Tearuzu Giderme Yolları Nelerdir?
Tearuzu Giderme Yolları Nelerdir?
Naslar arasında âlimlerin çoğunluğunu göre oluşabilecek olan tearuzun hakikatte değil zahirde vaki olacağını söylemişlerdir. Bu açıdan naslar arasındaki tearruz hakiki değil aslında izafi şeklindedir.
Bu açıdan usul âlimleri zahirde tearruz barındıran naslar için muhkem naslardaki istinat eden kaidelerden oluşan bir metotla tearruz’un giderilmesini gerçekleştirmişlerdir.
Tearuz‘u Giderme Usulü İki Şekilde Uygulanmıştır;
1- Fakih âlimlerin uyguladıkları usuldür.
a-) Nesih
b) Tercih
c) Cem ve tevfik
d) Tesakut/Terk
2- Muhaddis âlimlerin uyguladıkları usül;
Onlar da hadisler arasında gerçekleşen tearuzu giderirken şu sıralamayı dikkat ederler;
a) Cem
b) Telif
c) Nesih
d) Tercih
e) Tavakkuf
Tearuz’u Giderme Yolları;
1- Nesih sözlük manası nakletmek, değiştirmek, izale etmek ve benzeri anlamlara gelir.
İslam ıstılahda şeri bir hükmün ondan sonra gelen şeri bir delil ile kaldırılmasıdır.
Dolayısıyla sonradan gelen delile Nasih yani nesh eden kaldırılan şeri hükme ise mensuh denilir.
Nesih Allah’a göre hükmün beyan edilmesi iken insanlara göre ise hükmün başka bir hüküm ile değiştirilmesidir.
Nesih bazen başka bir hükmü gerektirdiği gibi bazen hiçbir hükmü gerektirmeden sadece hükmü iptal eder.
Misal: Namaza Kudüs’e yönelme hükmü kaldırılmış onun yerine Kabe'ye yönelme hükmü getirilmiştir. Burada nesih ve mensuh söz konusudur.
Muta nikahı ve şarabın içilmesine nesh edilmesine rağmen onlar yerine başka hükümler getirilmemiştir.
Alimler naslar arasında tearuz söz konusu olursa ilk önce nasların aslında nesih ve mensuh olup olmadığına bakarlar.
Neshin Hikmetleri Nelerdir?
Hiç şüphesiz nesih aklen, ilmen, tedrici, eğitim, tecrübe, sosyolojik uygunluk ve İslam’ın evrenselliği yönüyle caizdir. Nitekim;
مَا نَنْسَخْ مِنْ اٰيَةٍ اَوْ نُنْسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِنْهَٓا اَوْ مِثْلِهَاۜ اَلَمْ تَعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Biz bir ayeti neshettiğimizde ya da unutturduğumuzda, ondan daha hayırlısını ya da bir benzerini (onun yerine) getiririz. Allah’ın her şeye kadîr olduğunu bilmez misin? (2/Bakara, 106)
يَمْحُوا اللّٰهُ مَا يَشَٓاءُ وَيُثْبِتُۚ وَعِنْدَهُٓ اُمُّ الْكِتَابِ
Allah (Kitaplarda indirdiği hükümlerden) dilediğini siler, dilediğini bırakır. (Her şeyin içinde yazılı olduğu) Kitab’ın anası Allah’ın katındadır. (13/Ra'd, 39)
وَاِذَا بَدَّلْنَٓا اٰيَةً مَكَانَ اٰيَةٍۙ وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا يُنَزِّلُ قَالُٓوا اِنَّمَٓا اَنْتَ مُفْتَرٍۜ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Biz bir ayeti başka bir ayetle değiştirdiğimizde -elbette, Allah ne indirdiğini en iyi bilendir- derler ki: “Sen ancak bir müfterisin!” (Hayır, öyle değil!) Bilakis, onların çoğu bilmiyorlar. (16/Nahl, 101)
Nitekim nice peygamberlerin şeriatı ardı adına gelen peygamberlere göre değiştirilmiştir.
Şüphesiz ki insanların farklı zaman diliminde maslahat ve menfaatleri değişmesi sebebiyle nesih gerçekleşmesi hikmete uygundur.
Aşama aşama ve tedrici bir eğitim ya da emirlerin aşama aşama alıştırılılıp uygulanması şeklinde söz konusudur. Misal;
İçkinin aşama aşama haram kılınması ya da farz namazın aynı şekilde aşama aşama farz kılınması gibi.
Nesih Sadece Rasulullah Dönemine Aittir;
Nesih ancak Resulullah efendimiz döneminde vuku bulur onun vefatından vahiy kesildikten sonra nesh asla söz konusu olamaz. Çünkü hükümleri belirleyen Allah’tır ve bu ancak vahiy yoluyla bilinir.
Neshin Şartları Nelerdir?
1- Mensuh gibi Nasihinde şeri bir delil olması gerekir.
2- Nasih’in mensuh gibi delil kuvvetine aynı ya da ondan daha kuvvetli olması gerekir.
3- Nesih delili mensuh hükmünden sonra gelmesi gerekir.
Neshin Çeşitleri Nelerdir?
Bu dört şekilde görülür: Sarih, Zımni, Külli ve Cüzi
1- Sarih Nesih: Bu muhkem naslarda açıkça belirtilen nesih’tir.
Misal: Allah Resulü kabir ziyareti ilk dönemlerde yasaklaması ve sonra serbest etmesı. Yine kurban etlerinin saklanmasın yasağı ve sonra kaldırılması delildir.
2- Zımni Nesih: Allah sonraki koyduğu hükümde öncekini kaldırdığını açıkça zikretmez. Başka bir ifade ile sonra gelen hüküm önceki hükmü açıkca neshettiğini belirtmemekle beraber, bir önce gelen hükmün zıddına bir hüküm getirir. Misal:
"Birinize ölüm geldiği zaman mal bırakırsa ana-babaya ve yakın akrabaya normal şekilde vasiyyet etmesi farz kılındı” ayetinde vasiyyet emredilmiş, Allah çocuklarınızın hakkında erkeğe iki kızın hissesi kadar tavsiye eder” ayetinde de mirasçıların hisseleri belirtilmiştir, önceki ayete aykırı olan ikinci ayet alimlerin çoğuna göre nasihtir. Rasulullah miras ayeti indikten sonra bu durumu açıklamak üzere "Allah her hak sahibine hakkını vermiştir, artık varis için vasiyet yoktur” buyurmuşlardır.
3- Külli Nesih: Allah'ın önceden koyduğu bir hükmü fertlerin tamamından kaldırılmasıdır. Başka bir ifade ile külli nesih mükellefiyetlerin her tekinden birbirini bütünüyle iptal eden nesihtir. Misal;
Sizden vefat edip geride eş bırakanlarınız, bir yıl boyunca (geride kalan kadınları) faydalandıracak ve evlerinizden çıkarmayacak şekilde onlara vasiyet bırakın. (2/Bakara, 240) Ayeti ile Sizden vefat edip geride eş bırakanların kadınları, dört ay on gün müddetince iddet beklerler. (2/Bakara, 234) ayetiyle nesh edilmiş ve bu açıdan iletin dört ay on gün olduğu hükmüne varılmıştır.
Cüz'i Nesih: Allah'ın önceden bütün mükelleflere koyduğu bir hükmü sonradan gönderdiği diniyle bazı fertlerden kaldırması. Başka bir ifade ile Şari'in önceden bütün mükelleflere koyduğu bir hükmü, sonradan gönderdiği bir delil ile bazı fertlerden kaldırmasıdır. Misal; İffetli kadınlara iftira edip de sonra (söylediklerinin doğruluğuna dair) dört şahit getirmeyenlere, seksen değnek vurun. (24/Nûr, 4)
Bu ayeti kerime kazif haddini ifade ederken, Hanımlarını (zina etmekle) suçlayan ve kendileri dışında şahitleri bulunmayanların her birinin şahitliği, dört defa: “Allah adına yemin ederim ki ben doğru söyleyenlerdenim.” demesidir. (24/Nûr, 6)
Bu ayet ise mulaane ile hükme bağlar. Dolayısıyla ikinci ayet kazif haddini hükmünü sadece kocaya göre nesh etmiştir.
Ayetler ve Hadisler Açısında Nesih;
Âlimlerimiz ayetlerin ayetlerle nesh edilmesi konusunda ittifak ettikleri gibi hadislerin hadisleri nesh ettiği konusunda ittifak etmişlerdir. İhitilaf ayetin hadisi hadisin ayeti nesh etmesindedir.
1- Ayetlerin Ayetleri Nesh Etmesi;
Ayetlerin hepsi subut yönünde eşit olması sebebiyle nesh etmek caizdir ve bunla ilgili örnekler çoktur.
Kur’an ayetleri subuti açısından hepsi eşit olması sebebiyle biri diğerini nesh etmesi caiz ve icma’nın konusudur. Misal;
Bakara suresinin 180. ayetinde, ölüm hastasının ana, baba ve yakınları için vasiyette bulunma şartı vardı. Nisa suresinin 11 ayetinde, herkesin ne kadar miras alacağı bildirilmiş ve böylece vasiyet şartı kaldırılmıştır.
Nisa suresinin, Yeminlerinizin bağladığı kimselere de hisselerini veriniz mealindeki 33 ayetine göre, akraba olmayan iki kişi yeminleşir ve biri diğerine mirasçı olurdu. Ama Enfal sûresinin, Yakın akrabalar varis olmaya daha uygundur) mealindeki 75. âyeti ile neshedildi. (Ebu Davud)
2- Ayetin Hadislerle Nesh Edilmesine Gelince;
Bu meseleden âlimlerden Ebu Hanife, İmam Malik gibi âlimler sünnetin'de aynı Kur’an gibi bir vahiy mahsulu olduğunu söylediler: Mütevatir ve meşhur sünnetle Kur’an ayetlerin Nesh edilebileceğini söylemişlerdir.
İmam Ahmed bin Hanbel ve İmam Şafii’ye gelince sünnet ile ayetin Neshi caiz olmayacağını söylemişlerdir. Misal;
Rasulullah Medine'ye hicret ettikten sonra Beyt-i Makdis'e yönelerek namaz kılmışlardır. Sonradan bu sünnet "Yönünü Mescid-i Haram'a çevir” Bakara, 144 ayetiyle nesholunmuştur. Yine; Bakara suresinin: ''Ölüm gelince, ana baba ve yakınlara vasiyet farzdır'' mealindeki 180. ayeti, Buhari’deki ''Vârise vasiyet yoktur'’ hadis ile nesh edildmiştir.
Zekat verilmesi bildirilen 8 sınıftan biri olan Müellefe-i kulub, iman etmesi veya kötülükleri önlenmek istenilen kâfirler ve yeni iman etmiş olan zayıf Müslümanlar idi.
Ebu Bekir zamanında, Ömer radıyallahu anh ''Zekâtı Müslümanların zenginlerinden al, fakirlerine ver'' mealindeki Muaz hadisini bildirip, Müellefe-i kulub’a zekat verilmesini Resulullah nesh etti. Nesh edilmiş olduğuna ve bunlara zekât verilmemesi gerektiğine icma hasıl oldu. (Redd-ül Muhtar)
3- Sünnetin Sünnetle Neshi;
Mütevatir hadis ve meşhur hadislerin bir birilerini Nesh edeceği konusunda âlimler ittifak halindedir. İhtilaf ise ehad hadislerin mütevatir ve meşhur sünneti nesh etmesindedir. Hiç şüphesiz doğru görüş sahih oldukları sürece ehad hadisler mütevatir ve meşhur sünnetleri, mütevatir ve meşhur hadislerde ehad hadisleri nesh eder.
Resulullah önceleri insanları kabir ziyaretinden menetmişti. Sonradan bu hükmü "Sizi kabir ziyaretinden yasaklamıştım. Şimdi ziyaret edebilirsiniz. Çünkü onda ahireti hatırlama durumu vardır" hadisiyle neshetmiş ve bu yasağı kaldırmıştır. Aynı şekilde önceleri kurban etlerinin saklanması yasaklanmış sonradan bu hüküm kaldırılarak nesih gerçekleşmişti.
İcma ve Kıyas Açısından Nesih Caiz Mi?
Hayır asla caiz değildir. Çünkü nesih ancak Resulullah döneminde gerçekleşir ve ondan sonra nesih caiz değil, haram ve batıldır. Bu açıdan icma ve kıyas bu konuda yetkili değildir.
Kıyasın Neshi;
Kıyas başka bir kıyası nesh etme yetkisinde değildir. Çünkü kıyas ilahi bir müdahale ile olur nitekim, ictihad, re'y ve görüşe gelince bu ideolojiktir ve nesh olmaz. Ne Müctehid ne de Alimlerin icması ile kıyasla nasih ve mensuh olunmaz.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ