İslami Davetin Üç Ana Şartı.
İslami Davetin Üç Temel Şartı.
Da'vet Arapçada mazdar olup sözlükte dua etmek, çağırmak ve seslenmek gibi manalara gelir.
İslam Istılahında Davet: İnsanların düştükleri şirk, küfür ve kula kulluktan kurtarıp yalnız ilahi öğretilere davet etmeyi ifade eder.
Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce ayette Allah davet kelimesini kullanmış ve bu işin ehemmiyetini kitabında beyan etmiştir. Davet insanları şirkin, küfün ve tağutların her türlüsünü reddetmeye ve yalnız Allah'ın hükümlerine, egemenliğine, onun kanun koyuculuğuna ve kulları için hayata karıştığını hatırlatmaya davet etmektir.
Davet ümmetin içinde bir kısım insanların yerine getirdiğinde farzı kifaye ümmetin terk ettiğinde tüm ümmetin günah işlemesine ve onlara farz olan bir ibadettir. Kur'an ayetlerinde Allah birçok yerde Rasullerin şahsında tüm kullarını kendisine kul olmaya çağırmıştır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de hayra çağrı, kurtuluşa çağrı, Allah yoluna çağrı, imana çağrı, Allah'ın kitabına çağrı, hayat kaynağına çağrı ve esenliğe çağrı gibi ifadeleri kullanmak suretiyle tüm kullarını bu görevi üstlenmeye davet etmiştir.
Müslüman daveti sadece gayri müslimlere değil aynı zamanda gaflete düşmüş müslümanları da imana davet etmek suretiyle yeryüzünde sağlıklı bir toplum oluşmasına sebep olur. Rabbani davet kötülüğe, zulme, küfre, şirke, tağutlara ve her zorbaya karşı girişilen en etkin müdahaledir. Kur’an, sünnet ve islam ıstılahında davetle eş anlamlı birçok kavramları kullanılmış, bunlar vaaz, nasihat, tebliğ, inzar, tebşir, emri bil maruf ve nehiy anil munker gibi terimler müslümanlara bu ilahi misyon üstlenildiğinde yeryüzünde tevhid, huzur, güven, dayanışma, yardımlaşma, emniyet ve aynı zamanda adaletin egemen olacağını vaad etmiştir. Rabbani davetin olmadığı yerde zulüm, adaletsizlik, haksızlık, sömürü ve birçok kötülüklere sebep olunur. Bunun için Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz olan Allah bu ilahi misyonu üstlenenlere Allah'ın davetçisi /daiyallah ismini vermiştir.
Müslüman bulunduğu her alanda küfrün, şirkin, zulmün, tağutların ve zulmün her girişimlerine karşı bir sed olmalı ve kur'an'ın tarifi ile davet ادع, tebliğ بلغ, hatırlatmalı ذكر ve ikaz etmelidir. أنذر
İnsanları kullara kul yapan zalim despot tağutlara karşı cihad etmek ve bu despotların altında inim inim ağlayan insanların özgür iradeleriyle tercih yapmaları için Allaha davetin gerçekleşmesi için cihatı farz kılmıştır. Çünkü cihat'ın en önemli daveti ''ilahi kelimetullah'' yani tevhidi hayata egemen kılma görevi vardır. Yerkürede insanları kullara kul yapan, insanlar arasında düzeni bozan, tecavüz, sömürü, adaletsizlik ve her türlü Kötülüğe karşı mücadele etmeyi Kuranı Kerim ilahi kelimetullah uğrunda can ve malı feda etmeye davet etmiştir.
Resulullah aleyhisselatu vessellemin Arap yarımadasına başlattığı ilahi davet çalışmasının başarılı olmasının en büyük sebebi ilahi hareket metoduna tabi olmasıdır. Bu metodun teşkilatlı, tutarlı, sistemli, gerçekçi, uygun, başarıya götürücü, kitlesel ve bunun sonucunda devletleşen bir yapıya sahip olmasıdır.
Efendimiz aleyhisselam ilk önce en yakınlarına daveti yapmak suretiyle yavaş yavaş aşama aşama çevresindekilerinden başlamak suretiyle ve sonra dünya millet ve ülkelerine davet mektupları göndermek suretiyle onları İslam'a davet etmiştir.
Dolayısıyla hakkın insanlara ulaşması ve yeryüzünde küfrün, şirkin belini kırmak ve insanları yalnız Allah'a kul olmalarını sağlamak için davetin ana şartları vardır. Hiç şüphesiz bu şartlar insanları selefi salih’in/ehli sünnetin akidesine davet etmek için gerekli olan en önemli ön şartlar.
Davetin Ön Üç Temel Şartları
1- Doğru Akide;
Bu insanları Allah'ın rububiyetine, uluhiyetine, isim ve sıfatına davet etmekle gerçekleşir. Başka bir ifade ile Allahın ilahi ve rabbani özelliklerine bilme ve onunla amel etmeye davettir. Bu doğru akidenin yolu tevhitten geçmek suretiyle Selefi Salih'in izinden gitmekle gerçekleşir.
2- İlahi Hareket Metoduna Tabi Olmak;
Bu Kur’an'da, Mekke ve Medine'de Resulullah aleyhisselatu vessellemin pratik olarak ortaya koyduğu usul ve kaideler ışığında insanları hakka davet etmektir. Bu ilahi hareket metodunun en önemli özelliği kafir ve müşriklerle hiçbir şekilde akidevi taviz vermemek, onların hevalarına uymamak ve onlara muhalefet etmekle gerçekleşen bir metottur.
3- Salih Amel İşlemek;
Doğru akide ile bezenmiş ve ilahi hareket metoduna tabi olmuş bir Müslümanın davet çalışmalarındaki üçüncü en önemli şartı salih amel işlemektir. O hakka hak ve batıla batıl diyen, ahlaki değer yargılarını Kur'an ve sünnetten alan, zulümden, kötülükten, gayri ahlaki tutum ve davranışlardan beri olan, bid'at hurafe ve tağutları reddeden bir tavırla salih amel işleyen kimsedir. Dolayısıyla salih amellerin ve davetin meşru olması ancak Kur'an'ın ve sünnete uygun olmasıyla gerçekleşir.
وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ
Allah’a davet eden, salih amel işleyen ve: “Ben Müslimlerdenim/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? (41/Fussilet, 33)
Hiç şüphesiz bu ilahi davet sorumluluğu çok büyük olan çile, sıkıntı ve her türlü tehlikelerin olduğu bir yoldur. Nitekim Rasuller bu tehlikeli yollarda işkence, hakaret, zulüm ve her türlü kötülüğe karşı sabır, sebat, ihlas, ibadet ve kulluk bilinci ile mukavemet ettiler. Müslüman kimse Rasullerin bu yolunda gitmek suretiyle aynı ulvi görevi üstlenmeli ve insanları yalnız Allah'a kul olmaya davet etmelidir.
وَمَٓا اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ اِلَّا نُوح۪ٓي اِلَيْهِ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاعْبُدُونِ
Senden önce gönderdiğimiz her resûle: “Şüphesiz ki benden başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. O hâlde yalnızca bana kulluk/ibadet edin.” diye vahyetmişizdir. (21/Enbiyâ, 25)
Davetçiler yeryüzünde ümmetin seçkin kullarıdır. Onlar üstlendikleri ilahi görevleri hakkıyla yerine getirebilmek adına toplumlara örnek model olmak için Resulullah aleyhisselatu vesselam'i örnek almaları ve izinden gitmeleri olmazsa olmazlardandır. Nitekim;
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ ف۪ي رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَ اللّٰهَ كَث۪يراًۜ
Andolsun ki sizin için, Allah’ı ve Ahiret Günü’nü uman ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah Resûl’ünde güzel bir örneklik vardır. (33/Ahzâb, 21)
Davetçiler toplum arasında örnek olan kimselerdir. Onlar eylem ve söylemleri ile Rasulullah'ın ahlakıyla ahlaklanmış kimselerdir.
Davet sadece insanları anlatmakla değil aynı zamanda güzel bir ahlak, adalet, saygı, sevgi, yardımlaşma ve dayanışma gibi özelliklerin sonucununda da gerçekleşebilir.
Nitekim Aişe annemize Resulullah aleyhisselatu vesselamin ahlakı sorulduğunda, kendisi
onun ahlakı Kur'an idi. (Müslim) Diyerek tüm müslümanların ahlaklarının Kur'an'ın pratik yönü olan sünnete sarılmaya davet etmiştir.
Davetçi ister kendilerine muhalefet eden olsun ister kendisine tabi olanlar arasında olsun gayri ahlaki tutum ve davranışları konusunda her zaman hedefte olan kimsedir. Davetçi her işinde ihtiyatlı hareket etmek zorundadır. Açık arayan, eleştiren ve sürekli muhalefet eden insanlara karşı örnek bir model olmak suretiyle ahlaki görevlerini mutlaka yerine getirmelidir.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ