Şer’i, Bid'at ve Şirk Açısından Kabir Ziyareti.
Şer’i, Bid'at ve Şirk Açısından Kabir Ziyareti.
Arapça kbr kökünden gelen gabr (قبر) gömme, çukur ve mezar anlamalara gelir.
Zevr/Ziyaret; Görmeye gitmek, değer vermek ve uğramak gibi manalarına gelir.
Mezar ise bir kimseyi gömmek manasında ya da ziyaret edilen yer anlamındadır.
Peygamberimiz döneminde kabir ziyareti ilk dönemlerde kadın erkek herkese yasaklanmıştı bunun temel sebebi, bir bütün olarak sahabelerin ilahi öğretilerde olgun bir imana ulaşmaması, hak ile batılı, şirk ile tevhidi, küfürle imanı ve bidat ile sünneti ayıracak olgunluğa ulaşmamalarından dolayıdır.
Özellikle cahiliye toplumuna ait olan çirkin adetleri, kötü sözler, ağıtlar, yüzlerini vurma, ağlamak ve elbisesini yırtmak gibi nedenlerden dolayı böyle bir yasaklanma gerçekleşmiştir. Ne zaman ki tüm sahabeler imani olgunluğa ulaştıktan sonra peygamber aleyhisselam kabir ziyaretlerine izin vermiştir.
Kabir Ziyaret Nasıl Yapılır?
Peygamberimiz ahireti hatırlattığı için kabirleri ziyaret edebileceğini bildirmiş, kendisi Medine'deki baki-ul garkad kabristanı sık sık ziyaret ederek bedir, uhud şehitlerini ve annesinin kabrini ziyaret etmiş, ağlamış ve sahabeler de bu şekilde kabirleri ziyaret etmişlerdir.
Ben sizlere kabir ziyaretinin yasaklamıştım artık onları ziyaret edebilirsiniz. (Müslim Ahmet)
Hiç şüphesiz bir Müslüman peygamberimizin sünneti olan kabirleri ziyaret etmeli, oradan ölümü hatırlama, ibret alma, takvaya ulaşmak, Allah ile bağını güçlendirmek, ahirete yönelmek ve ölüm şuuruyla yaşamak gibi sebeplerden dolayı İslam'da kabirleri ziyaret etmek meşrudur.
Kabileleri ziyaret ediniz. Çünkü onlar ölümü hatırlatırlar. (İbni Mac)
Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ashab–ı kirama, kabristana gittikleri zaman şöyle demelerini öğretirdi:
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ أَهْلَ الدِّياَرِ مِنَ الْمُؤْمِنيِنَ وَالْمُسْلِميِنَ، وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللهُ بِكُمْ لاَحِقوُنَ، نَسْأَلُ اللهَ لَناَ وَلَكُمُ الْعاَفِيَةَ
“Selâm size, ey bu diyârın mü’min ve müslim halkı! İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah’ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim.”
Efendimiz aleyhisselam bir hadisinde; Allah'ım onu bağışla ve hak üzere sebat kıl. (Ebu Davud)
Dolayısıyla Rasulullah aleyhisselam bu duasında hem kabir ziyaret edeni hem de ölmüş olanın faydalanması için bize öğrettiği bir dua vardır. Kabir ziyaret edeni kimsenin faydası ölümü hatırlaması, ahirete odaklanması ve Allah ile bağını güçlendirmesi için en önemli vesiledir. Ölmüş kimse için dua etmek, esenlik ve onun günahlarını affetmesi gibi bağışlanmayı Allah'tan dilemek ölmüş için hayır ve faydadır.
Kabristan’ı Ziyaret Etme Adabı
Kabirleri ziyaret etme adabı ve davranma şekli ile ilgili yapılacak olan dualar hadislerden varid olmuş ve bizlerin kabileleri ziyaret etmesi açısından bunlarla amel etmemiz gerekir. Bunlar;
a) Selam vermek.
b) Dua etmek.
c) İbret almak.
d) Ahirete hazırlanmak.
e) Ölümü hatırlamak
f) Kötülükten vazgeçip iyilkte bulunmak
g) Kendini sorgulama
İslam’da Şer’i, Bid'at ve Şirk Açısından Kabir Ziyareti;
1- Şer’i Olan Ziyaret; Rasulullah aleyhisselam, sahabeler ve sonra ki neslin ölüleri için yaptığı meşru uygulamalar, ölmüş kimseye dua etmek, rahmet okumak, onun adına sadaka vermek, ailesini ve arkadaşlarını ziyaret etmek, ikramda bulunmak, ölü kimsenin varsa borcunu ödemek, bununla beraber ölmüş kimsenin uygun olan vasiyetini yerine getirmek, sıla rahim yapmak, onun için hac, umre yapmak ve onu hayırla yad etmek gibi uygulamalar bizzati peygamber ve sahabe döneminde gerçekleştirilmiş sünnetlerdir.
Rasulullah aleyhisselam kabir ziyareti iki farklı uygulama ile gerçekleşmiştir.
Birinicisi ziyaret ile ilgilidir. Bu ölümü hatırlayıp ahireti düşünmek, akibetini muhasabe etmek ve ibret almak şeklinde olmuştur. Sahabe ve ondan sonraki nesil bu uygulamayı aynen devam ettirmişlerdir.
İkincisi ise kabirdekilerle ilgilidir Bu da ziyarette bulunan kimsenin onlara selam vermesi, ve onlar için istiğfarda bulunmak şeklinde olur.
Kardeşiniz için mağfiret dileyiniz ve ona sebat verilmesi için dua ediniz. Çünkü şu anda ona soru sorulmaktadır. (Abu Davud)
2- Bid'at Olan Ziyaret; Kabirlerde orada ölmüş kimselerin mezar taşlarına yaklaşma niyetiyle teberrük etmek, kur'an okumak, mezarların başında bina yapmak, cami yapmak, türbe yapmak, kireçlemek, sıva yapmak, etrafını çevirmek, fayansla gibi şeylerle süslemek, aydınlatmak, kandil ve mum yakmak bid'at olan şeylerdir.
Yine kabirlerin yanında namaz kılmak, mezar başında şiir ve kaside yazmak, kabirleri bayrama çevirmek, orayı kutlama alanı seçmek, oralarda ilahi söylemek, def çalmak ya da toplu bir şekilde zikir yapmak tehlikeli olan ve kişiye şirkin kapılarını açan bid’atlerdir.
Marur b Suveyd'ten gelen rivayete göre; Ömer radıyallahu anhu Mekke yolundayken sabah namazını kıldıktan sonra insanların bir tarafa doğru gittiğini görmüş. Bunlar nereye gitti diye sorunca, Rasulullah aleyhisselam'ın namaz kıldığı bir mescide gidiyorlar, onlar da orada Namaz kılacaklar demişler. Bunun üzerine şüphesiz sizden öncekiler de bu tür işler yüzünden helak oldular. Onlar peygamberlerinin eserlerini araştırıyorlar oraları kilise ve manastır ediniyorlardı. Her kim namaz vaktine bu mescitlerde erişirse oralarda namaz kılsın fakat bu vakitlerde değilse yoluna devam etsin. Özel olarak orayı ziyaret etmeyi kast etmesin. (Abdurrezzak Musannef)
Hudeybiye biatında Rasulullah aleyhisselatu vesselam bid'at ettikleri ağaca ellerini sürdükleri haberini alan Ömer radıyallahu anhu birisini göndererek o ağacı kestirmiştir. (İbni Saad Tabakat)
Sahabeler döneminde Resulullah aleyhisselam'a selam vermek ve dua etmek isteyen kıbleye yönelir, böylece sırtı kabrin duvarına dönmüş olur. Sonra da dua ederdi bu hususta ilim adamları arasında herhangi bir görüş ayrılığı söz konusu değildir.
Ebu Hanife dedi ki; Selam vereceği zamanda kıbleyi yönelir kabre yönelmez.
Dolayısıyla sahabe Rasulullah aleyhisselatu vesselam'ın izin verdiği şekilde kabir sahiplerine selam veriyor, Allah'tan onlara rahmet, mağfiret, esenlik dilemeleri yaparlar ve bunun dışında ibadete dair her hangi ibadet çeşidi söz konusu olduğunda hiçbir zaman kabirlerin yanında yapmamışlardır.
Özellikle ölmüş olan bir kimsenin defnedilmesi esnasında sahabeler dua ederdi. Nitekim Rasulullah aleyhisselam; Kardeşiniz için mağfiret dileyiniz ve ona sebat verilmesi için dua ediniz. Çünkü şu anda o sorguya çekilmektedir. (Ebu Davud)
Özellikle defin esnasında bol dua, mağfiret, rahmet dilemek, ona rahmetin kapılarını açılmasına ve bu büyük fitneden kurtulmasına vesile olacaktır.
Bu Resulullah, ashabının ve ondan sonraki hayırlı neslin uyguladığı en önemli sünnettir.
3- Şirk Olan Ziyaret; Bu kabir ziyaretinde burada ölmüş o kimse ister peygamber olsun, ister salih bir kul olsun yada ister Allah dostlarından olsun, kim kabir başlarında o kimselere karşı ilahi özellikleri tanıyarak ister direk onlaradan yada aracı kılmak suretiyle Allaha yapılan ibadet çeşitlerini bu kimselere vererek ümit ve korku ile bağlanır, onlara gavs diyerek sığınır, onların dualara icabet ettiğine, ölmüş bu kimselerin hoşnut edildiğinde fayda vereceğine, öfkelendirildiğinde zararı vereceğine, medet denildiğinde yardıma geldiğine, onlar adına adak adanması, kurban kesilmesi, kendilerine mutlak anlamda tevekkül edilmesi ve benzeri ibadet çeşitlerini o kimseye mutlak anlamda veren kimse şirke düşer.
Efendimiz aleyhissalatu vessellem şirke götüren sebeplere karşı bizi uyarmış ve şirke giden yolları kapatmıştır. Özellikle salih kullar ve şeyhler konusunda aşırıya kaçma yasağı bizzat efendimiz aleyhisselatu vesselam tarafından yasaklanmıştır.
Nitekim hadiste; Aşırıçılıktan sakının çünkü sizden önceki ümmetleri aşırılık helak etmiştir. (Ahmed, Tirmizi, İbni Mace)
Mezarların başında evliyalardan yardım istemek, onlara sığınmak ve onlara dua etmek buna benzer ibadet çeşitlerinin bu kimselere verilmesinin temel sebebi onların Allah'a çok yakın kullar olduğunu, Allah'ın onlara yetki verdiğini ve dolayısıyla onlar dünyada da yeryüzünde de bazı olaylara müdahale ettiğini, faydanın onlardan geldiğini, zararında onlardan olduğuna inanmaları, ümit ve korku gibi ibadet çeşitlerini onlara tanımaları sebebiyle bu gibi ibadet çeşitlerini Allah'tan başka kimselere yapmaktadırlar.
Kadınlar Kabir Ziyareti Yapabilir Mi?
Kadınların kabirleri ziyaret etmesi konusunda alimler iki farklı görüştedirler.
Alimler çoğunluğuna göre; Kadınların kabirleri ziyaret etmesi caiz değildir. Kadınların ziyaretinin haram oluşunu sebebi onların ağlaması, bağırmaları-çağırmaları, sabırsızlık göstermesi, üstlerine başlarına yırtması ve kendilerine vurması sebebiyledir. Çünkü kadınların duygusal bir varlık olması ve özellikle batıl inançlara, bid'adlara meyyal olmaları ve tevhid ile şirk arasını ayırmamaları sebebiyle büyük tehlikelere sebep olma olasılıkları çoktur.
Kabirleri ziyaret eden kadınlara Allah'a lanet etsin. (İbni Mac) İşte bu kısımdaki alimler bu hadisi delil getirerek kadınlara haram olduğunu söylemişlerdir.
Başka bir rivayette Selman ve Ebu Hureyre'den rivayet olunduğuna göre: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün mescitten çıktı evinin kapısında durdu. Kızı Fatma gelince nereden geldin diye sordu o ölmüş olan filan kadın evine gitmiştim dedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem peki onun kabrine gittin mi diye sordu. Fatıma ben senden duyduğum sözlerden sonra böyle bir şey yapmaktan Allah'a sığınırım dedi. O zaman Rasulullah aleyhisselatu vesselam şöyle buyurdu eğer onun kabrine girmiş olsaydın cennetin kokusunu alamayacaktın. (Abu Davud)
Bir kadın kabir ziyareti değil, ölen kimsenin yakınlarının evlerini ziyaret etmeleri dışında caiz değildir.
Alimlerin bir Kısmına göre; Önceden kabir ziyareti yasaktı sonra kadın erkek ayrımı yapılmadan buna izin verilmiş ve bu hadisin nesh edildiğini söylemişlerdir. Bu kısımdaki alimler kadınlar için kabirlerin ziyaret edilmesinin mubah olduğunu söylemişlerdir. Dolayısıyla kabirleri ziyaret eden kadınlara lanet okunan hadisin umumi olarak kabirlerin ziyaretine izin verilmeden önce olduğu düşüncesi ile alimlerin bir kısmı özellikle Hanefi mezhebinin çoğunun görüşü kadınların da kabirleri ziyaret etmesidir.
Ben sizlere kabir ziyaretini yasaklamıştım artık onları ziyaret edebilirsiniz. (Müslim)
Dolayısıyla bu hadise dayanarak bazı alimler kadın ve erkek ayırmaksızın onların da kabirleri ziyaret edebileceği söylemişlerdir.
Aklı başında olan kültürel olarak mezar başında bid’at, şirk ya da buna benzer kötü eylem de söylemler içerisinde olmayan bir kadın bu yönüyle kabirleri ziyaret etmesinde bir mahsur olmaz.
Kabir ziyareti için özel bir gün yoktur. Müslümanlar istediği zaman diliminde gidip kabirleri ziyaret edebilirler. Özellikle kültürel olarak insanların bir çokları arefe günü yada bayram günü kabirleri ziyaret etmektedirler bunlar sünnet olan uygulamalar değildir.
Kabir Ehlinden İbret Almak
Rasulullah'tan varid olmuş hadislere baktığımızda erkeklerin kabirlerde elde edeceği en önemli pay ifade ettiğimiz gibi ahireti hatırlama, ibret alma, günahlarına istiğfar dileme, Allaha hesap verirmişçesine kendini sorgulama, kendini ıslah ve terbiye etmek ve bununla beraber kabrileleri ziyaret ederken kabirdeki insanlara yaşıyormuş gibi selam verilmeli ve hitapta bulunmalıdır. Onlar için rahmet, mağfiret ve esenlik gibi Allah'a dua talebinde bulunmalıdır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; Lezzetleri yıkan ölümü çokça hatırlayınız. (İbni hibban)
Bu hadis Mesabuhu's Sunne adlı kitabın Hasen hadislerindendir. Bu hadis bize ölünün dünyadaki lezzetleri, şehveti, arzuları, heva ve heveslere tabi olmayı kırıp geçirdiğini bu yüzden ona gerektiği gibi hazırlanabilmek için ölümü çokça hatırlamamızı gerektiğini anlatmaktadır.
Bu kimse ibreti iyi almalı kabrin altında yatan insanlar sorgu meleklerini nasıl karşıladı ve soruları acaba cevap verebildiler mi? Acaba onların kabirleri cennet bahçesinden bir bahçe mi yoksa cehennem ateşinden bir cehennem mi? Bunu düşünmeleri gerekir. Bu kimse kabirdeki insanlar gibi malını-mülkünü, çoluk-çocuğunu her şeyini geride bıraktığını düşünmeli sorguya çekiliyormuşçasına ve buna hazırlanma konusunda hareket etmesidir. Bu şekilde Allah'a sığınmış, Allah'a ile bağı güçlendirmiş ve Allah'a teslimiyetini kolaylaştırmış olur.
Kabirleri Mescid Edinmek
Muhammed Alauddin el-haskefi: Allah'tan başkasına adakta bulunanlar hakkında şunları söylüyorum. Bil ki! Ölüler için halkın arasında yapılan mum yakma, kandil asmak, para almak ve benzeri şeyler gibi evliyalrın kabirlerine yakınlaşmak için yapılanların hepsi icma ile batıl ve haramdır. (Ed dürül muhtar 2/ 439)
İbni Abidin bu konuyu açıklarken şunu söylüyor; Onlara yakınlık için sözüne gelince bu ey efendim falan eğer kaybolan eşeğim geri dönerse, hastalığım iyi olursa ya da şu ihtiyacımı görürsen sana bu kadar altın, gümüş, yemek vereceğim demek gibi sözler batıl ve haramdır. Sözünün ise çeşitli yorumları vardır. Mesela yaratılmışa adakta bulunmak ki burada nezir caiz değildir. Çünkü nezir ibadettir ve ibadet de kula yapılmaz. Üstelik kendisine adakta adanan'da ölüdür ölü ise mülk edilmez. (a.g.e s 2 449 450)
Hanefi alimlerinden El-halüsin ella Hanefi diyor ki; Ben salihlerin kabirlerini yükseltmeyi, üzerine taşla, tuğlayla bina yapmayı ve o kabirlere doğru namaz kılıp tavaf etmeyi, kabirleri el ile selamlayıp, belli zamanlarda oralarda toplanmayı mubah sayan cahil kimseler gördüm. Bunların hepsi Allaha karşı apaçık bir düşmanlıktır ve dinde Allah'ın izin vermediği şeyleri itiraz etmektir. Allah rasulü ve ashabı yeryüzündeki kabirleri en fazileti olduğu halde onun kabrine nasıl davrandıklarını, onun kabrini ziyaret konusundaki filleri bilmen sana yeterlidir. Bu kimseleri iyice uyar ve orada olanı düşünürsen Allah seni hidayete erdirir. (Ruhul meani 15/ 239-240)
Kabirlerde Namaz Kılmak Haramdır.
Kabirlere karşı namaz kılmak asla caiz değildir. Bir mescidde kabir kıble tarafında ise ümmetin ittifakına göre böyle bir mescidde namaz kılmak haramdır.
Alimlerin çoğuna göre bu namaz batıldır. Zira Rasulullah aleyhisselam peygamberlerin kabirlerini mescid edinen ehli kitabı lanet etmiştir. Böyle bir mescidde kabri ile cemaatin duracağı yere duvar çekilmesi gerekir.
Şayet kabir tam kıble yönünde değil ise alimlerin bir kısmına göre bu şekilde namaz mekruh iken yine bir kısmına göre de böyle bir mescidde namaz kılmak caiz değildir. Kılınan namaz batıldır.
Kabircilerin Tekfiri
Hanefi mezhebi alimlerinden alleme El Alusi ve İmam ibni Teymiye kabirciler hakkındaki gayet ince ve ihtiyatlı sözünü teyit etmiş tekfir hükmünü vermek için acele etmemiş ve aleyhinde hüccet delil sabit olmadıkça bu hükümden kaçınmak gerektiğini belirterek şöyle demiştir; Kabirlere ibadet edenlerin küfrü üzerine ilim ehlinden hiçbir kimse tevakkuf etmiş yani durmuş değildir. Böyle kimseler tevbe ettirilmeden ve kendilerine içinde bulundukları durum delilleriyle ortaya konup açıklanmadan tekfir edilerek öldürülmezler.
Ebu Gudde el-hanef'i tekfir etmek için acele etmekten kaçınılması gerektiği şirk ve küfür olan bir ameli işleyenin küfrüne durum kendisine delilleriyle ortaya konup bildirilmedikçe hükmedilemeyeceği konusunda İbni Teymiye ve bazı Hanefi alimlerin sözlerine dayanır. Özet olarak o şunları söylemektedir; Bid'at ehli kendilerinden açık bir biçimde küfür sadır olmayıp dinden bilip inanılması ve amel edilmesi gereken emirleri inkar etmedikçe tekfir olunmazlar. Meğerki aleyhlerine küfre girecek yol açık ve huccet olsun. Bundan sonra onların küfrüne Mürted olduğuna ve islam dininden çıktıklarına hükmedilir. (Kitabül mukiza ez zehebi s 147 165)
Kabirleri kutsama ve ve ibadet yeri edinmek büyük bir tehlikedir ve bunlar birçok farklı şekillerde görülebilir.
1- Kabirlerin mescid edilmek: Bu konu Aişe radyallah anhe şöyle rivayet etmiştir; Allah Rasulü aleyhisselam ölüm hastalığına yakalandığında örtüsünü yüzüne çekiyor bunalınca da açıyordu. Bu sıkıntılı haldeyken şöyle buyurdu, Allah'ın laneti Yahudi ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerin kabirlerini Mescid edindiler. Aişe annemiz bu sözüyle o ümmetini Yahudi ve Hristiyanların yaptıklarına karşı uyarıyordu, bu endişe olmasaydı Resulullah kabrini evin dışında açık bir alanda yapdırırdı. Ancak o kabrinin Mescid edinilmesinden endişe etti. (Buhari, Müslim)
Hanifi muhakik alimleri; Kabirleri kireçlemek, kabilenin üzerine bina, kubbe ve Mescid yapıp bunu yükseltmek üzerine yazı yazmak, kabirleri Mescit edinmek için de kandil asmak, kabirlere yönelerek namaz kılmak, kabirlere karşı dua etmek, kabirleri bayram yerine çevirmek ve özel olarak kabri ziyareti için yolculuklara çıkmak gibi fiiller şirke götüren vesileler olarak açıklamışlardır. (El ibda)
Başka bir hadiste: Dikkat edin sizden önceki ümmetler peygamberlerini ve salih kimselerin kabirlerinin mescid edinilirlerdi. Sakın kabirleri Mescid edinmeyin size bunu yasaklıyorum. (Müslim)
Mescid kelime anlamı ile secde edilen yer demektir. Allah'a yapılan secde edilen yerlere mescid denilir. Dolayısıyla kabrin yanında namaz kılmak ya da orada Mescid inşa etmek caiz değildir ve bu ister istemez şirkin ve küfrün kapılarının açılması demektir.
2- Kabirlerin üzerine bina yapmak, kabre toprağın dışında bir şey ilave etmek, kabre kireç, alçı ve mermer yapmak caiz değildir.
Nitekim Ebul Heyyac El-ebedi şöyle demiştir; Ali radıyallahu anhu bana şöyle dedi, Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellemin beni göndermiş olduğu bir göreve ben de seni göndereyim mi? Gördüğün bütün heykelleri yık ve yüksek yapılmış bütün kabirleri düzelt. (Müslim)
Cabir bin Abdullah şöyle rivayet etmiştir; Allah Rasulü aleyhisselam kabirlerin kireçle sıvanmasını, üzerlerine oturtulmasını ve üstlerine bina yapılmasını yasakladı. (Müslim)
Dolayısıyla bu hadislere baktığımızda kabirlerin süslenmesi, mumların yakılması ve resimlerin dikilmesi gibi durumlarda yasaktır.
3- Kabir ziyaret için yolculuğa çıkmak da caiz değildir.
Nitekim Rasulullah aleyhissalatu vessellem sadece şu üç mescide yolculuk yapılır. Mescidi haram, benim mescidim (Mescid-i nebevi) ve mescide aksa. (Buhari Müslim)
4- Rasulullah aleyhisselatü vessellemin kabrini bayram yeri edinmek de caiz değildir. Rasulullah aleyhisselam şöyle buyurmuştur;
Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. (Ebu Davud)
Gürsel Gürbüz
BİR CEVAP YAZ