Tarikatlar: Ehli Sünnet Mi Yoksa Ehli Delalet Mi?
Tarikatlar: Ehli Sünnet Mi Yoksa Ehli Delalet Mi?
Hiç şüphesiz ki bu din Allah'ın kitabı ve Resulullah sallallahu aleyhi vesselam'in pratik sünnetine varid rabbani bir yaşam programıdır. Rasulullah’ın dizi dibinde dini en iyi öğrenmiş, anlamış ve onla amel etmiş olan Sahabe, Tabiin ve Etba-u Tabiindir. Nitekim Allah resulü nasla bu hayırlı üç nesli tezkiye/temize çıkarmıştır.
خير الناس قرني ثم الذين يلونهم ثم الذين يلونهم
İnsanların en hayırlıları benim içinde bulunduğum nesil, sonra onların ardından gelenler, sonra da onların ardından gelenlerdir. (Buhari)
Maalesef fitnelerin gelmesiyle akıllar bozulmuş, bakış acıların değişmesi ve kalplerin türlü hastalıklara bulaşması insanların akideleri bozulmaya sebep olmuştur.
Öyle ki Hariciler meşru Halife Ali radıyallahu anh'ı tekfir etmeye ve şeriatın vaciplerinde günah işleyen mü'minlere kafir demeye götüren akılların kıtlığı değilmiydi?
Kaderiye’nin ilahi kaderi inkar etmekle birlikte her şeyi insanın irade ve kudretine bağlayarak bir bakıma kaderi kula nisbet etmesine sebebi muhkem naslara muhalefetleri değilmiydi?
Mutezile'nin Kur’an’ı mahluktur, günahkar müslümanların ebedi cehenneme gideceğini ve menzile beyne menzileteyn gibi bid’atlerı çıkarmasına sebeb olan akıllarına ve hevalarına tabi olmak değilmiydi?
Mürcie‘nin iman kalp ile tasdiktir kişi küfür sözü fiili işlese de kalbiyle yalanlamadığı ve inkar etmediği sürece Müslüman‘dır sapıklığına götüren batıl olan tevilleri değil miydi?
Hiç şüphesiz onların bu duruma düşmeleri ölçülerin bozuk, akılların kıt, anlayışların bozuk ve Selefin izinden ayrılmaları değilmiydi?
21. yüzyıl yeni bir fitne ile karşı karşıya gelmiş, öyle ki bugün İslam coğrafyasında biz tarikat ehliyiz, biz sofiyiz ve biz tasavvuf ehliyiz diyenler, bugün ilahi öğretilere muhalefet etmiş, Selef’in izinden ayrılmış ve ümmetin kendisi ile icma ettiği akide’ye muhalefet ederek bid’at, hurafe, mitolojik anlayışlar ve geçmiş müşrik toplumlara ait inançları bir araya getirerek sentez bir İslam anlayışına sahip oldular.
Öyle ki bu delalet ehli tüm sapıklıklarıyla, hurafeleriyle ve bidatleri ile kendilerine Ehli Sünnet! diyorlar. Onlar bugün Kur’an’ın ve sünnetin onaylamadığı ve selefin bilmediği bir akide ortaya koydular. Öyleki hinduizm, vahdet-i vücut, hristiyanlıktan alametler, israiliyyat, şia’nın ritüelleri ve daha nice sapık anlayışları Ehli Sünnet adı altında topluma küfrü, şirki, bid'at, hurafe ve mitolojik anlayışları dayatmakla beraber şeytani bir oyunla tüm bu kötülüklere Ehli Sünnet kılıfını ve ismini kullanarak bu sapık akideyi Selef’e ve Ehli Sünnet’e nisbet etmektedirler.
Tarikatçılar ve İbni Arabi Akidesi;
Şunu çok açık ve net bir şekilde söyleyebiliriz ki ilim, hikmet, basiret ve biraz hidayet ile tanışmış olan kimseler şüphesiz tarikatçılar'da akidevi, usul, menhec ve tevhid anlayışı açısından asla Kur’an ve Sünnetin onayladığı bir konumda olmadıkları gibi Resulullah’ın övdüğü o ilk üç neslin yolundan ayrılarak tarihin görmediği bir fitne ve bir zülme sebep olmuşlardır. Tarikatların akidesini bozan, onları küfür, bid’at, hurafe ve bir çok alanda Allah ile bağlarını koparan ve tarikatlar için dönüm noktası olan hocaları İbn-i Arabi’dir.
İbni Arabi dinin asıllarına ve şeriatin vaciplerine öyle muhalefet etmiştirki o vahdeti vucud, hulul, bid’at, hurafe ve mitolojik anlayışıyla Ehli Sünnete muhalefet ederek ve ümmetin icmasiyla tekfir edilmiş ve küfrü hat safhada olan bir kimsedir.
Bu tarikatların akide ve inanclarına bakdığımızda akidevi açıdan Selef‘ten değil İbni Arabi ve onun öğrencileri konumunda olan Yunus Emre, Halit Bağdadi, Celalettin Rumi ve Mallaç Mansur gibi delalet önderlerinden alarak İslam coğrafyasında tağutların en büyük destekçileri, küfür ve şirkin en büyük yardımcıları, din açısından bid’at ve hurafeleri İslam kisvesi adı altında topluma entegre ederek büyük bir zulme sebep olmuşlardır.
İbn-i Arabi’nin İcma İle Tekfiri;
Ehli Sünnet alimleri hep bir ağızdan selefin akidesine bağlı kalarak bu dine muhalefet eden İbn-i Arabi’yi tekfir etmişlerdir. Şimdi size sahih yollardan gelen nakiller ile İbn-i Arabi’nin küfür, şirk ve islamı bozma girişiminde olması sebebiyle Dört Mezheb’in muhakkik alimleri İbn-i Arabi’ yi tekfir ettiklerini serd edeceğiz.
1- İzzüddîn b. Abdüsselâm hicri (h. 660): Tefsir, kelam, ahlak ve siyer gibi sahalarda eserler vermiş, bilhassa Dımaşk ve Kahire'de Asırda Şafiî mezhebinin önderliğini yapmıştır. Bu büyük Alim İbn Arabi’nin nasıl delalet ehlinde olduğunu şu şekilde vurguluyor;
الشيخ سوء كَذَّابٌ ، يَقُولُ بِقِدَمِ العَالَمِ ، وَلَا يُحَرِّمُ فَرْجاً
"(İbn Arabi) Kötü ve çok yalancı bir hocadır. Âlemin ezeliliğini savunur ve zinayı haram saymaz.”
2- İbn Teymiyye el-Hanbeli (h. 728) :Onun küfürünü çirkini nasıl Allahın dinine savaştığını ve İslam’ın en önemli rukunlarını nasıl dağıttığını şu şekilde ifade ediyor;
"Fusûs eserinin yazarı (İbn Arabi'nin) ve onun taraftarlarının bütün amacı, imanın üç temel esasını yıkmaktır: Allah’a iman, peygamberlere iman ve ahiret gününe iman.”
İbn Teymiyye (rahimehullah) , ibn Arabi'nin eserlerini, Futuhatu'l Mekki'yi okuyup hurmet ettiği ilk dönemleri olmuştur. (Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l Fetevâ, C. 2, Sf: 464)
İbn Teymiyye (rahimehullah) , ibn Arabi'nin Fususu'l Hikem'i okuyup konuya vâkıf olduktan sonra kendisini tekfir etmiştir. (Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l Fetevâ, C. 10, Sf: 162)
3- Şerefeddin ez-Zevâvî: (h. 743): Maliki mezhebinin en önemli muhakkik alimlerindedir. ez-Zevavi İbn Arabi ile ilgili şunları söylüyor;
من الهذيان والكفر والبهتان ، فكله تلبيس وضلال ، وتحريف وتَبْدِيلٌ ، ومَن صدَّق بذلك أو اعتقد صحته ، كان كافراً ، ملحداً ، صاداً عن سبيل الله تعالى ..... يستتاب ، فإن تاب وإلا قتل .
"İbn Arabi’nin Fusus adlı eserinde yer alan saçmalık, küfür ve iftiralar, tamamen bir aldatmaca ve sapıklıktır, (dini) tahrif ve değiştirmedir. Bu (kitabın içindekileri) doğru kabul eden veya buna inanan kişi kafir, zındık ve Allah’ın yolundan saptıran biridir. Bu kişi tövbe etmeye çağrılır, eğer tövbe etmezse öldürülür.”
4- Şerefeddin İbnü’l-Mukri (h. 837) Şafii mezhebinin alimlerinden olan bu zat bakın İbn Arabi hakkında ne diyor;
مَن شَكٍّ في كفر اليهود والنصارى وطائفة ابن عربي فهو كافر
"Yahudi ve Hristiyanların ya da İbn Arabi taraftarlarının küfründen şüphe eden kişi kafirdir."
5- Alaeddin el-Buhari (h. 841): Hanefi hukukçusu maturidi akidesinde olan müfessir ve ehli tasaffuv olan bu alimin İbn Arabi ile ilgili;
"Sana, zındıkların ve sapıkların tasavvuf adıyla andığı ve mutlak vahdet diye adlandırdığı zındıklığın özetini sunuyorum: Bu, kafirlere ait en büyük küfür anlayıştır. İbn Arabi’nin Fusûs adlı eseri, kesin naslarla sabit olan her şeyi yalanlamakta ve dinin sağlam temellerini yıkmaktadır.”
6- Hüseyin el-Ehdal el-Yemeni (h. 855) Bu zat şafii mezhebinden olan bir alimdir. Kendisi İbn Arabi’nin nasıl biri olduğunu şu sşeilde ifade ediyor;
فيلسوف ، مارق ، حشوي ، كرامي ، قدري ، جَبْرِي ، جَهمي ، مرجى ، باطني ، اتحادي ، بل زنديق ملحد معطل .
"O, bir filozoftur; dinden çıkan, haşvî, karamî, kaderî, cebri, cehmi, mürci, bâtınî ve vahdet-i vücutçudur. Hatta zındık, dinsiz ve inkârcı biridir.”
İbni Arabi‘nin çağdaşları olan ve Ehli Sünnet‘in dört mezhep muhakak âlimleri ittifakla İbn-i Arabi‘nin kafir ve Allahın dini ile savaşan bir kimse olduğunu vurgulamışlardır. Öyle ki bu büyük âlimler sahih olarak rivayet edilen sözlerine baktığımızda İbn Arabi’nin yalancı, zinayı helal gören, alemin ezeli olduğunu savunan ve onun dinin asıllarını yıkmak için çalışan kimse olarak ifade edildiği gibi onun kitabını okuyan onun izinden giden onun öğretileni kabul edenlerin de kafir ve zındık olduğunu ifade etmişlerdir. Dolayısıyla alimlerimiz İbni Arabi‘nin Yahudi ve Hristiyanlar gibi kafir olduğunu vurgulanmış o zındık, dinsiz ve inkarcı biri olarak ifade edilmiştir. Bu kadar nakilden sonra bugün tarikatçılar neden Ehli Sünnet‘in öğretilene muhalefet ediyor ve akideleri neden İbni Arabi ile örtüşüyor hiç düşündük mü? Konunun uzamaması için size İbnü'l-Arabî’nin küfür ve şirk sözlerini kendi eserinde nakilde bulunarak tarikat ehlinin nasılda akidevi açıdan bu sahısla örtüştüğünü görmüş olacağız
Muhyiddin İbnü'l-Arabi'nin 1165 - 1240) Küfür ve Şirkleri
1- "Söylediğim her şeyi, bana Tanrı haber verdi, O , bana imlâ ediyor ve ben bunları kendi elimle yazıyordum, Benim lisânım, Hakk’ın lisanıdır, sözüm O’nun sözüdür.” (El Futûhât El-Mekkiyye. Muhyiddin-i İbn Arabî)
2- "Vakit olur ki kul Rabb olur şüphesiz, vakit olur ki kul kul olur şüphesiz.” (Muhyiddin İbn Arabi, Fususu'l-Hikem, 90. Bosnevi, 1, 433)
3- “Halık ile mahluk bir tek şeydir.” (Muhyiddin İbn Arabi, Fususu'l-Hikem, 78)
4- Bir de bu sapıklar Hatemü'l-Evliya'yı (Son Evliya'yı), Hatemü'l-Enbiyadan (Son Peyğamber'den) üstün görürler.
5- "Veli, ilmi, meleğin peygambere vahyi getirdiği kaynaktan alır." İbn Arabi, el-Füsus, 1/62.
6- "Berzah âleminde nübüvvetin makamı Rasûllüğün üstünde, veliliğin altındadır." İbn Arabî, Letaifü'l-Esrar, s. 49.
İbni Arabi‘nin kendi eserlerinde açık net bir şekilde küfür olan vahdedi vücut ve daha nice murdarlık olmasına rağmen tarikatlar şeytanın evliyasını Allahın evliyası olarak bize dayatmaya çalışıyor. Tarikatların ne denli Ehli Sünnetten çıktıklarını akidelerinin temelinin İbni Arabi oluşturduğunu çok net bir şekilde görmüş oluyoruz.
Tarikatcıların akidelerinde rabıtaya gelince bu konuda Halid-i Bağdadi
Hindistandaki ziyaretinde hindulara ait yoga denilen metidasyon ibadet şeklini rabıta adına tasavvuf elbisesi altında islama sokmuştur. Bu adam Budisler ve Rahiplerinin düşünce metidatasyonu olan ve iki kaş arasındaki kırmızı Çakra'yı onlardan almak suretiyle alnın ortasında şeyhini düşünmek suretiyle şeyhini görürsün iddiasıyla Rabıta adı altında aracı şirkini işlemekle beraber hulul şirkinide işlemiş oluyorlar.Kur’an, sünnet, sahabe, tabiin, etbau tabiin yada dört mezhep alimlerinden bir uyuglama var mı yok peki neden dinden olmayanı din yapıyorsunuz?
Celalettin Rumi’ye gelince onun eserlerinde cinsellik, küfür ve şirk sözleri olmasına rahmen neden onlar onun eserlerini okutuyorlar ve kabul ediyorlar? Neden kimsebuna itirazlar yok? Nitekim;
Allah'ı niteliksiz, isimsiz ve sıfatsız gördüğünü iddia etmesi. (C5 beyit 420 Sayfa 38)
Bir derviş bir dervişe tanrıyı nasıl gördün? Söyle! Derviş dedi niteliksiz gördüm (Sayfa 420)
Kimde yakın aynası varsa kendini görmüş olsa bile hakikatte tanrıyı görmüş olur. (C5 beyit 2015 sayfa 166)
“ ….. Evvelce sen, varlığını tanrıya verdin … Karşılık olarak da tanrı varlığını sana verdi … “ MESNEVİ : 4.C.1.S. M.E.B - 1991 İST
Rumi Celaladdin; Veliler Tanrının Çocuklarıdır!
“Yavrum veliler de Tanrı çocuklarıdır. Onlar ortada olsun, olmasın…[Mesnevi, Cilt 3, Beyit: 79-80, Sayfa 7-8, Milli Eğitim Basımevi 1995]
Yunus Emre onun Hulul inancını savunmasını şaşmammalısın öyle İbn-i Arabi’nin izinden gitmiştir o ne diyor;
Ete kemiğe büründüm …. Yunus diye göründüm.
(Yunus Emre Kültür Bakanlığı 1275 Kültür Eserleri Syf:361)
Bundan etkilenen Cübbeli Ahmet Mahmut Efendi için ne diyor;
''Ete kemiğe büründü Mahmut diye göründü'' demesi vahdeti vücud, hulul ve ibni arabi’nin akidesi taşımış olmuyor mu?
Dönemin yüzlerce Alimi İbni Arabi’yı teklif etmiştir. Peki bu kadar icma ile İbni Arabi’nin küfrü, şirki bugün kendi eserinde söz konusu iken, âlimler de onu tekfir etmişken, bu küfür sözülerini kendi akideleri olarak gören ve eğitim müfredatı olarak körpecik çocuklara şeytanın evliyasını Allahın evliyası olarak dayatan bu tarikatların tekfir fıkıh açısındaki hükmü nedir kafir olmazlar mı? Nitekim;
Burhanuddin el-Bikai, 'Tenbihu'l-Gabiyyi İla Tekfiri İbn Arabi' adlı kitabında, İbn Arabi'nin bu inancı yüzünden İbn Arabi'yi Tekfir edenlerin isimlerini zikretmiştir. Bizde bu isimleri burada zikrediyoruz :
1- Zeynuddin el-Iraki 2- Ebu Zur'a Veliyuddin Ahmed İbn Zeynuddin 3- İmam el-Mizzi (H.654/724) 4- Yusuf İbnu'z-Zeki Abdurrahman İbn Abdilmelik Ebu'l-Haccac Cemaluddin 5- İmam Ebu Ali İbn Halil es-Sukuti 6- İz İbn Abdusselam 7- İbn Ebi'l-Kasım es-Sulemi 8- Şihabuddin Ahmed İbn Yahya İbn Ebi Halce et-Telamsani el-Hanefi 9- Bedruddin Huseyn İbnu'l-Ehled Seyfuddin İbn Abdullatif İbn Balaban es-Suudi es-Sufi 10- Takıyuddin Ebu'l-Feth Muhammed İbn Ali el-Kuşeyri İbn Dakik el-İyad (H.625-702) 11- Ebu'l-Feth el-Ya’muri 12- es-Salah Halil es-Safdi
13- Ebu'l-Feth İbn Seyidi'n-Nas 14- Muhammed İbn Muhammed İbn Ali İbn Yusuf (İbnu'l-Ceziri) eş-Şafi 15- İmaduddin İsmail İbn Kesir 16- Takiyuddin Ebu'l-Hasen Ali İbn Abdi'l-Kafi es-Subki 17- Kutbuddin İbnu'l-Kastallani 18- İmaduddin İbn Ahmed İbn İbrahim el-Vasiti 19- Burhanuddin İbrahim İbn Mu,dad el-Cu,beri 20- Zeynuddin Ömer İbn Ebi'l-Harem el-Kittani eş-Şafi 21- Mufessir Ebu Hayyan Muhammed İbn Yusuf el-Endulisi 22- et-Takiyy el-Hisni 23- Takiyuddin el-Fasi 24- Bahauddin es-Subki 25- Alleme Şemsuddin Muhammed el-Ayzeri eş-Şafii 26- Şerefuddin İsa İbn Mes,ud ez-Zevavi el-Maliki 27- İmam Nuruddin Ali İbn Yâkub el-Bekri eş-Şafii 28- Alleme Necmuddin Muhammed İbn Akil el-Balisi eş-Şafii 29- Cemaluddin Abdullah Yusuf İbn Hişam 30- Lisanuddin Muhibb İbn'l-Hatib el-Endelusi el-Maliki
31- Şemsuddin Ebu Abdillah Muhammed el-Mevsıli eş-Şafii 32- Şemsuddin Muhammed İbn Ahmed el-Bisati el-Maliki 33- (Mısır kadısı) İmam Şuhabuddin Ebu'l-Fadl Ahmed İbn Hacer 34- Şeyhulislam Siracuddin Ömer İbn Reslan el-Bulkini
35- Allame Burhanuddin es-Sefakisi 36- İmam Şemsuddin Muhammed İbn Ahmed İbn Osman ez-Zehebi 37- Seyfuddin İbnu'l-Mecd Ali el-Hariri 38- et-Tac el-Baranbari 39- İbrahim er-Rakki 40- Ebu Zeyd Abdurrahman İbn Muhammed el-Hudari İbn Haldun 41- İmam Radiyuddin Ebu Bekr İbn Muhammed İbn Salih el-Cibliyy (İbnu'l-Hayyat eş-Şafii) 42- Kadı Şihabuddin Ahmed İbn Ali en-Naşıri 43- Alauddin Muhammed İbn Muhammed el-Buhari el-Hanefi Bu âlimler tarafından İbn Arabi Tekfir edilmiştir : (el-Bikai, Tenbihu'l-Gabiyyi İla Tekfiri İbn Arabi (sf: 135-183)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ