04 Kasım 2023, 20:29 tarihinde eklendi

İslam'ı Kurtarma Maslahatı Mı Yoksa AK Parti'yi Kurtarma Maslahatı Mı?

İslam'ı Kurtarma Maslahatı Mı Yoksa AK Parti'yi Kurtarma Maslahatı Mı?

İslam'ı Kurtarma Maslahatı Mı Yoksa AK Parti'yi Kurtarma Maslahatı Mı?

Yaklaşık 21 yıldır AK Parti iktidarı bu ülkede hükümet, devlet, kurum ve kuruluşlarıyla ülkeyi yönetmekte ve idare etmektedir. Onlar yasama, kanun, siyasi, sosyal, ekonomik, ahlaki, eğitim müfradı ve bir yaşam programı olarak tamamı ile İslama zıt, alternatif, ilahi verileri hiçe sayarak, merkezin dışına iterek ve muhatap almayarak tamamıyla insan uydurması Laik ideolojik veriler ile ülkeyi yönetmektedir. Peki bu 21 yıllık iktidarında İslam'ın ve Müslümanların burada çıkarları ne oldu? Bu iktidarlarda Müslümanlar faydaya ulaştılar mı? Bu iktidarlarda İslam zarar gördü mü? Bu iktidarlarda Müslüman hakları ve İslam'ın durumu ne oldu?

AK Parti kendisini İslam'a nispet eden ama İslami verilerle hükmetmeyen, Muhammed aleyhisselatu vessellemin ilahi ilke ve inkılabına inandığını söyleyen ama Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına tabi olan, Kur'an'a inandığını söyleyen ama Kur'an'ın yasalarına alternatif ideolojik yasalarla hükmeden, İslam ilahi nizama inandığını söyleyen ama İslam ilahi nizama alternatif ideolojik beşeri nizam ve sistemlere egemenlik veren AK Parti acaba bu 21 yıllık iktidarlarında islam'a faydası mı oldu? Yoksa zararı mı oldu?

Müslümanlar tarihten ne zaman ders alacaklar?

1955 yılında Tunuslu Lider Habib Burgiba yönetime ulaştığında Laiklik ile hükmedeceğini açıklamıştı. Bu açıklama karşısında yıllar yılı Fransız işgaline karşı savaşan Allah yolunda cihad eden ve şeriatın sancaktarlığını yapan müslümanlar bu açıklama üzerine ayaklandılar ve aralarında alimlerin olduğu bir heyet ile Habib Burgiba'yı ziyaret etmeye gittiler. Onlar bir odada beklerken Habib Burgima'nın hizmetçisi heyete şunu söyler; Efendim şu an kendisi Abdest alıp namaz kılacak ve ondan sonra huzurunuza gelecek der. Bunu duyan alimlerin ona karşı öfkeleri gider, kalpleri yatışır ve eski durumlarında eser kalmaz. Kendisiyle de konuştuklarında onun namaz, kılan oruç tutan ve dinine bağlı olan bir kimse olarak görürler ve halklarına ve direnişçi müslümanlara anlatırlar. Bunun sonucunda Habib Burgiba'nın şeytani desiseleri, tuzak ve aldatma ile basiretini yitirmiş bir avuç Alim heyetini aldatır ve ondan sonra Tunus'ta Laik bir sistemi egemen kılar ve bugün Tunus islam'a ve müslümanlara karşıtlığı olan ve Laik ideolojik sistemi en çok delice savuman hakların olduğu bir yer haline alır. İşte bunu aşama aşama ve rıza göstere göstere İslam'la insanları aldatma metodunu uygulayarak müslüman toplumunun benlikleri yıkarak cellatlarına aşık toplumlar meydana getirmeyi başardılar.

İşte AK Parti tarikat, cemaat, evliya ismi ile isimlendirelen şahıslar yada şeyh isimli kimselerle irtibat kurdu bak biz namaz kılıyoruz, biz oruç tutuyoruz, biz şeriata inanıyoruz, biz Muhammed aleyhisselatu vesselam izinden gidiyoruz demekle beraber geleneksel bir din anlayışları ile gecesi-gündüzü ile İslami kavramlar kullanarak İnşallah, Maşallah ve Barakallah gibi kavramlar kullanarak basiretini yitirmiş, hikmetten yoksun ve feraseti görmemiş birçok alim, hoca, şeyh salih kul ve halk yığınlarını aldatarak ideolojik amacını gerçekleştirmiş oldu. Aslında ladini/bizantinist laik kemalistler AK partiye çok müteşekkir olmaları gerekir çünkü artık onlar din ile topluma laikliği ve kemalizm’i meşru ve onayalatarak islamla beraber bu ideolojik dinleri aynı anda yaşanabilirliği öğretmiş oldu.

Bu tarikatlar, sofiler, şeyhler ve cemaatler AK Parti'nin durumunu müslümanlara onaylatabilmek ve meşru gösterebilmek için onlara güya Kur'an'dan ve sünnetten deliller getirdiler. Onlar batıl delil ve tevilleri ile Yusuf aleyhisselam’dan Necaşi’ye, Ebu Talip’ten Hilfu’l Fudu’l gibi deliller getirmekle beraber onlar usul ilmiyle hiçbir şekilde alakası olmayan tamamı ile usul ilimini tahrif eden bir yaklaşımla onlar AK Parti'yi onaylatabilmek için Maslahat ve Ehveni Şerrayn gibi kaideleri istismar ederek toplumu aldattılar.

Onlar gün geldi onlar için fetva verdi, gün geldi oy vermenin vacip olduğunu söylediler, gün geldi halife diye ilan ettiler, gün geldi ümmetin kurtarıcısı, Müslümanların hamisi ve tüm dünyada kendisine dua edilen bir önder olarak tanıttılar.

Bu tarikatçılar, sofiler, ilahiyatçılar ve şeyhler neyin maslahatını gördüler de onları bize onaylattılar? Halbuki en önemli Maslahat Tevhidin korunmasıydı, imanın-akidenin korunmasıydı, İslam'ın izzetine halel gelmemesiydi, en büyük Maslahat Müslümanların küfürden, şirkkten korunmasıydı, en büyük maslahat müslümanları demokrasi, laiklik, kemalizm gibi islama muhalif beşeri sistemlerden korumaktı ama maalesef onlar her Maslahat ve Ehveni Şerrayn gibi usul ilmi ve kaidelerine bağlı kalmayarak ve hiçbir şekilde ilme dayalı olmadan toplumu aldatarak İslam’ın değil Ak Partinin Maslahatını öncelediler.

Nitekim onlar Usul ilmine ve Ehli Sünnetin sabit kaidelerine dayanmayan Maslahat ve Ehveni Şerrayn gibi istismarların sonucunda mala, mülke, makama, ihaleye, rahatlığa ve dünyevi güvene ulaştılar. Onlar alkışlandılar, sevildiler, yedirildiler, içirildiler ve kendilerine makamlar verildi. Peki bu 21 yıllık iktidarı koruyan, savunan ve ona çağıranlar acaba mu Maslahat kimin işine yaradı onların mı yoksa islamın ve müslümanların işine mi yaradı? Madem AK Parti'ye oy vermek islam’ın Maslahatı peki bu 21 yıllık iktidarda kim ne kazandı ve kim ne kaybetti?

Şimdi aşağıda ortaya koyduğumuz tüm deliller istatistik ve tecrüblerle sabittir ki bu Maslahat islam’ın ve müslümanların aleyhine Laik, Demokrasi ve AK Partinin lehine olmuştur.

1- Bu Maslahat aldatmacasına karşılık 21 yıl içerisinde Müslüman toplum akideleri ve imanları konusunda önceki iktidarlara oranla dejenerasyona ve akideye bağlılık yok olmadı mı?

2- İslam ilahi nizamın yasalarına, kanunlarına ve onun şeriatına iman eden topluluk bu 21 yıllık iktidar sonucunda kişi şeriatçı olabilir ama kurum ve kuruluşlar şeriat olmaz demediler mi?

3- Bu çağda artık şeriat uygulanmaz diyen bir topluluk meydana getirilmesine sebep olmadılar mı?

4- Bu 21'in yıllık iktidar sonucunda Laikliği kabul etmiş, Demokrasiyi savunan ve Atatürkçü bir nesil meydana getirmediler mi?

5- Bu iktidarın sonucunda Allah'ın kitabını okumayan, Rasulullah'ın sünnetini uygulamayan inandığı Allah'ı tanımayan, inandığı Peygamber'i bilmeyen, inandığı İslam'dan haberi olmayan bir toplum meydana getirmediler mi?

6- Bu 21 yıllık Maslahatın sonucunda ahlaki olarak bozulmuş, parçalanmış, bölünmüş, hırsızlık, tecavüz, fuhuş, fitne, zulüm, içki, kumar, kötülük, uyuşturucu ve çıplaklık gibi envai çeşit kötülükler geçmişe oranla kat be kat artmadı mı?

7- Bu 21 yıllık Maslahatın sonucunda ülkede deizm ve ateizm fırlamış ve bugün ülkenin %30'u diğer bir ifade ile her üç kişiden bir kişi deist ve ateist olmadı mı?

8- Bu batıl Maslahatın sonucunda islam'ın gerçekleri tekrardan gizlenilmiş, hak anlatılmamış, İslam çelişkili gösterilmiş, diyanet imamlarıyla beraber eski dönemde olduğu gibi laik sistemin 36 anayasa maddesine göre sınırlı bir din anlatılmıştır ve bunun sonucunda Allah'ın değil laiklerin sınırlarını belirlediği bir din inancına ulaşan muhafazakarlar meydana gelmedi mi?

9- Bu 21 yıllık Maslahatın sonucunda bu iktidar zulüm ederken, hırsızlık yaparken ve başkalarının haklarını gasp ederken bu Maslahat fetvasını veren sahtekar hocalar zalime zalim dememelerinden dolayı toplumun birçoğu ''din buysa ben bunu dini terk ediyorum'' demek suretiyle insanların kafir olmasına sebep olmadılar mı?

10- Bu 21 yıllık Maslahatının sonucunda artık kamu alanında başörtüsü giyen! ve istediği yerde namaz kılan insanlar artık bu şirk sisteminin savunucusu, yardımcısı ve hizmetçisi haline gelde mi?

11- Bu maslahatın sonucunda insanlar imanlarını, İslam şuurunu ve ümmet bilincini yitirdiler ve dünyevileşerek türkçü olmadılar mı?

12- Bu Maslahatının sonucunda namaz kılan ve oruç tutan toplum artık içki, zina, kumar ve faiz gibi işlerle ilgileniyor ve tağutlara ibadet eden kimseler haline gelmedi mi?

13- Bu Maslahatın sonucunda halk yığınları Allah'ın haramını helal, helallerine haram eden laikliği, demokrasi ve insan uydurması ideolojik dinleri topluma dayatan Tağut konumunda olan insanlara itaat, sevgi, yardımlaşma, dayanışma ve bağlılık gibi Tağuta ibadet illetini göstermek suretiyle şirke düşmediler mi?

14- Ehveni Şerrayn'ın en hayırlısını seçtiklerini iddia edenler bu usul ilmini istismar ederek ne büyük zulümlere sebep oldular. Nitekim onlar AK Parti’nin milliyetçilik ve ırkçı anlayışıyla Kürtleri dinden soğutmuş ve Kürt toplumuna karşı tutum ve davranışlarda adaletli davranmamış ve bunun sonucunda HDP'ye gönül vermiş Kürtleri daha fazla laik, apoist ve Müşrik yapmıştır.

15- Maslahat adı altında AK Parti'yi destekleyenler ve davet edenler bak onlar sentez bir din anlayışıyla Laik, Demokrasi, İslam’ı, Atatürk'ü ve Resulullah aleyhissalatu vessellem'i birleştirerek sentez bir inanç meydana getirip her ikisini topluma onaylatmadılar mı?

16- AK Parti 21 yıllık iktidarında laiklerin, kemalistlerin ve onların profesörlerinin ekran başında dine saldırmalarına ve bilim kılıfı adı altında onların islam'ı çelişkili gösterilmesine karşılık ne yaptı? Kemalistler tüm kitle iletişim araçlarını ustaca İslam’a ve Müslümanlara saldırırken onlar İslami verileri kullanmadılar onlara cevap niteliğinde hiçbir şey yapmadılar ve islamın izzetine korumadılar. Onlarda insanları deizm ve ateizme davet ettiler.

17- Maslahat altında bize AK Parti'yi dayatanlar bu 21 yıllık iktidarın sonucunda gençler dağılmış, parçalanmış, dinsizleştirilmiş, uyuşturucu, ahlaksızlık ve her türlü kötülük ve zulüm almış başını gitmiş anne ile kız ve babayla oğlan birbiriyle çatışır hale gelmedi mi?

18- Ekonomik açıdan sömürü, adaletsizlik, fırsatçılık, aldatma, gasp, hırsızlık ve her türlü kötülük onlardan sadır olmuş bu konuda sus pus olmanız insanların dinden soğumasına sebep oldu ve onların bu tutum ve davranışları sonucunda topluma bu kötü ahlak siret etmiş ve bunun sonucunda toplum’da bozulmuştur.

19- Bu maslahatın sonucunda siyasi görüşünü ve ekonomik uygulamalarını hatta ahlaki değer yargılarını artık Kur'an ve sünnete almayan bir toplum meydana geldi. Din ile siyasete birbirinden ayıran ve Allah'ı merkezin dışına iten bir anlayışa sebep olmadılar mı?

20- Hiç şüphesiz bunları onaylayan, bunlara fetva veren, onlara oy vermenin vacip olduğunu söyleyen, bu yönüyle onlara hizmet edip övenler ve onlara karşı dilsiz şeytanlar olanlar tarihin çöplüğünde bel'amlar olarak isimlendirilecek ve kıyamet gününde şirke, küfre, zülme, delalete ve sapmaya sebep olduklarını çok yakında görmeyecekler mi?

21- Onlar öyle şeyler yaptılar ki maalesef demokrasi ile İslamı aynı kefede tuttular. O sofilerin bir kısmı dediler ki ben Laik değilim ama ben devletçiyim demek suretiyle Laik Devleti onaylatmadilar mı? Bir kısmı kişi müslümandır ama kurum ve kuruluşlar laik olabilir fetvasını vermedi mi?

Bir kısmı şerri engel olmaksızın ikrah dışında küfür sözü ve küfür fiilini işleyenleri tekfir etmeyerek onların bu tutum ve davranışını dinde mübah görmediler mi? Onlar içki satan, kumar oynatan, fuhuş yapan yerleri eleştirirken buna izin verenleri alkışladı, sevgi, yardım ve dayanışma halimde en büyük destekçiler konumunda olmadılar mı? Onların kimisi Atatürk'ü kahraman ilan ederek muhafazakarları Atatürkçü kimseler haline getirmedi mi?

Onların bir kısım hocaları ve şeyhleri göbek büyütmekten başka hiçbir şey yapmayarak batıl karşısında sustular, konuşmadılar, konferanslarda boy göstermediler, hakkı hak batıla batıl demediler, bid'atları ile hurafeleri ile laik sistemin sınırlarına göre bir din anlattılar. Onlar Allah'ın hükmüyle hükmetmeyenleri mutlak Mü'min görerek toplumun küfrüne, şirkine, zulmüne ve ifsatına sebep oldular. Onlar ehli sünnetin usul ilmine ve akidesine bağlı kalmayarak tamamı ile Cehm bin Safvan‘ın izinden imanı sadece kalpte sınırlandırarak kişinin küfür sözü ve küfür fiilini işlemesini inkar olmaksızın olduğu sürece Müslüman ismini vererek toplumun yok olmasına sebep oldular. Onlar dinin asıllarıyla ve şeriatın vaciplerinin şerri engellerini ve usulünü bilmeksizin birbirine karıştırarak iktidarı bu zulmünü onaylayarak toplumun dinden soğumasına sebep oldular.

Onların tevhidi gündeme getirmemesi, tağut kavramını istismar etmesi, güncel şirk ve küfür meselelerini örtbas etmeleri, sadece fıkıh, muamelat ve Arapça gibi konularda uzmanlaşarak toplumu aldatmanın sonucunda akidesi bozulmuş ama fıkıh iyi bilen, imanın yıkılmış ama muamelatı iyi kavramış, islami bir şuuru içinde olmayıp ama Arapçayı çok iyi bilen bir nesil meydana getirdiler.

Tarih onları bel'amlar olarak, sapkınlar ve delalet önderleri diye isimlendirecektir. Tarih onları yeryüzüne fitnenin, zulmün, şirkin ve küfün sebepleri olarak isimlendirecektir.

Gürsel Gürbüz

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *