12 Ocak 2024, 17:46 tarihinde eklendi

İslam’da Kandil Geceleri Var Mıdır?

İslam’da Kandil Geceleri Var Mıdır?

İslam’da Kandil Geceleri Var Mıdır?

İslam'ın Egemen olmadığı İslam'ın gerçeklerinin gizlendiği ve bilerek dinin çelişkili gösterildiği insan uydurması ideolojik şirk ve küfür dinlerin iktidarlarında, maalesef toplum olarak Allah'ın dinini öğrenmiyor ve bu dini öğrenme konusunda hiçbir gayretimiz yok. Bugün inandığımız din tamamı ile ya resmi ideolojinin ya da din konusunda cahil kalmış kimselerin dayattığı ya da kulaktan dolma öteye gitmeyen bir inanca sahibiz. Bu meselenin daha iyi anlaşılması için bid’at kavramının net bir şekilde bilinmesi icab eder.

Arapçada bid’at kelimesi, “بَ دَ عَ” kökünden gelir. بَدْعٌ  bu bir şeyi numunesiz ve benzeri olmaksızın meydana getirmek anlamındadır.

Bid’at Sözlük Manası: Örneksiz, sonradan meydana gelen, numunesiz, bir şeyi icad etmek ve var etmek gibi manalara gelir. İslam dininde olmayan bir şeyi, din adına İslam dinine sokma girişimidir. Dolayısıyla Kur’ana ve sünnete uymayan, akide, amel, sözler ve hurafeler. Dinde yapılmak istenilen her değişiklik ve reform bid’attir.

مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.

Her kim bizim şu işimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse o merduttur (Muttefekun Aleyh)

İslam Istılahında Bid’at: Sünnete muhalif olan her şeydir.

Hüküm Olarak Bid’at: Vacip, mendup, haram, mekruh ve mübah olmak üzere beş kısma ayrılır.

Din konusunda cehalete düşmemizin en önemli bid'atlerden bir tanesi kandiller konusunda yapılan hurafeler, uydurmalar ve dinde aslı astarı olmayan ibadet çeşitleri ile kendimizce bir din meydana getirmemiz Allahın iradesini hiçe saymak, resulün eksik tebliğ yapması ve sanki dinde eksiklik varmışda onu tamamlama söz konusudur. Nitekim;

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينًا

“…Bugün size dininizi kemâle erdirdim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve din olarak da size İslâm’ı seçtim…” (Mâide Suresi 3)

اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبٍ، وَشَعْبَانَ، وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ

“Ey Allah’ım! Bize Receb ve Şaban’ı bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”

Bu hadisi mevzudur yani uydurmadır! Ahmed bin Hanbel Müsned 1/259,Tabarani Mucemu’l-Evsad 3939, Beyhaki 3534, Ebu Nuaym Hilye 6/269, Keşfu’l Hafa 1/554, Albânî Daîfu’l-Cami’ 4395

Bu hadisin isnadı zayıftır. Zirâ Ziyâd en-Numeyrî zayıftır. Yahya b. Maîn onun zayıf olduğunu belirtmiştir.

Ebu Hâtim Ziyâd en-Numeyrî hakkında şöyle demiştir: "O huccet gösterilemez."

İbn-i Hibbân, "Duafâ" adlı kitabında Ziyâd en-Numeyrî'yi zikretmiş ve onun hakkında şöyle demiştir: "Onun huccet gösterilmesi câiz değildir."

İmam Buhârî -Allah ona rahmet etsin- onun hakkında şöyle demiştir:

"Zâide b. Ebî Rukâd, hadisi münker birisidir.” (Mîzânu'l-İ'tidâl", c: 2, s: 91)

Allah aylarının sayısının 12 olduğunu ve bunlardan 4 ayın haram aylar olduğunu beyan etmiştir. Haram aylar icma ile Recep, Zilkade Zilhicce ve Muharrem aylarıdır. Bu haram aylardan bir tanesi Recep ayıdır.

مِنْهَٓا اَرْبَعَةٌ حُرُمٌۜ

Bunlardan dördü haram aylardır. (Tevbe:36)

Nitekim bu aylarda Allah haram ve günah işlemeyi yasaklanmıştır.

فلا تظلموا فيهن انفسكم

O halde bu aylarda nefislerinize zulmetmeyin. (Tevbe:36)

Haram aylarda oruç tutmaya teşvik eden ve müstehap olduğuna delalet eden bir hadis varid olmuştur.

ثم من الحرم واترك

Haram aylardan istediğin kadar oruç tut ve istediğin kadar oruç tutma. (Ebu Davud)

Resulullah aleyhissalatu vessellem Dört aylarda oruç tutmanın mustahap olduğunu beyan etmiştir. Haram aylarda oruç tutmaya teşvik eden bu hadisle bereber Recep ayında oruç tutmanın sünnet oluşu ile ilgili başka rivayetler söz konusu olmuştur.

Recep ayında Rasulullah (s)’in oruç tuttuğu sahih Buhari, Muslim ve Abu davud’da varid olmuştur.

Dolayısıyla Haram aylarda oruç tutmanın müstehap olduğuna delalet eder. Dolayısıyla sadece recep değil diğer Haram aylarda da oruç tutulmalıdır ki bu Mustahab olsun. Ama Recep ayına has bir oruç tutmaya gelince işte burun bid'at olduğu bilinen bir husustur.

Şaban ayı’nda oruç tutmanın Sünnet oluşu;

Hiç şüphesiz hadislerde bizzat Rasulullah şaban ayında oruç tuttuğu sabit olmuştur.

Ebu Hureyre (R.anhu) Rasulullah (S)’den şöyle buyurdu:

إِذَا كَانَ النِّصْفُ مِنْ شَعْبَانَ، فَلاَ صَوْمَ حَتَّى يَجِئَ رَمَضَانُ

“Şaban ayı yarılandı mı artık, (yani Şaban ayının on beşinden sonra) Ramazan gelinceye kadar oruç tutmayınız!” (Tirmizi)

Nitekim Umm Seleme anlatıyor; Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın Şaban ve Ramazan dışında iki ayı peş peşe tam olarak oruçla geçirdiğini görmedim. (Tirmizi)

Bu hadisde Rasulullah (S) şaban ayında oruç tutmaya sınırlandırma getirmek süretiyle şaban ayın 15’nci gününde sonra oruç tutumamayı tavsiye etmiştir. Bunun temel sebebi ramazan ayının başlangıcıdır.

Rasulullah (s) “Şa’bân ayında oruç tutmanın çok fazîletli olduğunu” bildirmiştir (Tirmizi)

Âişe (r.a.)anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) (bazen) oruca öyle devam ederdi ki, ‘(bu ay) hiç yemeyecek’ derdik. Bazen de öyle devamlı yerdi ki, ‘(bu ay) hiç tutmayacak’ derdik. Ben, onun Ramazan dışında bir ayı tam olarak tuttuğunu görmedim. Herhangi bir aydan Şâban ayında tuttuğundan daha fazla tuttuğunu da görmedim.” (Buhâri)

Hemen şunu ifade edelim ki;

  • Kandil kavram olarak ne Kur'an ve nede sünnette hiçbir yerde geçmez. Bu kandilleri ne Resulullah, ne sahabe, ne tabiin nede etbau’ tabiin uygulamamıştır. Hatta bu terim farzca bir kelimedir ve Arapça bir kelime bile değildir.
  • Araştırmalar, Kandil gecelerinin sonraki dönemlerde ihdas edildiğini ortaya koyuyor. Miladi 9. (Hicri 3). yüzyılda yaşayan kimseler Mekke’de halkın Berat Gecesi’ni Mescid-i Haram’da namaz kılmak, Ka’be’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle ihya ettiğini söyler. 
  • 11 yüzyıldan itibaren Şam’da Emeviler Camii’nde Berat Gecesi’nde kandiller yakılmış ve bid’at nitelendirilmesine rağmen bu âdet devam ettirilmiştir.
  • İbn Kesir, “Halka Berat Gecesi’nde ilk tatlı dağıtan kişi Selçuklu Veziri Fahrulmülk’tür.” der.
  • İlk olarak hicretten 300 yıl sonra ilk kez Mısır’da, Şii Fatimiler döneminde Mevlid kutlanmıştır.
  • Mevlid kandili; Allah'ın Rasulünün doğum münasebetiyile ilk defa bunu ihdas eden kişi Erbil Atabegi Muzafferüddin Kökböri olduğu söylenir. 
  • Bu kutlama için toplananlara mevlid kıssaları okumayı ilk başlatan kişinin ise Mısır Çerkez hükümdarlarından biri veya Mısır Fâtımîleri olduğu söylenir (Ca‘fer Murtazâ el-Âmilî, s. 20). 
  • Kandilleri ilk kutlayanlar Mısır'da Şii fatimilerdir. Onlar Mevlüt, Regaip, Miraç ve Berat gibi özel günlere has ibadet çeşitleri uydurmuşlar ve insanları buna davet etmişlerdir. Alimler icma ile bu özel günlere has ibadet çeşitleri olmadığı konusunda ittifak etmiştir. 

Türkelere ilk defa bu bid’atler Osmanlı Padişahı II. Selim döneminde camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakılarak kutlandığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiş ve bunlara Mevlid, Regaib, Mi‘rac, Berat ve Kadir geceleridir.

  • Resulullah aleyhisselatu vessellem kesin olmamakla beraber Reibu'l Evvel ayının 12 gecesinde doğmuştur. Resulullah'ın doğduğu bugün için özel bir ibadet ya da fazileti ile ilgili hiçbir rivayet sabit değildir.

Resulullah aleyhisselatu vesselam'ın doğum gününü ne ashabı ne de bizden önceki en hayırlı nesil hiç bir şekilde kutlamamıştır. Bu sonradan ihdas edilmiş bir yalandır. Bu gece için mevlit okumak, kaside ya da buna benzer şeyler yapmak bid'attir.

Bu gecelerde Mevlüt kutlamaları adı altında bid’atler, hurafeler ve hatta Resulullah efendimize aşırı övgüler ya da caiz olmayan tevessül yöntemleri ile maalesef büyük sapkınlıklara sebep olunmaktadır.

Mevlüt kutlamaları hiç şüphesiz dinde yeri olmayan bid'at olmakla beraber haram hükmünü alır. Çünkü bunlar yukarıda da ifade ettiğimiz gibi birçok kötülüklere sebep olmaktadır.

Hatta bu cahil kimseler; ''Mustafa dünyaya geldi'' dediği anda herkes o Mevlit yerinde ayağa kalkar ve şöyle derler: Şu anda Resulullah'ın ruhu aramıza geldi ona saygı göstermek için ayağa kalkalım demektedirler. Bu tam bir cehalet ve saçmalıktır.

Resulullah aleyhisselatü vesselam'i Ashab bizden daha fazla seviyordu ve onlar hiçbir zaman Rasulullah'ın doğum günü için Mevlit adı altında kutlamadılar ve bununla beraber Rasulullah için ayağa kalkmayı çirkin görürlerdi.

Mevlüt kutlamaları Resulullah’ın vefatından sonra övülen ilk üç nesilden sonra sapkınların ortaya çıkarmış olduğu bir iftiradır. Burada birçok yanlışlıklar ve hatalar yapılmak suretiyle dinin ruhuna uygun olmayan şeyler yapılır.

Dolayısıyla Kadir gecesi dışında ister Recep ister Şaban, ister Mirac, ister Ragaib kandili olsun bunlar ile ilgili namaz yada oruç gibi özel bir ibadet şekli yoktur. Ümmetin fakihleri bunlarla ilgili gelen tüm rivayetler mevzu/yalan ve uydurma olduğu konsunda ittifak etmişlerdir. Kim siz Kadir gecesini kabul ediyorsunuz da neden diğer kandil gecelerini kabul etmiyorsunuz diye bir soru sorarlarsa biz onlara ümmetin kendisiyle icma ettiği şeyi söyleriz, o’da ibadetler de kıyasın batıl oluşunu hatırlatırız.

Nitekim Alimler bu kandil ile ilgili rivayet edilen hadislerin uydurma olduğunu söylemişlerdir;

Hafız ibni Hacer (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:

“Receb ayında oruç tutma, namaz kılma, faziletli şeyler yapma, sadaka verme ve salih ameller işleme hususunda gelen bütün hadisler, uydurma olup asılsızdır ve Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e iftiradır!”

Tebyînu’l-Aceb Bimâ Vuride Fî Fadli Receb

İbnu’l-Cevzi (rahmetullahi aleyh) Recep ayında Regaib gecesinde tutulan oruç, akşam ve yatsı arasında kılınan 12 rekatlık namaz ve bunu yaptıkları dahilinde günahların affedileceği ile ilgili gelen hadisle ilgili;

“Bu hadis, Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem)’in üzerine uydurulmuştur! Ali bin Abdullah ibni Cahdami bu rivayetiyle ilim ehli tarafından itham olunup yalancı sayılmıştır! Büyük âlim hafız Abdulvahhab (Rahmetullahi Aleyh)’i şöyle derken işittim:

“Bu hadisin ravileri meçhuldür! Ravilerle ilgili bütün kitaplarda onları aradım ama bulamadım!” (İbnu’l-Cevzi El-Mevdua 2/125, 126)

Hafız Ebu’l-Hitab (rahmetullahi aleyh) ise şunu söyler:

“Regaib namazını uydurmakla itham edilen kimse Ali bin Abdullah ibni Cahdami’dir. Bu hadisi meçhul olan raviler üzerine uydurmuştur! Bu raviler hiç bir kitabta mevcut değildir!” (Ebu Şame El-Baisu Ala inkari’l-Bida’i ve’l-Havadisi 30)

“Regaib namazını uydurmakla itham edilen kimse Ali bin Abdullah ibni Cahdami’dir. Bu hadisi meçhul olan raviler üzerine uydurmuştur! Bu raviler hiç bir kitabta mevcut değildir!” (Ebu Şame El-Baisu Ala inkari’l-Bida’i ve’l-Havadisi 30)

Receb ayının yirmi yedinci gecesinde gerçekleşen Mirac gecesi ile ilgili Sünnet ve Bid’atler kitabının yazarı şunları söyler:

“Mirac kıssasını okuyup Recep ayının yirmi yedinci gecesini kutlamak ve bazı insanların bu geceye has bazı zikir ve ibadette bulunmaları bid’attır, yani sapıklıktır! Recep, Şaban ve Ramazan aylarında okunan ve sünnette de olmayan dualar bid’at ve uydurmadır! Şayet bunlarda bir hayır olmuş olsaydı bizden öncekiler bunda bizleri geçerlerdi. Mubarek gece diye bilinen bu günleri ibadetle geçirmeye dair hiç bir delil sabit olmamıştır.” (Şukayri Es-Sünenü ve’l-Mubtede’at 143)

Ali (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Allah Rasulu (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Şaban ayının onbeşinci günü olunca, oruç tutan kişi gecesini de ibadetle geçirsin!”

Bu hadisi zayıftır! İbni Mace 1388, Beyhaki Şuabu’l-İman 3542, İbnu’l-Cevzi El-İlelu’l-Mutenahiye 2/71

''Şaban ayının 15’nde tutlan oruç ve gecesini ibadet ile ihya etsin'' Hadis hakkında imam Busiri (rahmetullahi aleyh) şöyle demiştir:

“Bu rivayetin senedinde ibni Ebi Sebure vardır! İmam Ahmed bin Hanbel ve Yahya ibni Ma’in (rahmetullahi aleyh), bu adamın hadis uyduran bir kimse olduğunu söylediler!” (Busiri 2/10)

Berat Kandilinde Kılınan Namaz;

Büyük âlim Ali ibni İbrahim (rahmetullahi aleyh) Berat Kandili namazı hakkında şöyle demiştir: “Şaban ayının ortasında, geceleyin kılmak için uydurulan bu namazda, onar defa ihlâs suresi okumak suretiyle cemaatle kılınıyor. Cuma ve Bayram namazlarından daha fazla önem verilen, yüz rek’atlık elfiye namazına gelince, hakkında ancak ya zayıf ya da uydurma haber veya eser gelmiştir. İmam Gazali’nin İhyayu Ulumu’d-Din isimli kitabında bu hadislere sahih demesine aldanmayın.” (Muhammed Tahir bin Ali el-Hindi Tezkiraiu’l-Mevdua 45)

Hafız Iraki (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir:

“Berat gececinde kılınan namaz hakkındaki hadisler batıldır!” (Şukayri Es-Sünenü ve’l-Mubtede’at 144)

İbnu’l-Cevzi (Rahmetullahi Aleyh)’de şöyle demiştir:

“Şüphesiz ki, bu namaz uydurmadır!” (İbnu’l-Cevzi el-Mevdu’at 2/127)

 

Gürsel Gürbüz

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *