Kur’an’ın Tatlı Ve Tuzlu Su Mucizesi
Kur’an’ın Tatlı Ve Tuzlu Su Mucizesi
Deniz diye çevrilen bahr kelimesi Arapça’da okyanus, deniz, göl ve büyük nehirler gibi devasa su kütlelerini anlatmak için kullanılan bir kelimedir.
Denizlerde tuzluluk ve sıcaklık farklılıklarından dolayı suların birbirleriyle karışmadığı alanlar ve birbirine karışmaması bilimsel olarak bilinen bir husustur. Bu farklı su kütleleri birbirleriyle karşılaşırsa aralarında karışmayı kur’an’ın ifadesi ile engelleyen Perdenin bilimsel adı Haloklin Bariyeri denmekte.
Ateistlerin Şeytani Manevraları;
Bu ilahi mucize karşısında inatçı, önyargılı ve taassup sahibi ateistler “Suların Dünya’da karışmaması imkânsız, yavaş ta olsa karışırlar” diyerek mucizenin üstünü örtmeğe çalışıyorlar.
Onların düştüğü cehalet ve önyargı şu sebepledir: Bilim insanları suların karşılaştığı yerde oluşan Haloklin Bariyeri sürekli uzayıp gittiğini ve Dünya’yı çevrelediğini böylece bu suların hiçbir yerden birbirine karışacak bir delik bulamadıklarını iddia etmiyor. Fakat ateistler bilimin Haloklin Bariyer olarak adlandırdığı bu müthiş bilimsel gerçeği sulandırmak için bilim insanlarının bile Kuran ile aynı ifadelerle belirttiği ifadeleri büküyorlar. Elbette ki Haloklin Bariyer sonsuz kadar uzamaz, Haloklin Bariyeri bir çizgi üzerinde takip ederseniz bir noktadan sonra zayıflar ve sonra kaybolur. Böylece birbirine karışmayan deniz suları Haloklin Bariyerin kalkar ve uzak noktalarda karışırlar. Fakat geri dönüp Haloklin Bariyerin olduğu yere geldiğinizde burada Haloklin Bariyerin devam ettiğini ve yıllarca belki yüzyıllarca o bölgede Haloklin Bariyer olduğunu ve kimyasal yapıları ve sıcaklıkları farklı suların bu noktalarda karışmadıklarını görürsünüz. Bu olayı anlamak istemeyen ateistler, Haloklin Bariyer olan noktalarda denizler birbirine karışmaz fakat kilometrelerce ileri noktalarda Haloklin Bariyeryoktur, oralarda karışır demeleri Haloklin Bariyer olmayan yerlerde bu suların karışması Haloklin Bariyeri gerçeğini değiştirmez.
Hemen şunu ifade edelim ki Kur’an’da çelişki yoktur. Çelişki ateistlerin akıllarında, ön yargılarda ve taassuplarında söz konusudur bu açıdan Kur’an her alanda bir mucizedir.
Rahman, 19-20: “İkisi arasında bir perde/engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.”
Furkan, 53: “İki denizi salıveren de O’dur. Biri tatlı, susuzluğu giderici; biri ise tuzlu, acıdır.
Nitekim bu hakikat Akdeniz Suyu ile Atlas Okyanus suyunu birbirine karışmamakta her iki tarafta kendi asli hürriyeti içerisindedir ve bu açıdan birbirine karışma söz konusu değildir.
Hatta Missisibi ve Yang-Çe gibi nehirler de aynı şekildedir tatlısu ile denizin tuzu suyu birbirine karışmamaktadır.
Bu Haloklin duvar sayesinde aynı noktada durarak sağınızdan farklı bir su, solunuzdan farklı bir su veya kutuplarda, altınızdan tuzlu su, üstünüzden tatlı su örneğini yerinizden hiç ayrılmadan alabilirsiniz. Birbirine karışmayan deniz gerçeği Haloklin ve Termoklin bariyerlerin mucize bir şekilde Kuran tarafından bilindiğini gösterir.
Amerikalı deniz uzmanı Prof. Dr. Heyy de, yaptığı uzun ilmî tedkikler netîcesinde şu hakîkatlere ulaşmıştır: Engin suların arasına çekilen ilâhî bir kudret perdesi vardır. Bu perde, iki denizin birbirine karışmasını engelliyor. Bununla beraber, iki deniz suyunun birbirine geçmesine mânî olmuyor. Ancak bu akışı, her iki tarafın sularının geçtiği tarafın taşıdığı kimyevî muhtevâya göre ayarladıktan sonra gerçekleştiriyor. Yâni bu perde, geçmesi gerekeni geçiren, geçmemesi gerekeni engelleyen çift taraflı bir süzgeç gibidir. Çünkü bütün deniz ve okyanus sularının husûsiyetleri ayrıdır. Öyle ki, sıcaklık ve tuzluluk oranlarından, bünyelerinde yaşayan canlıların farklılığına kadar her biri ayrı bir âlemi ifâde eder.
Prof. Dr. Heyy’e bu husustaki Kur’ânî bilgiler gösterilince, onun da birçok insaflı ilim adamı gibi hayret ve dehşet içinde dilinden şu cümleler dökülmüştür:
“–Doğrusu ben, bu bilgileri Kur’ân’da görmekle çok şaşırdım! Bunların aslâ bir beşer sözü olamayacağı kanaatindeyim! Bu bilgiler, mutlakâ Allah tarafından bildirilmiş olmalı!..”
Birbirine açılan, fakat suları kesinlikle birbiriyle karışmayan denizlerin bu özelliği, okyanus bilimciler tarafından çok yakın bir zaman önce keşfedilmiştir. "Yüzey gerilimi" adı verilen fiziksel bir kuvvet nedeniyle, komşu denizlerin sularının karışmadığı ortaya çıkmıştır. Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, âdeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller. (Richard A. Davis, Principles of Oceanography, Addison-Wesley Publishing Company, Don Mills, Ontario, s. 92-93)
Rahman, 19-20: “İkisi arasında bir perde/engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.”
Furkan, 53: “İki denizi salıveren de O’dur. Biri tatlı, susuzluğu giderici; biri ise tuzlu, acıdır. Bununla berâber aralarına bir engel ve aşılmaz bir sınır koymuştur.”
Termoklin ve Haloklin bariyerler ve birbirine karışmayan deniz olgusu
Yukarıda görüldüğü gibi bilim bile bu durumu Kuran’da geçen ifadelerle anlatır ve Kuranın Perde dediğini “Soğuk Duvar” olarak adlandırır. Literatürde birbirine karışmayan deniz olgusunu oluşturan bu duvara Termoklin ve Haloklin bariyerler denir. Buna yüzey gerilimi de denilir. İşte Kuran bu olayı haber vermektedir ve bilim insanları da aynen Kuran gibi bu yapıya duvar demekte ve suların karışmaması işlevini gösterdiğini söylemektedir. Örneğin bir okyanus bilimci olan Richard A. Davis kitabında bunu nasıl tanımlıyor bakalım:
“Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, âdeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller. (Richard A. Davis, Principles of Oceanography, Addison-Wesley Publishing Company, Don Mills, Ontario, ss. 92-93)”
Birbirine karışmayan deniz olgusunu ortaya çıkaran bu duvar oluşumunun asıl nedeni tuzluluk ve sıcaklık farklarıdır. Okyanusun tuz seviyesinin üstünde tuz içeriğine sahip nehirler okyanus altından akarken, düşük tuz içerikli sular yukarıdan akarlar. Bu sular insan vücudundaki vena (toplardamar) ve arterlere (atardamar) benzer şekilde güneyden kuzeye sıcak su götürür ve oradan dönüp kuzeyden güneye soğuk su transferi yaparlar. Dünya’nın iklimini düzenleyen bu olaya “termohalin sirkülasyon” denir ki “termo” kelimesi akıntıların sıcaklık farkını, “halin” kelimesi ise tuzluluk farklılıklarını anlatır. Birbirine karışmayan iki deniz gerçeği işte bu mekanizmalarla oluşur.
Tatlı su ve tuzlu suyun kavuşamaması
Şimdi Nature dergisinde birbirine karışmayan iki deniz gerçeğine ve bu olay ikinci ayetteki birbirine karışmayan tatlı ve tuzlu su kütlelerini açıklar.
Kuzey buz denizine ulaşan Gulf Stream sıcak su akıntısı buzulların erimesine katkıda da bulunur. Eriyen buzullar tatlı su olur ve Haloklin bariyer oluşturarak altındaki tuzlu su denizinden ayrı şekilde durur. Haloklin bariyerinden dolayı kuzey buz denizinde buzul alanlarda, denizin üst kısmında tatlı suya erişebilmeniz ve 50 metreden aşağıda ise tuzlu suya ulaşabilmeniz mümkündür. Doğası gereği hemen karışan su, görüldüğü gibi görünmez bir Haloklin bariyerinden dolayı birbirlerine karışamamaktadır. İşte böylece tatlı ve tuzlu suyun denizde karışmaması, Kutup denizlerinde net görülür.
Furkan suresi 53. ayetinde bahsedilen tatlı su ve tuzlu su denizinin birbirine yatay olarak bitişik olması gerekmiyor, biri üstte ve diğeri altta bulunan büyük su kütlelerini de tarif edebilir. Arapça da Bahr kelimesi okyanus, deniz, göl ve büyük nehirleri belirtmek için kullanılır. Yani büyük su kütlelerini tarif etmek için kullanılan bir kelimedir.
Okyanus altında tatlı ve tuzlu karışmayan denizler;
Bilim insanları Atlantik Okyanusunun tuzlu sularının altında devasa boyutlarda bir tatlı su havzası bulunduğunu keşfetti. Ölçümlere göre bahsedilen yeraltı havzası 1,1 milyar olimpik havuz hacminde. Bu tatlı su denizi buzul çağının bitiminde oluşmuş ve tuzlu su altına hapsolmuştur. Birbirlerinden keskin sınırlarla ayrılmış olup birbirine karışmamaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeydoğu yakası kıyılarında yeterince derine gidildiğinde ortaya çıkan bu havzada tatlı su bulan araştırmacılar şaşkınlığa uğradı.
New Jersey’den Massachusettes eyaletine kadar olan boylamdaki okyanus tabanının altında yer alan iki bin 800 kübik kilometrelik havza dünyada bilinen en büyük tatlı su havzası unvanını almış oldu. Şimdi buna benzer başka tatlı su havzalarının olup olmadığı araştırılıyor.
Karadeniz’de denizin içinde bağımsız akan nehir;
Yine Karadeniz’de de 2010 yılında araştırmacılar tarafından büyük ve tuzlu bir denizaltı nehri keşfedilmiştir. Bu da Termoklin ve Haloklin bariyerin bir örneğidir.
Danimarka’da Baltık Denizi ve Kuzey denizinin karşılaşma noktasında yoğunluk ve sıcaklık farkından dolayı büyük su kütleleri hemen birbirine karışmaz. Aralarında perde (haloklin bariyer) oluşan iki deniz görüntüsü verirler.
Atlas okyanusu altında karışmayan göl;
Birbirine karışmayan deniz olgusuna örnek olarak yine atlas okyanusu altında Brine Pool adlı bir göl vardır ki gölün suyu üstündeki okyanustan daha tuzludur ve keskin sınırlarla ayrılır. Yaşayan canlıları farklıdır. Canlılar bu sınırı geçerlerse toksik şoka girerler. Nitekim bu mesele BBC’nin kanalının konusu olmuştur.
BİR CEVAP YAZ