Varlıklardaki Kusursuz Yaratılış İlim, İrade, Kudret Ve Yaratma Açısından Allah’ın Varlığına Delildir.
Varlıklardaki Kusursuz Yaratılış İlim, İrade, Kudret Ve Yaratma Açısından Allah’ın Varlığına Delildir.
Nerde bir denge, düzen, kural, disiplin, sistem ve çatışmazsılık var ise orada şüphesiz yöneten, idare eden, hükmeden ve değer yargıları belirleyen bir kimse vardır.
Aynı şekilde nerede tarihi ve arkeolojik çalışmaları açısından benzeri on binlerce yıla dair ne kadar bulgu, veri, sanat ve icat varsa orada birilerinin yaşadığı ve sıfat ve özellikler taşıdığını gösterir. Bir mağarada 10.000 yıl önce çizilen Resim ya da son arkeolojik araştırmaların sonucunda 70.000 yıl önce icat edilen bir Çekiç nasıl ki bir kimsenin becerikli, ilim, kudret, irade, usta ve sanatçı olduğunu ispatlıyorsa bu saydığımız şeylerden daha üstün daha kompleks daha mükemmel ve daha kusursuz olan güneş, ay, yıldız, galaksiler, tabiat insan ve dünya içinde ve dışında ne varsa fizik yasasına dair tüm doğru hesaplamalar, kusursuzluk, düzen, mükemmellik, denge ve insanın olanaklı bir ortamda yaşamasına imkan sağlıyorsa aynı şekilde verdiğimiz yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bir yaratıcının özellikleri olan kudret, irade, ilim, hikmet, tasarruf ve benzeri sıfatları ile yaratma sanatını ispatlamaktadır.
Dolayısıyla mağarada bulunan bir resmin sanatçısı ya da 70 yıl önce keşfedilen bir Çekiç ustası ya da güneş, yıldız ve Dünyamızı yaratan Allah açısından gözle görülen, aklın kavradığı, ilmin konusu olan tüm varlıklar hem bilimsel hemde duyu organlarımızla biz anlıyoruzki resmi çizen sanatçı, çekici üreten usta ve tüm varlıkların yaratan Allah, sıfatlarıyla bu varlıkların zatında bilinir. Zaten bu varlıklar şunu ilan eder ilim, kudret, irade ve yaratma gibi özelliği olan zatların varlıklarını gösterir.
Dolayısıyla sen resimle ya da çekiçle o ustanın sıfatlarının anlayabilir ve bunun bir insan tarafından üretildiğini söylemek zorundasın ama bu resim ve çekiç bu sanatçı ve ustanın zatı ile ilgili hiçbir şey söyleyemez ve bu açıdan usta ve sanatçının zatı hangi renk gözü var yada fizyolojik yapısı nasıl bu bilinmez ancak sıfatları ile bilinir aynı şekilde âlemlerin Rabbi olan Allah da sıfatlarıyla bilinir ama zatıyla bilinmez. Çünkü tüm bu yaratılan varlıklar sadece sıfatların yani ilim, kudret ve yaratıcı olan bir ilahın varlığına delildir. Ama Allah’ın zatı’nın nasıl olduğu aynı resim sanatçısı ve çekic ustasında olduğu gibi bilinmez. Nitekim Kur’an-ı Kerim Allahın zatının müteşabih yani bilinmediğini söylemektedir. Her ne kadar Kur’an’da Allah kendine el ve yüz şeklinde zatı ile ilgili kavramları kullansa da bunlar müteşabih olduğu için tevil, benzetme, tefsir, cisimlendirme haram ve ve bunu yapanlar kafir olurlar.
Gel bugün senle Allah’ın sıfatlarını ilan eden onun ilmini, kudretini, gücünü, iradesini, tasarrufunu ve varlığına şahitlik eden Allahın yaratma sanatı ile tanış, tabii sakın önyargılı, sakın eleştirel bir niyet ve taasupçu olma! Olaylara akıl, ilim, vicdan ve tecrübe bağlamında bak ve sakın inkarcılardan olma.
Güneş’deki Denge İlahi Sıfatların İlanıdır.
اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ
“Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve denge ile yarattık." (Kamer, 54/49),
Herkesin malumu olduğu üzere dünya ve diğer gezegenler güneşin etrafında döner ve bu sisteme güneş sistemi ismi verilir.
Güneş ve güneşe benzeyen ne kadar yıldızlar ve bir araya toplandıkları bu Yıldızlara Galaksi ismi verilir. Galaksilerin sayısına gelince 100 milyardan daha fazla olduğu söylenmekte her galakside ortalama 100 milyar yıldız var.
Samanyolu galaksisi disk şeklindedir ve içinde tahminen 100 milyar yıldız var. Çapı ise 100.000 ışık yılı kadardır, galaksinin bir ucundan çıkan ışık diğer ucuna 100.000 ışık yılında varmaktadır.
وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِه۪ۜ اَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْاَمْرُۜ تَبَارَكَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَ
Güneş, Ay ve yıldızları emrine amade kılıp, boyun eğdirendir. Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de Allah’a aittir.2 Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne yücedir. (7/A'râf, 54)
Allah'ın ayette buyurduğu gibi güneşi, yıldızları, galaksiyi, samanyolu'nu ve içindekilerini emrine amade kılmış hiçbiri birbirine çarpmadan, sürtüşmeden ya da düzensiz hareket etmeden emrolunduğu gibi Allah'a teslim olarak müslümanlığını ilan etmiş olmuyor mu?
اَلشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍۖ
Güneş ve Ay (belirlenmiş) bir hesap ile (hareket etmektedir). (55/Rahmân, 5)
وَالشَّمْسُ تَجْر۪ي لِمُسْتَقَرٍّ لَهَاۜ ذٰلِكَ تَقْد۪يرُ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِۜ 38
Güneş, kendisi için belirlenmiş, karar kılacağı yere doğru akmaktadır. Bu El-Azîz ve El-Alîm (olan Allah’ın) takdiridir. (36/Yâsîn, 38)
Allah güneş ve ay’ın bir hesap, düzen, proje, ilim, matematik, irade ile ince ve dakik bir hesaplamanın sonucu olduğunu bize söylüyor. Nitekim bugün bilimsel buluş ve keşiflerin sonucunda aynen söz konusudur. Nitekim;
Güneş dünyamızdan 1 milyon defa büyüktür kendi etrafında saatte 70.000 km hızla döner ve ortalama 25 günde devrini tamamlar.
Güneş uzaydan Samanyolu galaksisindeki yörüngesinde 1 saniyede ortalama 2500 kilometrelik bir hızla seyahat eder işin en ilginç yönü ise bu seyahat esnasında bütün gezegenler güneşe aynı şekilde eşlik eder.
Rabbimiz güneş, ay’ ve galaksileri bir hesap ve denge üzere yarattığını 1400 yıl önce ifade ederek bir plan ve hesaplamanın Allah'a ait olduğu vurgulanırken ve aynı zamanda bilimsel olarak ispatlanırken buna tesadüf ismini vermek ilme, vicdana, tecrübe, bilime hakaret ve laboratuvar ortamında yapılan tüm çalışmaların hesapsız, projesiz ve matematiksiz ahmaklar tarafından gerçekleştiğini iddia etmek gibidir. Bu çelişki içinde olanlar kendilerine bilim adamalrı diyor! Gelde gülme.
Güneşin büyük bir nimet oluşu;
Güneş gibi yıldızlarda ısı 15 milyon dereceyi bulurken, karanlık uzay denizinde -270°C gibi akıl almaz bir seviyeye iner. Bu olağanüstü farklılık içinde, canlıların yaşayabileceği aralık sadece 125 binde birlik bir dilimdir. İşte dünyamızın ortalama ısısı bu 125 binde birlik bir dilim içerisindedir.
Dünya mevcut ısısını koruyamayıp kısa bir sure için bile içinde bulunduğu sıcaklık diliminden çıksaydı, dünyamızdaki hayat son bulurdu. Eğer gezegenimize en yakın yıldız olan Güneş’e Venüs kadar yakın ya da Jüpiter kadar uzak olsaydık, yeryüzü üzerinde hayat olmayacaktı. Güneş’ten dünyaya ulaşabilen ısı oranı %10 kadar azalacak olsa, yeryüzü kalın bir kar ve buz tabakası altında kalacak eğer biraz artacak olsa, bu sefer de, yanıp kavrulacaktı. Tüm bu değerlerdeki çok ufak bir değişiklik bile dünyadaki hayatın yok olmasına sebep olacaktır.
Acaba dünya ile güneş arasında bu mesafe bir tesadüfün eseri midir?
Dünyanın milyonlarca ısı derecesi arasında tamda canlıların yaşayacağı ısı derecesinde olması rastgele bir tesadüfün sonucu mudur?
Evet dünya ile güneş arasındaki mesafeden tutun, canlıların yaşayacağı ısı derecesine kadar her şeyde gözüken ve son derece hassas olan bu denge sonsuz kudret, ilim, irade ve merhamet sahibi olan Allah’tan başka hangi sebep ile izah edilebilir?
Güneş Sistemindeki Hassas Dengeler
Gezegenlerin Güneş’e olan mesafesi sabittir. Güneş Sistemi'nde 9 ayrı gezegen ve bu gezegenlere bağlı 54 ayrı uydu yer alır. Bu gezegenler, Güneş'e olan yakınlıklarına göre; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Neptün, Uranüs ve Pluton'dur. Gezegenlerin Güneş’e olan bu mesafesi sabittir ve asla değişmez. Bu gezegenlerin ve 54 uydunun içinde yaşama uygun bir yüzey ve atmosfere sahip olan yegane gök cismi ise Dünya'dır.
Colorado Üniversitesi`nde NASA çalışanı Rebecca Martin ile Baltimore Uzay Teleskobu Enstitüsü`nden Mario Livio`nun araştırmasında yıldız sistemlerinde hayatın var olabilmesi için içerdikleri asteroit kuşağının zorunlu olması asteroit kuşağının yeri ve konumu ve Jüpiter büyüklüğünde bir gezegende bulunması gerekiyor.
Martin ve Livio, Jüpiter-benzeri bir gezegenin yakınında asteroit kuşağının bulunmasının bir “şans” olamayacağını söylüyorlar.
Jüpiter'in Dünya'yı koruyucu bu ikinci işlevini gezegen bilimci George Wetherill, "Jüpiter Ne Kadar Özel" adlı bir makalede şöyle açıklar:
“Jüpiter'in bulunduğu yerde eğer bu büyüklükte bir gezegen var olmasaydı, Dünya, gezegenler arası boşlukta gezinen meteorlara ve kuyruklu yıldızlara yaklaşık bin kat daha fazla hedef olurdu... Eğer Jüpiter olduğu yerde olmasaydı, şu anda biz de Güneş Sistemi'nin kökenini araştırmak için var olamazdık.” (G.W. Wetherill, "How Special is Jupiter?", Nature, vol. 373, 1995, s. 470)
Jüpiter'in konumu buna bir örnektir. Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, varlığıyla aslında Dünya'nın dengesini sağlamaktadır. Astrofizik hesaplamalar, Jüpiter'in bulunduğu yörüngedeki varlığının, Güneş Sistemi'ndeki Dünya gibi diğer gezegenlerin yörüngelerinin istikrarlı olmasını sağladığını ortaya çıkarmıştır.
Washington Üniversitesi'nden Dr. Peter D. Ward'a göre, "Bugün gözlemlenebilen bütün Jüpiterler kötüdür. Tek iyi olan yalnızca bizimkidir. Ve öyle de olmak zorundadır, aksi takdirde ya karanlık uzaya ya da Güneşiniz'e doğru fırlardınız." (Peter D. Ward and Donald Brownlee, "Rare Earth: Why Complex Life is Uncommon in the Universe”.
İşte sana güneş sisteminde Allahın ortaya koyduğu düzen, denge, kusursuzluk, fizik yasası, matematik, hesap, plan ve proje tamamıyla aklın, vicdanın, bilimin, tecrübelerin ve sağ duyunun kabul ettiği bir konu olmakla beraber bu düzen tamamiyle bir ilim bir kudret bir tasarruf bir irade ve bir yaratmanın sonucunda olmuştur. Bu kadar mükemmel ve kompleks yaratılan varlığa tesadüf demek ne acı bir şey, sen burada Allahın sıfatı olan ilim, irade, güç, kuvvet, yaratma ve tasarruf gibi sıfatlarıyla tanışmadın mı? Sen 50.000 yıllık 100.000 yıllık ve arkeolojik olarak keşfedilen nice şeyleri sen sıfatlarıyla ilim, kudret ve irade şeklinde tüm bunları kimlere ait olduğunu, nasıl olduğunu ve bunun bir insan tarafından olduğunu şeklinde bir kanıya bu sıfatla varmadın mı? Dünya ve onun yaratılışı Allah'ın sıfatları olan yaratma, ilim, kudret, güç, tasarruf, hikmet ve benzeri bir çok sıfatla aynı şekilde akılını kullanarak ulaşabilirsin.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ