08 Haziran 2024, 14:02 tarihinde eklendi

İslam’da Örtünmenin Hükmü Nedir?

İslam’da Örtünmenin Hükmü Nedir?

İslam’da Örtünmenin Hükmü Nedir?

Setr kökünden türeyen tesettür kuşanmak, örtünmek kendisi ve başkası arasında perde koymak ve gizlenmek gibi manalara gelir.

İslam ıstılahında: Mü'min bir kadının namahrem olan bölgelerini dini ölçülere göre örtünmeyi ifade eder.

Burka, nikap, hicap, peçe gibi kavramlar İslam'da eş anlamlı olarak bir Müslüman kadının tüm kötü amaçlı bakışlardan, iffeti ve gayri ahlaki olan, şehveti ve buna benzer tutum ve davranışlara engel olacak her türlü fitneyi durduracak örtüye verilen isimdir.

Özellikle sahabe eşlerinin yüzleri örtmeyi bir iffet ve haya sebebiyle örtükleri bikinmektetir. (Ebu Davud Cihad 8)

Örtünme Sıralaması;

Kur'an-ı Kerim'de kadınların örtünmesi ile ilgili ayetlerde geçen himar, cilve ve hicab kelimeleri örtünme sıralamasını belirler.

Himar: Bu kadının başına örttüğü örtü ve başörtüsü manasını taşır, kadının yakaya kadar uzanan başörtüsü'ne himar denilir.

Cumhur ulemanın dışında bazı alimler Himar kelimesinin yüz örtüsü peçe manasında yorumladıkları olmuştur. Himar dışında Araplar başörtüsü için nikap kavramını da kullanırlar.

Himar başörtüsünün yakayı göğsü kapatacak biçimde bağlanması emri olarak ifade edilir. Cahiliye döneminde kadınlar başlarını örtüyorlar fakat başörtüsünü uçlarını sırtına doğru attıklarında gömleklerin yakaları açık, boyun ve gerdanlıkları görünebiliyordu. Arap kadınları her ne kadar kendilerince ibrahim (a.s) dibi üzere örtünmeye çalışsalarda maalesef bozulmuşlukları sebebiyle saçları, küpeleri, boyunları ya da gerdanlıkların görülüyordu. Himarı hükmü ile cahiliye kadınların bu örtünme şeklini kaldırarak islam'da bilinen örtü hükmünü getirmiştir.

Ziynetin anlamı nedir?

Ziynet kelime manası süs ya da süs eşyası demektir. 

İslam ıstılahında daha çok kadınların vücutlarının çeşitli yerlerine taktıkları ve herkesce görünen takı süslemeleri, sürme ve kına gibi şeylerdir. Bu yönüyle ziynet bir mü'min kadının neleri göstermeleri caiz ve neleri göstermemeleri konusunda bir sınır çizmektedir. Dolayısıyla ziynet bir kadının avret yerine örtmesini ifade eder.

Ayette ‘'Mescide giderken ziynetinizi alın'' ayeti Malikler dışında diğer Alimlere göre namaz kılarken avret yerlerinizi örtün olarak anlaşılmıştır.

İbni Abbas sürme ve yüzük kadının dış ziynetidir. 

Hasan Basri, Cübeyr  ve Ata dış ziynetin eller ve yüzler olarak söylemişlerdir. Bu bağlamda dış ziynet'in sürme, yüzük, yüz ve eller şeklinde anlaşılmış olur.

Hanefi mezhebi kadınların ellerinin ve yüzlerinin açılmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyerek el ve yüzler dış/zahir ziynet olarak açıklamışlardır.

Şafi ve Hanbeli mezheplerine göre el ve yüz dış ziynettir ve bunların dışında bütün kadınların bedeninin avret olduğunu söylemişlerdir.

Cilbap: Hanımların dış giysisi anlamında kullanılan ve Kur'anın gündeme getirdiği kadının dışarı çıktığında üstüne giydiği dış elbisedir. Dolayısıyla Cilbap bütün bedeni saran bir örtü ya da kadını baştan aşağı örten elbise çarşaf gibi şeylerdir. Bu giysi türü kadının dışardayken giymesi gereken bir örtüdür.

Hicap: sözlükte “engel olmak; örtmek, gizlemek” manalarına gelir.

Bu daha çok Kur’ân’da geçtiği üzere âhirette cennette bulunanlarla cehennem ehlinin birbirlerinin haline vâkıf olmaya mani olan engeldir.

Teberrüc: Tam aksine bir kadının örtünmenin aksine açılmak, saçılmak, dikkat çekme, kendini göstermek yani teşhir etmek olarak isimlendirilir ve bu yasaktır.

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَٓاءِ الْمُؤْمِن۪ينَ يُدْن۪ينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَاب۪يبِهِنَّۜ ذٰلِكَ اَدْنٰٓى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا 

Ey Nebi! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına de ki: “(Tüm bedenlerini örten) cilbablarını üstlerine giysinler. Bu, onların (hür ve iffetli olarak tanınıp kötü) tanınmamaları ve eziyet görmemeleri için en uygun olandır. Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.” (33/Ahzâb, 59)

 Bu ayetin sebebi nüzulü: Medinenin fasıkları (münafıkları) kadınlara laf atarak onlara eziyet ediyorlardı. “Niçin müslüman kadınları rahatsız ediyorsunuz” denildiği zaman, “biz bunu yalnızca köle kadınlara yapıyoruz” diyorlardı. Allahü teala hür iffetli kadınların diğerlerinden ayırt edilmeleri için bu ayeti indirdi. (İbni kesir, Dürrül mensur) bu ayet tesettürün iddia edildiği gibi esaret değil, kadınların hürriyet ve asaletinin ifadesi olduğunuda gösterir.

İbni abbas (r.a) yukarıda mealini verdiğimiz Ahzab suresinin 59. ayeti hakkında şöyle demiştir “Allah mü’min kadınlara bir hacet için dışarı çıktıklarında yüzlerini başlarının üzerinden cilbablarıyla örtmelerini ve yalnızca gözlerini açmalarını emretmiştir. (Taberi, İbni Kesir, Suyuti Dürrül Mensur Ve Sabuni)

Abdürrezzak ve bir cemaatin rivayetine göre müminlerin annesi Ümmü Seleme (ra) şöyle demiştir: «Bu âyetin nüzulünden sonra ensarî kadınları siyah çarşaflara büründüler. Sanki hepsinin başına birer karga konmuştu.

Bu ayeti kerimede Rabbimiz ilk önce peygamberin eşlerine ve sonra kızlarına örtünmeyi emrettikten sonra mü'minlerin eşlerine örtünmeyi emrediyor. Bu yönüyle bu ayetteki incelik ilk önce peygamber zevceleri, sonra kızları ve sonra Mü'min kadınların cilbap giyinmelerini emretmesi bu meselenin önemini beyan etmiştir.

Bu sebeple bütün müfessirler bu ayetteki Cilbab'dan maksadın kadının elbiseleri üzerine giyilen ve bütün vücudu örten dış örtü/elbise olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.

Ayette ‘'Bu onların tanınıp eza edilmemelere daha uygundur ‘’ayetinde önemli bir incelik vardır. Bu kadınların erkekler gibi sosyolojik bir varlık oldukları gerceği ve dışarı çıktıklarında onları tanımalarına sebep olacak ya da başkaları tarafından eza edilmelerine sebebiyet verecek teberruc örtünmesinden kaçınıp Cilbabla örtünmeleridir, bu aynı zamanda köle ve cariye kadınlarından ayıran en önemli hükümdür. Bazı alimler bu ayetin sadece hür kadınları kapsadığını söylerken, bazı alimlerimiz bu ayeti sadece hür değil aynı zamanda cariye ve köleler içinde söz konusudur ve bu ayet umumi olması sebebiyle tüm mü'min kadınların örtünmesini farz kılar demişlerdir. Bu görüşte doğru yakındır bunun temel sebebi cariye ve köleler sürekli emir aldıkları için dışarıda çok bulunmaları sebebiyle onların hür kadınlar gibi giyinmesi daha uygun olur.

İslam'da örtünme hür ve aynı zamanda  akıl baliğ olmuş tüm kadınlara farz olduğuna delalet etmektedir. Bu yönüyle ister kafir olsun ister müşrik toplumlar olsun bu ayet onlara farz değildir. Bunun temel sebebi onların İslam'ın ortaya koyduğu fer'i hükümleri ile mükellef olmamaları sebebiyledir.

Bu ayetten alınacak dersler:

1- Örtünmek bütün mümin kadınlara kesin bir farzdır.

2- Resulullah (sav)’in zevce ve kızları bütün mümin kadınlara örnek ve önderdir.

3- Örtünün vücudun ziynetlerini ve elbisesini kapatması farzdır.

4- Örtünme Müslüman kadına zorluk değil bilakis onun şeref ve haysiyetini korumaktır.

5- Hicab kadınların iffetini koruduğu gibi toplumu da fitne ve fuhşun yapılmasından korur.

6- Müslüman kadın Allah (cc)’ın emirlerine sımsıkı sarıldığı gibi, İslâm’ın farz ettiği içtimaî edeblerle de edeblenmelidir.

7- Allahu Teala kullarını çok esirgediği için onlara dünya ve ahirette çok hayırlı olan hükümleri emretmiştir.

Örtünmenin Hükmü Nedir?

Örtünme ayet ve mütevatir sünnette farz olduğu bilindikten sonra bir kadının bu hükmü inkar etmesi onun kafir olması için yeterlidir. Bunun dışında sadece nefsine uyması ve örtünmeye dikkat etmemesi bu yönüyle onun asi olmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla örtünme namaz, oruç ve hac gibi kadına farz olan ilahi bir emirdir, kadının bu konuda tembel ve gevşeklik göstermesi günahtır.

İslam'da Örtünmenin Şekli Nedir?

İslam toplumunun sağlıklı bir şekilde olması ve aynı zamanda medeni bir toplumun oluşmasında anneler büyük rol oynamaktadır. İşte bu yönüyle kadınların namuslarını, iffetlerini, haysiyet, şereflerini korumaları ve her türlü nefsi ve şehevi durumları kamçılayan gayri ahlaki tutum ve davranışları önüne set olabilmek adına, hiç şüphesiz kadının bu yönüyle örtünmesi Allah'ın bir emridir.

Ümmü Seleme (ra) şöyle demiştir: “Cilbab ayeti nazil olduğunda ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılıkla çıkmışlardı ki; başları üzerinde kuşlar varmış gibi idi.” (Elmalı : c.6-s.338, Kurtubi)

Hz. Aişe (r.a)de şöyle demiştir: Ensar kadınlarına Allah rahmet etsin. Cilbab ayeti indiği zaman mırtılarını yardılar, onunla başlarını sardılar da Resulullah (asv) arkasında öyle namaz kıldılar ki, sanki başlarında kargalar varmış gibi idi. (Elmalı : c.6-s.338) (mırtı bir çeşit kumaştır)

Hz. Aişe (r.a) nın cilbabıyla yüzünü örttüğüne dair Buhari’de bir rivayette vardır.

Rivayetlerden anlaşıldığına göre peygamberimiz (asv) döneminde peçe takan kadınlar bile vardı. (Bütün Yönleriyle Asrı Saadet: c.4.s.356)

Müslüman ahali de günümüze gelinceye kadar yukarıdaki Kur’an’ın emri ve onun izahları yönünde hareket etmişlerdir. Elmalı yukarıdaki cilbabın sarma şeklinin birincisini, yani yalnızca bir gözü açık bırakmayı tarif ederken “bizler yetiştiğimiz zaman memleketlerimizde annelerimizin tesettür tarzı bu idi” der. İkincisini anlatırken de “ 1310 da İstanbula geldiğim zaman İstanbul hanımları bir peçe ilave edilmek ve elde açık şemsiye bulunmak şartıyle tesettür tarzları da buydu” der. . (Elmalı : c.6-s.338)

Fitne Zamanında Örtünmenin Hükmü Nedir?

Şafi ve Hanbeli mezhebine göre fitne zamanlarında kadınların gözlerini örtmesi farzdır.

Hanefi mezhebine göre her ne kadar kadının yüzü ve el açmak caiz olmakla beraber fitne zamanlarında genç bir kadının yabancı erkeklerin yanına yüzünü açması caiz değildir.

Genç bir kadının erkeklerin yanında yüzünü açması caiz değildir. (Reddul Muhtar 1 272)

Fitne korgusu sebebiyle erkeklerin kadınların yüzüne bakmasını haram olduğu konusunda alimlerin ittifakı vardır. (El mevsuatul Fikhiyetul  kuveytiye  32/ 19)

Bir Kadının Yüzünü Örtmesinin Hükmü Nedir?

Şunu ifade edebiliriz ki, Kur'an ve sünnette kadının ziynet dediğimiz ve sadece kocalarına ve aile bireylerine gösterebileceği ama bunun dışında başkalarına gösteremeyeceği ziynet mahrem yerlerini açılması haramdır. Bu yönüyle yüz ziynet hükmünü alması ve fitnenin kaynağı olmasına karşılık örtünmesi zaruridir.

Alimlerden bazıları yüzün avret olmadığını söylemiş ve iki şarta bağlamışlardır;

1- Makyajsız olması

2- Fitneden emin olması.

Örtünme ile ilgili Müfessirler yüz örtmesinin farz olduğunu söylemişlerdir.

Bayanların yüzlerini örtmeleri ile ilgili Hanefi alimlerinin sözleri.

Şeyh Damad Efendi şöyle demiştir: “Munteka (adlı eserde şöyle) dendi: Genç kızların yüzlerini açmaları fitneye sevk etmemek için yasaklanır. Günümüzde ise bunun yasaklanması vaciptir. Hatta fitne fesatın çokluğundan dolayı farzdır. Aişe radıyallahu anha şöyle demiştir: “Hür bir bayanın, bütün vücudu avrettir. Sadece zaruretten dolayı bir gözü bundan hariçtir”.”  (Mecmau’l-Enhur fi Şerhi Mülteka’l-Ebhur 1-81)

Ensar kadınlarına Allah rahmet etsin. Cilbab ayeti indiği zaman mırtılarını (mırtı bir çeşit kumaştır) yardılar, onunla başlarını sardılar da Resulullah (sav) arkasında öyle namaz kıldılar ki, sanki başlarında kargalar varmış gibi idi. (Elmalı : c.6-s.338)

Taberî İbni Sirin’den şöyle rivayet eder: Abide es-Selman (ra)’ye «…dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle.» âyetinin manasını sordum. Büyük bir çarşaf alarak onunla bütün vücudunu örttü. Başını ta kaşlarına kadar kapattı. Yüzünü de tamamen kapattı. Yalnız sol gözünü açık bıraktı. Böylece âyeti fiilî olarak tefsir etti. 

Taberî ve Ebu Hayyan, İbni Abbas (ra)’tan şöyle rivayet etmişlerdir: «Kadın cilbabını alnının üzerine İndirir ve oradan sıkar. Alttan da burnunun üzerine kadar kapatır. Yalnız gözleri dışarıda kalmalıdır. Yüzünün kalan kısmı ile göğsünü tamamen ‘kapatmalıdır. 

Yüzü örtmenin keyfiyeti hakkında Süddî’den şöyle rivayet edilmiştir: Örtü, kadının sol gözü hariç bütün yüzünü kapatmalıdır. Ebu Hayyan şöyle der: Endülüs’teki adet de Süddi’nin tarif ettiği gibi idi. Kadın bütün vücudunu örter, yalnız tek gözü açıkta kalırdı.

Hemen şunu ifade edelim ki, bir erkeğin bir kadınla evlenebilmesi sebebiyle kadının yüzünü açmasını da bir beis yoktur

Bazıları şöyle bir soru sorabilir; Peki neden Hacda kadınlar yüzlerini açıyorlar? Biz de işte bu makalemizde bunu anlattık, fitne zamanında ve fitne olmayan zamanlar arasında biz yüzün örtünmesi ayırımını yaptık. Bu yönüyle Hacda kadının yüzünü örtmemesinin temel ileti orada bir ibadet ve aynı zamanda fitnenin söz konusu olmamasıdır. Eğer bu illet islam toplumunda söz konusu olursa yüzü kapatmak farz olmaz ancak takva olur. Yok eğer fitne söz konusu olursa burada örtünme farz olur.

Terbiye olmuş bir islam toplumunda bir kadının yüzünü örtmesi her ne kadar farz hükmünde olmasa'da onun örtmesi takvadır ama bugün cahiliye toplumunun yaşadığı darü'l küfür bölgelerinde hiç şüphesiz yüzün kapanması farz hükmündedir.

Örtünmenin Şartları Nelerdir?

Örtünün bütün vücudu örtmesi ve kadının vücut hatlarını örten bol olan dış elbisesi giymesi gerekir.

Giyilen örtü ince olmayacak ve bedenin göstermeyecek şekilde olması gerekir. Bir kadının bol, ince ve vücudu gösteren bir elbise giymesi asla caiz değildir

Giyilen örtü sade olmalı ve renkli dikkat çekici olmamalı. Çünkü giyilen elbise ne kadar renkli ve şatafatlı görünse fitneye sebep olmaktadır. Mü'min kadın mutlaka bu tür örtünmeden kaçırması gerekir.

Dolayısıyla vücut hatlarını belli etmeyecek ve fitneye sebep olmayacak kadar örtünmesi gerekir.

Nitekim Allah resulü bir hadislerinden; Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah'a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü  gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur." buyurdular." [Müslim, Cennet  53, (2857), 52, (2128).]

Hadiste ''kasiyatülun ariyat'' giyinik fakat hakikatte çıplaktırlar manasını taşır. Bunun temel sebebi onlar ince, dar giyinmeleri, vücut hatlarını göstermeleri, giydikleri elbiselerin renkli ve dikkat çekici olması sebebiyledir. Örtünen kimse hiç şüphesiz koku sürmemelidir. Çünkü koku erkekleri etkiler.

 Nitekim Allah resulü Aleyhisselam;

“Her göz yabancı bir kadına bakarak göz zinası işlemiştir. Bir kadın da güzel kokular sürünerek erkeklerin yanından geçerse, o da aynen bakan erkekler gibi zina etmiş gibidir.” (Tirmizi, Edeb, 35; Dârimî, İstizan, 27)

"Hergöz zanidir. Şurası muhakkak ki, kadın koku sürünür, sonra da (erkek) cemaate uğrarsa o da zaniyedir." [Ebu Davud, Tereccül 7, (4174, 4175); Nesai, Zinet 35].

Kadın erkek elbisesi gibi giyinmemeyeceği gibi erkekler kadınlar gibi giyinemez. Nitekim;"Resûlullah (asm), kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lanet etti." (Buhârî, Libâs 28; Tirmizî, Edeb 24

Dolayısıyla örtünme, cilban ve ferrace gibi dış elbiseler hiç şüphesiz müminlerin giymesi gereken en önemli giyim türüdür. Bu tepe'den tırnağı giymeleri gereken ve yüze peçe takmaları gerekir.

وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْد۪ينَ ز۪ينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلٰى جُيُوبِهِنَّۖ 

Mümin kadınlara da: “Gözlerini (haramdan) kısmalarını ve iffetlerini muhafaza etmelerini” söyle. Kendiliğinden görünenler hariç süslerini açığa çıkarmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (kafa, boyun ve göğüs kısmını örtecek şekilde).  (24/Nûr, 31)

Bu ayette ‘’Görünen hariç’' kısmı ayeti konusunda ziynetlerini göstermesinler ayetinde Cumhur ulemaya göre eller ve yüzü örtmeye gerek yoktur şeklinde cumhur'un görüşü söz konusudur.

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi bu hüküm hiç şüphesiz İslam'ın egemen olduğu ve İslam toplumunda söz konusu olabilir ama bugün cahiliye devrini yaşamamız sebebiyle bugün fitnenin her tarafta olması hasebiyle kadınların yüzünü kapatması farz hükmünü alır.

 

Gürsel Gürbüz

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *