Maslahat, Zaruret ve Ehveni Şer Şirk ve Küfrü Mubah Kılar Mı?
Maslahat, Zaruret ve Ehveni Şer Şirk ve Küfrü Mubah Kılar Mı?
Maslahat fıkıh usulünde Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas delillerinden sonra ortaya çıkan bir delildir. Bu şu demektir; Kur’an'da, sünnette, icmada ve sonra kıyas’da bir hüküm yoksa maslahata başvurulur. Eğer bir şey akidenin yada başka bir ifade ile dinin asıllarında olur, kişide küfür sözü yada küfür fiil olur ve şer’i engel olmaksızın Kur’an'a, sünnete, icmaya ve kıyasa akidevi bir muhalif söz konusu olursa bu Maslahat değil şirk ve küfür olur.
Zaruret yada Ehveni Şer konusuna gelince: Bu tamamı ile gündelik, muamelat ve hayatın içerisinde karşılaştığımız problemlerle ilgilidir. Başka bir ifade ile Zaruret yada Ehveni Şer'in konusu akide ilgili ile ilgili değildir. İslam'ın yani şeri’atin vecipleri ile ilgilidir.
اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ بِه۪ لِغَيْرِ اللّٰهِۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَلَٓا اِثْمَ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
(Allah) size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanları haram kılmıştır. Kim de zorda kalırsa, haddi aşmaksızın ve taşkınlık yapmaksızın (haram kılınanlardan yemesinde) ona bir günah yoktur. Şüphesiz ki Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (2/Bakara, 173)
Allah azze ve celle kerim yetinde buyurduğu üzere bir kimse domuz dışında ya da içki dışında başka alternatif bir şey yoksa eğer bu onun ölümüne sebebiyet verecekse o kimsenin o içki içmesini veya da o domuz etini yemesinde bir günah yoktur. Diyerek zaruret sebebiyle Ehveni Şer hükmünü bize açıklamış oluyor.
Dolayısıyla bu ayetten zararın giderilmesinden sonra zaruri olarak haram yiyene başkasına hakına tecavüz etmemek ve aynı zamanda haddi aşmama şartı koşmuştur. Bu durumda zaruri durumdaki kimsenin ölü et yemesinde bir behis yoktur.
Bu mesele Şeriatın vaciplerinde zina, içki, domuz yada öle eti yemek gibi zaruri durumlar için söz konusu olduğunda bir kimse tekfir edilemediği gibi o kimse günah ismi verilmez. Çünkü zaruret söz konusudur. işte bu Ehveni Şerreyn kapsamında olan bir hükümdür.
Akide konusuna gelince ki: Bu Ehveni Şer dinin asıllarını ilgilendiren bir konu değildir. Çünkü akideye taalluk eden bu meselede yani küfür ve şirk meselesinde şartlar, engeller ve şeriatın vaciplerinden farklıdır. Dinin asıllarında tekfire engeller ikrah, unutkanlık, hata ve kasıtızlık gibi durumlar söz konusudur.
مَنْ كَفَرَ بِاللّٰهِ مِنْ بَعْدِ ا۪يمَانِه۪ٓ اِلَّا مَنْ اُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْا۪يمَانِ وَلٰكِنْ مَنْ شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِنَ اللّٰهِۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ
Kalbi imanla mutmain olduğu hâlde (küfre) zorlananlar hariç, kim de imanından sonra kâfir olur, (kendi tercihiyle küfre saparak) küfre gönlünü açarsa, Allah’ın gazabı onların üzerinedir ve onlar için büyük bir azap vardır. (16/Nahl, 106)
Birileri çıkıp da Maslahat, Zaruret ya da Ehveni Şer gibi buna benzer söylemlerle küfrü ve şirki onaylama, destekleme, yardım etme, hizmet etme ve politik tanrılara iktidar ve egemenlik verme noktasında bunu caiz görmeleri söz konusu olursa hiç şüphesiz bu cahiller şeriatin vacipleri ile dinin asıllarının prensiplerini birbirine karıştırarak kendilerini ve saptırdıkları toplumu küfre ve şirke düşürmüş olurlar.
وَالْفِتْنَةُ اَكْبَرُ مِنَ الْقَتْلِۜ
Fitne/şirk, öldürmekten daha beterdir.” (2/Bakara, 217)
وَالْفِتْنَةُ اَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِۚ
Fitne/şirk öldürmekten daha beterdir. (2/Bakara, 191)
Fitneyi İbni Kesir bu ayetlerin tefsirinde Ebu Aliyye, Mücahit, Said bin Cubeyr, İkrime, Hasan, Katade, Dahhak, Rab'i bin Enes ve diğer birçok selef fitne'ye şirk ismini vermişlerdir ve adam öldürmekten daha şiddetli olduğunu söylemişlerdir.
Dolayısıyla şirkin ve küfrün yani fitnenin adam öldürmekten daha kötü olduğu ortaya çıktıktan sonra tevhidin ve imanın korunması ve maslahatından daha büyük maslahat ne olabilir?
En büyük Maslahat bugün bizim çıkarlarımız, menfaatlerimiz, ihalelerimiz, rahatlığımız, huzurumuz, işimiz ve gücümüz değildir. En büyük Maslahat tevhid'in korunması, İslam'ın korunması, akidenin korunması ve insanların cennete gitmetsidir.
Maalesef bugün İrica ehli akidenin kuralları ile şeriatın vaciplerin ait kuralları birbirine karıştırmış şirk ve küfrü bir Maslahat ve Ehveni Şer kapsamında görmüştür. Halbuki şirk ve küfür adam öldürmekten daha kötüdür. Peki madem şirk ve küfür adam öldürmekten daha kötü ise! Siz hangi Maslahat, hangi ayet, hangi hadis, hangi kaide ve hangi Usulu Fıkıh kaidesine göre siz şirki ve küfür topluma onaylatıyorsunuz?
Madem şirk ve küfür adam öldürmekten daha kötüdür. O halde biz ölsek de paramparça olsak da akide de taviz vermek asla caiz değildir. Akide de taviz vermenin şartları, ruhsat ve azim konusunda Kur'an ve Sünnete ortaya konmuştur. Bu şerri engeller ikrar, hata, unutkanlık, kasıtsızlık, hafi meseleler, zanni konular ve nasların ulaşmaması gibi durumlardır. Nitekim İbni Sekman; Fitneye gelince işte küfür odur.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ