İslam Ahlakının Olmadığı Yerde İslamda Yoktur.
İslam Ahlakının Olmadığı Yerde İslamda Yoktur.
İslam insanları akidevi ve ahlaki açıdan medeni ve Rabbani bir toplum olması için ilahi yasalar vaaz etmiştir, hiç şüphesiz ki akide nasıl olmazsa olmazlardan ise aynı şekilde ahlak da akidenin diğer bir yüzüdür.
Bugün İslam ilahi nizamın akidevi, siyasi, ekonomik ve sosyolojik yaşam programının egemen olmadığı bir çağda yaşıyoruz ve tamamıyla bugün insan uydurması ideolojik dinlerin ve onların yönetici konumunda olan politik tanrıların heva ve hevesine göre bir toplum dizayn edilmektedir. Böle ideolojik yönetimlerde fuhuş, zina, küfür, zulüm, adaletsizlik, çıplaklık, onursuzluk gibi ahlaksızlık söz konusudur. Mü'minler bu elim çağda imanlarını koruma noktasında mutlak açıdan gayri islami tehditlere karşı cihad etmek durumundadır. Çünkü kişinin imanını ve islamını koruması ancak mücadele ile gerçekleşir.
Allah bize Resulünü alemlere rahmet, model, itaat, izinden gidilen, sevilen ve örnek alınan bir Nebi ve Resul olarak göndermiştir. Bu sebeple onun sosyal, siyasi, ekonomik, askeri ve sosyolojik açıdan örnek alınması gereken bir modeldir. Baba oluşu, komutan, devlet başkanı, yönetici, iş adamı ve her alanda insanlık için örneklerle doludur. Nitekim;
وَإِنَّكَ لَعَلَى خُلُقٍ عَظِيم
“(Ey Muhammed!) Kuşkusuz ki, sen çok büyük bir ahlak üzeresin.” (Kalem Suresi 4)
Sahabeler böyle bir Resule ve Nebiye itaat ettiler örnek aldılar ve onun yol göstericiliğinde akidevi ve ahlaki bir hayat yaşadılar. Nitekim;
الَّذِينَ يُنْفِقُونَ فِي السَّرَّآءِ وَالضَّرَّآءِ وَالْكَاظِمِينَ الْغَيْظَ وَالْعَافِينَ عَنِ النَّاسِ وَاللهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
“Onlar (mü’minler) bollukta da, darlıkta da (Allah’ın Yolunda) infak ederler. Öfkelerini yutarlar ve insanları da affederler. Allah da, iyilik yapanları/güzel davrananları sever.”
(Al-i İmran Suresi 134)
Allah Kalbe önem vermiştir. Çünkü kalp insanın eylem, söylem ve yaşam programında bir komuta merkezidir. Eğer o kalp temiz ise eylem, söylem ve yaşam programı temizdir. Eğer kötü ise insanın hayatı da o nispetle kötü olur.
إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ
İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.)
Resulullah aleyhissalatu vesselam sözlerinde, fiillerinde ve niyetinde bir yaşam programı olarak gerçekten Allah'ın onayladığı, razı olduğu ve insanın kendisine örnek almasını istediği bir Nebi ve Resuldür. Nitekim Rasulullah aleyhisselatu vesselam'ın ahlakı ile ilgili;
Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ahlak yönünden insanların en güzeli idi.” (Buhari 13/6152, Müslim 659/267)
Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e on yıl boyunca hizmet ettim. Allah’a yemin ederim ki, katiyen bir defa bile öf demedi! Herhangi bir şey için de bana: Bunu niçin böyle yaptın, şöyle yapsaydın ya, demedi!” (Müslim 2309/51, Buhari 13/6023)
Resulullah aleyhisselam güzel ahlakı övmüş ve insanlık için dayanışma, yardımlaşma, sevgi, muhabbet, iyilik, maddi manevi her alanda insanın lehine olduğunu, kötülüğün ise stres, bunalım, çatışma, kavga, zulüm ve kötülüğe sebep olduğunu beyan etmiştir.
Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e iyilikten ve günahtan/kötülükten sordum. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
الْبِرُّ حُسْنُ الْخُلُقِ، وَالْإثْمُ مَا حَاكَ فِي صَدْرِكَ، وَكَرِهْتَ أَنْ يَطَّلِعَ عَلَيْهِ النَّاسُ
“İyilik, ahlakın güzelidir. Günah/kötülük ise insanın kalbini tırmalayan ve başka kimselerin bilmesini istemediğin şeydir!”
Müslim 2553/14
Anne ve babaların en önemli görevleri çocuklarını şirk, küfür ve her türlü kötü ahlaktan koruyup İslam'ın kendisine sunduğu ahlakla çocuğunu terbiye etmesidir.
مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ
Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33.)
Abdullah ibni Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Kuşkusuz ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ne çirkin söz söyler ve ne de bunu arzu edici idi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
إِنَّ مِنْ أَحَبِّكُمْ إِلَيَّ أَحْسَنَكُمْ أَخْلاَقًا
“Kuşkusuz ki, sizin bana en sevgili olanınız, ahlak yönünden en güzel olanınızdır.”
Buhari 8/3533, Müslim 2321/68
Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Kıyamet gününde bir mü'minin ahlakı o gün bütün sevaplardan daha ağır basacaktır.
مَا شَيْءٌ أَثْقَلُ مِنْ مِيزَانِ الْمُؤْمِنِ يَومَ القِيَامَةِ مِنْ اخُلُقٍ حُسْنٍ فَإِنَّ اللهَ تَعَالَى لَيُبْغِضُ الفَاحِشَ الْبَذِيءَ
“Kıyamet gününde mü’minin mizanında/terazisinde hiçbir şey güzel ahlaktan daha ağır değildir! Kuşkusuz ki, Allah-u Teâlâ, müstehcen laflar söyleyen (yani ağzı bozuk küfürlü konuşan) ve kaba/ahlaksız kişiden nefret eder/buğzeder! (Yani Allah-u Teâlâ böyle kişileri asla sevmez!)” (Tirmizi 2070)
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e insanları en çok cennete girdiren şey nedir? diye soruldu. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Allah resulü aleyhisselatu vessellem Allah katında kişiyi cennete götürecek Allah ile bağını güçlendirecek ve üstün derecelere götürecek olan yegane yolun Allah'a karşı takva ve güzel ahlak olduğunu beyan etmiştir. Nitekim;
تَقْوَى اللهِ، وَحُسْنُ الْخُلُقِ
“Allah’a karşı takvalı olmak ve güzel ahlaklı olmaktır.”
İnsanları en çok cehenneme girdiren şey nedir? diye sorulunca da, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Hiç şüphesiz ki insanların ahlakını bozan toplum içinde kavga, çatışma, fitne ve kötülüğe sebep olan temel şeylerden bir tanesi kişinin nefsine, arzulana, şehvetine tabi olması ve aynı zamanda futursuzca konuşmasıdır. Nitekim;
الْفَمُ، وَالْفَرْجُ
“(İnsanın) ağzı ve cinsel organıdır!” (Tirmizi 2072)
En büyük ahlak büyük-küçük, genç-yaşlı, kadın-erkek ve herkese karşı merhametli olmaktır. En büyük ahlak insana, hayvanlara ve tabiata karşı merhamet göstermektir.
لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا
Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.)
Müslüman elinde, dil, tutum ve davranışlarında çevresine, ailesine ve hiç kimseye zarar ve kötülük cevap veremez. Çünkü bu aksi gerçekleşirse bu kimsenin Müslümanlık iddiası nefyedilmiş olur.
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ
Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.)
Sana yanlış, hata, kötülük ve zulüm etmeleri ya da zarara karşı intikam iç güdüsüyle zara uğratmak islamda nehyedilmiştir. Nitekim
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdıye, 31.)
Însanların konuşmalarında, davranışlarında Allah'a karşı, Resul'e karşıve büyüklerine karşı saygısı yoksa, helal ve haram tanımıyorsa! İşte bu kimse onurunu, izzetini ve iffetini satmış ve utanma duygusu olmadan ahlaksızca bir hayat yaşamıştır.
اذا لم تستح فاصنع ما شئت
"Utanmazsan dilediğini yap" Abu Davut anlamındaki hadis bu gerçeğe işaret etmektedir. Peygamberimizin beyanı ile
Allah resulü Aleyhisselam kötü ahlaktan Allah'a sığınıyordu bu sebeple Allah Resulü;
اَللَّهُمَّ!. إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ مُنْكَراَتِ اْلأَخْلاَقِ وَاْلأَعْمَالِ وَاْلأَهْوَاءِ.
“Allahım!.. Çirkin ahlâktan, çirkin davranışlardan ve çirkin arzulardan sana sığınırım”.
Bir insanın imanının kemale erebilmesi ancak güzel ahlakla gerçekleşir. Nitekim bu güzel ahlakların en üstünü bir mü'minin kendi eşine en güzel şekilde davranmasıdır.
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
أَكْمَلُ الْمُؤْمِنِينَ إِيْمَانًا أَحْسَنُهُمْ خُلُقًا، وَخِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ
“Mü’minlerin iman yönünden en mükemmeli, onların ahlakı en güzel olanıdır. Mü’minlerin en hayırlısı ise kadınlarına karşı hayırlı olanıdır.” (Ahmed bin Hanbel Müsned 7406, Tirmizi 1171)
Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken işittim:
Ahlak o kadar önemlidir ki bir Madalyonun iki yüzü gibidir biri akide diğeri ahlaktır. Bu yönü ile ahlak gece namazı ve teheccüd gibi birçok ibadetlerden daha üstündür.
إِنَّ الْمُؤْمِنَ لَيُدْرِكُ بِحُسْنِ خُلُقِهِ دَرَجَةَ الصَّائِمِ الْقَائِمِ
“Kuşkusuz ki, Mü’min bir kimse güzel ahlakı sayesinde muhakkak ki, gece ibadet eden gündüz de oruç tutan kimselerin derecesine ulaşır. (Ebu Davud 4798)
Ebu Umame (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
أَنَا زَعِيمٌ بِبَيْتٍ فِي ربَضِ الْجَنَّةِ لِمَنْ تَرَكَ الْمِرَاءَ، وَإِنْ كَانَ مُحِقًا، وَبِبَيْتٍ فِي وَسَطِ الْجَنَّةِ لِمَن تَرَكَ الْكَذِبَ، وَإِنْ كَانَ مَازِحًا، وَبِبَيتٍ فِي أَعْلَى الْجَنَّةِ لِمَنْ حَسَّنَ خُلُقَهُ
“Haklı da olsa çekişmeyi terk eden kimse için ben cennetin ortasında bir eve kefilim! Şaka da olsa yalanı terk eden kimse için, ben cennetin ortasında bir eve kefilim! Ahlakını güzelleştiren kimseye de cennetin en yükseğinde bir eve kefilim.!” (Ebu Davud 4800)
Cabir ibni Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Ahlak evde iş yerinde sokakta her yerde insanlara karşı doğru olmayı gerektirir kişi evinde annesine babasına karşı saygılı olmakla beraber dışarıdaki insanlarla da ahlaklı olması gerekir Eğer kişi evinde anne baba eşine karşı saygısız dışarıdakilere karşı iyi bir kimseyse O asla ahlaklı olamaz çünkü ahlakın şartı her yerde herkese karşı saygılı olmayı gerektirir
Ebu Zerr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
اِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ، وأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا، وخَالقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ
“Nerede olursan ol! Allah’tan kork! Yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin! İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran!”
Tirmizi 2053
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
إِنَّمَا بُعِثْتُ لِأُتَمِّمَ مَكَارِمَ الْأَخْلاَقِ
“Muhakkak ki, ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”
(Ahmed bin Hanbel Müsned 15/22557, Buhari Tarihu’l-Kebir 7/188)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ