Yazma, Ezber, Amel, Hüküm, Adet ve Gelenek Açıdan Hadislerin Korunması.
Yazma, Ezber, Amel, Hüküm, Adet ve Gelenek Açıdan Hadislerin Korunması.
Resulullah aleyhissalatu vessellem döneminde Sahabeler Kur'an'ı öğreniyor onunla amel ediyor ve Resulullah aleyhisselam sözlerinde, fiillerinde de sahabenin takrirlerinde onaylamak suretiyle Kur'an'ın tefsirini Rasulullah'tan öğrenerek yaşıyorlardı. Onlar Resulullah'ın söyledikleri hadis ve sünneti bir gelenek bir hayat bir yaşam bir örf bir adet olarak hayatlarına yansıtıyorlardı ve bu yönüyle onlar hadisleri ezber, şifai, pratik ve aynı zamanda örfi şeklinde gelecek nesillere aktarıyorlardı.
Sahabenin içerisinde Resulullah'ın huzurunda hadisleri yazan Abdullah ibni Amr, Enes İbni Malik ve nice sahabeler söz konusudur.
Genel açıdan hadisler sahabenin ezberinde, pratik hayatlarında zaten vardı ve şifai yöntemlerle nesliden nesile aktarılıyordu.
Resulullah efendimizin vefatından sonra Ömer, Ebubekir, Osman ve Ali radıyallahu anhum döneminde hadisler ile amel ediliyor, bilinmeyen hadisleri konusunda temkinli davranarak bir kaç şahit arıyorlardı, bunun temel sebebine gelince Allah resulü bir hadisi sebebi iled: Kim bana yalan isnat ederek hadis uydurursa yeri cehennemdir. Hadisini bildikleri için temkinli davranıyorlardı.
Ne zaman ki hadis bir yada ikinci şahıs tarafından onaylandığında onunla amel ediyorlardı.
Özellikle fitnatu'l Kübra denilen Osman radıyallahu anhu'nun Şehit edildikten sonra Emeviler ve Abbasiler döneminde siyasi ekol ya da mezhep kendilerini onaylatabilmek için yalan hadis uydurmaya başladılar.
Bu uydurma ve yalan hareketlerine karşı ilk defa isnat kullanımını yaygınlaştıran İbni şihap ez-Zuhri’dir.
Hatta kendisi İshak bin Ebi Ferve'ye Allah seni kahretsin! Hadisi niçin isnatsız naklediyorsun demiştir. Hangi cesaretle bize bağı ve zinciri olmayan hadisler rivayet ediyorsun diyerek azarlamıştır. (Hakim marife sayfa 6 )
Başka bir rivayette Şamlılar hadis rivayet ederken hadisi isnatsız rivayet ederken Ey Şamlılar size ne oluyor ki hadislerinizi ipsiz, kulpsuz ve isnatsız rivayet ediyorsunuz! (Zehebi siyer 334)
Dolayısıyla isnat'ın çıkmasına sebep olan itikati, siyasi ve mezhepsel grupların kendilerini onaylatmak ve destekçiler edinebilmek için hadis uydurmalara karşılık tedbir alınması ile başlamıştır. Dolayısıyla isnat Hicri birinci asrın ikinci yarısından itibaren uygulanmaya başlanmış zamanla gelişmiş ve hicri 1 asrın sonlarına doğru sahih hadislerin uydurma hadisler en güzel şekilde ayrıldığı dönemlerdir.
İsnat'ın yaygınlaşması ve hadis rivayetinde ayrılmaz bir parça olmasına sebep olanlar Muhammed bin Sirin, Şabi ve Ez-Zuhri gibi önemli kimselerdir.
Nitekim Muhammed bin Sirin: Bu ilim dindir. Dininizi kimden aldığınıza dikkat edin. (Müslim Mukaddime 4)
Evzai: İlmin yok olması isnatın yok olmasıyladır. İbni Abdulber et-Temhid)
Sufyan es-Sevri: İsnat mü'minin silahıdır yanında silahı olmayan ne ile savaşacaktır. (Sûyuti tetrip 2/160)
Abdullah bin Mübarek: İsnat dindendir. İsnat olmasaydı herkes istediğini söylerdi. (Müslim Mukaddime 5)
Özellikle 2 asırdan sonra Tabiin ve Etbau Tabiin alimlerin hepsi İsnat ile hadislerin rivayet edilmesi konusunda zorunlu ve ittifak halinde olmuşlardır.
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ