Şuurlu Müslümanın Özellikleri Nelerdir?
Şuurlu Müslümanın Özellikleri Nelerdir?
Şuur; ş-a-r fiilinden türeyen bu kavram bilgiçlik, anlayış, uyanık, idrak etmek ve sorumluluk gibi manalarına gelir.
İslam Istlahında Şuur; İlahi sorumlulukları olan farzları yerine getirmek ve yasaklarından kaçınma noktasında bilinçli ve samimi bir şekilde ilahi öğretileri ifa etmeyi ifade eder.
Zamanın ve hayatın anlamını idrak eden kimselere Şair ya da söyledikleri şeylere Şiiri demişlerdir. Bu kelimeler şuur kavramıyla aynı kökten gelmesi hasebiyle sorumluluk bilinci ile hareket eden, idrak eden ve tesir gücü olan kimseleri ifade eder.
Kur'an-ı Kerim'de Şuur kelimesi akıl olarak kullanılmıştır. Bunun temel sebebi aklın olayları idrak etme ve bilinçli şekilde hareket etmesini sağlayan en büyük nimet olduğunu ifade etmek içindir.
Kişinin Allahın farzlarını yerine getirmesi, emirlerini yapması ve yasaklarından kaçınması açısından şuurlu olması, uyanık, idrak, bilgili ve samimi olduğunun gösterir.
Şuurun zıttı zaaf, ihmalkarlık ve önemsizliktir. Kişinin ilahi öğretiler karşısında farzları yerine getirmek ve yasaklardan kaçınmak suretiyle düştüğü şuursuzluk yani zaaf ve ihmalkarlık büyük tehlikelere sebebtir.
Câbir (r.a.) şöyle anlatıyor, Efendimiz (s.a.s) ile birlikte iken buyurdu ki:
“Allah katındaki değerinizi öğrenmek ister misiniz? O halde Allah’ın (emir ve yasaklarının) kendi hayatınızdaki değerine bakın. Kişi Allah’ı ne kadar tazim ederse (emirler ve yasakları konusunda ne kadar titiz davranırsa) O’nun katındaki değeri de o kadardır” (Kandehlevi)
Şuurlu Müslümanın Sorumlulukları;
1- Allah'a Karşı Şuurlu Olmak; Müslüman, Allah'ın onu kendisine ibadet etmek için yarattığını, Allahın isim, sıfat ve fiilerinin gereğini yerine getirmede idrak sahibi olan, onun emir ve yasaklarına göre hayatı tevhidle yaşayan kimsedir. Müslüman yalnız Allah'ın rızasını ve onun iradesini hayata egemen kılma şuurunda olan kimsedir.
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat:56)
2- Resulullaha Karşı Şuurlu Olmak; Müslümanın Resulullah'a (s.a.s) karşı olan sorumluluğu ona itaat etmesi, onun önderliğinde ve onun yol göstericiliğinde Resulullah'a tabi olmak suretiyle ilah-i kelimetullah için mücadele etmesidir.
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ ف۪ي رَسُولِ اللّٰهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللّٰهَ وَالْيَوْمَ الْاٰخِرَ وَذَكَرَ اللّٰهَ كَث۪يراًۜ
Andolsun ki sizin için, Allah’ı ve Ahiret Günü’nü uman ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah Resûl’ünde güzel bir örneklik vardır.
قُلْ اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِر۪ينَ
De ki: “Allah’a ve Resûl’e itaat edin.” Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah, kâfirleri sevmez. (Âl-i İmran, 32)
3- İslam'a Karşı Şuurlu Olmak; Müslüman islam ilahi nizam'ın hükümlerini ve değer yargılarını pratik olarak hayata yansıtan ve ilahi emirleri görüntüleyen kimsedir. O islam'ın hayata egemen olması için tevhidi bir şuurla çalışır.
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْاِسْلَامِ د۪ينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُۚ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Kim de İslam dışında bir din ararsa ondan kabul edilmez. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olur. (Âl-i İmran, 85)
اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ
Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz, (Allah da) size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. (Muhammed, 7)
4-Kur’ana Karşı Şuurlu Olmak; Allah'ın kitabını okumak, pratik olarak hayatımızda görüntülemek ve insanları bu kitaba davet etmek bizim en önemli sorumluluğumuzdur. Kur'an'ı okuyan okutan, öğrenen öğreten, yaşayan ve yaşatan olmak bizim en öncelikli görevimizdir.
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ
Andolsun ki biz, Kur’ân’ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Peki var mı öğüt alan? (Kamer, 17)
«خَيرُكُم من تعلَّمَ القرآنَ وعلَّمَهُ».
''Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir.'' (Sahih Buhârî)
5- İlahi Davaya Karşı Şuurlu Olmak; Tarih boyunca resullerin kendileriyle gönderildiği Tevhid davasına sahip çıkmak ve Allah'ın davasına yardım etmek, insanları karanlıklardan, şirkten ve küfürden aydınlığa davet etmek, bu ilahi davanın en önemli kriteridir. Müslüman iddiasını taşıyanların en önemli vazifeleri bu ilahi davaya sahip çıkmalarıdır.
وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ
Allah’a davet eden, salih amel işleyen ve: “Ben Müslimlerdenim/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? (Fussilet, 33)
اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et! Onlarla en güzel şekilde mücadele et. (Nahl, 125)
6- El- Vela vel- Bera Şuurunda Olmak; Müslüman, islam'a ve müslümanlara aktif düşmanlığını gündeme getirmiş o yeryüzünün kafir ve müşriklerine karşı muhalefet ve bir mücadele içerisinde olmak imani bir gereklilik olduğu gibi, müslüman kardeşlerini sevmek ve dayanışma içinde olmak durumundadır. Bu islam akidesinin gereğidir.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُٓوا اٰبَٓاءَكُمْ وَاِخْوَانَكُمْ اَوْلِيَٓاءَ اِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْا۪يمَانِۜ
Ey iman edenler! Şayet babalarınız ve kardeşleriniz, küfrü imana tercih ederlerse onları dost tutmayın. (Tevbe, 23)
اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ
Sizin dostunuz ancak Allah, Resûl'ü, namazı kılıp zekâtı veren ve rükû eden mümin kimselerdir. (Mâide, 55)
7- Şuurlu Müslüman İyiliği Emreder Kötülüğü Yasaklar; Müslüman bulunduğu bölgede yeryüzünde küfrün ve şirkin belini kırmak için ilahi verilerle insanlara iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklar. Bu mü’min olmanın en önemli özelliğidir. Bu görevi terk edenler kendilerine yazık etmiş kimselerdir.
وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُط۪يعُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُۜ اُو۬لٰٓئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ
Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Resûl’üne itaat ederler. Allah’ın rahmet edecekleri bunlardır işte. Şüphesiz ki Allah, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (Tevbe, 71)
اَلْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ بَعْضُهُمْ مِنْ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمُنْكَرِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمَعْرُوفِ وَيَقْبِضُونَ اَيْدِيَهُمْۜ نَسُوا اللّٰهَ فَنَسِيَهُمْۜ اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyar ve ellerini sıkar (cimrilik ederler). Allah’ı unuttular, Allah da (onları yardımsız ve nefisleriyle başbaşa bırakarak) unuttu. Şüphesiz ki münafıklar, fasıkların ta kendileridir. (Tevbe, 67)
Şuurlu Müslüman Tağutlara Karşı Uyanıktır; Müslüman şirkin ve küfrün temsilcileri olan azmanlara karşı uyanık ve dirençlidir. Onların tuzaklarına ve onların aldatmalarına karşı kur'an ve sünnet zırhıyla kuşanmış kimsedir.
الَّذ۪ينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُٓوا اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰىۚ فَبَشِّرْ عِبَادِۙ
Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele. (Zümer, 17)
9)Şuurlu Müslüman Cemaat Ehlidir; Müslüman yeryüzünde islam milletinin müntesibi olabilmesi için islam cemaatine bağlı olmalıdır. Resulullah'ın Mekke'de sıfırdan sosyal, siyasi, ekonomik ve akidevi bir toplum inşa etmesi, bu görevin ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatmaktadır.
وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
10)Şuurlu Müslüman Giyim ve Kuşamına Dikkat Eder;
Müslüman ilahi öğretilere göre yaşayan kimsedir. O giyimini, kuşamını, yemesini, içmesini ve hayat programını Allah'tan alır. O bu konuda o kadar samimi ve ihlastadır ki, örtünmesine, yürüyüşüne ve insanlarla olan ilişkilerinde maksimum özen gösterir.
قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْۜ ذٰلِكَ اَزْكٰى لَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ
Mümin erkeklere: “Gözlerini (haramdan) kısmalarını ve iffetlerini korumalarını” söyle. Bu, onlar için en hayırlı/temiz olandır. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (Nûr, 30)
وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْد۪ينَ ز۪ينَتَهُنَّ اِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلٰى جُيُوبِهِنَّۖ
Mümin kadınlara da: “Gözlerini (haramdan) kısmalarını ve iffetlerini muhafaza etmelerini” söyle. Kendiliğinden görünenler hariç süslerini açığa çıkarmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (kafa, boyun ve göğüs kısmını örtecek şekilde). (24/Nûr, 31)
11)Şuurlu Müslüman Materyalist Bir Kafa Değildir;
Şuurlu Müslüman dünyanın kulu değildir. O dünyayı ilahlaştırmaz, onun ölçüsü para, mal ve mülk değildir. O dünya ve ahiret arasında denge kuran ve Allaha giden bu yolda Allah için malını ve canını infak eden kimsedir.
وَاَنْفِقُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَلَا تُلْقُوا بِاَيْد۪يكُمْ اِلَى التَّهْلُكَةِۚۛ وَاَحْسِنُواۚۛ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ
Allah yolunda infak edin ve (İslami mücadeleden geri kalmak suretiyle) kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Kulluğunuzu en güzel şekilde yerine getirin. Çünkü Allah muhsinleri/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanları sever. (Bakara, 195)
12)Şuurlu Müslüman Ailesine Karşı Sorumluluk Bilincindedir; Şuurlu Müslüman eşine, çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getiren, onları yarınlara hazırlayan kimsedir. O çocuklarına ilahi eğitim müfredatını evinde uygulayarak, onlara imanı ve islamı öğretir. Ailesine İslam ahlakı konusunda örnek olur, şuurlu Müslüman bir aile meydana getirmek suretiyle ibadetleri beraber ifa eder ve İslami davet çalışmalarında beraber hareket eder.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْل۪يكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلٰٓئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللّٰهَ مَٓا اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ
Ey iman edenler! Nefislerinizi/Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taş olan ateşten koruyun. O (ateşin) üzerinde sert, güçlü melekler vardır. Onlar, emrettiği şeylerde Allah’a isyan etmez ve emrolundukları şeyi yaparlar. (Tahrîm, 6)
13)Şuurlu Müslüman İçin Ölçü Çoğunluk Değildir; Müslüman için kıstas/ölçü tamamıyla Kur’an ve Sünnettir. O hiçbir insan uydurması ideolojik din ya da demokrasinin ölçüsü olan çoğunluğu dikkate almaz. Onun dikkate aldığı tek şey alemlerin rabbi olan Allah'ın iradesidir.
وَاِنْ تُطِعْ اَكْثَرَ مَنْ فِي الْاَرْضِ يُضِلُّوكَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَاِنْ هُمْ اِلَّا يَخْرُصُونَ
Şayet yeryüzündeki çoğunluğa uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar, sadece zanna uyarlar ve yalnızca tahminle iş yaparlar. (En'âm, 116)
13)Şuurlu Müslüman Her An Sevap Kazanma İsteği İçindedir; O Allah'ın rızasına ulaşabilmek için salih amel işler, farzları yerine getirir, yasaklarından kaçınır ve sürekli sevap arzusu içinde olur. Daha fazla sevap kazanmak daha fazla Allah'ın rızasına ulaşmak için sürekli iyilik ve hayırda yarışır.
وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ
İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Günah ve haddi aşma üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, cezası çetin olandır. (Mâide, 2)
وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّ۪يهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعًاۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Herkesin yöneldiği bir yönü/kıblesi mutlaka vardır. (Öyleyse) hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya toplar. Şüphesiz ki Allah, her şeye kadîrdir. (Bakara, 148)
14)Müslüman Dünya ve Ahiret Arası Bir Denge Kurar;
Müslüman yeryüzünde sadece dünyaya meyleden ve dünyanın kulu değildir. Müslüman bütünüyle dünyevi görevlerini terk ederek ahirete endeksli olan da değildir. Bilakis Müslüman dünya ve ahiret dengesini kurarak ilahi emir ve yasaklara göre hareket eder. Müslüman ailesini geçindiren, onlara bakan, onların ihtiyaçlarını gideren ve bununla beraber ahirete odaklı hareket etmek suretiyle kendisini ve ailesini de ahirete hazırlar.
وَابْتَغِ ف۪يمَٓا اٰتٰيكَ اللّٰهُ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَص۪يبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَاَحْسِنْ كَمَٓا اَحْسَنَ اللّٰهُ اِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْاَرْضِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِد۪ينَ
“Allah’ın sana verdikleriyle ahiret yurdunu kazanmaya çalış, dünyadaki nasibini de unutma. Allah’ın sana ihsanda bulunduğu gibi sen de iyilik yap. Yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.” (demişti.) (Kasas, 77)
15)Şuurlu Müslüman Akrabasına ve Dostlarına Karşı Sorumludur; Müslüman yakın akrabalarını ve dostlarını ziyaret eden, onlar arasında dayanışma, yardımlaşma, sevgi ve muhabbeti kuran ve onlara islami nasihatlerde bulunan kimsedir.
اعْبُدُوا اللّٰهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـًٔا وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبٰى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالْجَنْبِ وَابْنِ السَّب۪يلِۙ وَمَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًاۙ
Allah’a ibadet edin, hiçbir şeyi O’na ortak koşmayın. Anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere, miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara, akrabanız olan komşuya, akraba olmayan komşuya, yanınızda olan arkadaşa, yolda kalmışa ve ellerinizin altında bulunanlara (köle ve cariyelere) iyilik yapın. Şüphesiz ki Allah, kibirli ve böbürlenen kimseleri sevmez. (Nisâ, 36)
16)Şuurlu Müslüman Tembel, Cahil ve Korkak değildir; Müslüman iddiasını taşıyan tembel olamaz. O görev yerlerini terk etmek suretiyle farzları ve emirler konusunda zayıf ve tembel kimse değildir. Bilakis o çalışkan, mücadele eden ve dava şuuru ile yaşayan kimsedir. Müslüman cehalete gömülmez. O özellikle ilahi öğretileri bilen öğrenen ve onu öğretmekle beraber çağını bilen kimsedir. Müslüman korkak ve pısırık olamaz. Bugün maalesef bu dine kendini nispet edenlerin ekserisi korkak, pısırık ve çıkarcı kimselerdir. Bugün İslam'ın yerle yeksan olmasının temel sebebi tembellik, cehalet ve korkaklıktır.
17)Şuurlu Müslüman Sosyal, Siyasi, Ekonomik ve Akidevi Olarak
İlahi Bilinçle Hareket Eder; O hayata bir bütün olarak bakar ve bu bütünlükte ilahi verilere göre hareket eder. O sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki ve her alanda Allah'ın iradesine kendisini teslim ederek, Allah'ın boyunluğunda bir hayat yaşar. O islam ilahi nizamın ilahi ilkelerine ve prensiplerine muhalefet eden tüm insan uydurması ideolojik dinlerden beridir.
قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ
De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En'âm, 162)
لَا شَر۪يكَ لَهُۚ وَبِذٰلِكَ اُمِرْتُ وَاَنَا۬ اَوَّلُ الْمُسْلِم۪ينَ
“O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslimlerin/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kulların ilkiyim.” (En'âm, 163)
18)Şuurlu Müslüman Moda, Sanat, Spor ve Müzik Gibi Şeylere Karşı İlahi Ölçülere Göre Hareket Eder; Müslüman ilahi kriter ve prensiplerden yoksun olan ahlaksızlık, kötülük, zulüm, sömürü, tecavüz, edepsizlik, çıplaklık, adaletsizlik ve her türlü kötülüğe sebep olmuş moda, sanat, spor ve müzik tanrılarından uzak sadece Kur'an'ın ve sünnetin onayladığı şekilde hayatını idame ettirir.
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلٰى شَر۪يعَةٍ مِنَ الْاَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَ الَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ
Sonra seni, (ilahi) emre dayalı bir şeriat üzere kıldık. Ona uy. Bilmeyenlerin hevalarına/arzularına uyma. (Câsiye, 18)
19)Şuurlu Müslüman İki Kimlikli Değildir; Şuurlu Müslüman münafık iki yüzlü kimse değildir. O bir mekanda başka biri başka bir mekanda başka bir kimse olamaz. O başkalarına dürüst diğerlerine karşı yalancı olamaz. O samimi, ihlaslı ve insanlara karşı hep aynıdır. O konuma göre şekil ve renk değiştirmez, o etiket ve armaların arkasında gizlenmez. O tamamıyla müslümanlığını islam ahlakı ile görüntüleyen kimsedir.
مِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَبِالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَمَا هُمْ بِمُؤْمِن۪ينَۢ
İnsanlardan öylesi vardır ki: “Allah’a ve Ahiret Günü'ne iman ettik.” derler. (Hakikatte) iman etmiş değillerdir. (Bakara, 8)
يُخَادِعُونَ اللّٰهَ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُواۚ وَمَا يَخْدَعُونَ اِلَّٓا اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَۜ
Allah’ı ve iman edenleri aldattıklarını sanırlar. (Hakikatte) sadece kendilerini aldatmaktalardır. Farkında da değillerdir. (Bakara, 9)
20)Şuurlu Müslüman Zoru Göze Alandır;
Müslüman adam zoru göze alandır, o rahatlık, tembellik, cehalet ve acizliği seçmez. O ahirete odaklanmış, dünyasını satmış, dünyada çileyi, sıkıntıyı göze almış, ahirette huzura ve rahatlığa ulaşmanın yolunu arayan kimsedir. O dünyada yorulmak, mücadele etmek ve çile çekmeyi göze alan, tutum ve davranışıyla ahirette huzur, güven ve rahatlığın teminatı olduğu bilinciyle hareket eder.
21)Şuurlu Müslüman Taviz Vermez; Müslüman hangi konumda olursa olsun kafirlere, müşriklere ve günahkarlara karşı dini konusuna taviz vermez. O dini eğip bükmez, inandığı değerleri olduğu gibi kabul eder ve onu gündeme getirerek insanları bu ilahi ilkelere davet eder. O mal, mülk, makam ve servet karşılığında Allah'ın dinini satmayan kimsedir. Satan kimselere gelince, onlar Allah'la bağlarını koparmış kimselerdir. Onların iman ve islam iddiası sadece bir aldatmadır.
فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِك۪ينَ
Emrolunduğun (tevhidi) açıkça ortaya koy ve müşriklerden yüz çevir. (Hicr, 94)
وَدُّوا لَوْ تُدْهِنُ فَيُدْهِنُونَ
Onlar, senin kendileriyle uyum içinde olup (sapkınlıklarına karşı yumuşamanı) istediler. (Buna karşılık) onlar da uyum gösterip (sana karşı yumuşayacaklardı). (Kalem, 9)1
22)Şuurlu Müslüman Sorumsuz Değildir;
Müslüman kimse sorumlu olan kimsedir, mesuliyeti bilen, idrak kabiliyeti yüksek olan kimsedir. O farzları bilir ve onu uygular, emirleri bilir ve onu hayata yansıtır, yasaklarından kaçınır, küfre, tağutlara ve zalimlere karşı olan sorumluluk görevini yerine getirir, onun hayatı sadece Allah'ın razı olduğu bir şekilde sorumluluğunu icra etmesidir.
"Ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar;" (Mü'minûn,2)
"Anlamsız, yararsız şeylerden uzak dururlar;" (Mü'minûn, 3)
"Zekâtı verirler;" (Mü'minûn, 4)
"İffetlerini korurlar;" (Mü'minûn, 5)
23)Şuurlu Müslümanın Zamanını Değerlendirir;
O zamana önem verir, hayatını ve yaşamını boş geçirmez. O vakitlerini en güzel şekilde değerlendirerek nafile namaz kılar, kitap okur, İslami çalışmalarda bulunur ve Allah'ın dinine yardım etme noktasında rol oynar. Onun zamanı ilim, öğretmek ve mücadele etmektir. O başkası gibi futbol ya da buna benzer şeylerle boşu boşuna zamanını öldürmez, o zamanı değerlendirerek Allah'ın rızasına ulaşmanın hesabını yapan kimsedir.
وَالْعَصْرِۙ Asra/zamana andolsun ki,
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ي خُسْرٍۙ Hiç şüphesiz insan, hüsran içindedir.
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
İman eden, salih amel işleyen, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesna. (Asr: 1-3)
24) Müslüman Niyetini ve Konumunu Sorgulayandır;
Müslüman niyetini ve kastını en iyi şekilde tahsis eden kimsedir. O neye inandığını, kimi inkar ettiğini, kimi sevdiğini, kimden nefret ettiğini, ibadetleri ve kulluğu kimin için yaptığını tahsis eden, sorgulayan ve bu niyet ve kasıtları yalnız alemlerin rabbi olan Allah için olduğu bilinciyle hareket eder.
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ
İnsanlardan öylesi de vardır ki; Allah’ın rızasını elde etmek için canını feda eder. Allah, kullarına karşı (şefkatli olan) Raûf’tur. (Bakara, 207)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ