşman olması ancak bununla gerçekleşir.
قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَش۪يرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌۨ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَٓا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَجِهَادٍ ف۪ي سَب۪يلِه۪ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَأْتِيَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪ۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ۟
De ki: “Şayet babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elinize geçen mallar, zarara uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler; size Allah’tan, Resûl’ünden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevimli olursa, Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayet etmez.” (Tevbe, 24)
3- İmanın diğer kazanımlarıdan bir tanesi Allah yolunda cihad etmek suretiyle hakikat sancağını yükseltmek ve batıl sancakları yerle yeksan etme konusunda bir şuur ve bir mücadele etmeyi gerektirir.
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا وَجَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الصَّادِقُونَ
Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah’a ve Resûl’üne iman etmiş, sonra da şüpheye düşmeden Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad etmişlerdir. Bunlar, sadık olanların ta kendileridir. (Hucurât, 15)
4- Allah'a iman yalnız Allah'tan korkma, onun yasaklarından kaçınma ve emirleri yerine getirmekle ortaya çıkar. Allah’tanıyan, yüceliğini, azametini ve büyüklüğünü tüm organlarıyla hisseden yalnız Allah’tan korkar.
Allah'a karşı saygı duyan ve ondan gereği gibi korkan kimse şirk, küfür, zulüm ve cehalet bataklığına gömülmez ve yalnız Allah'tan korkar.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ حَقَّ تُقَاتِه۪ وَلَا تَمُوتُنَّ اِلَّا وَاَنْتُمْ مُسْلِمُونَ
Ey iman edenler! Allah’tan hakkıyla korkup sakının! Yalnızca Müslimler/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullar olarak can verin.
(Âli İmran:102)
5- İman yalnız ilahi öğretilere tabi olmak suretiyle vahye bağlanma şeklinde kendini gösterir. Hiçbir hurafe, bid'at ve batılın karışmadığı saf kaynak yalnız ilahi öğretilerdir. Allah ile direk bağlantı kurma noktasında hiçbir aracıya ihtiyaç duymayarak yalnız Allah'a ibadet edilir.
اَلَا لِلّٰهِ الدّ۪ينُ الْخَالِصُۜ وَالَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِه۪ٓ اَوْلِيَٓاءَۢ مَا نَعْبُدُهُمْ اِلَّا لِيُقَرِّبُونَٓا اِلَى اللّٰهِ زُلْفٰىۜ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ ف۪ي مَا هُمْ ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْد۪ي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ
Dikkat edin! Halis olan din Allah’ındır. O’nun dışında veliler edinenler (derler ki): “Bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye bunlara ibadet ediyoruz.” Allah, ihtilaf ettikleri konularda aralarında hükmedecektir. Şüphesiz ki Allah, yalancı ve kâfir olan kimseyi hidayet etmez. (Zümer, 3)
6- Gerçek iman insanı arındıran, nefsini ıslah eden ve şeytanın vesveselerine karşı uyanık kılan, iyiliği emretmeyi ve kötülüğü yasaklama bilincini insana kazandıran en büyük nimettir.
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Ali İmran :104)
7- İman kalbe yerleşince hayattaki tüm ümitsizlik ümit’e, zaaflık zafere ve negatiflik pozitifliğe dönüşür, Cehalet ilme, tembellik amel ve aksiyona döner.
İman kulu kullardan kurtaran, başkalarının nüfus ve hakimiyetinden özgürlüğe kavuşması, prangaları kırması özgüvene kavuşarak Allah'a ibadet etmesidir.
İman Allah'ın öldüren-yaşatan, alçaltan-yücelten ve zarar-fayda veren olduğuna inanmayı gerektirir.
وَلَا تَدْعُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَنْفَعُكَ وَلَا يَضُرُّكَۚ فَاِنْ فَعَلْتَ فَاِنَّكَ اِذًا مِنَ الظَّالِم۪ينَ
Allah’ı bırakıp da sana fayda ve zarar vermeyecek olan varlıklara dua etme! Şayet böyle yaparsan hiç kuşkusuz, zalimlerden/müşriklerden olursun. (Yûnus, 106)
8- İman yeryüzünde ölümünü, malı, mülkü ve makamı küçümseyerek Allah yolunda hakikat uğrunda mücadele etmeyi ve şehit olma bilinci yükler.
وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ اَنْ تَمُوتَ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ كِتَابًا مُؤَجَّلًاۜ وَمَنْ يُرِدْ ثَوَابَ الدُّنْيَا نُؤْتِه۪ مِنْهَاۚ وَمَنْ يُرِدْ ثَوَابَ الْاٰخِرَةِ نُؤْتِه۪ مِنْهَاۜ وَسَنَجْزِي الشَّاكِر۪ينَ
Allah’ın izniyle belirlenmiş ecel dolmadan, bir nefsin ölmesi söz konusu olamaz. Kim dünya sevabını isterse, ona ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse, ona da (istediğinden) veririz. Şükredenleri mükâfatlandıracağız. (Âli İmran:145)
9- Allah'a iman, yalnız Allah'ın rızıklandırdığına, hırslının hırsını öne geçiremeyeceği, gelecek kaygısı ve rızık endişesi taşımayarak Allah'a tevekkül ederek rızkın yalnız Allah'tan geldiğine iman etmeyi gerektirir.
وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ
Yeryüzünde kıpırdayan hiçbir canlı yoktur ki, mutlaka onun rızkı Allah’a aittir. O, (canlıların) karar kıldıkları yeri de geçici olarak bulundukları yeri de bilir. Hepsi apaçık bir Kitap’ta yazılıdır. (Hûd, 6
10- İmanın etkilerinden biri de kalbin kula sekinet, huzur ve onu itminana ulaştırır.
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِۜ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ
Onlar ki; iman edip, kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain/huzur ve güven içinde olanlardır. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur. (Ra'd, 28)
11- İmanın başka bir meyvesi de kişi ölene kadar itaat üzere sebat etmesidir.
اِنَّ الَّذ۪ينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰٓئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ
Şüphesiz ki: “Rabbimiz Allah’tır.” deyip sonra da istikamet üzere olanların üzerine melekler iner (ve der ki): “Korkmayın, üzülmeyin, size vadolunan cennetle sevinin.” (Fussilet, 30)
12- İman kişiyi yüksek bir gayret, istikamet, istikrar, dinamik ve mücadele kazandırır.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Ey iman edenler! Sabredin, sabırda yarışın/birbirinize sabrı tavsiye edin ve nöbet tutun. Allah’tan korkup sakının ki kurtuluşa eresiniz. (Âli İmran:200)
13- İmanın diğer en önemli özelliği kişiye dünyada hoş bir hayat vermekle beraber ahirette ona ebedi cenneti kazandırması ve Allah'ın rızasına ulaştırmasıdır.
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيٰوةً طَيِّبَةًۚ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَجْرَهُمْ بِاَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Erkek ya da kadın, kim bir mümin olarak salih amel yaparsa hiç şüphesiz ona güzel bir hayat yaşatırız ve mükâfatlarını yaptıklarının en güzeliyle veririz. (Nahl, 97)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ