08 Ekim 2023, 20:13 tarihinde eklendi

Modern Şirk’in Yansımaları: Heykelllerin Kutsanması.

Modern Şirk’in Yansımaları: Heykelllerin Kutsanması.

Modern Şirk’in Yansımaları: Heykelllerin Kutsanması.

Cahiliye toplumlumunun en belirgin özelliklerinden bir tanesi yine ifade ettiğimiz gibi onların ilahi öğretiler konusunda cahil olmalarıdır. Onlar yanı başlarında Kitap ve Resulullah'ın sünneti olmasına rağmen onlar bu dinden yüz çevirmek suretiyle bu dini öğrenmez, hayatlarında tatbik etmezler ve bunun sonucunda Allah'a ait ibadet çeşitlerini ve kutsiyetlerini başka şeylere yükleyerek Allah'tan başkasına ortak koşmalarına sebep olmuşlardır.

Cahiliye toplumlarının ağaç, taş, heykel ve buna benzer nesnelere saygı, bağlılık, kutsama, sığınma, ümit ve korku gibi yalnız Allah'a yapılması gereken ibadet çeşitlerini Allah'la beraber ya da Allah dışında bu gibi nesnelere tanımak suretiyle şirke düşmelerine sebep olmuştur.

Nitekim Mekke müşrik toplumu Allah inanmalarına ve İbrahim aleyhisselam'ın dini üzere olmalarına rağmen onlar şirke düşmelerinin belli sebepleri vardı. Bu şirk çeşitlerinden bir tanesi heykel ve putlara kutsiyet atfetmeleriydi. Hemen şunu ifade edelim ki hangi çağda olursa olsun Allah'a ait ibadetlerin herhangi birinin ister bu nesnelere ister bir başkasına verilmesi şirktir. Mutlak bağlılık, saygı, itaat, teslimiyet, kudsiyet, ümit ve korku gibi ya da tevekkül gibi ibadet çeşitlerini Allah'la beraber ya da Allah dışında başkasına verilmesi o kimsenin müşrik olması için yeterlidir. Nitekim Mekke müşrik toplumu bu sebepten dolayı müşrik ismini almışlardı.

اِنْ هِيَ اِلَّٓا اَسْمَٓاءٌ سَمَّيْتُمُوهَٓا اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمْ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْاَنْفُسُۚ وَلَقَدْ جَٓاءَهُمْ مِنْ رَبِّهِمُ الْهُدٰىۜ 

(Lat, Menat, Uzza gibi isimler) sizin ve babalarınızın koyduğu, Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği isimlerdir. Onlar, yalnızca zanna ve nefislerinin arzusuna uyarlar. Oysa andolsun ki onlara, Rablerinden hidayet gelmiştir. (Necm, 23)

Ebu Vakid El-Leysi'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte huneyn'e doğru yola çıkmıştık henüz küfürden yeni kurtulmuştuk müşriklerin yanından ayrılmadıkları ve silahlarını astıkları zatü envat denilen bir ağaçları vardı. Biz yolda bu ağacın yanından geçerken dedik ki; Ey Allah'ın resulü onların zat-ı envatı gibi bize de bir zatu envat tayin et. Bunun üzerine Rasulullah aleyhisselam şöyle dedi: Allahu Ekber! Bunlar bir takım yollardır nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki, bu söz israiloğullarının Musa'ya söylediği gibi Ey Musa bize o insanların tapdıkları ilahlar gibi bir ilah yap. 

وَجَاوَزْنَا بِبَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ الْبَحْرَ فَاَتَوْا عَلٰى قَوْمٍ يَعْكُفُونَ عَلٰٓى اَصْنَامٍ لَهُمْۚ قَالُوا يَا مُوسَى اجْعَلْ لَنَٓا اِلٰهًا كَمَا لَهُمْ اٰلِهَةٌۜ قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ 

 İsrailoğullarını denizden geçirdik. Kendilerine ait putları olan ve sürekli o (putlara) tapan bir kavme geldiler. “Ey Musa! Onların ilahları olduğu gibi sen de bize bir ilah yap.” demişlerdi. “Şüphesiz sizler, cahillik eden bir topluluksunuz.” demişti. (A'râf, 138)

Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler kendinizden öncekilerin Yahudi ve Hristiyanların yoluna mutlaka uyacaksınız. (Tirmizi)

Ağaç, heykel, mezarlar, türbeler ve benzeri mekanlarda bulunmak suretiyle bu mezarda yatan ya da bu nesnelere karşı tevekkül, bağlılık, saygı kudsiyet gibi ibadete dair tüm tutum ve davranışlar kişiyi islam milletinden çıkaran en büyük zulümdür.

Nitekim bu gibi tehlikelere karşı Halife Ömer döneminde müslümanlar Rıdvan Biatının yapıldığı ağaca insanların sık sık gittiklerini ve orada ibadet yaptıklarını görünce O ağacın kesilmesini emretmişti.

اِذْ قَالَ لِاَب۪يهِ وَقَوْمِه۪ مَا هٰذِهِ التَّمَاث۪يلُ الَّت۪ٓي اَنْتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ 

Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Şu başında ibadet için bekleştiğiniz heykeller de neyin nesi?” (Enbiyâ, 52)

İster taştan isterse ağaçtan yapılan insan ya da başka bir şeyi temsil eden heykel olsun bu heykel kendisine itaat edilen, izinden gidilen, sevilen, teslim olunan, bağlılık gösterilen, ümit ve korku arasında kendisine uyulan, Allah'ın yasalarına isyan etmek suretiyle bu heykellerin yasalarına, kanunlarına, gelenek ve göreneklerine göre yaşamaları onları İslam milletinden çıkaran ve insanı müşrik yapan en önemli illettir.

Geçmiş müşrikler heykel, ağaç, taş ve benzeri şeylere bu ibadet çeşitlerini sunmak suretiyle Allah'a ulaşma niyetiyle ibadet ediyorlardı. Bugünün modern müşriklerin heykellere ibadet etmesi Allah için değil! Bilakis maddi çıkarımları doğrultusunda kendilerine tapınılan heykeller konumuna düşürmüştür. Modern cahiliye bu heykellerin karşısında saygı duruşunda bulunmak, sevgi, mozeleler sunmak, hatıra defterlerine onlara dilek ve şikayetlerde bulunmak gibi kudsiyetlerde bulunarak modern şirkin yansımalarını göstererek şirke düşmüştür.

Kutsal sayılan Heykellerin yanlarında ibadet yapmak, kurban kesmek, bunlara faydayı celp edip zarar def etmek için bir şeyler asmak ve teberrükte bulunmak ve adak adamak şirk olan amellerdir.

Ebû Vâkıd el-Leysî’nin anlattığına göre bunlar yolda, müşriklerin silahlarını astıkları ve “Zât-ı Envât” diye isimlendirdikleri bir ağaca rastladılar. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e:

“Yâ Rasûlallâh! Müşriklerin olduğu gibi, bizim için de bir Zât-ı Envât belirleseniz!” dediler. Rasulullah (s.a.v):

“Sübhânellâh! Bu, Mûsâ’nın kavminin «…(Ey Mûsâ!) Onların ilâhları gibi bizim için de bir ilâh yap! demeleri gibidir. Nefsim kudret elinde bulunan Allâh Teâlâ’ya yemin ederim ki sizden öncekilerin yolunu takip edeceksiniz!” buyurdular. (Tirmizî)

Çünkü Mekke müşrikleri zat-ı envat gibi ağaçlara silah asmak teberrükte bulunmak, faydaya ulaşmak ve zararı def etmek için bu gibi ağaçları kutsarlardı aynı bugünün modern cahiliyenin yaptıkları gibi.

Yeri gelmişken şunu ifade edelim ki salih kulların geride bıraktıkları eşyalar ile teberrük etmek caiz değil ve bu bidattır.

Sahabeler ve ondan sonraki nesil hiçbir şekilde kendi aralarında hiçbir şekilde bir teberrükte bulunmamışlardır. Sahabenin en faziletleri olan Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali cennetlik olmalarına rağmen kimse onlar öldükten sonra onlara teberrükte bulunmamıştır.

 

Gürsel Gürbüz

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *