03 Ekim 2023, 18:45 tarihinde eklendi

Zahir ve Hafi Açısından Küfür Nedir?

Zahir ve Hafi Açısından Küfür Nedir?

Zahir ve Hafi Açısından Küfür Nedir?

İslam ilahi nizam Allah'ın kullarına gönderdiği bir hayat programıdır. Bu ilahi sistemin insanın vicdanına, ruhuna, maddi hayatına ve manevi olarak doğumdan ölüme her alanda kulluğu ifade eden bir yaşam programıdır.

İslam insanları kula kulluktan kurtarmış ve yalnız Allah'a ibadet eden kimselere Müslüman ismini vermiştir. Bu isim insana bir çok sorumluluk ve mesuliyet vermiştir. Bu ismi taşımak küfür ehli ve şirk ehlinin inanç, düşünce ve onların hayat programını reddetmeyi ifade eder.

Allah, kur’anda iki sınıf milletten bahseder. Kafir topluluk ile Müminler topluluğu, bu iki sınıf arasında inanç ve bir hayat programı olarak zıtlıklar vardır. Bizim sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, sanat, moda, kültür ve her alanda ilahi değer yargılarımız varken bunun karşısında olan küfür toplulukları tamamiyle şirk değer yargılarıyla hayatlarını sürdürmektedirler.

هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ

Sizi yaratan O’dur. İçinizden kimi kâfir kimi de mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir. (Teğabûn, 2)

Dolayısıyla Müslümanların islam yönetiminde ve İslam toplumunda Müslüman kadınla evlenebilmesi, mirasa ulaşabilmesi, Müslüman olarak kefenlenip, yıkanıp, Müslüman gibi gömülmesi ve buna benzer her alanda Müslümanlarla aynı haklara sahip olması için müslümanlığını görüntülemelidir. Dinimiz bir yaşam programı olması hasebiyle imana dair özellikleri ve küfre dair özellikleri serdetmiştir. Bu küfür özelliklerinde birisi küfrün zahir/açık ve hafi/gizli oluşu gibi önemli özelliklerdir.

 

Zahir/Açık ve Hafi/Gizli Olması Açısından Küfür İki Türlüdür

1- Söz ve fiiller ile ortaya çıkan zahiri küfür.

2- Hafi küfür/kalbin küfrü.

1- Zahiri Küfür; Kişinin alenen küfür sözü söylemesi ya da küfür amelleri işlemesi o kimsenin küfre düştüğünü ve İslam ile ilgisini kaybettiğini gösterir. Bir kimsenin İslam ile alay etmesi, dine hakaret etmesi, sövmesi, inkar etmesi, tahkir etmesi, haramı helal görmesi, yalanlaması, kibirlenmesi, yüz çevirmesi ve buna benzer zahiri küfür çeşitleri vardır. Kişinin küfrü ancak bu şekilde bilinebilir.

لَقَدْ كَفَرَ الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ ثَالِثُ ثَلٰثَةٍۢ

Andolsun ki: “Allah üçün üçüncüsüdür.” diyenler kâfir olmuşlardır. (Mâide, 73)

Bu küfür sözünde dolayı Allah hristiyanları tekfir etmiştir.

وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ اِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُۜ قُلْ اَبِاللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ وَرَسُولِه۪ كُنْتُمْ تَسْتَهْزِؤُ۫نَ لَا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ ا۪يمَانِكُمْۜ اِنْ نَعْفُ عَنْ طَٓائِفَةٍ مِنْكُمْ نُعَذِّبْ طَٓائِفَةً بِاَنَّهُمْ كَانُوا مُجْرِم۪ينَ۟

Andolsun ki sözlerini onlara soracak olsan: “Lafa dalmış, eğleniyorduk.” diyeceklerdir. De ki: “Allah’ı, ayetlerini ve Resûl’ünü mü alaya alıyorsunuz?”Özür dilemeyiniz! Muhakkak ki imanlarınızdan sonra kâfir oldunuz. Sizden bir grubu bağışlasak bile, suçlu günahkârlar olmaları nedeniyle bir diğer gruba azap edeceğiz. (Tevbe:65 66)

Burada cihaddan dönen ve iman iddiasında bulunan ve sadece şaka, eğlence ve oyun olsun diye sahebenin kur’an okuyucuları olan kârilerine yalancı, korkak ve midelerine düşkün kimseler olduklarını söylemelerinden dolayı gelen bu ayetler Allah, ayetler ve resul ile mi alay ediyorsunuz? diyerek bu kimseleri tekfir etmiştir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden her kim onları dost edinirse muhakkak ki o da onlardandır. Şüphesiz ki Allah, zalimler topluluğunu hidayet etmez. (Mâide, 51)

Efendimiz aleyhi selam bu gerçeğin kriterlerini şu hadislerinde dile getirmiştir.

الاسلام علانيه والايمان ما في قلبه

İslam dış görünüşdir, iman ise kalptedir.( Ahmet)

اني لم امر ان انقب عن قلوب الناس ولا الشق بطوطهم

Ben insanların kalplerini araştırmakla ve karınlarını yarmakla emir olunmadım

(Müslim)

Bu hadisler islam'ın zahiri/aleni olduğunu ve Müslüman iddiasını taşıyan bir kimsenin zahiren islam'ın farzlarını, emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınması gerekir. Ancak bu şekilde bir kimse Müslüman oluşunu ispatlayabilir. Biz insanların niyet ve kalplerinde ne olduğunu bilemeyiz ve onları bunlar ile yargılamayız.

İmam Keşmiri; “Kim, gerek alay ederek gerekse şaka yere küfür kelimesini söylerse ittifakla kâfir olur ve bu konuda itikadına (niyetine) itibar edilmez.” “İkfaru’l Mulhidin”

Hanefi âlimlerinden Sadreddin el-Konevi; “Kişi içeriğine inanmadığı halde isteyerek (ikrah olmaksızın) küfür kelimesini telaffuz etse küfre düşer.”

Ali el-Kari; “Kişi küfrü gerektiren bir söz söylerse kâfir olur. (Mecmau’l Fetâva)

“Kişi içeriğine inanmadığı halde (ikrah olmaksızın) kendi tercihiyle küfür kelimesini telaffuz etse tüm ulemaya göre kâfir olur.” “Mecmau’l-Enhur”

 

2- Hafi/Gizli küfür

Bu küfür çeşidi zahiren bilinmeyen, eylem ve söylemler ile ispatlanmayan tamamiyle kalple ilgili bir küfürdür. Kalbin Allah ve İslam gibi dine taalluk eden konularda inkar etmesi, nefret etmesi, şüphe duyması, tereddüt etmesi, kalbin kibirlenmesi ve kalbin yalanlaması gibi kalbi küfürler vardır. İşte bu küfür aynı zamanda nifak/münafıklara özgü bir küfrüdür.. Bu küfür çeşidi daha çok İslam'ın güçlü ve egemen olduğu bir yerde sosyal, siyasi ya da ekonomik çıkarlarını önceleyen ve bu konuda küfrünü gizleyen Medine'deki münafıklar gibidirler.

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَبِالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَمَا هُمْ بِمُؤْمِن۪ينَۢ

İnsanlardan öylesi vardır ki: “Allah’a ve Ahiret Günü'ne iman ettik.” derler. (Hakikatte) iman etmiş değillerdir. (Bakara, 8)

وَاِذَا لَقُوا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قَالُٓوا اٰمَنَّاۚ وَاِذَا خَلَوْا اِلٰى شَيَاط۪ينِهِمْۙ قَالُٓوا اِنَّا مَعَكُمْۙ اِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِؤُ۫نَ

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik.” derler. Şeytanlarıyla baş başa kalınca ise: “Biz sizinle beraberiz, ancak biz (iman edenleri) alaya almaktayız.” derler. (Bakara, 14)

Gürsel Gürbüz

 

 

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *